Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Dukan Diyeti
Dukan Diyeti

Dukan Diyeti

Dr. Pierre Dukan, Zeynep Kumruluoğlu

FRANSIZLARIN DÜNYANIN EN İNCE VE FORMDA HALKI OLMASININ GERÇEK NEDENİNİ KEŞFEDİN Dukan Diyeti, 4 adımda zayıflamanızı sağlayacak eşsiz bir programdır. İlk iki adım istenmeyen…

FRANSIZLARIN DÜNYANIN EN İNCE VE FORMDA HALKI OLMASININ GERÇEK NEDENİNİ KEŞFEDİN

Dukan Diyeti, 4 adımda zayıflamanızı sağlayacak eşsiz bir programdır. İlk iki adım istenmeyen kilolarınızdan kurtulmanızı, diğer ikisiyse ulaştığınız kiloyu yaşam boyu koruyabilmenizi sağlar.

1. Adım: Atak
Protein bakımından zengin 72 yiyeceği 2-7 gün boyunca, istediğiniz kadar yiyin.

2. Adım: Seyir
28 çeşit sebzeyi ekleyerek, protein bakımından zengin yiyecekleri yemeye devam edin.

3. Adım: Güçlendirme
Meyve, ekmek, peynir ve nişastalı yiyecekleri de programınıza ekleyin.
Haftada 2 öğünde de kendinizi ödüllendirin.
Verilen her kilo için 10 gün hesabıyla, bu adımın süresini kendiniz belirleyin.

4. Adım: Koruma
Aralarında ‘Protein Perşembelerı’nin de olduğu, 3 basit kuralı izleyin…
Yeniden kilo alma endişesi olmadan istediğinizi yiyin.

Meslek yaşamını, diyet yaparak ulaştıkları kilolarını korumaya çalışanlara yardım etmeye adamış Fransız tıp doktoru Dr. Pierre Dukan tarafından tasarlanan Dukan Diyeti, 35 yıllık klinik deneyimin ürünüdür. Dukan Diyeti, alışılmış pazarlama taktikleri uygulanmadığı halde, Fransa’yı kasıp kavurmuş ve bu zayıflama programını uygulayıp başarılı sonuç elde eden pek çok kişi tarafından bir numaralı diyet ilan edilmiştir. Dukan Diyeti’nin takipçilerinin bugün Fransa’da 5 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Kalori hesabına gerek duyulmadan kolayca uygulanan Dukan Diyeti, uzun süreli başarı için açık ve basit kurallar, planlanmış menüler ve lezzetli tarifler sunar.

Fransa’daki büyük başarısı bir yana, Dukan Diyeti 20 farklı ülkede uygulanmış ve 10 dile çevrilmiştir. Çok sayıda uluslararası gözlemci, dünyadaki kilo sorununu ortadan kaldırabilecek yöntemin bu olduğu görüşünde birleşmektedir.

***

Sağlık uzmanlarının dikkatine önsöz

20 milyon Fransız aşın kilolu ve her yıl 35 ila 40 bini bu nedenle ölüyor. Bu kimin umrunda? SİZİN! Ama ne yapacağınızı bilmiyorsunuz…

Size benim yöntemimi öneriyorum

Benim olduğu için değil, 35 yılı bu deneyimle geçen bir ömrün ardından, bildiğim bütün yöntemler içinde en iyisinin bu olduğundan emin olduğum için!

Kanıtlar mı?

Üç milyondan fazla Fransız bu yöntemi denedi ve yayınlanmasından 10 yıl sonra bile kitap hâlâ Harry Potter’dan sonra en çok satanlar listesinin tepesinde.

4 aşama

En zorundan en rahatına
1.  Atak; kısa ve sarsıcı
2.  Seyir; istenilen kiloya kadar çetin
3.  Güçlendirme; kaybedilen kilo başına 10 gün
4.  Tam koruma; ömür boyu her perşembe protein + asansör kullanımım bırakma + 3 çorba kaşığı yulaf kepeği

174 doktor birden, sentez sayfalarını aynen kopyalayarak bu yöntemi uygulama izni istediler. Ben de EVET dedim. Şimdi sıra sizde! En önemlisi başarmak. En azından deneyelim!

Dr. Pierre DUKAN
Pdt RIPOSTE Monde Derneği
Fazla Kilo ve Obezite önleme Uluslararası Hareketi
Tam Uzmanlığı

*

Çok Önemli Bir Buluşma – Ya da Yalnızca Et Seven Adam

Obeziteyle ilk karşılaşmam, Montparnasse’ta bir mahallede genel tıp pratiği yapan genç bir doktorken, bir yandan Garches’taki bir nöroloji servisinde belden aşağısı felçli çocuklar üzerinde uzmanlaştığım sıralara uzanır.

Hastalarım arasında şaşılacak derecede kültürlü, neşeli ve o zamana kadar düzenli olarak ilgilendiğim, dayanılması güç bir astımı olan obez bir editör bulunuyordu. Bir gün beni görmeye geldi ve ağırlığıyla gıcırdattığı bir İngiliz koltuğuna rahatça yerleşerek şöyle dedi:

“Doktor, sizin tedavilerinizden her zaman memnun kaldım, size güveniyorum ve bugün buraya beni zayıflatmanız için geldim,” dedi.

O dönemde, beslenme ve obezite konusunda, fakültedeyken bana öğretmeye çalıştıkları ve düşük kalorili rejimler ya da her bakımdan normal bir yemeğe benzeyen, ama obezleri güldürüp kaçıracak, oyuncak gibi görünen minyatür porsiyonlu yemekler önermek olarak özetlenebilecek rejimler dışında bir şey bilmiyordum.

Yarım ağızla kem küm ettim, bildiğim birkaç kelimeyi sıraladım. Ancak bu bilimin hiçbir inceliği hakkında bilgim yoktu.

“Hangi bilimden bahsediyorsunuz? Paris’te bu konudaki tüm uzmanlarla görüştüm, hepsi de açlık diyeti önerecekti. Ben zaten ergenliğimden beri 300 kilodan fazlasını kendi başıma verdim, hepsini de geri aldım. Ancak itiraf etmeliyim ki hiçbir zaman tam anlamıyla istekli değildim ve karım da beni kilolarıma rağmen sevmeye devam etmekle, farkında olmasa da bana iyilik etmiş olmuyordu. Ama bugün yalnızca gözlerimi oynatsam soluğum kesiliyor, üzerime uyan hiç giysim yok ve açıkçası, ölmekten korkmaya başladım, doktor.” Son olarak, meslek hayatımın yönünü değiştirecek şu cümleyi ekledi: “Bana istediğiniz diyeti uygulatın, istediğiniz yiyecekleri kesin, hepsini, ama eti değil, eti çok seviyorum.”

Ben de ona nasıl hiç tereddütsüz karşılık verdiğimi hâlâ hatırlıyorum:

“Eh güzel… madem eti çok seviyorsunuz, yarın sabah aç olarak buraya uğrayın, kilonuzu ölçelim, sonra da beş gün boyunca yalnızca et yiyin. Ama koyun, kuzu gibi çok ağır etlerden kaçının ve dananın da en yağlı kısımlarını yemeyin. Hepsini ızgarada pişirin, tüketebildiğiniz kadar sıvı tüketin ve beş gün sonra kilonuzu yeniden ölçmem için bana yine aç olarak gelin.”

“Tamam, anlaştık.”

Beş gün sonra, yeniden geldi. Yaklaşık beş kilo kaybetmişti. İkimiz de gözlerimize inanamıyorduk. Ben az da olsa endişeliydim ama o, aksine, her zamankinden de neşeli bir halde, sağlığına tekrar kavuştuğundan, artık horlamadığından söz etti ve bütün tereddütlerimi dağıttı:

“Devam edeceğim, kendimi muhteşem hissediyorum» hem ziyafet çekiyorum, hem de rejim iyi gidiyor.”

Kan ve idrar tahlili yaptırma sözü verdikten sonra ikinci bir beş günlük tur için anlaştık ve gitti.

Geri döndüğündeyse iki kilo daha vermişti, hem de önüme son derece normal kan örneği sonuçları koydu; ne şeker, ne kolesterol, ne de ürik asit.

Bu sırada, ben de tıp fakültesi kütüphanesine uğramış, etin besleyici özellikleri hakkında daha çok şey öğrenmiş, araştırmamı en değerli üyesi et olan harika protein ailesini kapsayacak şekilde genişletmiştim.

İlk yirmi günün sonunda, tartı kaybedilen ilk on kiloyu gösteriyordu ve kan tahlillerinin sonucu ilki kadar mükemmeldi. Her şey iyi gidiyordu; son kozumu oynayıp henüz kullandırmadığım diğer proteinleri de, karışık süt ve süt ürünleri, kümes hayvanları, yumurtaları da ekledim ve endişelerimi gidermek için, ondan daha fazla sıvı, yani günde 3 litre su tüketmesini istedim.

Hastam sonunda pes etti ve eksikliğinden giderek daha çok şüphelenmeye başladığım sebzeleri de programa eklemeye razı oldu.

Beş gün sonra hiç kilo kaybetmemiş olarak geri döndü. Tabii bu sayede zevk aldığı, proteinlerle dolu favori diyetine dönmeyi istemek için de bir gerekçesi olmuştu. Bunu ancak beş günlük dönemler halinde sebzeleri de eklemesi şartıyla ve pek de inanmadığı halde, vitamin eksikliği çekeceği bahanesiyle kabul ettim, o da lif eksikliğinden bağırsak çalışmasının yavaşlaması nedeniyle bu şartımı kabul etti.

İşte böylece alternatif protein diyetimle birlikte, obeziteye ve her türlü kilo fazlasından kurtulmaya yönelik çalışmalarımın ve mesleki hayatımın ana ekseni ortaya çıkmış oldu.

Bu diyeti hastalarıma sabırla uyguladım ve sürekli geliştirerek kiloluların son derece kendine özgü olan psikolojilerine en uygunu ve zayıflama rejimlerinin besin yönünden en etkilisi haline getirmek üzere şekillendirdim.

Öte yandan, zamanla, etkili ve iyi oluşturulmuş zayıflama rejimlerinin bile, gerçek bir koruma programının eksikliği yüzünden sonuç vermediklerini ve daha kötüsü, stres, hayal kırıklığı ve başka bozukluklar yaratarak eski alışkanlıklara daha da beter bir dönüşe yol açtıklarını gördüm.

Bu sürekli savaşı kaybetmemek için, zayıflattığım kişilerin büyük çoğunluğuna verdikleri kiloları korumaya, yeniden kilo alımına karşı savunma oluşturmaya, bölgesel kilo alımları karşısında kendi vücutlarından hoşlanmama hissini engellemeye, verilenden fazlasını yeniden almayı önlemeye yönelik bir rejimi önerdim. Bu şekilde, kabul edilebilir ölçülerde temel besinlerin alımıyla organizmanın önceden fazlasıyla depoladıklarının hızla geri alınmasından kaçınmayı tasarladım. Organizmanın bu başkaldırı dönemine yumuşak bir geçiş sağlama amacıyla da, rejim için kilo kaybına orantılı ve hesaplaması kolay olan sabit bir süre belirledim: Verilmiş kilo başına on gün.

Ancak yine de, başarılı geçen güçlendirme evresinden sonra, metabolizmanın da baskısıyla eski alışkanlıkların hızla geri döndüğünü gördüm: Özellikle endişe ve zayıflıkların hiç hissettirmeden, aldatıcı tatlı kaçamaklarla geri dönmesi bu koruma duvarının önündeki en büyük engeli oluşturuyordu.

Son olarak, “kesin” diye nitelediğim öneri ve önlemleri, tüm kilolular, sayıları hayli fazla olan her yaştan obez ve kontrol altına alınmaları gerektiğini baştan reddeden, onurlarını kırmamaya çok dikkat ettiğim fazla kilolulara kabul ettirmek bir hayli zor oldu. Kabul etmeleri zordu, çünkü bu tavsiyeleri hayatlarının geri kalanı boyunca uygulamaları gerekiyordu ve haftada yalnızca bir günlük bir dikkatle devamlı, sabit ve üzerinde tartışılmaz bir rejimi sürdürmeleri mümkün değildi.

İşte böylelikle çözümü buldum; deneyimlerim sayesinde devamlı ve yoğunluğu giderek azalan diyetler yerine tüm kaçamaklardan kaçılan güçlü ve seçkin yoldan giderek, gerçek ve sürekli başarının anahtarını veriyorum. Kısa ama katı bir atak rejimi ve onu izleyen, dönüşümlü gıda alınan seyir rejimi ve ardından, süresi verilen kiloyla orantılı güçlendirme rejimi. Bunu, kilo verdikten sonraki durumun iyi korunması için, aksatılmadıkça etkili olacak koruma rejimi izliyor. Son olarak da, tıpkı yaşamımızın sonuna kadar yanımızda olacak koruyucu bir köpek gibi, haftanın geri kalanını dengeleyecek, tamamen besleyici gıdaların alındığı bir tek gün.

En sonunda ilk gerçek ve uzun süreli sonuçlarıma ulaşmıştım. Artık yalnızca balık sunmakla kalmıyor, nasıl balık tutulacağını gösterebiliyordum; bu kiloluların kontrolü ele geçirmeleri, hızla zayıflamaları ve vardıkları kiloyu yardım almadan koruyabilmeleri için büyük bir plandı, ömrümün yirmi yılını bunu etkili hale getirmek ve bu dört aşamalı programı kısıtlı bir topluluk dahilinde şekillendirmek için geçirdikten sonra, artık bundan daha çok insanın haberdar olmasının vakti geldi.

Bu program; daha önce her yolu denemiş olanlar, sık -çok sık- zayıflayanlar ve tüm çabalannın karşılığını verecek, zaman içinde başarısızlığa uğratarak onları sınırlamayacak, onlara çabalarının meyvesini ve hakları olan diledikleri vücudu verecek bir diyet arayanlar için. İşte sunduğum çözümün onlar için de çözüm olması umuduyla bu kitabı yazdım.

Bu kitabı ve yöntemi, dolu dolu geçen doktorluk hayatımda, gerek söz ve tavsiyelerimle, gerek ilaçla tedavi ettiğim, genç yaşlı, kadın erkek, bütün hastalarıma ve aralarından özellikle de aşırı kilolu editörüme ithaf ediyorum.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Sağlıklı Beslenme-Diyet
  • Kitap AdıDukan Diyeti
  • Sayfa Sayısı320
  • YazarDr. Pierre Dukan
  • ÇevirmenZeynep Kumruluoğlu
  • ISBN6054263738
  • Boyutlar, Kapak13,5x21, Karton Kapak
  • YayıneviPegasus / 2012

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur