Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Eril Dişil Bilgeliği
Eril Dişil Bilgeliği

Eril Dişil Bilgeliği

Nevin Nesrin Soysal

Kadınlarda Celal, erkeklerde Cemal isimler tecelli etmeye başladığında savaşlar çıkar, nesiller bozulur, tüketim çoğalır, sevgi ve şefkat unutulur. Celal ve Cemal dengesinin bozulması, yeryüzünün…

Kadınlarda Celal, erkeklerde Cemal isimler tecelli etmeye başladığında savaşlar çıkar, nesiller bozulur, tüketim çoğalır, sevgi ve şefkat unutulur. Celal ve Cemal dengesinin bozulması, yeryüzünün felaketi ve sonudur.

Kâinattaki dengeyi korumak için sana verilen cinsiyeti muhafaza sorumluluğunu almayacak mısın?

Eril dişil dengeni bulduğunda, seni mutlu edecek dengini bulacaksın.

Bir erkek kadınını, bir kadın erkeğini tamamladığında mükâfatı dünyada ve cennette ebedi mutluluktur. Eril dişil dengen, çocuklarına bırakabileceğin en değerli mirasındır.

Şimdi, yapbozun tamamlanmış büyük resminde yerini almak için, kadın veya erkek olmakla ilgili ne kadar negatif inancın, endişelerin, korkuların varsa, yanlış öğrendiğin ne kadar bilgi varsa, hepsini usulca bırak!

Sen, yapbozun kendine ait parçasını doldurduğunda, çocuklarının ve tüm sevdiklerinin yaşam amaçlarına ulaşmaları, kâinatta kendilerine ayrılmış yerleri doldurmaları için onlara yardım etmiş olacaksın.

BAŞLARKEN

Kadının erkekten daha değersiz ve güçsüz olduğuna inanılan bir ortamda dünyaya geldiyseniz;
Aileniz erkek doğmanızı istedi ve kız doğduğunuz için üzüldülerse;
Hayatı mücadele içinde geçen, isteklerine zorlukla ulaşan bir kadınsanız;
Neden kadın peygamber gelmediği sorusu kafanızı kurcalıyorsa;
Bolluğun, bereketin ve şansınızın olmadığını düşünüyorsanız;
Karşısına hep kendisinden alt seviyede, beceriksiz bulduğu ya da evli ve müsait olmayan erkeklerin çıktığı bir kadınsanız;
Karşınıza hep size zorluk yaşatan eril kadınların çıktığı, kadınları gözünde büyüten ve onlardan çekinen bir erkekseniz;
Yaşınız ilerliyor, evlenmeyi istiyor ama evlenemiyorsanız;
Evlenmekten korkuyorsanız;
Evlenmek üzeresiniz ve karşı cinsi tanımaya ihtiyacınız varsa;
Eşinizle ciddi sorunlarınız varsa;
Boşanmak için karar vermeye çalışıyorsanız ve neyi yanlış yaptığınızı anlamaya ihtiyacınız varsa;
Anne-babanızla sorunlarınız varsa ya da onlara çok bağlıysanız;
Sıkıntılı hayatlar yaşamış, büyük acılar çekmiş, çok güçsüz ya da çok eril kadın kökleriniz varsa;
Çocuğunuz doğduğunda postpartum depresyon yaşadıysanız…
Ve daha pek çok konu için sizleri kâinatın eril ve dişil prensipleriyle hemhâl olmaya davet ediyoruz.

ÖNSÖZ

İnsan suretinde doğmamız, insan olmanın hakkını vermemizi nasıl garanti etmiyorsa erkek ya da kadın bedeninde doğmamız da erkek ya da kadın olma sorumluluğumuzu yerine getirmemizin garantisi değil.
Nasıl ki insan suretinde yaratılmanın hakkını vermemiz için özümüze dönmemiz ve tekâmül etmemiz gerekiyorsa aynı şekilde kadın ve erkek olarak yaratıldığımız cinsiyetlerimizin hakkını vermemiz için de emek vermemiz gerekiyor.
Cinsiyet özelliklerimizi hatırlamak ve sahip çıkmak, yaratılış özelliklerimize savaş açarak cinsiyet özelliklerimizi yok etmek için bizleri kuşatma altına almış günümüz küresel güçlerinin, yeryüzünü ve nesillerimizi ifsat etmesine direnmenin güçlü ve önemli bir yoludur aynı zamanda. Hayatı hangi cinste yaratıldıysak o cinsin özellikleriyle yaşamak, insanlığın dayatması altında olduğu üniseks insan modeli ve eşcinsellik baskısına karşı bir reddiyedir.
Elinizde tuttuğunuz kitabın amacı, cinsiyetlerimizi muhafaza etmenin Allah’ın yaratma sistemi içerisindeki önemini ve sistemle paralelliğini vurgulamak, “kadın ve erkek olma”yı birlikte hatırlamamızı sağlamaktır. Bu hatırlayış, yeryüzüne olan belki de en büyük sorumluluğumuz. Bu hatırlayış, yaşam amacımıza giden yoldaki belki de en önemli durağımız.
Kadın veya erkek olmak bizim kaderimizdir. Bu kaderi kabullenerek hayatta üzerimize düşen rolü bu kader doğrultusunda oynamak, hayatımızı olabilecek en güzel, en mutlu, en başarılı
şekilde yaşamanın, has esmamıza ulaşmanın biricik yoludur.
Uzun zamandır yeryüzündeki en büyük sorunlardan birisi, kadınların hayatı kadınlık özellikleriyle değil, erkeklik özellikleriyle yaşaması, erkeklerin değişen dünyada yeni bir erkeklik modeline doğru evrilmesi ve bu durumun her iki cinsi birden zorlamasıdır. Bu çağda erkekliğin bir geçiş döneminde, kadınların ise eril özelliklere sahip olmasının çeşitli nedenlere bağlı olduğunu konular ilerledikçe göreceksiniz.
Bu kitabın amaçlarının hepsi önsöze sığmaz. Göreceğiz ki kadınlar için rahatlığın, kolaylığın, keyfin, mutluluğun yolu kadın özelliklerine sahip olmasından geçiyor. Peşinde koşup durduğumuz mutlu ilişkinin sırrı, yaratılış özelliklerini koruyan gerçek bir kadın ve erkek olmakta saklı…
Göreceğiz ki her birimiz bu dünya için o kadar önemliyiz ki hayatı yaratılış özelliklerimizle yaşamamız, yeryüzü için büyük değer taşıyor. Kadın özellikleriyle yaşadığımızda sevgimiz, şefkatimiz, merhametimiz yeryüzünü şifalandırıyor.
“Eril dişil dengesi” konusunda yıllardır çalışmamın ve bu kitabı yazmamın esas amacı, hakiki kadın ve erkek özelliklerimizi taşıyarak yaşamamızın Yaratıcımıza karşı belki de en önemli vazifemiz olduğuna inanmam. Hayatı doğasına sadık kadınlar ve erkekler olarak yaşadığımızda, Allah’ın kâinatı yaratırken kurduğu sistem olan “Rahman ve Rahîm dengesi”nde yerimizi almış, bize verilen kadere rıza göstermiş oluruz.
Yaratılış özelliklerine sahip çıkan bir kadın ve erkek olmak, kendimize karşı da en büyük sorumluluğumuz. Çünkü kadın ve erkek rolü bizim insan olmaktan sonraki en önemli rolümüz. Diğer rollerimiz, bu rolümüzde ne kadar başarılı olduğumuza bağlı.
Cinsiyet özellikleri dengeli bir kadın olmadan ne iyi bir eş ne iyi bir anne ne başka herhangi bir şey olmak ne de kendini gerçekleştirmek mümkündür.
Cinsiyetinden memnun ve barışık olmanın insana verdiği öyle özel bir öz güven çeşidi vardır ki kişisel öz güvenden çok daha büyük bir yaşam enerjisi ve ait olduğu yerde olduğuna dair bir emniyet hissi vermekte, hayatımızdaki engelleri önümüzden kaldırmakta, “has esma” yolculuğumuzda daha özgür bir şekilde ilerlememize yol açmaktadır.
Kurallarını erkeklerin belirlediği eril bir dünyada, eril kalıplarla yaşamaktan yorgun düşmüş, nerede yanlış yaptığını bir türlü anlayamayan, kendisini bir türlü yuvasında hissedemeyen sevgili hanımefendiler!
“Rahman ve Rahîm dengesi”nin ait olduğunuz bölümüne dönmeye hazırsanız Allah’ın izniyle bu kitabın dönüş biletiniz olmasını diliyorum.
Daha birkaç on yıl öncesinde babası, dedesi eve geldiğinde tüm ev halkı peşine düşüp onunla ilgilenir, biri terliğini, biri gazetesini, biri kahvesini uzatırken şu an işten döndüğünde eşiyle mutfağa beraber girmesi, gece kalkıp çocuğa biberon vermesi beklenen, genetik kodlarının hızlı değişime ayak uydurmaya zorlandığı, eril enerjisi yüksek kadınlarla birlikte yaşamaktan dolayı eril yönlerini kaybetmeme mücadelesi veren, genlerinden aktarılanlarla mevcut realitenin içinde sıkışmış değerli beyefendiler!
Bu kitabın sizlere de kendinizi ve yaşadığınız dönemi anlamanız, eril ve dişil prensipleri fark etmeniz, eril özelliklerinizi muhafaza etmeniz için katkı sağlamasına niyet ediyorum.
Bir kadın ve bir erkek, birbirlerine diğerinin sahip olamayacağı hiçbir şey veremezler. Bir kadın erkekten daha iyi para kazanabilir. Daha başarılı olabilir. Ya da bir erkek bir kadından çok daha iyi çocuk da bakabilir, yemek de yapabilir. Kendi kendilerine veremeyecekleri tek şey kadınlık ve erkekliktir. Bizim kadınlar olarak eşimize verebileceğimiz en güzel hediye, dişiliğimiz; erkeklerin eşlerine verebilecekleri en güzel hediye ise erillikleridir.
Cinsiyet kimlikleri dengeli kadınlar ve erkekler olmak, bizim kendimize ve birbirimize verebileceğimiz en güzel hediye. Yeryüzüne borcumuz. Rabbimize olan en önemli sorumluluğumuz…
Yıllardır verdiğim eğitimlerimin ve uygulamalarımın deneyimlerini, psikoloji bilgilerimi, ulaştığım verileri paylaştığım bu kitabın, hepimizin sağlık ve mutluluğuna, hayat amacına ulaşmasına, bizlerin ve gelecek nesillerimizin cinsiyet kimliklerinin korunmasına ve yeryüzünün şifalanmasına katkı olması temennisiyle…

Şifa olsun!
Sevgiyle…
18.08.2023
Nevin Nesrin Soysal

GİRİŞ

“Tanrım bizi kadın ve erkekler olarak
yaratmaktan muradın nedir?”
Epiktetos

Epiktetos’tan kinaye: “Allah’ım! Beni yaratmaktan muradın nedir?”
Hangi cinsten yaratıldığımız hayatımız için büyük önem taşır.
Kadın olarak yaratılmamız hayattaki vazifemizin kadın rolünü sergilemek, erkek olarak yaratılmak da erkek rolünü sergilemek olduğunu gösterir. Bu rollerin dışına çıkmak, cinsiyet özelliklerini yetersiz sergilemek ise hayattaki vazifemizin dışına çıktığımızı ortaya koyar. Hayata karşı sorumluluğunu kuşanmanın yolu, cinsiyetini sahiplenmekten ve onunla barışık olmaktan geçer.
Epiktetos’a göre, insanların dışsal olaylar veya başkalarının davranışları üzerindeki kontrolü sınırlıdır ancak içsel durumlarına ve tepkilerine tam kontrol sahibi olabilirler. Bu nedenle mutluluk ve iyi yaşam, insanların kendi içsel erdemlerini ve düşünce tarzlarını geliştirmelerine bağlıdır.
Cinsiyeti ile barışık olmak; aşağı görülen, istenmeyen, reddedilen, ezilen, baskılanan cins olan kadın cinsi için çok daha zordur. Son yıllarda kız çocuk biraz daha istenir hâle gelmiş olsa da kadınların büyük bir çoğunluğu erkek olmaları arzu edilerek dünyaya gelmiş ve bu durum onların hayatında derin izler bırakmıştır. Daha anne karnındayken annelerinin çektiği sıkıntıların kendilerine hissettirdikleriyle kadın olmanın zorluğu ile tanışan, dünyaya geldiklerinden itibaren acı çeken kadınların hikâyeleriyle büyüyen, babalarının ve babaannelerinin annelerine yaptığı eziyete şahit olan kız çocukları gerek evlenmekten gerekse annelikten uzaklaştılar. Ataerkil sistemin pençesinde hayat tüketen anneler, kızlarını büyütürken “Sen benim gibi olmayacaksın! Sen okuyacaksın, çalışacaksın, bir erkeğe muhtaç olmayacaksın!” cümlelerini bıkmadan usanmadan her gün tekrar etti. Bunun neticesinde de “Asla annem gibi olmayacağım!” diyerek annelerinin kaderlerini onurlandırmaktan, gücünü takdir etmekten kaçınan kız çocukları, annelerinden beter durumlara düştüler.
En ağır koşullarda erkeklerle birlikte çalışmak, onlarla aynı ortamda kadın fıtratına uygun olmayan biçimde yaşamak kadınlara hoş gösterildi. Kadın buna özendirildi. Kendilerini tanımayan, fıtratlarının sesini duymayı başaracakları ortama sahip olmayan kadınlar, eril bir hayatın içinde yoruldular, tükendiler. Eril annelerden dünyaya gelen çocuklar sevgiyi yeterince alamadılar. Sevgi kaynağı olması gereken anneden otorite, otorite kaynağı olması gereken babadan sevgi almak cinsiyet kimliklerinde kaymaya neden oldu.
Kadın değersizleştirildikçe yeryüzünde savaşlar arttı. Erkekler ölünce tarlalarda, fabrikalarda, madenlerde kadınlar çalışmaya başladı. Ölen erkeklerin kadınları ve kızları, bazen başka kadınların kuması oldu. Yeryüzünde yaşam koşulları güçleştikçe kadının eril enerjisi güçlendi. Kadının bedeniyle irtibatı koptu. Oysa kadın, yeryüzünün rahîm boyutunu temsil ediyordu ve bedeniyle sıkı bağlantı içerisinde olması gerekliydi. Kadınlığın en büyük sembolü olan regl dönemleri hastalık, kirlilik dönemi olarak tanımlanmaya başlandı. Ataerkilliğin kadını reddettiği gibi, kadın da kendi regl dönemini reddetti, aşağıladı.
Önce işler yolunda gibiydi ama zamanla evlilik yaşı yükseldikçe yükseldi. Biyolojik saat var gücüyle alarm verdi. Kadın “Erkek kalmadı yeryüzünde” diye şikâyet etmeye başladı. Karşısına hep kendisi kadar becerikli olmayan, onun yaptığı bin bir çeşit işi yapamayan erkek çıkıyordu. Bunun nedenini bir türlü anlayamıyordu. Nihayet birisini bulup evlendiğinde ise ailenin bütün yükü ona kalıyordu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Kişisel Gelişim
  • Kitap AdıEril Dişil Bilgeliği
  • Sayfa Sayısı192
  • YazarNevin Nesrin Soysal
  • ISBN9786259897936
  • Boyutlar, Kapak13,5×21, karton
  • YayıneviAile Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Mutluluk Atölyesi ~ Nevin Nesrin SoysalMutluluk Atölyesi

    Mutluluk Atölyesi

    Nevin Nesrin Soysal

    Yoksa siz mutluluğu “haz” kavramıyla karıştırarak onu önemsemeyen, öteleyen, mutluluğun ancak öteki dünyada yaşanacak bir hal olduğunu düşünenlerden misiniz? Oysa cennete mutluluğu dünyadan götürürüz....

  2. 7 Ced 7 Nesil Ailenin Mutluluk Atölyesi ~ Nevin Nesrin Soysal7 Ced 7 Nesil Ailenin Mutluluk Atölyesi

    7 Ced 7 Nesil Ailenin Mutluluk Atölyesi

    Nevin Nesrin Soysal

    Sen, sadece sen değilsin!!! Şu an yaşadığın hayat, geçmişte atalarının düşünce ve davranışlarının bir sonucu. Yaşayacağın hayat ise gelecek nesillerinin nasıl insanlar olacağını belirliyor....

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur