Dikkat dağıtıcı unsurlarla dolu yoğun hayatımızda düşünmeye gitgide daha az fırsat buluyoruz. Düşünceli bir hayatın düşüncesi bile toplumsal hızlanmanın damga vurduğu çağımızla uyumsuz duruyor. Koşuşturmalı modern varoluşumuz, düşüncelerimizle vakit geçirmeye, yaşadığımız olayların ayrıntılarını değerlendirmeye veya hayatın gizemlerine kafa yormaya alan bırakmıyor.
Bildiğimiz kadarıyla insan, dünyada kelimenin tam anlamıyla düşünme kabiliyetine sahip tek varlık. Peki düşünmek tam olarak ne demektir? Hangi biçimleri alır? Nasıl öğrenilir? Sezgi, mantık, dikkat ve muhakeme kavramlarının düşünmeyle ilişkisi nedir? Düşünmek tek başına yapılan bir eylem midir? Düşünmenin bilişsel ve felsefi boyutları neleri kapsar? Günümüzde kendi aklımızla düşünmek mümkün mü? Düşünmek var olmanın bir yolu olarak görülebilir mi? Eleştirel ve derinlemesine düşünmek neye hizmet eder? Teknolojinin sağladığı kolaylıklar düşünme becerimizi nasıl etkiliyor? Hızlı ve yavaş düşünmek ne demektir? Yürümek, çokça söylendiği gibi düşünmeyi destekler mi?
Danimarkalı psikolog ve felsefeci Svend Brinkmann Düşün’de, etrafımıza merak duygusuyla ve eleştirel gözle bakmamızı sağlayan düşünme sanatını ele alıyor: Düşünceler arasında serbestçe dolaşmayı ve iç sesimize daha fazla kulak vermeyi, hayatı zenginleştirmenin bir yolu, çoğu zaman da başlı başına bir neşe kaynağı olarak sunuyor. Düşünme keyfinin kıvılcımını yeniden yakacak küçük ama etkili bir kitap.
İÇİNDEKİLER
GIRIŞ …………………………………………………………………………………………………………………………………………7
BİRİNCİ BÖLÜM
NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? ……………………………………………………………………………………….21
İKİNCİ BÖLÜM
DÜŞÜNMEK NEDEN ZORLAŞTI? ……………………………………………………………………….39
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MUTLULUK, DÜŞÜNCELI BIR HAYATTIR …………………………………………………..69
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
FORMASYON OLARAK DÜŞÜNMEK……………………………………………………………….85
BEŞİNCİ BÖLÜM
DÜŞÜNCE NEREDEN GELIR? …………………………………………………………………………….111
ALTINCI BÖLÜM
NASIL DÜŞÜNMELI?………………………………………………………………………………………………..129
GİRİŞ
Bundan birkaç yıl önce, (psikoloji alanında verilmediği için) ekonomi alanında Nobel Ödülü kazanmış ünlü Psikolog Daniel Kahneman’ın harika kitabı Hızlı ve Yavaş Düşünme1 üzerine bir eleştiri yazısı yazmıştım. Başlığından da anlaşılacağı üzere, kitap insan düşüncesinin iki sistem vasıtasıyla işleyişini ele alıyor: Bunlardan biri, sezgisel ve genellikle oldukça etkili olan, fakat doğası itibarıyla hata yapmaya müsait hızlı düşünme; diğeri de zihinsel açıdan daha talepkâr, fakat genellikle daha güvenilir olan yavaş düşünme. Yazıda, burada da tekrarladığım, Kahneman’ın iyi bilinen örneklerinden birini anmıştım. Aşağıdaki problemi okurken, bu basit işlemin cevabını otomatik olarak, bir çırpıda vermeye çalışın; aradan bir-iki dakika geçtikten sonra ise, cevabı sistemli olarak bulun.
Bir beyzbol sopası ve topu 1,10 dolar.
Beyzbol sopasının fiyatı, topunkinden 1 dolar fazla.
Topun fiyatı ne?
Çok kolay, diyebilirsiniz. Çoğu kişinin hızlı, sezgisel cevabı 10 sent’tir. Gerçekten de ilk bakışta öyleymiş gibi görünebilir ancak biraz daha derin ve uzun düşündüğünüzde bunun yanlış olduğunu fark edersiniz. Top 10 sent olsa, sopa da ondan 1 dolar pahalı olsa, sopanın fiyatı 1,10 dolar olur ki bu da toplam fiyatı, ilk öncüldeki koşulun üzerine çıkarır. Doğru cevap, topun 5 sent (sopanınsa 1,05 dolar) olduğudur. Temel matematik gibi görünse de, hızlı düşünenler için –siz okurlar gibi yetenekli yetişkinler için bile– cevap ilk bakışta aşikâr olmayabilir. Bu örnekte görüldüğü gibi, sezgilerinizi veya iç sesinizi dinlemek her zaman en iyi yol değildir. Bazı soru ve problemlerde yavaşlamak daha iyi sonuç verir. Kişisel gelişim kitabı ve yöneticilik rehberi yazarları dahil pek çok kişinin savunduğunun aksine, ilk akla gelen her zaman doğru değildir.
Bu örneği sırf Kahneman’ın tüm kariyerini adadığı bilişsel hataları mükemmelen örneklediği için vermiyorum. Bu problem, yazdığım yazıyı okuyan, hiç tanımadığım öfkeli bir kadının beni aramasına sebep oldu. Gayet aklı başında görünen kadın, bana yaptığım bariz hatayı göstermek istiyordu: Topun fiyatının 10 sent olduğu gün gibi açıktı! Bunu anlayamadığım için benden neredeyse utanıyordu. Sabırla ona işlemi anlatmaya çalıştıysam da bana mısın demedi. (Kendiniz kalabilmek üzerine bir kitap yazmış olabilirim ama orada kastettiğim tam olarak bu değildi!)
Beni arayan kadın hararetle bana neden yanıldığımı açıklıyordu. Beni düzeltmek belli ki onun için çok önemliydi. (Onun gözünde) sorunu bir türlü kavrayamayışım onu rahatsız ediyor ve bana yardımcı olmak istiyordu. Bu kaygısı, Kahneman’ın, okurlarının daha iyi düşünmesine yardımcı olarak bilişsel hataları olabildiğince azaltma arzusuna yakındı. Çoğumuz için düzgün –belli ahlâki erdemlere uygun– davranılmasının yanı sıra düzgün düşünülmesi ve böylece belli entelektüel erdemlere uygun davranılması da önemlidir. İyi davranmak kadar iyi düşünmek de mühimdir çünkü bu, gerçeklerle irtibat kurmamızı sağlayarak öğrenmemize yardımcı olur. Ayrıca dünyanın iyileştirilmesi gereken yanlarını tespit etmemizi sağlayan eleştirel düşünceyi de teşvik eder. İyi ve derin düşünce –bence– gerçek bir keyif kaynağı da olabilir. Özellikle de kendi aklımızla düşündüğümüzde. Antik Yunan filozofları, düşünmenin, düşünceliliğin ve tefekkür içeren bir hayatın verdiği keyfi yücelterek bunu insanın en önemli görevi kabul etmiştir. Bu kitabın amacı da bu: Düşünceli bir hayatı savunmak.
Elbette Kahneman’la telefondaki kadının arasındaki fark, birinin haklı, diğerinin haksız olması. İşlemin tek bir doğru cevabı var; diğer cevapların tümü yanlış. Düşünmenin temel normatifliği burada öne çıkıyor: Düşünme kapasitemizden yararlanmanın az veya çok doğru yolları var. Basitçe, iyi ve doğru düşünmenin normları var ve bunları öğrensek iyi olur. Bu kitabın konularından biri, düşünmeyi öğrenmenin, formasyon (Almanların tabiriyle Bildung) denen sürecin, yani gelişmiş bir düşünen insan olmayı öğrenme sürecinin parçası olduğu. Bunu kitabın ilerleyen bölümlerinde ayrıntılı olarak ele alacağız. Düşünmek, iyi bir hayat sürmenin esası.
Bildiğimiz kadarıyla insan, dünyada kelimenin tam anlamıyla düşünme kabiliyetine sahip tek yaratık. Bütün hayvanlar sezgisel olarak riskleri hesaplar (aslanın yemeğini çalmaya kalkan sırtlan, ona yem olma riskini tartar) fakat bir tek insanlar gerçek hesaplamalar yapar çünkü rakamlar ve matematik sembolleri dünyasına yalnızca insanların erişimi vardır. İnsan aynı zamanda hayatın anlamı, adil bir toplumun doğası ya da bir tanrının olası varlığı üzerine düşünebilen tek yaratıktır. Bunları yapabiliyoruz çünkü yansıtıcı, yani nasıl düşündüğümüz hakkında düşünme kabiliyetine ve felsefeci Ludwig Wittgenstein’ın “düşüncenin vasıtası”2 olarak adlandırdığı dile sahibiz. Geçmiş, gelecek, iyi, kötü ve düşünmek de dahil diğer soyut meseleler hakkında düşünmek için dile ve kavramlarına ihtiyacımız var.
Gelin görün ki, düşünme normatif –yani doğru veya yanlış– olsa da ve bazı normları nesnel görünse de (örneğin, mantık alanınınkiler), kendi aklımızla düşünmeyi öğrenmek önemlidir. Gelişmiş insan, parçası olduğu tarihi ve toplulukları anlar ve bağımsız düşünebilir. Kendi sesini geliştirmiş olduğu için, mesele ve sorunlarla ilgili kendi fikirlerini oluşturabilir; ancak bunu yaparken her zaman başkalarını ve yaşadığı dünyayı da hesaba katar. Nitekim hümanizmin temel fikri budur: Kendi aklınızla düşünmeyi öğrenmek zorundasınız. İyi düşünmeyi. Aklınızı kullanmayı. Ve bunu yapma kabiliyetinizi tehdit eden her şeye direnmeyi. Peki hepimiz kendi koşullarımızın birer ürünü olduğumuza göre bunu nasıl başarabiliriz? Fayda değerinin, gücün ve aceleciliğin hüküm sürdüğü bir dünyada yavaş, derin ve olgunlukla nasıl düşünebiliriz? Bu kitapta bu gibi soruları ele alıyorum. Gerçek anlamıyla düşünmenin hayatta yapabileceğimiz en önemli –ve en insani– şeylerden biri olduğunu savunuyorum. Ne var ki aynı zamanda modern dünyamızın doğasının düşünceliliğe müsait olmadığını, bu nedenle de iyi ve derin düşünmeyi yeniden öğrenmemiz gerektiğini ileri sürüyorum.
YAPMAYI ZATEN BILDIĞINIZ BIR ŞEYI NEDEN PRATIK EDESINIZ?
Tuhaf bir zamanda yaşıyoruz. Çoğumuz yürüyüş yaparken bacaklarımızı gayet iyi kullanabildiğimiz halde, sürekli na….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) İnceleme Psikoloji
- Kitap AdıDüşün - Düşünceli Bir Hayatın Savunusu
- Sayfa Sayısı143
- YazarSvend Brinkmann
- ISBN9789750537257
- Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024