Birazoku

Kalp ve damar bilimi her zaman tıbbın en karmaşık ve hayati dallarından biri olmuştur. Kalbin yaşamı ve insan hayatının kalitesini korumadaki merkezi rolü göz önüne alındığında, bu alandaki araştırma ve incelemeler büyük önem taşımaktadır. Elinizdeki bu kitap, on dört bölümden oluşmakta olup, araştırmacılar, öğrenciler ve özellikle Perfüzyon alandaki öğrenciler ve uzmanlar için bilimsel ve uygulamalı bir kaynak sunma çabasındadır.

*

Önsöz

Kalp ve damar bilimi her zaman tıbbın en karmaşık ve hayati dallarından biri olmuştur. Kalbin yaşamı ve insan hayatının kalitesini korumadaki merkezi rolü göz önüne alındığında, bu alandaki araştırma ve incelemeler büyük önem taşımaktadır. Elinizdeki bu kitap, on dört bölümden oluşmakta olup, araştırmacılar, öğrenciler ve özellikle Perfüzyon alandaki öğrenciler ve uzmanlar için bilimsel ve uygulamalı bir kaynak sunma çabasındadır.

İlk bölümlerde, okuyucuların kalbin embriyonik aşamadaki yapısını ve gelişimini anlamak için embriyoloji, anatomi ve histolojisi incelenmiştir. Devamında, kalp fizyolojisi ve kan immunolojisi ile ilgili bölümler, kalp ve damarlarla ilişkili hayati süreçler ve savunma sistemlerine derin bir bakış sunmaktadır.

Kitabın en önemli bölümlerinden biri, açık kalp cerrahisi sarasında kanın korunması ve perfüzyonudur. Bu bölüm, kanın korunması ve cerrahinin hassas anlarında perfüzyon yönetimi için yeni teknikler ve yöntemlerin incelenmesine ayrılmıştır. Ayrıca, kalp-akciğer cihazı ekipmanları ve ventriküler destek cihazları ve ECMO ile ilgili ileri teknoloji bölümleri, okuyucuları bu alandaki son teknolojik gelişmelerle tanıştırmaktadır.

Bu kitap, perfüzyon öğrencileri için bir El kitabı ve kaynak olarak tasarlanmıştır, böylece eğitim ve profesyonel yaşamları boyunca kapsamlı ve uygulamalı bir rehber olarak yararlanabilirler. Kitabın, uzmanların ve öğrencilerin bilimsel ve pratik ihtiyaçlarını karşılayarak bilgi ve becerilerini geliştir. mede etkili bir adım olmasını umuyorum.

Elnaz Hatami

 

Açık Kalp Cerrahisinin Tarihçesi

Açık kalp cerrahisi ve perfüzyonun tarihi, uzun bir yolculuk ve birçok yenilik ile bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin izini taşımaktadır. Ondokuzuncu yüzyılın sonlarında gerçekleştirilen ilk başarılı ameliyatlardan yirminci ve yirmi birinci yüzyıldaki büyük ilerlemelere kadar, bu alan tibben en önemli ve karmaşık dallarından biri haline gelmiştir. Bu alandaki cerrahların ve bilim insanlarının çabaları ve başarıları, milyonlarca hastanın hayatını kurtar mış ve yaşam kalitelerini artırmıştır.

İlk Girişimler ve İlerlemeler

Ondokuzuncu yüzyılın sonlarında, kalp cerrahisi tıbbın en büyük zorluklarından biri olarak biliniyordu. Bu zorluklar, aşağıda detaylı olarak ele alınacak çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkmıştı:

1.Kalp fizyolojisi hakkında yetersiz bilgi

-Kalbin karmaşık yapısı: Insan kalbi, dört boşluk ve çeşitli valvuler ve vas küler sistemler içeren hayati işlevlere sahip karmaşık bir organdır. O dö nemde, bu yapıların ve işlevlerinin tam olarak anlaşılması sınırlıydı.

-Elektrofizyolojik mekanizmalar hakkında eksik bilgi: Kalp atışını düzenleyen elektrofizyolojik mekanizmalar o dönemde tam olarak bilinmiyordu. Bu mekanizmalar kalbin düzgün çalışmasında kritik bir rol oynar ve her. hangi bir bozukluk ciddi sorunlara yol açabilir.

2.Temel cerrahi teknikler

-Sınırlı cerrahi aletler: O dönemde cerrahi aletler ilkel ve yetersizdi, bu da karmaşık ameliyatları gerçekleştirmek için gereken hassasiyeti sağlamı-

yordu.

-Gelişmiş görüntüleme teknolojilerinin yokluğu: Röntgen, MRI ve CT taramaları gibi gelişmiş görüntüleme teknolojilerinin eksikliği, cerrahların kalp sorunlarını doğru bir şekilde teşhis etmelerini ve ameliyat için uygun bir planlama yapmalarını zorlaştırıyordu.

3.Yüksek enfeksiyon riski ve antibiyotik eksikliği

Antibiyotiklerin yaygın olarak kullanılmaması: On dokuzuncu yüzyılın sonlarında antibiyotikler geniş çapta mevcut değildi ve cerrahi sonrası enfeksiyonlar ciddi bir risk olarak biliniyordu.

Yetersiz sterilizasyon koşulları: Sterilizasyon teknikleri tam olarak gelişmemişti ve çoğu cerrahi ortam hijyen açısından uygun değildi.

4.Kanama kontrolü ve anestezi yönetiminde teknik sınırlamalar -Şiddetli kanama: Büyük damarlar ve yüksek kan basıncı nedeniyle kalp cerrahilerinde kanamanın kontrolü oldukça zordu.

Yetersiz anestezi: O dönemde anestezi teknikleri ve ilaçları ilkel olup, anestezinin hassas bir şekilde kontrolü ve ameliyat süresince hastanın stabil durumunun korunması zorluk yaratıyordu.

5.Tibbi tesis ve ekipmanlara ilişkin kısıtlamalar

-Hayati destek cihazlarının yokluğu: Kalp ve akciğer destek cihazları, mekanik pompalar ve hayati parametre izleme cihazları henüz geliştirilme mişti

Önceki bilgi ve deneyimlerin sınırlılığı: Kalp cerrahisi yeni bir alan olarak ortaya çıkmıştı ve cerrahlar yeterli bilgi ve deneyim eksikliği ile karşılaşıyordu. Her ameliyat yeni bir meydan okuma olarak görülüyordu ve birçok uygulama deneme-yanılma yöntemiyle gerçekleştiriliyordu.

6.Bağışıklık sistemini ve vücudun ameliyata tepkisini anlamadaki sınırlamalar

Vücudun cerrahiye yanıtı: Bağışıklık sistemi, cerrahiyi bir tehdit olarak algılar ve bu da iltihaplanma ve yeni dokuların reddine neden olabilir. Bu yanıtların tam olarak anlaşılmaması, ameliyat sonrası yönetimi karmaşıklaştırıyordu.

Bu zorluklara rağmen, on dokuzuncu yüzyılın sonları ve yirminci yüzyılın başlarındaki öncü doktorlar ve cerrahların çabaları, modern açık kalp cerrahisinin bilimsel ve teknik temellerini atmıştır. Bu çabalar zamanla, karmaşık kalp ameliyatlarının gerçekleştirilmesi için gerekli tekniklerin, aletlerin ve