Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Evaristo Carriego
Evaristo Carriego

Evaristo Carriego

Jorge Luis Borges

“Evaristo Carriego adının bundan böyle Arjantin yazınının ecclesia visibilis’inde yerini alacağına ve yazınımızın tüm saygın kurumlarının –retorik dersleri, antolojiler, ulusal yazın tarihi– bu adı…

“Evaristo Carriego adının bundan böyle Arjantin yazınının ecclesia visibilis’inde yerini alacağına ve yazınımızın tüm saygın kurumlarının –retorik dersleri, antolojiler, ulusal yazın tarihi– bu adı anmadan edemeyeceklerine inanıyorum. Ayrıca inanıyorum ki Carriego, en doğru ve seçkin ecclesia invisibilis’in parçası ve dört bir yana yayılmış şiire iman edenler cemaatinin üyesi olacaktır. Ve şuna da inanıyorum, bu değerli üyeliği ona kazandıracak yapıtındaki hüzünlü çığlıklar olmayacaktır. Burada işte bu savları temellendirmeyi amaçladım.” Borges, Buenos Aires banliyölerinin aykırı düşünürü, Latin argosunun uzmanı, kütüphanecilerin sonsuz toplamı, Ön Asya ve Palermo’nun nadir harmanı, Chesterton ve Carriego, Kafka ve Martín Fierro. Borges, her şeyden önce büyük bir şair.

İçindekiler
Önsöz …………………………………………………………………….. 13
Açıklamalar……………………………………………………………… 15
I Palermo, Buenos Aires ……………………………………… 17
II Evaristo Carrıego’nun Yaşamı ……………………………. 31
III Misas Herejes………………………………………………….. 45
IV La Canción Del Barrio ……………………………………… 63
V Olası Bir Özet ………………………………………………… 87
VI Ek Sayfalar …………………………………………………….. 89
VII Araba Yazıları …………………………………………………. 97
VIII Atlı Öyküleri………………………………………………… 105
IX Kama…………………………………………………………… 111
X Evaristo Carriego’nun Bütün Şiirlerine Bir Önsöz… 113
XI Tangonun Tarihçesi………………………………………… 117
XII İki Mektup …………………………………………………… 133

1

PALERMO, BUENOS AIRES

Palermo’nun uzun bir geçmişi olduğu savını Paul Groussac’a1 borçluyuz. Annales de la Biblioteca’nın2 dördüncü cildinin 360. sayfasındaki bir dipnotta bu savdan söz ediliyor. Palermo’nun varlığını kanıtlayan belgelerse çok daha sonraları, Nosotros’un3 242. sayısında yayımlanmış. Bu belgelerde Sicilyalı bir Domínguez (Domenico) de Palermo’dan –son adı İtalya’daki Palermo’dan geliyor– söz ediliyor. Kim bilir, belki de İspanyolcaya çevrilemeyecek bir adı olsun istemiş ve doğduğu toprakların adını, Palermo’yu seçmişti. Bu kişiyle ilgili bir de “yirmi yaşına basmış ve kışla komutanının kızıyla evli” şeklinde bir açıklama var. Domínguez, Palermo’da (Maldonado yakınlarında),1605-1614 yılları arasında BuenosAires’in et gereksinimini sağlayan, yabani hayvanların toplanıp kesildikleri bir çiftliğin sahibiymiş. Çiftliğin izleri çoktan silinip yok olmuş ama günümüze dek gelen özgün bir gönderme var:“Kentin bittiği yerde, Palermo’nun eteklerinde boz renkli bir katır.”Tuhaf bir şekilde, çok uzak bir geçmişte var olmuş bu küçücük hayvanı, tüm ayrıntılarıyla gözümün önüne getirebiliyorum ve bu imgeye hiçbir şey eklemek gelmiyor içimden. Bırakalım bu tek başına otlayan katır görüntüsü yeterli olsun.

Gerçeklerin ironik çıkışlar, tuhaf sürprizlerle iç içe geçmiş karmaşık biçimine ancak romanlarla erişiriz; ama şimdi roman yazmanın ne sırası ne de yeri. Neyse ki gerçeklerin zenginliğini kavramak için tek çıkar yol romanlar değil, anılar da var.Anıların doğasını oluşturan şey olayların çeşitliliği değil, tek tek ayrıntıların sürekliliğidir. Bilgisizliğimizin içkin şiirselliği budur; bunun dışında bir şey aramaya çalışmayacağım.

O zamanların Palermo’suna şöyle bir bakıldığında birçok küçük, derli toplu çiftliğin yanı sıra bir sürü de pis ve döküntü mezbaha göze çarpar; geceleri ise nehir kıyısında, sazlıklara dek yanaşan Hollandalı kaçakçı tekneleri eksik olmaz. Neredeyse durağan bir zaman dilimi olan bu tarihöncesini  Buenos Aires’in, yüzyıllar boyunca ülkenin sırt çevirdiği, bomboş, bataklık bir arazi olan Palermo’ya doğru yorgun ilerleyişinin farklı evreleri  yeniden yakalamaya kalkışmak, bir önemsiz olaylar tarihi örmek kadar anlamsız bir uğraş olurdu.

Burada önerilecek en doğru yol, sinema sanatında kullanılan yöntemi kullanmak ve yavaş yavaş uzaklaşarak yok olan imgeler sıralamak: Şarap fıçıları yüklü katır kafileleri, henüz tam evcilleştirilmemiş, gözleri bağlı hayvan sürüleri, üzerinde söğüt yaprakları yüzen, uzun, durgun bir su, atının üstünde dimdik taşkın bir dereyi geçen acılı yürek, yaprak kıpırdamayan, bomboş, uçsuz bucaksız kırlar, bir sürünün kuzeydeki ağıllara doğru uzanan ayak izleri, (doğan güne karşı atından inip yorgun hayvanın kalın boynunu kesen bir köylü, uçuşarak havada yiten duman. Palermo’nun, Groussac’ın sözünü ettiği Domínguez Domenico gibi yalnızca tarihsel değil aynı zamanda mitolojik atası Don Juan Manuel1 bu mahalleye gelene dek yaşam böylece sürüp gitmişti. Mahallenin kuruluşu bilek gücüyle gerçekleşti. O günlerde Palermo’da varlıklılar, Barracas’a giden yol üzerinde, zamanın izlerini taşıyan sevimli quinta’larda2 otururlardı. Ama Rosas onlardan birine yerleşmek istemiyordu, o kendi evini inşa etmek istiyordu; onun yarattığı evladı olacak, ondan önce başkalarının ayak basmadıkları, başka yazgılara sahne olmamış bir ev. Alfalfares de Rosas’tan, yani Rosas’ın Yonca Tarlaları’ndan (sonraları o yerin de adı değişecek, Belgrano olacaktı),tonlarca kara toprak taşındı, Palermo’nun el değmemiş, nankör killi toprağı efendisinin isteğine uygun hale gelinceye dek üzeri kaplandı, arazi düzlendi.

1840’a yaklaşırken Palermo yeni cumhuriyetin yönetim merkezi, diktatörün sarayının adı olmuştu; Birlikçilerin ağzında ise bir küfürdü. Tarihin başka dönemlerine gölge düşürmemek için o günlerin öyküsünü anlatmayacağım.Yalnızca “saray dedikleri, kireçle beyazlatılmış o büyük ev”den (Hudson, Far Away and Long Ago [Çok Uzakta ve Çok Uzun Zaman Önce], s. 108), portakal ağaçlarından, duvarları tuğla kaplı, demir parmaklıklı, Islahatçı’nın kayığını heyecanla yüzdürdüğü havuzdan söz etmem yeterli. Schiaffino’nun dediğine bakılırsa havuz öylesine küçükmüş ki,“sığ sularda kürek çekmek hiç de keyif verici olmamalı, hele öylesine kısıtlı bir alanda ikide bir dönmek zorunda kalmak tay sırtında gezinmek gibi bir şey olmalı. Ama Rosas’ın içi rahattı, başını kaldırınca parmaklıkların öte yanında ufku keskin gözlerle tarayan nöbetçilerin gökyüzüne yansıyan siluetlerini görüyordu.” Saraydan biraz uzaklaşınca görüntü yoksullaşırdı: Ön planda Hernandez Bölüğü’nün kerpiç karargâhı, askerleri takip eden melezlerin sefil kulübeleri ve daha ötede Palermo Kışlası.

Palermo’nun bu dağdağalı günleri on iki yıl sürdü. On iki yıl boyunca şişman, sarışın adam, parlak çivit mavisi pantolonu, kırmızı yeleği ve başında geniş kenarlı şapkası, tertemiz sokaklarda uzun, ince bastonunu sallayarak dolaştı, çevresine korku saçtı. Bir akşamüstü, bu herkesi korkutan adam ordudan çok bir çapulcu alayını andıran birliklerinin başına geçti ve Caseros’ta daha başlamadan kaybedilmiş bir çatışmayı yönetmek için Palermo’yu terk etti. Yerine kızgın bir boğayı andıran, başında kenarı parlak kırmızı Mazorca kordonlu komik silindir şapkası ve görkemli general üniformasıyla bir başka Rosas Justo José Rosas geldi Palermo’ya. Evet geldi ve eğerAscasubi’nin notları bizi yanıltmıyorsa:

en la entrada de Palermo
ordenó poner colgados
a dos hombres infelices
que después de afusliados
los suspendió en los ombuses
hasta que de allí a pedazos
se cayeron de podridos…
[Palermo’nun girişinde,
asın diye buyurdu
o iki talihsiz adamı,
önce kurşuna dizip
sonra öylece sallandırdı ombus’ten1 onları,
ta ki bedenleri çürüyüp parça parça
yere düşene dek…]

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler)
  • Kitap AdıEvaristo Carriego
  • Sayfa Sayısı128
  • YazarJorge Luis Borges
  • ISBN9789750762284
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yedi Gece ~ Jorge Luis BorgesYedi Gece

    Yedi Gece

    Jorge Luis Borges

    Neden doğrudan metinleri incelemiyorsunuz? Eğer metinler hoşunuza giderlerse ne âlâ; eğer hoşunuza gitmezlerse onları hemen bırakın, zira zoraki okuma kadar saçma bir eylem olamaz,...

  2. Brodie Raporu ~ Jorge Luis BorgesBrodie Raporu

    Brodie Raporu

    Jorge Luis Borges

    Bu öyküleri sarkıtmadan, kısa kısa yazmaya özen gösterdim, ne derece başarılı oldum bilmiyorum. Yalın olduklarını söylemeye cesaretim yok; en belirgin özelliği karmakarışıklık olan evrenin...

  3. Borges Sekseninde Sohbetler ~ Jorge Luis BorgesBorges Sekseninde Sohbetler

    Borges Sekseninde Sohbetler

    Jorge Luis Borges

    Seksen yaşında olduğumun kuşkusuz farkındayım. Her an ölebileceğimi umuyorum ama yaşamayı sürdürmekten, hayal kurmak benim işim olduğuna göre hayal kurmayı sürdürmekten başka ne gelir...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur