Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kant’ın Dünyası
Kant’ın Dünyası

Kant’ın Dünyası

Manfred Geier

Immanuel Kant sadece 22 Nisan 1724’te Königsberg’te doğmuş, 12 Şubat 1804’te orada ölmüş ve geriye çok sayıda eser bırakmış herhangi bir düşünür değildir. O,…

Immanuel Kant sadece 22 Nisan 1724’te Königsberg’te doğmuş, 12 Şubat 1804’te orada ölmüş ve geriye çok sayıda eser bırakmış herhangi bir düşünür değildir. O, “Ne bilebilirim?”, “Ne yapmalıyım?”, “Ne umabilirim?”, “İnsan nedir?” sorularının peşinde felsefeye ve insanlığa yeni ufuklar açmakla kalmamış, insanlık tarihinin seyri içinde tıpkı büyük bir coşkuyla desteklediği Fransız Devrimi gibi büyük bir ilerleme imkânına da işaret etmiştir.

Manfred Geier, Kant’ın felsefi varoluşunun temellerine indiği bu kitapta büyük felsefecinin çok katmanlı dünyasına etraflı bir bakış sunuyor.
Çocukluğundan başlayarak, ölümüne kadar Kant’ın takip ettiği yolu izleyen Geier, onun uğraştığı sorunların aslında günümüzde de ne kadar güncel olduğunu ortaya koyuyor. Zira Kant, bugün yüz yüze olduğumuz neredeyse tüm büyük düşünsel ve siyasi meydan okumaları belirginlikle ortaya koyan, bunları olası çözümlere ulaştırmayı hedefleyen bir düşünce insanı aynı zamanda: Barış sorunundan söylenebilir ve düşünülebilir olanın sınırlarına; dinî ve siyasi ahlâkçıların baştan çıkarıcı selamet vaatlerinden insan doğasının açmazlarına; ahlâkın nasıl kavramsallaştığından özgürlük ve eşitlik kavgalarına…

Kant’ın Dünyası, insanlık tarihinde çarpıcı bir işaret noktası olan büyük bir felsefeciyi tüm yönleriyle tanımak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak.

İçindekiler
Önsöz………………………………………………………………………………………………………………………… 9
Yolumu çizdim bile…………………………………………………………………………….13
Küçük “Manelcik” nasıl
dünya âlimi Kant haline geldi
İLK ÇIĞLIKLAR………………………………………………………………17
HOŞNUT BİR ÇOCUK……………………………………………………………………………….21
GENÇLİK KÖLELİĞİ……………………………………………………………………………………26
AÇIK FİKİRLİ DÂHİ…………………………………………………………………………………….40
Üstümdeki yıldızlı gök………………………………………………………………….53
Kant kaosun içinden kozmosu
nasıl yeniden yarattı?
ISAAC NEWTON’UN OMUZLARINDA…………………………………………….57
KOZMİK FRAKTAL ……………………………………………………………………………………..68
TANRI PROGRAMI………………………………………………………………………………………76
DÜNYA DIŞINDAN OLANLAR,
RUH GEZİNTİSİ, MUTLULUK……………………………………………………………….84
Ruhlar var mıdır bilmiyorum………………………………………………..95
Gölgeler diyarında yolculuk
KARIŞIK KAVRAMLAR
VE KARANLIK TASAVVURLAR…………………………………………………………….98
RUH GÖRÜCÜSÜ SWEDENBORG……………………………………………………107
GÖRÜNÜŞTE DENEYİMLER………………………………………………………………..112
RÜYA YORUMLAMA……………………………………………………………………………….116
Artık yalnızca eleştirel yol açıktır………………………………..125
Kant felsefede nasıl devrim yaptı
İKİNCİ TERCİH PROFESÖRLÜK……………………………………………………….129
BUNALIMDA………………………………………………………………………………………………..135
BEN, TANRI VE TÜM ÂLEM ……………………………………………………………….144
SAF AKLIN TOPRAKLARINDA………………………………………………………….158
Kendi aklını kullanmaya
cesaretin olsun! …………………………………………………………………………………….173
Bir Aydınlanmacının sloganı
AYDINLANMA NEDİR? ………………………………………………………………………….177
KENDİ AKLIYLA DÜŞÜNME CESARETİNE SAHİP
BİR DÜŞÜNÜR…………………………………………………………………………………………….189
KENDİ SUÇU OLAN VESAYET ………………………………………………………….200
KANT’IN KARAKTERİ…………………………………………………………………………….205
İçimdeki ahlâki yasa………………………………………………………………………215
İyi niyet ile radikal kötü arasında
BAMBAŞKA TÜRDEN BİR ÂLEM ……………………………………………………..218
PRATİK AKILCILIĞA ÜÇ GEÇİŞ………………………………………………………..225
TANRISIZ AHLÂK……………………………………………………………………………………..237
PRUSYA’NIN İLK KÜLTÜR SAVAŞI…………………………………………………..245
Ölümün bu adayı……………………………………………………………………………….259
Son eserleri, son soruları, son yılları
DEVRİMCİ COŞKU……………………………………………………………………………………262
HAYATI UZATMA SANATI……………………………………………………………………275
OPUS POSTUMUM YA DA: SON GEÇİŞ ……………………………………..283
İYİDİR………………………………………………………………………………………………………………292
Kronolojik Biyografi………………………………………………………………………………….301
Kaynakça……………………………………………………………………………………………………………311
Dizin……………………………………………………………………………………………………………………….315

Önsöz
Dünya kavrayışı burada, herkesi zorunlu olarak
ilgilendiren ile ilgili olan demektir.
(II,701)

“İyidir.” Biraz belirsiz ama yine de anlaşılır şekilde son söz olarak bunları söylediği duyulmuş. Tüm gücünü tüketmiş haldeki Kant, son susuzluğunu gideren şeker katılmış şarap-su karışımının tadını beğendiğini mi söylemek istemişti? Yoksa bu kadarın yettiğini mi belirtmek istemişti? Belki de, şimdi, bu 12 Şubat 1804 gecesi sona ermekte olan hayatının bilançosunu çıkarmaktaydı? İyi bir hayat mı yaşamıştı? Yoksa Kant bu değer yargısıyla, hayatı uzatma sanatının şimdi nihai sınırına dayanmış olduğunu mu dile getirmek istiyordu?

Son sözleri ne kadar muğlak idiyse, hayatı ve eserleri de o denli karmaşık ve çok katmanlıydı. Kant, ona göre modern insanın conditio humana’sının (“insanlık koşulu”) parçası olan gerilim ve antagonizmaları uzlaştırmaya razı değildi. Dört büyük soru

Ne bilebilirim?

Ne yapmalıyım?

Ne umabilirim?

İnsan nedir?

açık seçik ve nihai cevaplara izin vermez. Bunlarda kesinlik yoktur. Dogmaların ve ifşa edilen doğruların zamanı geride kaldı. Teorik anlama gücü kaçınılmaz olarak, gerçi aşmaya çalıştığı ama hiçbir zaman ortadan kaldıramadığı, kendi yanılabilirliğinin rahatsızlığını yaşamakta; ahlâki açıdan iyi bir hayata olan pratik ilgi, gücünü ve azmini yalnızca yenilmez hasmından alır; gerçi umulan mutluluk anlık yaşanabilir ama olabilecek tüm mutluluk zenginlikleri sadece yanılsamalar halinde gerçek ve kalıcıdır. Ya insan? Varoluşsal bakış açısından Kant’a göre, özgür hareket eden, kendinden bir şey yapabilecek bir varlıktır. Ancak bu özgürlük; yanılsamaya kapılmamış göze, hedefi ve düzeni olmayan, budalalıklarla, zorlama mekanizmaları ve tahribat enerjileriyle dolu global bir kaos olarak, bir dünya tarihi süreci ile bir örgü içerisinde iç içe geçmiş gözükür. İnsanın mayasının, doğru dürüst bir hamur yapmaya elvermeyecek ölçüde bozuk olduğu, Kant’ın temel inançlarından biriydi.

Kant iyimser bir Aydınlanmacı ya da ilerlemeye iman etmiş biri değildi. Dünya sahnesinde sergilenen zalim komedi karşısında melankoliye eğilimliydi. Ancak tüm olgular, “iyidir” tespiti ile çelişiyor olsa da, daha iyi olabileceğine ya da olması gerektiğine yönelik tek tük işaretler daima vardır. Yaşlı Kant son bir kere, insanlık tarihinde bir ilerleme olup olmadığını sorduğunda, hiçbir şey kanıtlamayan ama insan doğasında en azından daha iyiye yönelik bir yeti olduğuna dikkat çeken bu tür bir “tarihsel işareti” dile getirdi. Kant’ın Fransız Devrimi’nin çağdaşı olarak coşkuyla sarıldığı fikirler, özgürlük ve eşitlik olmuştu. Gerçi devrim süreci gerçeklikte teröre varmış olabilirdi ama devrimci ideallere yönelik coşkuda bir daha hiç unutulamayacak bir şeyler kendini göstermişti.

Bizler için Kant’ın dünyası bir işaretler imparatorluğudur. Kant’ın kendisi de bir tarihsel işaret haline gelmiştir. Kant’ın hayat eseri ile ilgilenenler, bunu salt olgu olarak göremez. “Kant” adı sadece 22 Nisan 1724’de Königsberg’de doğmuş, 12 Şubat 1804’te orada ölmüş ve geriye çok sayıda yazı bırakan bir bireyin adından ibaret değildir. “Kant”, Avrupa düşünce tarihinde unutulmaz bir olayı temsil eden bir işarettir. Tıpkı Fransız Devrimi gibi, Kant’ın felsefi varoluşu da, insanlık tarihinin seyri içerisinde bir ilerleme imkânına işaret eder.

Kant’ın dünyası pek çok dünyadır. Böyle bir filozofun, sistematik bir vargının okul kavramı üzerinde uzmanlaşmayan, onun yerine herkesi ilgilendiren dünyayı kavrayış anlayışı üzerinde yoğunlaşan biyografisi, bu çokluğu dile getirmek zorundadır. Kant’ın dünyası: Bu ilk önce, 18. yüzyılın Königsberg’i, çoğu zaman bulunduğu ve ona göre insan ve dünya hakkındaki bilgisini genişletmek için uygun olan yerdir; bu, içerisinde kendini iyi hissettiği, arkadaş çevresinin beraberlik dünyasıdır; bu, iç dünyası algıladıklarının, duygularının ve ruh hallerinin, içerisinde sadece sanal bir şimdiki zamana sahip olabilecekleri zamanın akışı içerisinde sürekli değişimidir; bu, problem ve düşünümlerinin her şeyden önce okuyarak ve yazarak geliştirdiği düşüncelerinin ve hayallerinin akla ait dünyası, düşünsel eseridir; ve hiç de daha az önemli olmayan, kendini de içinde düşünerek metafiziksel ilk ve son üç soruyu cevaplamaya çalıştığı bir aşkınlık âlemidir: Bir Tanrı var mıdır? Dünya her şey ise, her şey olarak dünya nedir? Kendi benliğimi nasıl kavramalıyım?

Kant’ın dünyası, olması gerektiği haliyle bizim dünyamızdır. Bizim için güncel olmasının nedeni, bugün yüz yüze olduğumuz neredeyse tüm büyük düşünsel ve siyasi meydan okumaları belirginlikle ortaya koymuş olması ve mümkün çözümlere ulaştırmış olmasıdır; bunlar barış sorunundan, söylenebilir ve düşünülebilir olanın sınırlarına, dinî ve siyasi ahlâkçıların baştan çıkarıcı selamet vaatlerine uzanan bir yelpazedir ve onun dünyası aynı zamanda, hiçbir olgu tarifi ya da açıklamasıyla kavranamayacak olan bir şeye işaret eder: İçinde tüm dünya yurttaşlarının özgürlük ve eşitliğinin mümkün olabileceği ve aklın mahkemesinin kavgaya hak verdiği ama savaşa hak vermediği ahlâklı bir dünyanın ahlâk tutumuna.

Hamburg, 17 Haziran 2003

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur