Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi – İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete
Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi – İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete

Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi – İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete

Zafer Yılmaz

“Her başlangıç, geriye doğru bir sıçramayı ve geçmişle yeniden hesaplaşmayı, bir başka deyişle geleceğe uzanmak için geçmişin mirasıyla yeniden ilişkilenmeyi gerektirir. Bu başlangıcı bize…

“Her başlangıç, geriye doğru bir sıçramayı ve geçmişle yeniden hesaplaşmayı, bir başka deyişle geleceğe uzanmak için geçmişin mirasıyla yeniden ilişkilenmeyi gerektirir. Bu başlangıcı bize sunacak miras, belki de Türkiye’de en az anlaşılmış siyasal düşünce olan cumhuriyetçi geleneğin demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde yatıyor.”

Erdoğan’ın başkanlık sistemi kanun hükmünde kararnamelerle, denge-denetleme mekanizmalarının neredeyse ortadan kaldırılmasıyla, haksızlık/hukuksuzlukla ve aşırı merkeziyetçi bir yapıyla anılıyor. Bunların her biri, bir toplum için oldukça ciddi bir problemken, Türk tipi başkanlık sistemi bütün bu problemlerle birlikte ayakta durabiliyor.

Zafer Yılmaz, Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi: İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete kitabında, Erdoğan rejimini çelişkileriyle birlikte anlamanın yollarını arıyor. Farklı mecralarda yayımlanmış yazılarını bir araya getirdiğimiz bu kitap, böylece kurumsal yıkım, olağanüstü iktidarın inşası, stratejik yasallık, yurttaşlığın marjinelleştirilmesi gibi rejimin farklı bileşenlerine odaklanmayı mümkün kılıyor. Bunun yanında, cumhuriyetçi demokrasi kavramını öne sürerek bir reçete değilse bile yeni bir başlangıcın toplumsal motivasyonunu rejim tartışmasına dahil ediyor.

Mevcut rejim tartışmalarına nitelikli katkı sunan, öğretici olduğu kadar davetkâr bir çalışma…

İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ……………………………………………………………………………………………………………………………………… 11
GİRİŞ
Yeni Rejimin Maliyeti: Siyasal Dönüşüm,
Kurumsal Yıkım ve Toplumsal Tahribat………………………………………………………15
“İstisnai” Cumhuriyetin Oluşumu:
Türkiye’nin Bitmeyen Siyasal Krizi
ve Yasal Olağanüstü İktidarın İnşası…………………………………………………………….63
Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi ve Stratejik Yasallık:
Alacakaranlık Kuşağında Türkiye Demokrasisi………………………………..101
ÇERÇEVE YAZI 1
Yaklaşan Haziran Seçimleri……………………………………………………………………….139
ÇERÇEVE YAZI 2
23 Haziran Seçimleri ve Ötesi: Umudu Örgütlemek! ………….157
Türkiye’nin Rejim Dönüşümü
ve Doğmakta Olan Polis Devleti:
Siyasetin Yargısallaşması, Gündelik OHAL
ve Yurttaşlığı Marjinalleştirmek…………………………………………………………………….169
ÇERÇEVE YAZI 3
Korona Salgını ve Yarınsızlık:
Bir Kaygı Toplumu Olarak Türkiye………………………………………………………..197
SONUÇ
Yeni Rejimin Konsolidasyon Krizi:
Aklın Karamsarlığı ya da Cumhuriyetçi Bir
Demokrasi İçin Yeni Bir Başlangıç………………………………………………………………..211
KAYNAKÇA …………………………………………………………………………………………………………………………..227

ÖNSÖZ

Türkiye’nin son yirmi yılı, en “kuvvetlinin” zor yoluyla “kuvvetini hak ve itaati vazife şekline dönüştürme” çabasının yol açtığı yıkıcı siyasal ve toplumsal sorunlarla dolu bir ortamda geçti.1 Güçlü siyasal, ekonomik ve toplumsal saikler barındıran bu ısrarlı çabanın sonucu olarak Türkiye Cumhuriyeti, ikinci yüzyılına tarihinin en kapsamlı siyasal dönüşümlerden birini yaşayarak giriyor. Elinizdeki çalışma bu siyasal dönüşümün merkezinde bulunan başkanlık sisteminin adım adım inşa olma tarihini, bu sistemin beraberinde nasıl bir siyasal yapı getirdiğini ve ne türde bir devlet-toplum ilişkisini hayata geçirmeyi hedeflediğini tartışıyor. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında getirilen ve aslında başkanlık sistemleri içerisinde tanımlanması mümkün olmayan bu siyasal rejimin temelde Türkiye toplumunu ne yönde dönüştürmeyi hedeflediğini değerlendiriliyor. Çalışmanın birinci bölümü istisnai cumhuriyetin oluşumu ekseninde yasal olağanüstü iktidarın tedrici olarak nasıl inşa edildiğini ve krizleri bastırmak için seferber edilen bu iktidarın kendisinin, niçin süreklilik arz eden bir siyasal krize yol açtığını tartışıyor. İkinci bölüm Erdoğan’ın başkanlık rejiminin temel hatlarını ortaya koyuyor. Son bölüm ise Türkiye’nin rejim dönüşümü ekseninde değişen güvenlik politikalarını ve polis devleti tartışmalarını ele alıyor. Bu bölümler arasında Türkiye’nin 17 Nisan 2017 Referandumu’nun hemen ardından 24 Haziran 2018 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ile yenilenen 23 Haziran 2019 İstanbul seçimleri ve son olarak Covid-19 salgını esnasında yazılan ara yazılar bulunuyor. Bu yazılar siyasal gidişata dair bir değerlendirme içerdiği gibi alternatif ve demokratik bir siyasete ilişkin önerilerde de bulunuyor. Sonuç bölümü ise deneyimlediğimiz alacakaranlıktan çıkmak ve cumhuriyetçi bir demokrasiyi hayata geçirmek için yeni bir başlangıç çağrısı ve bu başlangıç için yüzümüzü nereye dönmemiz gerektiğini tartışıyor. Bu bölümde cumhuriyetçi demokrasiyi, çoğulculuğu, hukuk devletinin temel ilkelerini ve yurttaşların kamusal yaşama aktif katılımını siyasetin merkezine alan ve canlı bir kamu hayatının vazgeçilmez kurumlarını var etmenin yanında, toplumsal adaleti, eşitliği ve tahakkümü dışlayan bir kamusal özgürlük anlayışını hayata geçirmeyi hedefleyen bir demokrasi projesi olarak tanımlıyorum.

Olağanüstü karakterde yürütme gücü üzerine kurulu yeni başkanlık rejimi ile Erken Cumhuriyet döneminden günümüze OHAL uygulamaları üzerine olan bu çalışmanın kendisi de olağanüstü hal koşullarında yazıldı. Yurtiçinde ve yurtdışında deneyimlediğimiz bu olağanüstü dönemin şiddeti ve yarattığı siyasal ve toplumsal tahribat, bu süreçte, bende yeni olanı anlamamızı sağlayacak kavramları arama ve yaratma konusunda özel bir ilgi yarattı. Bu nedenle bu tür kavramları bulabilmek için otoriterizme dair güncel çalışmaların yanında geçmişe dönerek eleştirel düşüncelerin mirasına yeniden göz attım. Bu çabaların sonucu olarak bu çalışmada, hem genel anlamda demokrasinin güncel krizi sonucu açığa çıkan siyasal yapıları hem de Türkiye özelinde doğmakta olan siyasal rejimi anlamak için günümüzde çok rağbet gören otoriter popülizm ya da rekabetçi otoriterizm yerine, plebisiter başkanlık rejimi kavramını öneriyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve müttefikleri uzun zamandır, diğer otoriter liderler tarafından da ilgi ve gıptayla izlenen özgül bir siyasal rejim geliştirme çabası içerisinde. Mevcut haliyle pekişebilmesinin önünde çok önemli engeller bulunan bu rejim, Türkiye’yi siyasal, ekonomik ve toplumsal açıdan bir kriz ve kaygı toplumuna çevirerek kendisini güçlendirmeye çalışıyor. Bu yolda başarılı olup olmayacağını belirleyecek olan ise sadece taraftarlarının izlediği siyasal stratejiler değil. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının önemli bir kısmının hak ve özgürlükleri konusundaki ısrarı, toplumsal hareketlerin direnci, Türkiye’nin tüm eksiklerine rağmen belirli bir birikimi içerisinde barındıran demokrasi geçmişi ve muhalefetin demokratik kurumları muhafaza etme mücadelesi, yeni siyasal rejimin kendisini pekiştirme çabasını sınırlandıran en temel etkenlerin başında gelmeye devam ediyor. Rejimin inşası ve pekiştirilmesi amacıyla yaratılan baskı ortamında bu etkenlerin gücü zaman zaman görünmez hale gelse de özellikle kritik dönüşüm anlarında varlıklarını ve etkilerini bizlere sürekli hatırlatıyorlar. Bu çalışma sadece giderek otoriterleşen bu yeni siyasal rejimi analiz etmek için değil, iktidarı sınırlandıran bu etkenleri daha da görünür kılarak, demokratik bir Türkiye umudunu canlı tutmak için yazıldı.

Kitabı oluşturan makaleler Universität Potsdam ve Humboldt Universität zu Berlin’de yürüttüğüm araştırmalar esnasında kaleme alındı. Makaleler sırasıyla, Southeast European and Black Sea Studies, (20: 2); British Journal of Middle Eastern Studies (46: 5) dergilerinde ve The Condition of Democracy, Volume 2: Contesting Citizenship kitabında yayımlandı. Makaleleri çevirirken okunurluklarını kolaylaştırmak için çok kısmi değişiklikler ve kimi eklemeler yaptım. Barış bildirisini imzalamam nedeniyle görevden ihraç edildiğimde yurtdışında olduğumdan metne kaynak oluşturan kitapların ve kaynakların büyük kısmından ama çok daha önemlisi kitapta ifade edilen fikirleri Türkiye’deki öğrencilerimle ve meslektaşlarımla tartışma olanağından mahrum kaldım.3 Bu süreçte desteklerini sunan Jürgen Mackert, Gregor Fitzi, Bryan Turner, Ertuğ Tombuş ve Sylvia von Steinsdorff’a teşekkür ederim. Her iki üniversitede otoriterizm üzerine verdiğim dersleri alan öğrencilerim derslerde yaptıkları yorumlarla ve sordukları sorularla önemli fikirler edinmemi sağladılar. Bu süreçte katıldığım konferans ve seminerlerde meseleyi derinlemesine ele alan sorular soran katılımcılara da teşekkür ederim. Bunun dışında kitabın bazı bölümleri üzerine Kerem Altıparmak, Cihan Tuğal, Özlem Albayrak ve Simten Coşar çok değerli yorumlarda bulundu. Yaptıkları yorumlar çalışmanın argümanlarını geliştirmemi sağladı. Pek çok arkadaşım bu çalışmaya temel oluşturan ve erişemediğim kitapları üşenmeksizin çantalarında Berlin’e taşıdılar. Verdikleri emekler benim için çok kıymetli. Sevgili eşim Evrim Kılıç sadece benim için bu olağanüstü zamanlarda umudu canlı tutarak değil, bu çalışmaya ruhunu veren argümanları eleştirel aklın süzgecinden geçirerek onların her defasında daha iyi bir hal almasını sağladı. Onun desteği, sevgisi, heyecanı ve keskin eleştirileri olmaksızın bu çalışma bugünkü halini alamazdı. Metnin umuda, eleştirel düşünmeye, beraberliğe çağrı çıkardığı her satırı onun bu destek ve sevgisinin varlığıyla dolu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Araştırma-İnceleme Politika
  • Kitap AdıErdoğan’ın Başkanlık Rejimi - İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete
  • Sayfa Sayısı238
  • YazarZafer Yılmaz
  • ISBN9789750533945
  • Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
  • Yayıneviİletişim Yayınları / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yeni Türkiye’nin Ruhu – Hınç, Tahakküm, Muhtaçlaştırma ~ Zafer YılmazYeni Türkiye’nin Ruhu – Hınç, Tahakküm, Muhtaçlaştırma

    Yeni Türkiye’nin Ruhu – Hınç, Tahakküm, Muhtaçlaştırma

    Zafer Yılmaz

    “Belki diğer düşünce alanlarına nazaran, Türkiye’de siyasal düşüncenin sınırlı doğasını açıklayan en önemli etken de yine devlet merkezli ve katı bir milliyetçilikle malul bu...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur