Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Edebiyat Kuramları ve Eleştiri
Edebiyat Kuramları ve Eleştiri

Edebiyat Kuramları ve Eleştiri

Berna Moran

Bu kitapla Berna Moran’ın “Bütün Eserleri” bu kitabıyla tamamlanıyor. Alanında klasik sayılan Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, ülkemizde edebiyat eleştirisi alanında yaşanan kısırlığa bir cevap…

Bu kitapla Berna Moran’ın “Bütün Eserleri” bu kitabıyla tamamlanıyor. Alanında klasik sayılan Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, ülkemizde edebiyat eleştirisi alanında yaşanan kısırlığa bir cevap niteliği taşıyor. 1973 TDK Bilim Ödülü’nü kazanan bu temel eser edebiyat kuramlarını ve eleştiri yöntemlerini sistematik bir şekilde incelerken Türk edebiyatından verdiği örneklerle zenginleşiyor. Berna Moran’ın ölmeden önce gözden geçirip güncelleştirdiği kitap, konusunda tek ve önemli bir referans eser…

İÇİNDEKİLER
KISIM I
BİRİNCİ BÖLÜM
YANSITMA KURAMI I…………………………………………………………………………………………….17
Sanat Görüngü Dünyasını Yansıtır……………………………………………………………………..19
Sanat Geneli ya da Özü Yansıtır…………………………………………………………………………..28
Sanat İdeal Olanı Yansıtır………………………………………………………………………………………..34
İşlev …………………………………………………………………………………………………………………………………….36
İKİNCİ BÖLÜM
YANSITMA KURAMI II………………………………………………………………………………………….39
Marx, Engels, Plehanov ……………………………………………………………………………………………42
Toplumcu Gerçekçilik……………………………………………………………………………………………….52
Üretim Olarak Sanat…………………………………………………………………………………………………..64
İşlev …………………………………………………………………………………………………………………………………….71
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DIŞ DÜNYAYA VE TOPLUMA DÖNÜK ELEŞTİRİ………………………..77
Tarihsel Eleştiri……………………………………………………………………………………………………………..78
Sosyolojik Eleştiri………………………………………………………………………………………………………..83
Marksist Eleştiri……………………………………………………………………………………………………………87
KISIM II
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ANLATIMCILIK I……………………………………………………………………………………………………..101
Romantiklere Göre Sanat ……………………………………………………………………………………..101
Yaratma Olarak Anlatımcılık………………………………………………………………………………104
BEŞİNCİ BÖLÜM
ANLATIMCILIK II……………………………………………………………………………………………………115
Aktarım Olarak Anlatımcılık………………………………………………………………………………115
L. Tolstoy’da Aktarım……………………………………………………………………………………………..119
İşlev………………………………………………………………………………………………………………………………….129
ALTINCI BÖLÜM
SANATÇIYA DÖNÜK ELEŞTİRİ………………………………………………………………….131
Sanatçının Psikolojisi ve Kişiliği……………………………………………………………………….131
Psikanaliz ve Eleştiri……………………………………………………………………………………………….149
KISIM III
YEDİNCİ BÖLÜM
YENİ ELEŞTİRİ………………………………………………………………………………………………………….159
Biçim-İçerik Sorunu………………………………………………………………………………………………..161
İçeriğin Değeri……………………………………………………………………………………………………………168
İşlev………………………………………………………………………………………………………………………………….170
SEKİZİNCİ BÖLÜM
RUS BİÇİMCİLİĞİ…………………………………………………………………………………………………..177
Şiirde Yazınsallık……………………………………………………………………………………………………….177
Romanda Yazınsallık……………………………………………………………………………………………….182
DOKUZUNCU BÖLÜM
YAPISALCILIK VE ÖTESİ…………………………………………………………………………………185
Yapısal Dilbilim………………………………………………………………………………………………………….186
Edebiyatta Yapısalcılık……………………………………………………………………………………………191
Yapısalcılık Ötesi ve Derrida……………………………………………………………………………….198
ONUNCU BÖLÜM
ESERE DÖNÜK ELEŞTİRİ……………………………………………………………………………….207
Yeni Eleştiri………………………………………………………………………………………………………………….207
Yapısal Eleştiri…………………………………………………………………………………………………………….214
Arketipçi Eleştiri……………………………………………………………………………………………………….219
KISIM IV
ONBİRİNCİ BÖLÜM
OKUR MERKEZLİ KURAMLAR…………………………………………………………………..229
Duygusal Etki Kuramı……………………………………………………………………………………………229
Estetik Yaşantı…………………………………………………………………………………………………………….232
Alımlama Estetiği……………………………………………………………………………………………………..240
Feminist Eleştiri Kuramı ………………………………………………………………………………………249
ONİKİNCİ BÖLÜM
OKURA DÖNÜK ELEŞTİRİ…………………………………………………………………………….263
İzlenimci Eleştiri……………………………………………………………………………………………………….263
Okur Merkezli Eleştiri……………………………………………………………………………………………268
KISIM V
ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EDEBİYAT VE HAKİKAT……………………………………………………………………………………273
Edebiyatın Hakikatle İlişkisi Vardır………………………………………………………………..275
Edebiyatın Hakikatle İlişkisi Yoktur……………………………………………………………….284
İnanç Sorunu………………………………………………………………………………………………………………288
ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
EDEBİYATIN TANIMI VE
DEĞER ÖLÇÜTLERİ SORUNU……………………………………………………………………299
Edebiyat Kavramı Tanımlanabilir mi?……………………………………………………………300
Edebiyatın İşlevi Tanımlanabilir mi? ……………………………………………………………..306
ONBEŞİNCİ BÖLÜM
ESTETİK YARGILAR……………………………………………………………………………………………..311
Nesnelci Görüş…………………………………………………………………………………………………………..311
Öznelci Görüş…………………………………………………………………………………………………………….318
Çözüme Doğru…………………………………………………………………………………………………………..321
ONALTINCI BÖLÜM
SONUÇ………………………………………………………………………………………………………………………………329
KAYNAKÇA……………………………………………………………………………………………………………………335
DİZİN………………………………………………………………………………………………………………………………….343

ÖNSÖZ

İngiliz Dili ve Edebiyatı Kürsüsü’ndeki “Eleştiri” derslerini böyle bir kitap halinde çıkarmamızın başlıca nedeni, bugün Türkiye’de bu konuya gösterilen ilgiye rağmen, edebiyat kuramları ve eleştiri yöntemleri üzerindeki yayımların yok denecek kadar az olmasıdır. Oysa üniversite içinde olsun üniversite dışında olsun, edebiyat üzerindeki konuşmaların, tartışmaların ve eleştirilerin, ayıklanmamış sorunlar ve açıklanmamış kavramlara dolandığı bir ortamda, ortaya sürülen düşünceler çoğu kere bulanıklıktan kurtulamıyor. Bundan ötürüdür ki, edebiyat kuramlarını inceleyip açıklamak, eleştiri yöntemlerini gözden geçirmek ve bazı sanat sorunlarını, çözmek değilse de, açıklığa kavuşturmak, özellikle edebiyat öğrencileri için yararlı olacak gibi geldi bize.

Ne var ki kuramlar ve yöntemler çok çeşitli. “Sanat nedir?” veya daha sınırlı olarak “edebiyat nedir?” sorusuna yüzyıllar boyu türlü cevaplar verilmiştir. Bunları değişik ilkelere göre tasnif etmek mümkün; tarih sırasına göre; öznelci veya nesnelci; bilgisel veya duygusal olmalarına göre v.b. Bu kitapta kullanılan tasnif şu ilkeye dayanıyor: Bir sanat olayında rol oynayan dört unsur vardır: Sanatçı, eser, okur ve bunların içinde bulunduğu dış dünya (toplum). Aralarındaki ilişkiler bazen şöyle bir şemayla gösterilir:

SANATÇI ESER OKUR TOPLUM

Dikkat edilirse görülür ki sanat kuramları yukarıdaki şemada yer alan dört unsurdan birine yönelirler. Bazıları sanatı sanat yapan özellikleri, eserin dış dünya ile olan ilişkilerinde bulur ve bir aynaya benzetir sanat eserini; insanı, hayatı, toplumu yansıtan bir aynaya. Bazı kuramlarsa sanatçıda ararlar sanatın sırrını. Bunlara göre duyguların anlatımı (ifadesi) dir sanat. Yine başka birtakım kuramlar, dış dünyayı ve sanatçıyı değil de okuru alırlar ön plana. Bu defa sanatın özü okurda (dinleyicide, seyircide) uyandırdığı estetik zevk veya heyecanda aranır. Nihayet, sanatın özünü eserin başka şeylerle ilişkisinde değil de doğrudan doğruya eserin kendisinde arayan biçimci kuramlar var. Bunlara göre sanat eserini diğer yapıtlardan ayıran özellik, sanat eserlerine özgü bir yapıdır. Kitabımızda, bu dört ayrı sanat anlayışına örnek olacak ana kuramları seçtik ve bunların sanatın özü ile işlevi konusundaki iddialarını açıklamaya çalıştık. Gerçi başka kuramlar da vardır ama öyle sanıyoruz ki bunlar sözünü ettiğimiz dört tutumdan birine uyar ve incelediğimiz kuramlardan birinin biraz değişik bir şeklidir. Eleştiri yöntemlerini de yine, dış dünyaya, sanatçıya, okura ve esere dönük yöntemler olarak ele aldık. Bunlardan bazıları zaten bu kuramların getirdiği yöntemlerdir; bazıları ise her ne kadar belli bir kurama bağlı sayılmazlarsa da ilgilerinin doğrultusu onları yukarıdaki tasnife elverişli kılmaktadır. Yalnız şunu söyliyelim ki bu yöntemlerin her birini ayrıntılarıyla incelememiz, bu kitabın sınırları içinde imkânsızdı. Olsa olsa ana çizgilerini ortaya koymak, esere bakış açılarını belirtmek ve eksik yanlarına kısaca işaret etmekle yetinmek zorundaydık. Unutmamak gerekir ki bu kitap edebiyat kuramlarına ve eleştiri yöntemlerine bir giriş olmaktan öte bir iddia taşımıyor.

“Edebiyat ve Hakikat” ile “Estetik Yargılar” bölümleri daha önce Yeni Dergi’nin Mart ve Aralık 1965 sayılarında yayımlanmışlardı. Bu makaleler ufak tefek değişikliklerle elimizdeki kitaba alınmışlardır.

Berna Moran

İstanbul 1972

BİRİNCİ KISIM

BİRİNCİ BÖLÜM
YANSITMA KURAMI I

“Sanat nedir?” sorusuna verilen ilk cevap (hiç değilse Batı’da) sanatı bir yansıtma, benzetme, ya da taklit olarak görme eğilimindeydi. Sanat eserlerinde gördüğümüz, doğadır, insandır, hayattır ve sanatçı eserinde bize bunları yansıtır; bir ayna tutar dünyaya sanki. Platon’un Devlet diyaloğunda Sokrates, Glaukon’a ressamın yaptığı işi anlatmağa çalışırken “İstersen bir ayna al eline, dört bir yana tut. Bir anda yaptın gitti güneşi, yıldızları, dünyayı, kendini, evin bütün eşyasını, bitkileri, bütün canlı varlıkları”1 diyerek, ressamın yaptığı işin dünyaya bir ayna tutmak olduğunu söyler ve biraz aşağıda şairin de ressamdan farklı olmadığını belirtir: “Tragedya şairinin de yaptığı bu değil mi? Benzetme değil mi onun yaptığı da?”

Sanatı bir yansıtma olarak görmek yüzyıllar boyu devam etmiş ve zamanımıza kadar gelmiş bir kuramdır. Bu görüşü savunanların sık sık başvurduğu ‘ayna’ benzetmesi de düşüncelerine ışık tutan açıklayıcı bir benzetmedir. Lucas de Heere, on altıncı yüzyılda Van Dyck’ın resimlerini överken diyor ki: “Bunlar ayna, evet resim değil ayna bunlar”.3 Leonardo da Vinci de resimle ayna arasındaki benzeyişe işaret eder:

Eğer yaptığınız resmin, doğada konu olarak seçtiğiniz nesnelere tam benzeyip benzemediğini anlamak istiyorsanız bir ayna alın ve bu nesnelerin orada nasıl yansıdığına bakarak aynada gördüğünüzü resminizle karşılaştırın.4

Sanat eserini aynaya benzetmek yalnız resim sanatı için söz konusu değildi; Sokrates’in dediği gibi şairin yaptığı da bir yansıtmaydı. Yunan şairi Simonides’in “Resim sessiz bir şiir, şiir konuşan bir resimdir” sözü de, eleştiri tarihinde sık sık rastladığımız bir fikri dile getirir. Ayna benzetmesini on sekizinci yüzyılda Dr. Johnson edebiyat için kullanır ve Shakespeare’i överken, okura hayatı doğrulukla yansıtan bir ayna tuttuğunu söyler.5 Daha zamanımıza yaklaşırsak başka örnekler de bulabiliriz. Stendhal, Kırmızı ve Siyah’da aynaya benzetir romanı: “Yol boyunca gezdirilen bir aynadır roman” (Bölüm 13). Marksist Plehanov için de “Edebiyat ve sanat hayatın aynasıdır.”6 Bizde de, örneğin, Recaizade Ekrem, Araba Sevdası’na yazdığı önsöz’de, hikâye ve romanın “birer ibret aynası” olduğunu söyler.

Bütün bu sanatçıların, eleştiricilerin ve düşünürlerin paylaştıkları bir anlayış, sanatın en önemli özelliğinin doğayı insanı, hayatı, kısaca gerçekliği yansıtmak olduğudur. Sanat ile gerçeklik arasında daima bir ilişki bulmakta ısrar edilmesine şaşmamak gerekir, çünkü ne de olsa sanatla insan, doğa ve hayat arasında sıkı bağlar vardır. Gelgelelim nasıl bir gerçekliği yansıtır sanatçı? Gerçeklik nedir? Bu sorulara verilen cevaplar farklıdır. Yansıtılan gerçeklik kavramı yazar, düşünür ya da estetikçiler için başka başka anlamlar taşımıştır elbet. Bundan ötürü bu öğretiyi açıklamak bir bakıma, gerçeklik kavramına verilen anlamları belirtmektir. Genellikle ‘gerçekliği yansıtma’ deyince belli başlı üç görüşle karşılaştığımızı söyliyebiliriz. Birincisi sanatın görüngüyü olduğu gibi (yüzey gerçekliği) yansıttığı düşüncesidir. İkincisi genel’i (tümeli) ya da özü yansıttığını söyler. Nihayet sonuncusu da sanatın ideal olanı yansıttığına inanır. Ama ortaya atılan yansıtma kuramlarını iki döneme ayırmak doğru olur, çünkü on sekizinci yüzyılın ortalarına kadar ileri sürülenler aynı geleneğin çizgisi üzerine yerleştirilebilir ve daha çok Aristoteles’in çeşitli yorumları olarak ele alınabilirler. On dokuzuncu yüzyıldan bu yana ise yansıtma kuramı biraz daha başka bir kılık altında ve doğrudan doğruya Aristoteles’den hareket etmeksizin ileri sürülmüştür. Bundan ötürü, ilk önce on sekizinci yüzyılın ortalarına kadar olan dönemde yansıtma kuramının belli başlı üç şeklini inceleyelim.

Sanat Görüngü Dünyasını Yansıtır

Sanatçının şu gördüğümüz dünyayı, buradaki nesneleri, insanları, elinden geldiğince onlara sadık kalarak yansıttığına ya da yansıtması gerektiğine inanır bu kuram. Doğalcı olan bu anlayışa göre, sanatçı bize hayatı, ya da hayatın bir parçasını, bir yönünü, bir kesitini olduğu gibi sunar. Yüzeysel bir gerçekliğin kopyasıdır eser. Bu basit yansıtma (benzetme) anlayışının Eski Yunan’da yaygın olduğu anlaşılıyor. Hepimizin bildiği hikâyeler vardır bu konuda. İ.Ö. V. yüzyılın sonlarında resimleriyle ün salmış olan Zeuxis, elinde üzüm tutan bir çocuğun resmini yapmış ve üzümler öylesine gerçek gibi duruyorlarmış ki kuşlar gelip yemeye kalkışmışlar. Bundan dolayı övüldüğü zaman, Zeuxis, üzülerek, “çocuğun resmini daha iyi yapabilseydim kuşlar ondan korkardı” demiş. Aynı çağda yaşayan Parrhasios’un yaptığı bir perde resmiyle rakibi Zeuxis’i aldattığı ve gerçek perde sandırdığı bilinen hikâyelerdendir yine.

Resmin de edebiyatın da, özü ya da ideali değil de görüngü dünyasını (duyular dünyasını) yansıttığı inancında olduğu için, Platon’u birçok bakımlardan bu kuramın temsilcisi olarak inceleyebiliriz.

Sanatla ilgili sorunlara ilk kez ciddiyetle eğilen Platon’un sanat kuramı tutarlı bir sistem değildi. İon, Şölen, Devlet, Phaidros, Sofist, Kratylos ve Kanunlar gibi diyaloglarında sanat hakkında bazen birbirini tutmayan fikirlere rastlamamızın bir nedeni de, herhalde Platon’un fikirlerini zamanla değiştirmiş olmasıdır. Ne ki biz burada edebiyat ile ilgili görüşlerini inceleyeceğimizden tartışmalara sebep olmuş, müzik, heykel, mimari ile güzellik arasındaki bağlara değinen bazı sorunları bir yana bırakacağız. Bizi ilgilendiren edebiyat olduğu içindir ki bu kitapta Platon’un kuramını, yansıtılanın görüngü dünyası olduğunu ileri süren bir kuram olarak inceliyoruz. Eğer Platon’un estetiğinin bütünü söz konusu olsaydı, bu kuramdan ayrıldığı yerler üzerinde durmamız gerekirdi. Platon’un görüşlerini incelerken başlıca iki ana soruya eğileceğiz:

1) Edebiyatın özü nedir?

2) Edebiyatın etkisi nedir?

Platon’un bu sorulara verdiği cevapları araştırmadan önce felsefesinin temel düşüncesini hatırlamalıyız. Platon göreceliğe (relativism) inanmış Sofistlerin aksine kesin bilgiye susamış bir adamdı. Değişmeyen, insandan bağımsız, mükemmel bir gerçekliğin varlığını kanıtlamaya çalıştı. Böylece, durmadan değişen duyu dünyasına karşılık, ancak düşünce ile kavranabilen değişmez bir idea’lar (form’lar) dünyasına inandı. Bilindiği gibi Platon’un felsefesinde asıl gerçeklik, duyularla değil de zihinle kavranabilen idea’lar (form’lar) dünyasıdır. Bizim gördüğümüz, beş duyumuzla algıladığımız şu maddesel dünya, ağaçları, denizleri, insanları, hayvanları, evleriyle ancak bir kopyadan (mimesis’den) ibarettir. Bunlardan her birinin bir ideası vardır ki asıl gerçek olan odur. Durmadan değişen, daima oluş halinde bulunan duyu dünyası hakkında sağlam ve kesin bir bilgiden söz edemeyiz. Gerçek bilgi değişmeyen ideaların bilgisidir ve bundan ötürü filozof da ancak aklın objesi olabilen idealar dünyasını kendine bilgi konusu olarak seçer.

Kendisi bir taklit, (yansıtma) (mimesis) olan bu duyular dünyasının bir kısmı (unsurlar, hayvanlar, bitkiler, insanlar vb.) Tanrı tarafından, bir kısmı ise (binalar, âletler, eşyalar vb.) insanlar tarafından meydana getirilmiştir. Ama gerçeklik derecesi bir kopyanınkinden de aşağı olan şeyler vardır. Tanrının eserleri arasında yalnız doğal nesneler yoktur, bir de bunların yansıları vardır: Parlak yüzeylerde (örneğin suda) nesnelerin yansımaları gibi. Bunlara Platon eidola (görüntü, image) diyor. Eidola’ların gerçeklik derecesi büsbütün azdır. Duyular dünyasının kendisi ideaların bir kopyası olduğu için gerçeklikten bir derece uzaklaşmıştır zaten, eidola’lar ise duyular dünyasındaki nesnelerin kopyaları olduğu için ideaların kopyasının kopyasıdır.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Edebiyat Eleştiri
  • Kitap AdıEdebiyat Kuramları ve Eleştiri
  • Sayfa Sayısı352
  • YazarBerna Moran
  • ISBN9789754707045
  • Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
  • Yayıneviİletişim Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 – Sabahattin Ali’den Yusuf Atılgan’a ~ Berna MoranTürk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 – Sabahattin Ali’den Yusuf Atılgan’a

    Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 – Sabahattin Ali’den Yusuf Atılgan’a

    Berna Moran

    İncelemesinin 2. cildinde 1950-75 döneminin onbeş eserini ele alan Moran, bu dönemde düzen eleştirisi sorunsalının merkeze oturduğunu tespit ediyor. Bu etkenin geleneksel halk edebiyatına...

  2. Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 – Ahmet Mithat’tan A. H. Tanpınar’a ~ Berna MoranTürk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 – Ahmet Mithat’tan A. H. Tanpınar’a

    Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 – Ahmet Mithat’tan A. H. Tanpınar’a

    Berna Moran

    Doğu-Batı sorunsalı çerçevesinde, tarihî gelişimi içinde Türk romanının incelenmesi. Sekiz romancı, Ahmet Mithat, Recaizade Ekrem, Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halide Edip Adıvar,...

  3. Edebiyat Üzerine / Makaleler – Röportajlar ~ Berna MoranEdebiyat Üzerine / Makaleler – Röportajlar

    Edebiyat Üzerine / Makaleler – Röportajlar

    Berna Moran

    Türk edebiyatının en önemli eleştirmenlerinden biri; belki de birincisidir Berna Moran. Edebiyat algımızda yön gösterici bir rol oynayan yazılarıyla, zengin fikrî altyapısıyla, tartışan ve...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Kuzular Vadisi ~ Üstün DökmenKuzular Vadisi

    Kuzular Vadisi

    Üstün Dökmen

    İyi insanlara ilişkin bir roman… Yaşam çatışmaların, çelişkilerin sürdüğü bir döngü… Bu döngü içinde yer alan insan ilişkilerindeki roller genellikle “kurt” ve “kuzu” ikilemi...

  2. Zulmün Artsın ~ Yaşar KemalZulmün Artsın

    Zulmün Artsın

    Yaşar Kemal

    “Egede, Akdeniz yörelerinde gene ormanlar yanıyor. Benim şaşırdığım daha yanacak orman kaldığıdır. Nereden buluyorlar da, bu kadar ormanı yakıyorlar? Ben bu yörelerde dikili ağaç...

  3. İsim Şehir Artist ~ Yılmaz Özdilİsim Şehir Artist

    İsim Şehir Artist

    Yılmaz Özdil

    Yılmaz Özdil, İsim Şehir Hayvan ve İsim Şehir Bitki’den sonra 17 Aralık süreci ve Gezi olaylarını da anlattığı çarpıcı köşe yazılarıyla okurlarıyla buluşuyor. Şimdi...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    ×
    Yukarı
    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur