Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Edebiyat ve Cumhuriyet
Edebiyat ve Cumhuriyet

Edebiyat ve Cumhuriyet

Kolektif

Çağdaş bir devlet ve toplum inşası Cumhuriyet’in en önemli hedeflerinden biridir. Bu inşa sürecinde sanatın ve edebiyatın nasıl araçsallaştırıldığı, Cumhuriyet kanonu oluşturulurken hangi fikir…

Çağdaş bir devlet ve toplum inşası Cumhuriyet’in en önemli hedeflerinden biridir. Bu inşa sürecinde sanatın ve edebiyatın nasıl araçsallaştırıldığı, Cumhuriyet kanonu oluşturulurken hangi fikir ve temaların öne çıkıp hangilerinin gölgede kaldığı eserlerde, yazarlarda ve temalarda kendisini belirgin bir biçimde gösterir. Cumhuriyet’in “terakki” ülküsü, sanat ve edebiyatla tecessüm etmiş, hararet ve hayatiyetini de sanatla var etmiştir.

Cumhuriyet’i anlamak, bir yönüyle onun edebiyat ve sanatla olan ilişkisini de anlamak demektir. Elinizde tuttuğunuz kitap, bu anlama çabasından yola çıkarak bu geniş alana mütevazı bir katkıda bulunmayı hedefliyor. Cumhuriyet’e edebiyatın ve sanatın perspektifinden bakmayı amaç edinen bu kitap, alanında uzman araştırmacı ve akademisyenlerin makalelerinden oluşuyor. Okurunu Halid Ziya’nın romanlarını sadeleştirme gayretinin arkasında yatan motivasyonlardan Kemal Tahir’in romancılığını da kuşatan Cumhuriyet algısına, dönemin hâkim yayıncılık anlayışından saklı kalmış popüler romanların işlevine değin pek çok farklı konu üzerine düşünmeye sevk ederken Anadolu’nun Cumhuriyet’le kazandığı anlama dikkat çekerek onun farklı yerlerinde mevcut olan Atatürk anıtlarının hikâyesine de kulak vermeye çağırıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılında VakıfBank Kültür Yayınları, Atelye serisinin Edebiyat ve Cumhuriyet odaklı kitabıyla bu asırlık hikâyeyi 100. yılın tanıklarına çeşitli açılardan aktarırken Cumhuriyet’in katmanlı yapısına da vurgu yapıyor.

içindekiler

Sunuş 7
Hazal Bozyer
Cumhuriyet İdeolojisinin Yayın Organı: Hayat Mecmuası 13
Abdullah Uçman
Edebiyat-ı Cedide Romanını Cumhuriyet’e Uydurmak: Halid Ziya ve Yeni Yazı 29
Deniz Aktan Küçük
Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının Ana Karası: Anadolu 57
Ayşe Emel Kefeli
Edebiyat ve Devrim: Yakup Kadri’nin Panorama’sı 77
Serkan Özdemir
Kemal Tahir’in Cumhuriyet Dönemini Okuma Eylemi Üzerine Bazı Düşünceler 93
Kurtuluş Kayalı
Cumhuriyet’in “Taşkın Ruhlu Kızları” Uzak Diyarlara Açılırsa: Şark Yıldızı Selma’da
Kadın Temsili 105
Pelin Aslan Ayar
Atatürk Dönemi Kültür ve Sanat Politikasının Anıt Heykeller Üzerinden Okunması 121
Aslı Sağıroğlu Arslan
Türk Olmak: Gündelik Yaşamın Tarihi ve Edebiyatın İmkânları Üstüne 155
Erhan Kıvanç

sunuş

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı vesilesiyle VakıfBank Kültür Yayınları olarak çıkardığımız ATELYE serisinin ikinci kitabı “Cumhuriyet ve Edebiyat”, Cumhuriyet döneminin yazarlarına, temalarına ve izleklerine odaklanmaktadır. Bu sayıda, Cumhuriyet dönemi yazar ve sanatçılarının ulus-devlet bilincini aşılamak için devrimleri ve edebiyatı nasıl araçsallaştırdığı, Cumhuriyet’e giden yolları döşeyen taşların Osmanlı İmparatorluğu’ndan itibaren adım adım nasıl oluşturulduğu ortaya konmuştur. Her bir yazı, Cumhuriyet döneminin kazanımlarının bireylere, edebiyatlara ve eserlere ilişkin farklı yansımalarını ele almaktadır.

Abdullah Uçman, makalesinde Cumhuriyet’in yayın organı olarak Hayat Mecmuası’nın özelliklerine odaklanırken aynı zamanda yazar kadrosunun “milliyetçilik”le ilgili sistematik görüşlerine yer verir. Özellikle “ferdiyetçilik” ve “milliyetçilik” kavramları üzerine derinlemesine düşünen yazılardan oluşan Hayat Mecmuası; Türk edebiyatı, Türk dili ve Türk tarihini Atatürk ilke ve inkılapları çerçevesinde ele alarak Cumhuriyet’in ideolojik yayın organlarından biri hâline gelir. Nietzsche’nin “Hayata, daima hayata… Dünyaya daha çok hayat katalım!..” mottosuyla yayımlanan bu mecmua yayımlandığı üç yıl boyunca Cumhuriyet ilke ve inkılâplarının dayandığı fikrî ve kültürel temellerin daha anlaşılır olmasında oldukça önemli bir rol oynamıştır. Mustafa Kemal’in altını çizdiği en temel kavramları açıklayan makaleleriyle bu dergi; milliyetçiliği sistematik bir duyarlılıkla ele almış ve Cumhuriyet’i “Millî bir Rönesans” olarak tanımlamıştır. Uçman, bu derginin yazarlarının milliyetçiliği “Türkiye sınırları içinde çağdaş bir devlet meydana getirme” olarak alımladıklarının da altını çizer. Tercüme, tiyatro, ahlak, laiklik ve edebiyat eğitimiyle ilgili yazılar, Cumhuriyet’in edebiyat ve eğitim kanonunun oluşmasında belirleyici olmuşlardır.

Deniz Aktan Küçük, “Yeni edebiyat kanonunda Halid Ziya romanına da bir yer var mıdır?” sorusu etrafında dil ve millîlik merkezinde bir sorunun izini sürüyor. Halid Ziya’nın, edebî bir metnin varlığını sürdürebilme koşulları üzerine düşündüğünü ve kendi metinlerini yeniden üreterek kanona ekleme ihtimali üzerinden çizdiği yol haritasını takip ediyor. Bir Servet-i Fünûn dönemi yazarı olarak Halid Ziya geçmişi değerlendirirken kendi yazın sürecini de bir tür otokritiğe maruz bırakır. Geçmişin muhasebesini yaparken ağır ve ağdalı kelimeler türetme ilgisini ve yoğunluğunu dönemin bir “hastalığı” olarak değerlendirir. Bugün artık Türkçenin geldiği nokta çok başkadır Halid Ziya’ya göre. Bu yüzden kendi romanlarını kendisi sadeleştirerek Cumhuriyet’in yeni neslinin kendi romanlarını anlamaya ihtiyaç duyduğunun da altını çizer. Süslü yazmayı neredeyse bir “azap” veya “maraz” olarak nitelendirir. Geçmişin baskın duygusu Halid Ziya’da pişmanlıktır. Bu marazın tek çaresininse eserleri gündelik ve yaşayan Türkçeyle yeniden yazmak olduğunu savunur. Böylece Cumhuriyet, Halid Ziya’yı bir “romancı”dan bir “öz-çevirmen”e dönüştürecektir.

Ayşe Emel Kefeli, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı’nın odak coğrafyası olan Anadolu’nun dönemin metinlerine nasıl yansıdığını ele alır. Kefeli, özellikle Reşat Nuri, Refik Halit, Yakup Kadri ve Halide Edip gibi yazarların Anadolu’yla olan deneyimlerini edebî eserler üzerinden nasıl inşa ettiğini örnekleyerek anlatır. Yazarların didaktik bir üslupla Anadolu profilini Anadolulu karakterler vasıtasıyla dile getirmeleri dönemin gerçekçiliği açısından oldukça önemli bir noktada durmaktadır. Aydınların halka karşılaşma mekânı olarak ele alınan Anadolu, romanlardaki monologlarda benzer duygu çerçeveleriyle sunulur. Mahalli özelliklerle merkezî özellikler İstanbul-Anadolu karşıtlığı üzerinden verilirken edebiyatın sorgulayıcı gücü bu metinlerde devreye girer. Kefeli’nin metni, Cumhuriyet’in yeni toplum inşasındaki rolü tayin edilirken bu dönemin eserlerine daha yakından bakmayı öneriyor. 1950 sonrasında ise aydın halk ikili karşıtlığının ezen-ezilen mücadelesi ve toplumcu gerçekçiliğe evrildiğinin altını çizen makale, büyük şehirlere göçle birlikte Anadolu’nun yeni bir yerleşke olarak kendisine İstanbul’u seçtiğini ve bunun toplumsal ve edebî sonuçları olduğunu vurgular.

Serkan Özdemir, Yakup Kadri’nin edebiyat ve ideoloji arasında kurduğu bağlantıyı eserleri üzerinden tartışırken “güzel, zengin ve ileri bir ülke” hayalini gerçekleştirmek için edebiyatın nasıl araçsallaştırıldığını gözler önüne seriyor. Cumhuriyet döneminin resmî ideolojisini benimseyen Yakup Kadrinin edebî kimliğiyle siyasî kimliğinin nasıl iç içe geçtiğini vurgulayan bu makalede devrimle edebiyat arasında kurulan pragmatik bir örüntüyü de yansıtır. Yakup Kadri’nin Kadro dergisiyle dile getirdiği fikirlerin Panorama’da yansımalarını görürüz. Özdemir, bu bağlantıyı ortaya koyarken Panorama’yı “hem medenî olmayı hem de asrî olmayı hedefleyen bir devrimin romanı” olarak değerlendirir. Kemalist devrimlerin amacını, kapsamını ve halka olan temasını irdeleyen Yakup Kadri devrimler söz konusu olduğunda hem başarılarını ortaya koymuş hem de olumsuz yönlerini tenkit etmekten çekinmemiştir. Romanın en temel tezlerini dile getiren bu makalede roman karakterleri vasıtasıyla ortaya konan dikkatler Kemalist devrimlerin eksiklerini de ortaya koyar. Yazarın da vurguladığı gibi asıl kabahatliler “bir inkılabın plansız, teşkilatsız ve tekniksiz yapılabileceği hayaline kapılanlar”dır.

Buna rağmen romanda belirtildiği gibi “Güzel, zengin ve ileri bir ülke”, Cumhuriyet rejiminin Türkiye için ortaya koyduğu en önemli hedeflerden biridir. Kurtuluş Kayalı, bu yazısında Kemal Tahir’in Cumhuriyet dönemini okuma serüvenine odaklanıyor. Kemal Tahir’in yazın dünyasındaki özerkliğinin ve tekilliğinin çerçevelerine odaklanan bu yazı aynı zamanda Türkiye’nin farklı düşünsel odaklarını da kapsayıcı niteliktedir. Osmanlı’nın son dönem modernleşme sürecinin Cumhuriyet modernleşmesiyle bağlantısının derinlemesine analiz edilmesi gerektiğini savunan Kayalı, Kemal Tahir’i odağına alan çalışmaların bu meselelere çok örtük olarak değindiğini belirtir. Yazar, Kemal Tahir’in Cumhuriyet’i anlama sürecinde Asya Tipi Üretim Tarzıyla birlikte Osmanlılığın da anlaşılmasının zorunlu olduğunu dile getirir.

Millî Mücadele’yi kavrama sürecinin Osmanlı’nın son dönemini idrak etmekle ilişkili olduğuna da değinen Kayalı, Kemal Tahir’in edebiyat aracılığıyla Türkiye’de pek çok sosyal bilimcinin yaptığı tespitleri çok önceden dile getirdiğini vurgular. Kayalı aynı zamanda Yol Ayrımı romanında Türkiye’nin “millî devlet”ini hiçbir zaman kaybetmediğini ifade eden Kemal Tahir’in “yerli”ilk ve “millî”lik vurgusunun bambaşka anlam dünyaları inşa ettiğinin de altını çizer. Kayalı, yazısında özellikle de erken Cumhuriyet dönemi için Türkiye’de edebî ve düşünsel metinlerin azlığına dikkat çekerken Kemal Tahir ölçüsünde bu dönemi mercek altına alıp, ona projektör tutan romancı olmadığını iddia eder.

Pelin Aslan Ayar, Erken Cumhuriyet Dönemi’nin popüler seyahat romanlarından Ziya Şakir Soku’nun 1944’te yayımlanan Şark Yıldızı Selma romanını ele alırken bu romanlar üzerinden Cumhuriyet’in resmî söyleminin yerleştirmeye çalıştığı kadın kimliğine odaklanır. Bir genç kadının sinema artisti olma arzusunu ve bu arzuyu gerçekleştirmek için yaptıklarını konu edinen Şark Yıldızı Selma, Cumhuriyet projesinde ailenin ve ailede kadına biçilen rolün sorgulandığı alanları işaret eder. İyi birer ebeveyn olmanın makbul bir Türk vatandaşı olmanın ön koşullarından biri olduğu Kemalist projede Selma’nın bir biçimde bu resmî ideolojiyle uyuşmadığı görülür.

Pelin Aslan buna işaret ederken Selma karakterinin konumunu Yakup Kadri vePeyami Safa’nın romanlarında çizilen kadın karakterden ayrılan yönlerini de belirtir. Ayrıca bu romanın eleştirel bir boyutu olduğuna da değinen yazar, Cumhuriyet’in genç kadınların ideolojiyle bağdaşmayan isteklerini destekleyip desteklemediğini, onlara yeni alanlar açıp açmadığını da sorgular. “Sinema artist”ı olma koşullarının Cumhuriyet’in ideolojisi ve beklentisiyle örtüşmeyen bir alan olduğu vurgulanır. Bu roman; makbul olanla olmayanın ayrımı ve sınırlarını çizerken özellikle Batı’yla karşılaşma alanı olarak okunabilecek seyahat/macera romanlarının temel izleklerini de ortaya koymuş olur.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Neden Çalışalım ki? ~ KolektifNeden Çalışalım ki?

    Neden Çalışalım ki?

    Kolektif

    Farklı yaklaşımlar üzerinden çalışma meselesini ele alan Neden Çalışalım ki? alternatif bir toplumun olanaklarını inceleyen yazar ve sanatçıların makale ve illüstrasyonlarından oluşuyor. Çalışma kavramının...

  2. Türküler ve Mâniler ~ KolektifTürküler ve Mâniler

    Türküler ve Mâniler

    Kolektif

    Kültürün ve geleneğin en önemli taşıyıcıları olan türkü ve mânilerin derlendiği bu kitap, çocukların çeşitli yerlerde kulaklarına çalınan türkülerin metinlerine ve mânilere ulaşmalarını sağlamayı...

  3. Otelde Bulunmuş Kitap – Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle ~ Hazırlayan: Murathan MunganOtelde Bulunmuş Kitap – Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle

    Otelde Bulunmuş Kitap – Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle

    Hazırlayan: Murathan Mungan

    Otel dendiğinde edebiyat tutanaklarının kalın defterlerinden biri olanca haşmetiyle açılır önümüze… Bir mekân olarak doğrudan otelin kendisini konu alan, otelde geçen olaylar ekseninde gelişen...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur