Fıstıklar Takımı Geri Döndü…
Massie Block: Hâlâ harika. Hâlâ trend öncüsü. Hâlâ Octaivan Country Day’in sosyal hayatını yönetiyor …en azından o öyle zannediyor. Zirvede kalmak için Massie, OCG’nin ilk erkekli kızlı Cadılar Bayramı partisini düzenlemeye karar veriyor. Ama hangisinin daha korkunç olduğundan emin olamıyor bir türlü – annesiyle babasının bütün yedinci sınıfları davet ettirmesi mi, yoksa partiyi Claire’le birlikte düzenlemek zorunda olması mı?
Dylan Marvil: Kiloları verdi. Hal ve davranış devam. Yeni ölçülerini bir erkeği kendine aşık etınek için kullanmayı hedefliyor.
Alicia Rivera: Fıstıklar Takımı, önceki sezondan kalma Burberry kazağından bile çabuk lime lime olurken, Alicia’nın yönetimi devralma zamanı belki de gelmiştir.
Kristen Gregory: Kıyafetler paylaşmak içindir. Erkekler değil. Dylan’ın hoşlandığı çocuktan hoşlanıyor. Elde etmek için de her şeyi yapacak.
Claire Lyons: Hâlâ dışarıda. Ama artık onlardan biri olmak istiyor. Fakat o Kedsler’den kurtulması gerçekten şart.
Fıstıklar Takımı… Aralarına girmekten daha zor bir şey varsa, o da aralarında kalabilmek.
Lisi Harrison, MTV için birçok program yazdı ve yönetti. New York’ta oturuyor ve “Fıstıklar Takımı” serisinin diğer kitaplarını yazmakla uğraşıyor.
***
BLOCK MALİKÂNESİ
YEMEK SALONU
19:45
23 Ekim
Massie Block bu kadar güzel olduğu için kendinden nefret ediyordu. Gümüş kaşığını yüzüne doğru tuttu ve kendi yansımasını çabucak inceledi. Koyu renk saçlarının arasına atılan yeni, karamel rengi gölgeler, aynı kuaförü Jakkob’ın söz verdiği gibi gözlerindeki kehribar rengi benekleri belirginleştirip gözlerinin ışıldamasını sağlıyordu. Üzerine poposunu her zamankinden daha kıvrak gösteren kahverengi, süet bir mini etek giymişti ve kollarıyla bacaklan ışıltılı altın pudrayla hafiften parlatılmıştı. Massie kaşığı masaya koydu ve yana doğru itti. Bu kırmızı halılara layık kıyafeti babasının doğum günü yemeğinde harcadığına inanamıyordu, özellikle de bu yemeğin evde, Lyonslar’la yenildiğini düşündüğünde.
“İyi ki doğduuun, sevgili William, iyi ki doğduun sanaa.” İki aile şarkıyı bir dizi sevinçli alkışla bitirdi. Kırk mumu birden üflemeye çalışırken William’ın yüzü mora döndü ve Massie kendini tutamayıp kıkırdadı. Bütün gece boyunca ilk defa gülüyordu.
Blocklar’ın yemek salonunda, mevsim meyve ve sebzeleriyle donatılmış süslü masa dekorları yüzünden birbirlerini tam olarak göremedikleri, şık bir meşe ağacından yapılma masanın etrafında oturuyorlardı. Kristal avizenin damla şeklindeki ampulleri kısılmıştı Kırmızı mumların yaydığı yumuşak, sıcacık ışık, salonun ana aydınlatma kaynağıydı.
Massie annesinin organize etme takıntısı yüzünden iki Lyons çocuğu arasında oturmak zorunda kalmıştı. Solunda, Claire, Cosmo az önce ‘yağ’ tüketmenin zayıflattığını açıklamışçasına kocaman, bol şekerli bir pasta dilimini ağzına tıkıştırıyordu. Massie kafasını çevirdi. Sağında Todd vardı, Claire’in on yaşındaki kardeşi. Massie Todd’un şekerlemeye bulanmış parmaklarıyla tabağının üstünden üzüm suyuyla dolu sürahiye uzanmasını iğrenerek izledi.
“lyy,” diye söylendi Massie kendi kendine.
İncecik kollarını göğsünün üzerinde hafifçe bağladı ve annesine anlamlı bir çok-teşekkür-ederim bakışı attı. Kendra da ona masumca gülümsedi. Massie gözlerini devirdi. Ama gözleri yolculuğunu tamamlayamadan, eteğinin ön kısmının emdiği bir üzüm suyu dalgası onu vurdu.
“Ahmantanrım!” diye haykırdı Massie. Masadan çekildi ve sandalyesinden sıçradı.
“Özür dilerim,” dedi Todd omuzlarını silkerek “Kazara oldu.”
Todd gülmemek için kendisini zor tutuyordu ve Massie yalan söylediğinin farkındaydı.
“Yemin ediyorum, adeta inanılmaz aptal bir kurt sürüsü tarafından yetiştirilmiş gibisin.” dedi Massie eteğini beyaz, bez bir peçeteyle hafif dokunuşlarla silmeye çalışırken.
“Massie ” diye atıldı Kendra. Judi Lyons’a baktı ve kafasını özür dilercesine salladı.
Massie kızardı. Yaptığı yorumun Todd’dan çok anne ve babasını hedef alan bir hakaret olduğunun farkına vardı ama özür dilemek için fazlasıyla üzgündü. Hem ‘özür’ dilemesi gereken biri varsa bu da onlardı yani. Lyons ailesinin Blocklar’ın misafir evine taşındığı işçiler günü tatilinden bu yana Massie’nin hayatının bayağı bir içine edilmişti. Son iki aydır Claire sürekli Massie’nin sinirlerini bozuyordu. Massie’nin okul yolculuğunu mahvetmiş, okulda peşini bırakmamış ve hatta Massie’nin en yakın arkadaşlarını elinden almaya çalışmıştı. Son zamanlarda Todd da dikkatini çekme çabalarına girmişti. Ailece tarzının içine ediyorlardı ve Massie onlardan kurtulmanın çaresini bulamıyordu. Babasının Jay’le ‘eski üniversite arkadaşı’ olmasından nefret ediyordu. Neden Calvin Klein’i seçmemişti ki arkadaş olarak?
Todd bir peçete kapıp Massie’nin eteğini spor bir arabanın kaportasını cilalarcasına ovalamaya başladı.
“Sana yardım etmeme izin ver.”
“Ahh! Benden uzak dur, sapık şey!” diye tersledi Massie ve Todd’un koluna vurdu.
Massie annesinin boynundaki platin zincirin ucunu sağa sola çekiştirdiğini ve masanın bir ucundan kocasına sert bir bir-şeyler-yap bakışı attığını gördü.
“Şekerim, sakin ol,” dedi William kızına. Todd sadece yardımcı olmaya çalışıyor.” Sesi sert ve babacandı. “Sana yeni bir etek alırım.”
“Ama bilerek yaptı,” dedi Massie. “Sürahiyi bana doğru eğdiğini gördüm.”
Kendra yemek tabağının yanındaki zarif, porselen zili kaldırdı ve yanlarında yaşayan, evin hizmetçisi Inez, çarpma kapıdan salona koşarak dalana kadar salladı.
“Buyrun, Bayan Block?” Inez temizlikçi kıyafetinin önlüğünü çekiştirdi ve eliyle başının arkasında sıkıca toplanmış saçlarını düzeltti. Her şeyin yerli yerinde olmasını seviyordu.
Kendra iç geçirdi ve bakışını Massie’ye yöneltti.
Inez lekeye tek bir bakış attı ve tekrar mutfağa geri koştu. Bir şişe maden suyu ve süngerle geri döndü. Massie kollarını kucağından kaldırdı ve Inez de kemikli kollarıyla el verdiğince hızlı ve güçlü bir şekilde ovalamaya başladı.
“Todd, bunu bilerek mi yaptın?” diye sordu Judi Lyons oğluna. Ağzına çikolata kaplı bir çilek attı ve ağzı kapalı çiğnemek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
“Tabii ki bilerek yaptı,” diye cıyakladı Massie. “Masaya oturduğumuzdan beri bana kocaman, nemli öküz gözleriyle bakıp duruyordu zaten.”
“Oğlum, öyle gözüküyor ki sen de tıpkı baban kadar çekicisin,” dedi Jay Lyons ve koskocaman göbeğine vurduktan sonra çok içten bir kahkaha patlattı.
Todd parmak uçlarını öptü ve göz kırptı. Massie dışında herkes güldü.
“Tebrik ederim, Todd. Sonunda senin farkına varmamı sağladın,” diye tısladı Massie. “Yarın sabah seni tekrar unuttuğumda ne yapacaksın? Odamı ateşe mi vereceksin?”
Claire peçeteyi kucağından aldı ve tabağına fırlattı.
“Neyse, en azından kirlenen sadece bıı kıyafet, öyle değil mi?” dedi Claire. “Bir yerin acımadı, incinmedi ya?”
“O ‘sadece bir kıyafet’ değil, Kıh-leeyır.” diye cevapladı Massie ve eteğini çekiştirdi “Bu süet bir etek.”
“Ah,” dedi Claire. Sonra da kendi kendine güldü.
“Ne var?” diye tersledi Massie.
“Bilirsin işte, kıyafetlerin senin için bu kadaaaaar önemli oluşu komiğime gitti. Hepsi bu kadar.”
“Aslını söylemek gerekirse Claire, kıyafetlerin senin için nasıl da önemsiz olduğu da bana ‘komik’ geliyor. O b.k rengi boğazlı kazağı bu hafta üç kez giydin. Ve bilinmeyen bir sebepten ötürü serseri çocuklar için oldukları apaçık olan, şu fitilli kadife pantolonların kızlar için olduğunu düşünüyorsun,” dedi Massie ve Todd’u gösterdi. “Bilirsin işte kardeşin gibi tipler için.”
Kadının ne kadar sert ovaladığını fark edince Inez’in elinden kendini kurtardı. Eteğinin üzerinde sarı sünger parçacıkları vardı. Massie yıkıldı. Ona en çok yakışan eteğiydi bu ve artık köpeciği Bean için bir yastık olmasına ramak kalmıştı. Sanki tüm bu olanlar Claire’în suçuymuş gibi gözlerini ona dikti.
“Sana bir ipucu vereyim, Claire. Bir dahakine bütün gardırobunu J. Crew katalogundan düzmeye karar verdiğinde, erkek kısmını geç,” dedi Massie. “Kadın kıyafetleri daima arkadadır.”
“Sen nereden bileceksin ki?” diye sordu Claire fitilli kadife pantolonuna bakarak. “Senin bir ka-ta-Iog’dan alışveriş yapmaya tenezzül etmeyecek kadaaar trendy olduğunu zannediyordum.” Claire ‘katalog’ kelimesini ‘sümüklü sandviç’ der gibi telaffuz etti.
“Hey, n’ooluyor kızlar, sakinleşin. Hep birlikte alışveriş merkezine gidip sana yeni bir etek alacağız tamam mı? Çok eğlenceli olacak!” dedi Judi Lyons ve tombul ellerini çırparak az önce artık Noel’i yılda beş kez kutlamaya başlayacaklarını açıklamışçasına gülümsedi.
Massie teklife cevap vermek zorunda kalmamak için Pellegrino şişesine vurmaya başladı. Judi Lyons’un seçtiği bir şeyi giymek zorunda kalmak kadar kötü bir durumu daha hayal edemiyordu. Bütün aile turist gibi giyiniyordu -aşırı büyük tişörtler, rengi solmuş kotlar ve rahat ayakkabılar.
“En azından benim dünyam insanların dış görünüşüm için ne düşündüğü hakkında dönmüyor.” Claire uzamış perçemlerinin gözlerine girmesini engelleyen tel tokayı tutup sarı saçlarından çekti. Yüzüne dökülen saç tellerini topladı ve onları yana doğru tokaladı.
“Hey, buraya kutlama yapmak için geldiğimizi düşünüyordum,” dedi Jay Lyons. “En son hatırladığım kadarıyla burda bir parti vardı.” Tabağından bir parça limonlu kek aldı ve Bean için masanın altına uzattı.
Massie süslü köpeciğinin teklife karşılık olarak minnacık siyah burnunu kıvırmasını büyük bir hazla izledi. Kalçasına vurdu ve Bean ona koştu.
“Baba, partini mahvetmek istemezdim,” dedi Massie William’a. “Olay şu ki, ben görünüşüme özen veriyorum.” Yere uzandı ve Bean’in boynundaki tüylü, turkuvaz tasmayı düzeltti. “Bana bunu sen öğretmiştin hatırlıyor musun?”
“Elbette hatırlıyorum, tatlım,” dedi William. “Ve bence her zaman mükemmel gözüküyorsun.”
“Ama şu her şeyi mahvetti,” dedi Massie Todd’a dik dik bakarak.
Todd başını ellerinin arasına aldı, perişan ve pişman olmuş gibi yavaşça bir ileri bir geri sallanmaya başladı. Massie numara yaptığını çakmıştı ama belli ki Claire’in hiçbir fikri yoktu.
“Massie, özen ve takıntı arasında bir fark vardır,” dedi Claire. Kolunu Todd un omzuna koydu ve “On yaşındakilere bir etek yüzünden bağırmaya başladığında, olay takıntıya dönüşmüş demektir,” diye devam etti. Bardaktaki sodasına uzanırken Claire’in eli titredi.
Salon sessizdi.
“Claire doğru bir konuya parmak basıyor, tatlım,” dedi Kendra. Parmaklarını ipek parlaklığına sahip saçlannda gezdirdi. “Dokuz yaşından bu yana bir gün olsun bu evin kapısından elinde bir alışveriş poşeti olmadan girmedin.”
“Bu doğru değil,” dedi Massie ve ellerini ağzına götürerek dimdik durdu.
“Doğru,” dedi Claire. “Benim burada olduğum iki ay içersinde dört kez New York’a alışverişe gittin. Peki ya okuldan sonra Westchester alışveriş merkezine gitmelere ne demeli?”
“Kıyafet bir gerekliliktir.” dedi Massie. “Etrafta çıplak dolaşamam herhalde, değil mi?”
“Kim demiş?” diye atıldı Todd, suratında şeytani bir gülümseme belirdi. “Bence çıplak dolaşabilirsin.”
“Todd!” diye uyardı Judi.
“O sadece şaka yapıyor, canım,” dedi Jay. “Öyle değil mi oğlum?”
“Hayır,” dedi Todd. Kahkaha atıp kafasını sallayan babasına göz kırptı.
Massie Todd’a baktı ve gözlerini devirdi.
“Sen bir alışverişkoliksin,” dedi Claire. “Bir ay boyunca yeni kıyafet almadan duramayacağının iddiasına girerim.
“Ah, öyle mi? Şey, sen de bir tekrar suçlususun. Bir ay boyunca aynı kıyafeti ikinci kez giymeden edemeyeceğinin iddiasına girerim,” dedi Massie. “Kedsler de dahil.”
“Massie!” diye uyardı Kendra ve William aynı anda.
“Tamam,” dedi Claire ve Massie’yle göz göze gelmek için yerinden kalktı. “Kaybeden bir hafta boyunca diğerinin gardırobundan giyinmek zorunda olacak .”
Okula giderken yüksek belli Gap pantolon ve spor ayakkabı giyme düşüncesi yüzünden Massie nin gözleri korku ile büyüdü.
“Asla,” dedi Massie. “Benim kıyafetlerimi giymek senin için şans olur. Bu bir ceza olmaz -ödül olur. Kötü bir şey olmalı.” Massie düşünürken kolundaki cazibe bilekliğini kıvırdı. “Buldum, kaybeden bir hafta boyunca okula giderken benim eski kar kıyafetlerimden birini giymek zorunda olacak. Yani, tayt, kar gözlüğü, kayak botları, eldivenler ve bir de bere.”
“Massie, saçmalıyorsun,” dedi Kendra.
Massie’nin dikkati Claire’deydi.
“Peki,” diye katıldı Claire. Kolunu uzattı ve Massie elini kaptı. Uzun bir süre tokalaştılar çünkü ikisi de çekilen ve pes eden olmak istemiyordu.
“Bu harika oldu, Claire, sana teşekkür ederim,” dedi William hınzır bir gülüşle. “Az önce benim bir ton paramı kurtardın.”
Ebeveynler güldü. Ama Massie ve Claire’in ifadesi değişmedi. Ağızları sıkıca kapalıydı ve ikisinin de gözlerinden kararlılık okunuyordu.
Sonunda Massie çalan telefonunu açmak için elini çekti. Telefonunu eteğinin kemerine takılmış, üzerinde Louis Vuitton’un harfleri olan kabından çıkarttı ve salondan çıktı. Bean takip etti.
“Alo?” dedi Massie. Oturma odasındaki krem rengi halının etrafında dolanıyordu.
“Hey, ben Alicia. En azından on dedikodu puanı değerinde haberlerim var.”
“Düşmanlık Ömür Boyu” için 2 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Diğer Edebiyat Gençlik Kitapları
- Kitap AdıDüşmanlık Ömür Boyu
- Sayfa Sayısı218
- YazarLisi Harrison
- ÇevirmenZübeyde Yayman
- ISBN6050058147
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviArtemis Yayınları / 2008
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yeşil Kiraz 2 ~ Gülten Dayıoğlu
Yeşil Kiraz 2
Gülten Dayıoğlu
Kiraz, birinci kitabın sonunda geçmişten sıyrılıp yepyeni ufuklara açılmaya hazırdı. Başından geçen bütün tatsız olaylara rağmen, tepeden tırnağa umut yüklüydü, kendini içinde şafak söküyormuş...
- Momo ~ Michael Ende
Momo
Michael Ende
Momo ya da zaman hırsızlarının ve çalınmış zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf öyküsü… Momo karşısındakileri, aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde...
- Harry Potter ve Felsefe Taşı ~ J. K. Rowling
Harry Potter ve Felsefe Taşı
J. K. Rowling
Harry Potter sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektuplarla yaşamı değişir: Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na kabul edilmiştir. Burada...
10 PUAN DEĞERİNDE OYUM VAR BU KİTABA..:D
Harika bi kitap herkese okuması için tavsiye ediyorum, kesinlikle zaman kaybı değil.(10 numara 5 yıldız:))