Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Etrafımızdaki Duvar
Etrafımızdaki Duvar

Etrafımızdaki Duvar

Kemal Bilbaşar

Erken gelmiş bir bahar sabahı ışıklar, mavi gök, nereden çıktığı belli olmayan, fakat bir ağaç boyundan daha yukarı yükselemeyen gümüşî tüller ve bunun mahremiyetinde…

Erken gelmiş bir bahar sabahı ışıklar, mavi gök, nereden çıktığı belli olmayan, fakat bir ağaç boyundan daha yukarı yükselemeyen gümüşî tüller ve bunun mahremiyetinde gizlenmiş toprak, damarlarda ilk gençlik enerjisi halini alır. Ve bu tabiat karşısında insan ölümü unutarak gerinir: Büyük bir nikbinlik içinde toprağın hazlarını, var olmanın ve yaşamanın saadetini duyar.

Ben böyle nadir gelen fırsatları kaçırmam. O gün kırlar benimdir. Orada boğa kılığına girmiş bir “Jüpiter” gibi kuvvetli ve destansıdır.

Kemal Bilbaşar’ın ilk romanı olan Etrafımızdaki Duvar, 20 Temmuz ile 2 Eylül 1941 tarihleri arasında Tasviri Efkâr gazetesinde tefrika edilmiştir. 42 tefrikadan meydana gelen roman, dönem aydınlarının gündelik hayat ve toplumsal olaylara bakışı üzerinden şekillenir. Bilbaşar, roman boyunca bir yandan devrin psikolojisini anlamaya çalışırken diğer yandan toplumu tahlil ve tenkit etmekten de geri durmaz.

Önsöz

Edebiyatımıza hikâye türüyle adım atan Kemal Bilbaşar’ın özgün bir yazar olduğunu ilk fark eden isim Nurullah Ataç olmuştur. Ataç, 8 Temmuz 1939 tarihli Akşam gazetesinde yayımlanan “Derkanar” başlıklı yazısında Kemal Bilbaşar’ı şahsen tanımadığını ve önceki eserlerinden haberdar olmadığını belirtmiş; buna karşın Bilbaşar’ın Aramak dergisinde çıkan “Budakoğlu” hikâyesini dikkatle okuduğunu söyleyerek onun özellikle üslubunu beğendiğini ifade etmiştir. Ataç’ın değerlendirmesinde öne çıkan diğer bir nokta ise genç yazarın karakter yaratma konusunda henüz tam olgunluğa erişememiş olmasıdır. Ancak Ataç’a göre, Kemal Bilbaşar’ın güçlü bir gözlem yeteneği vardır ve Bilbaşar, olayların karakteristik özelliklerini başarıyla tespit edebilmektedir. Yazının devamında Ataç, Bilbaşar’ın gelecekte hem hikâye hem de roman alanında başarılı bir yazar olacağına dair öngörüsünü de paylaşmıştır (s. 13). Nitekim Nurullah Ataç’ın yapıcı ve yönlendirici eleştirileri, Kemal Bilbaşar’ın edebî kariyerinde önemli bir dönüm noktası olacaktır. Ataç’ın olumlu eleştirilerinin etkisiyle olsa gerek Bilbaşar, iki yıl içinde ilk romanı Etrafımızdaki Duvar’ı kaleme alır. Kemal Bilbaşar’a yer veren edebiyat tarihlerinde bulunmayan bu roman, Tasvir-i Efkâr gazetesinde 20 Temmuz 1941-2 Eylül 1941 tarihleri arasında tefrika edilmiştir.

Etrafımızdaki Duvar romanı tefrika edilmeden önce İlhan İleri, Tasvir-i Efkâr gazetesinin 15 Temmuz 1941 tarihli sayısında Kemal Bilbaşar’ın o günlerde yeni yayımlanan Cevizli Bahçe adlı hikâye kitabını değerlendirmiş, gazete yönetimi de söz konusu yazının orta kısmında Kemal Bilbaşar’ı okuyucularına tanıtma fırsatı bulmuştur:

Memleket edebiyatı üzerinde konuşan en salâhiyetli mütefekkirlerimiz maalesef takdir edemiyeceğimiz bir zihniyetle hâlâ “İSTANBUL’UN DIŞINI” hesaba katmak istemiyorlar. Halbuki inkılaptan sonra “ANKARA, İZMİR” gibi ikinci derecede büyük fikir merkezlerimiz doğmuştur ve buralarda kale alınması lâzım gelen mesut bir kültür mayalanması vardır. Ve hattâ zaman zaman bu iki “Anadolu hisarından” fırlatılan gülleler eski Bizans surlarını delebiliyor ve üzerinde “Anadolu” matbaalarının damgasını ve meçhul şöhretlerin imzalarını taşıyan esercikler, İstanbul neşriyatına meydan okuyor. Bu tenkit yazısı da kıymetli bir sanatkâr olan “Kemal Bilbaşar”ın kıymetini tebarüz ettirmektedir (15 Temmuz 1941, s. 4).

Gazetenin Kemal Bilbaşar’ı okura tanıtma şekline dikkat edildiğinde çok önemli veriler elde etmek mümkündür. Dönemin edebiyat otoritelerinin İstanbullu yazarları önceleyen tavrına karşı bir eleştiri niteliği taşıyan bu metin, cumhuriyetin ilanından sonra Ankara ve İzmir gibi şehirlerin de önemli kültür merkezleri haline geldiğini vurgulamaktadır. Özellikle “Anadolu hisarı” ve “Bizans surları” metaforları üzerinden, taşra-merkez çatışmasına dikkat çekilmekte ve Anadolu’dan yükselen yeni seslerin İstanbul’un edebî hegemonyasına meydan okuduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda Kemal Bilbaşar, Anadolu merkezli bu yeni edebî anlayışın önemli temsilcilerinden biri olarak gösterilmekte ve onun eserleri bu kültürel hareketliliğin ürünleri arasında sayılmaktadır.

Tasvir-i Efkâr, Kemal Bilbaşar’ın romanını tefrika etmeye başlamadan önce okuyucunun esere yönelik ilgisini artırmak amacıyla gazetenin ilk sayfasında romanla ilgili kısa bilgilere de yer vermiştir. Gazetenin 16 Temmuz 1941 tarihli sayısında, mevcut tefrika Fırtına Gecesi’nin yakında sona ereceği duyurulmuş, onun yerini alacak olan eserin özellikleri tanıtılmıştır. Bu duyuruda özellikle, yeni tefrikanın “genç neslin –Bobstil gençliğin değil– en olgun numunelerinden biri” olduğu belirtilerek, eserin edebî değeri ortaya konulmuştur. Gazetenin 18 Temmuz 1941 tarihli sayısında ise okuyucuların merakını daha da artıracak şekilde “San’atkâr görüşile içinde bulunduğumuz hayatın tam bir tahlilini bu edebî eserde bulacaksınız” ifadesi eklenmiş; romanın konusu hakkında ipuçları verilmiştir. Bu tanıtım yazılarıyla gazete, bir yandan romanın sanatkârların hayatına odaklanacağını belirtirken diğer yandan bu sanatkârların dönemin popüler kültüründen uzak kalmayı tercih eden sanatçılar içinden seçildiğini ve bu sebeple de eserin elitist bir sanat anlayışının eseri olduğunu vurgulamıştır. Bu noktada Etrafımızdaki Duvar romanının konusundan bahsetmek gerekirse, kültür sanat hayatının canlılığıyla dikkat çeken 1930’lu yılların Ankara’sını merkeze alan roman; bestekârlar, ressamlar, şairler gibi sanat çevrelerinden kişilerin ve sanata ilgi duyanların hayatlarına odaklanır. Romanda Ferdi, Mediha ve Naran arasındaki karmaşık ilişkiler ağı, özellikle Ferdi’nin bu iki kadına karşı duyduğu gelgitli hisler üzerinden aktarılarak romanın temel çatışma unsurunu oluşturur. Bu çatışma, kimi zaman Ferdi’nin besteleriyle işlenirken kimi zaman da Mediha’nın ağabeyi Ziya’nın çizdiği resimler aracılığıyla anlatılır. Bu bağlamda Ziya’nın resimleri, romandaki aşk ilişkilerinin gelişimini ve olayların gidişatını yansıtması bakımından da önemlidir.

Etrafımızdaki Duvar romanında; sanat eserinin özgünlüğü ve yaratım sürecinde özgürlüğün gerekliliği de öne çıkarılan konular arasında yer alır. Özellikle ressamların çıplak model kullanımı üzerinden dönemin toplum yapısı ile modern sanat anlayışı arasındaki gerilimin yansımaları işlenir. Zira romanda, sanatsal yaratımın toplumsal normlarla çatışsa bile özgürce gerçekleştirilmesi fikri, özellikle ressam Ziya’nın çalışmaları üzerinden anlatılır. Sanatçının ilham arayışı, yaratma sancısı, bu süreçte yaşadığı zorluklar ve toplumsal baskı altında eserini üretmeye çalışan sanatçının iç çatışmaları dikkate alındığında eserin Künstlerroman (sanatçı romanı) niteliği teşkil ettiği söylenebilir. Sanatçı karakterlerin yaşadıkları duygusal ilişkiler, onların sanatsal üretimlerini doğrudan etkilemekte, bunlar; kimi zaman ilham kaynağı olurken kimi zaman da yaratıcılıklarını engellemektedir.

Son olarak Etrafımızdaki Duvar romanının, 74 yıl sonra gazete sütunlarından çıkarak kitaplaşmasına yardımcı olan Can Yayınları’na, kitabın hazırlanma sürecinin başından itibaren desteğini esirgemeyen değerli editörüm Abdullah Ezik’e ve her zaman olduğu gibi bu süreçte de yanımda olan sevgili eşim Bahanur Garan Gökşen’e teşekkürlerimi sunarım.

Erol Gökşen
İstanbul, Ocak 2025

Etrafımızdaki Duvar

Erken gelmiş bir bahar sabahı ışıklar, mavi gök, nereden çıktığı belli olmayan, fakat bir ağaç boyundan daha yukarı yükselemeyen gümüşî tüller ve bunun mahremiyetinde gizlenmiş toprak, damarlarda ilk gençlik enerjisi halini alır. Ve bu tabiat karşısında insan ölümü unutarak gerinir: Büyük bir nikbinlik içinde toprağın hazlarını, var olmanın ve yaşamanın saadetini duyar.

Ben böyle nadir gelen fırsatları kaçırmam. O gün kırlar benimdir. Orada boğa kılığına girmiş bir “Jüpiter” gibi kuvvetli ve destansıdır.

O gün de, üç yıldan beri görmediğim mektep arkadaşım, müzisyen dostum Ferdi’nin avdetini vesile ederek ziyaretine gitmeyi –artık bir boğa olamadığım için– sadece bu erken gelmiş baharla avunmayı ve karanlık kış günlerinde yokluğun yıprattığı sinirlerimi tamir etmeyi düşündüm.

Bornova’ya giderken zihnî bir yaşama ile geri dönüyordum. Eski bir dost, eğer sık görülmemişse, maziyi ihya eder.

Ferdi’yi hasta buldum. Kalın perdelerle yarı örtülü pencereler, koyu renkli mefruşatla tanzim edilmiş odayı aydınlatamıyordu. Duvar dibine çekilmiş bir karyolada yatıyordu. Loş ışıklarla çizgilenen yüzünü az kalsın tanıyamayacaktım, o kadar bozulmuştu.

İçimdeki balon birdenbire söndü. Karanlık günlerin kasaveti beni tekrar istila etti. Yeis içinde haykırdım:

“Ne oldu sana Ferdi? Hasta mısın?”

Ellerine sarıldım. Ateş içinde yanıyorlardı. Gözlerinde kurşuni parıltılar vardı. Derinden gelen halsiz bir sesle, “Hasta değil, ölüyüm,” dedi.

Odaya ablasının girmesiyle sözü yarım kaldı. Ferdi’ nin bulunmadığı günlerde ziyaretini ihmal ettiğim ihtiyar kıza özürler diledim. Kapakları şiş ve kızarmış gözlerinde topladığı şefkat ve korkuyla kardeşini tetkik ederken kabalığımı ve saygısızlığımı unutturmak isteyen bir ifadeyle beni temin etmeye çalıştı.

Sonra tekrar dışarı çıktı. Kapıyı örterken bedbin işaretler yaparak teessürünü ve ümitsizliğini bana anlatmak istedi.

En zor şey hastaya ümit ve teselli verecek sözler bulup söylemektir. Odanın loşluğu içinde büyüyen sükûtu muzun ağırlığından kurtulmak maksadıyla zekâmı nafile zorluyordum.

O, dalgın gözlerle karşı duvarda asılı bir tabloya bakıyordu.

Bu, çıplak bir kadın tablosuydu.

Kanatlı bir küçük melek, Eros, bu ilahî kadın yüzünden bir maskeyi kaldırıyordu. Kalın ve siyah bir yılan bacaklarına ve vücuduna dolanmıştı.

Konuşmuş olmak için, “Güzel bir tablo,” dedim. “Ka ça aldın?”

Müstehzi ve isyankâr tonların akisleri bulunan bir ifadeyle, “Aşkım, sanatım ve hayatım pahasına,” cevabını verdi.

İkinci defaydı ki garip ve çok manidar şeyler işitiyor dum. Yüzümdeki sorguya ve itimatsızlığa karşılık verir gibi devam etti:

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıEtrafımızdaki Duvar
  • Sayfa Sayısı108
  • YazarKemal Bilbaşar
  • ISBN9789750765407
  • Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2025

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Ay Tutulduğu Gece ~ Kemal BilbaşarAy Tutulduğu Gece

    Ay Tutulduğu Gece

    Kemal Bilbaşar

    Ay Tutulduğu Gece’de Kemal Bilbaşar, Demokrat Parti’nin iktidara gelişinin, daha çok Yunanistan göçmenlerinin yaşadığı bir Batı Anadolu sahil kasabasındaki yansımalarını, kasabada geçici olarak bulunan...

  2. Cemo ~ Kemal BilbaşarCemo

    Cemo

    Kemal Bilbaşar

    Cumhuriyet’in ilk yılları. Doğu Anadolu’nun yaman coğrafyasında, aman vermez ikliminde, bin bir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak...

  3. Bedoş ~ Kemal BilbaşarBedoş

    Bedoş

    Kemal Bilbaşar

    “Bedia, efendim!” dedi. “Dedem koymuş bana bu adı. Trenle geçerken Toros Dağları’nın güzelliğine bakıp hayran olmuş da, ‘Bir doğa harikası bu, bir bedia,’ demiş....

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Son On Beş Dakika ~ Fatma BarbarosoğluSon On Beş Dakika

    Son On Beş Dakika

    Fatma Barbarosoğlu

    Günlerdir; o iki beyaz gömleklinin hikâyesine tanık olan kaç kişiydik, bunu düşündüm. Tanıkların her birinin hikâyesini düşündüm. İçimizden biri bu ölümü çağırmış olabilir mi...

  2. Yaralasar 4 ~ Maral AtmacaYaralasar 4

    Yaralasar 4

    Maral Atmaca

    “Geçerdi, aslında yaşadığımız her şey er ya da geç geçerdi. Bedenimize aldığımız yaralar geçerdi. Ruhumuza aldığımız yaralar da bir süre sonra eskisi gibi acıtmadığı...

  3. Hakka Sığındık ~ Hüseyin Rahmi GürpınarHakka Sığındık

    Hakka Sığındık

    Hüseyin Rahmi Gürpınar

    Yangın gündüz yandı, gece yandı, ertesi günü oldu, hâlâ yanıyordu. Biz İstanbul’da hiç ev kalmadı zannettik. Çünkü etrafımız göz alabildiği kadar virane olmuştu. Yalnız...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    ×
    Yukarı
    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur