Bu kitabı yazarken sağa sola haber saldım; bir deniz fenerinin ışıkları gibi ama ne yazık ki geceyi aydınlatacağından kuşkuluyum. Yine de umudumu koruyorum.
Zamanın tozlu sayfalarında kaybolan bir isim, unutulmuş bir hayat… Nobel Ödüllü yazar Patrick Modiano’nun kaleminden çıkan Dora Bruder, geçmişin sisli sokaklarında bir kızın izini sürüyor. Paris’in Nazi işgali altındaki karanlık günlerinde, bir babanın gazeteye verdiği kayıp ilanıyla başlayan hikâye, yazarın titiz araştırmaları ve derin duygusal bağlarıyla şekilleniyor. Dora Bruder’in geçmişinden parçalar aramaya başlayan Patrick Modiano, bizi Paris sokaklarında bir gezintiye çıkarıyor.
Modiano, Dora Bruder’in hayatının izini sürerken, kendi geçmişiyle de yüzleşiyor. Bu yolculuk, sadece Dora’nın değil, aynı zamanda tüm unutulmuş, göz ardı edilmiş hayatların hikâyesi… Bu arayış, soykırımın bilinmeyen birçok kurbanının hikâyesini de gözler önüne seriyor. Hem bir anı hem de bir anma metni niteliği taşıyan Dora Bruder, Patrick Modiano’nun geçmiş, hafıza, kimlik konularındaki tavrını sergileyen en temel eserlerden biri.
Önsöz
Elinizde tuttuğunuz Dora Bruder, Patrick Modiano’nun külliyatında özel bir yere sahip. 1997’de yayımlandığında Modiano’nun diğer romanlarından ayrışan nitelikleriyle öne çıkan bu roman, Nobel’li yazarın günümüzde sayısı 45’i bulan yapıtları arasında halen en bilinen ve çok okunanların başında geliyor. Aslında ilk bakışta Dora Bruder de pek çok açıdan o bilinen Modiano evrenine dahil, tipik bir Modiano romanı gibidir: İkinci Dünya Savaşı döneminde işgal altındaki Paris ve Yahudiler; kentsel, bireysel ve kollektif belleğe yönelik puslu arayışlar. Üstelik metin, öncekilerle aynı izlekte yani bir araştırma üzerinden ilerliyor görünür: Anonim bir anlatıcı, işgal sırasında kayıplara karışan ve hakkında hiçbir şey bilmediği, Dora Bruder adındaki bir genç kızla ilgili meşakkatli bir soruşturmaya girişir. Ancak şu farkla: Bu kez gerçekten yaşamış bir kişi hakkında yürütülen gerçek bir araştırma söz konusudur ve esas kahraman Dora Bruder’le ilgili kitapta verilen tüm bilgiler gerçek olduğu gibi bu gerçek kişinin peşine düşen anlatıcı da yazar Modiano’nun ta kendisidir.
Kitabın yazım serüveni 1988’de bir gün, Patrick Modiano’nun eski gazetelere göz gezdirirken Paris-Soir’ın 31 Aralık 1941 tarihli sayısında, 15 yaşındaki Parisli Yahudi kız Dora Bruder için verilmiş kayıp ilanına rastlamasıyla başlar. Nitekim roman da bu ilanla açılacaktır. Modiano’nun kırk yılı aşkın bir süre sonra varlığından tesadüfen haberdar olduğu Dora Bruder’in hayatını yeniden inşaya girişmesi, yazar açısından güçlü kişisel sonuçlar doğuran bir arayışa dönüşür. 1990’ların Paris’inde 1940’larda yitip gitmiş bir genç kızın izini sürerken belgesel araştırma ile kişisel anılar iç içe geçer ve ortaya hem biyografik hem de otobiyografik bir hikâye; kurguyla gerçekliğin, modern roman formatıyla postmodern anlatının sınırlarında gezen, Modiano’nun en özgün metni; çağdaş edebiyatın güçlü bir tanıklığı çıkar. Modiano kitabın yazımına giden süreci şöyle anlatır: “Bu kayıp ilanı beni altüst etmişti. Yılın son gününde kızlarının izini yitiren anne babasını düşünüyordum. Nerede yaşadıklarını hayal edebiliyordum, semti tanıyordum. (…) Dora Bruder beni o kadar etkilemişti ki bir yıl sonra, bugün eriştiğim bilgilerin henüz hiçbirine sahip değilken Voyage de noces (Balayı Yolculuğu) diye bir roman yazdım.”1 İlerleyen sayfalarda göreceğiniz gibi yazar, bu öncül kurmaca girişimine Dora Bruder’in adını vereceği esas kitapta da değinecektir: “Bana öyle geliyordu ki Dora Bruder’in en ufak bir izine bile asla ulaşamayacaktım.
Dolayısıyla bu eksiklik hissi beni bir roman yazmaya itti; Voyage de noces, dikkatimi Dora Bruder’e odaklamayı sürdürmenin ve belki de, diye düşünüyordum, onunla ilgili herhangi bir şeyi; bulunduğu bir yeri, hayatıyla ilgili bir ayrıntıyı aydınlatmanın ya da bunlara dair bir kestirimde bulunabilmenin yollarından biri olacaktı.” (s. 56) 1990’da yayımlanan Voyage de noces’da Modiano Dora Bruder’in adını geçirmez, ondan esinle kurguladığı genç kız karakterini Ingrid Teyrsen diye adlandırır. Dora’nın kayıp ilanında verilen eşkal ve bilgileri de ufak değişikliklere uğratarak kurgu karakterine uyarlar: 15 yaş 16 yaşa, 1.55 boy 1.60’a dönüşmüş, üzerindeki giysiler aynı kalsa da renkleri değişmiş ve ilanda verilen Ornano Bulvarı 41 numaradaki adres de 39 numaraya taşınmıştır. Ancak bu romanı bitirdiğinde yazar yine aynı eksiklik hissiyle yüzleşecek, kendi deyimiyle “hâlâ aynı yerde olduğunu” görecektir. Neden sonra Modiano’nun yolunun Serge Klarsfeld’le2 keşismesi işin seyrini değiştirir. “Sanki içime bir şey doğmuştu,” der Modiano, “Serge Klarsfeld’in 1978’de yayımladığı Mémorial de la déportation des Juifs de France3 (Fransa Yahudilerinin Tehcir Belleği) kitabını inceledim. Dora Bruder’in adı 18 Eylül 1942’de Drancy’den Auschwitz’e gönderilen 34 numaralı konvoyun listesinde, babasıyla birlikte yer alıyordu.” Ancak burada da sadece isimlerinden başka hiçbir şey yazmıyordur.
Modiano’nun ulaşabildiği tek yeni bilgi, Dora’dan yaklaşık beş ay sonra, 11 Şubat 1943 tarihli konvoyla annesinin de eşi ve kızıyla aynı kaderi paylaştığı olur. “Neredeyse altı yıl boyunca Dora Bruder’i içine düştüğü hiçlikten asla çıkaramayacağımı düşündüm. (…) O dönem ne Klarsfeld’le ne de yapıtlarında böylesi bir bellek çalışmasını yansıtan yazar Georges Perec’le iletişime geçmeye cesaret edebildim.” Ancak 1994’te yine Klarsfeld’in Mémorial des enfants juifs déportés de France1 (Fransa’nın Tehcire Uğrayan Yahudi Çocuklarının Belleği) adında, bu kez Nazizmin kurbanı çocuklara odaklanan ve daha geniş kapsamlı çalışmasının yayımlanması Modiano’nun umutlarını yeşertir: Nihayet Klarsfeld’e ulaşır ve Libération gazetesinin 2 Kasım 1994 tarihli sayısına yazdığı, ünlü “Avec Klarsfeld, contre l’oubli” (Klarsfeld ile Unutuşa Karşı) başlıklı makalesinde ilk kez Dora Bruder’den gerçek adıyla söz ederek giriştikleri çalışmayı duyurur: “Belki de Serge Klarsfeld sayesinde Dora Bruder hakkında bazı bilgilere ulaşabileceğim.” “Başlangıçta Dora Bruder’i bir roman dolayımıyla eğretilemeye çalışmıştım ama sonunda meseleye cepheden daldım.” 2 Sonraki iki yıl boyunca ikili arasında yoğun bir mektuplaşma trafiği yaşanır ve Modiano, Klarsfeld’in sağladığı bilgi ve belgeler ışığında araştırmasını derinleştirir; fotoğrafları, okulu, polis kayıtları ve mekânlar üzerinden sürülen izlerle Dora’nın hikâyesi giderek şekillenir ve nihayet 2 Nisan 1997’de Dora Bruder, Patrick Modiano’nun 27. kitabı olarak okur karşısına çıkar. Aynı ay Klarsfeld, Modiano’ya yazdığı son mektupta, böylesine gerçekçilik kaygısı güden bir eserde kendisinin adını hiç geçirmemiş olmasına sitemini incelikle dile getirir: “Hem Dora’ya hem de bizzat şahsınıza dair, güzel bir eser olmuş.” (…) “Belki de Dora’ya ve onun gölgesine gönlünüzü kaptırdığınızdan, onu ikimiz birlikte aradığımız halde sadece kendinize saklamak, bir yandan da geniş kitlelerce sevilmesini sağlamak istemiş olmalısınız.”1 Gerçekten de Dora Bruder yazarın en kişisel yapıtı olarak nitelenecektir:
Öncelikle anlatım tekniği açısından “otodiegetik” bir metindir, yani 1. tekil anlatıcı kurmaca değildir; bizzat Patrick Modiano’yu imlemekte, yazarın kendisiyle örtüşmektedir. Bu seçim içsel bir odaklanmayı getirir, her şey sadece bu anlatıcı yazar tarafından görüldüğü ve yorumlandığı haliyle aktarılırken özellikle boşluklarda yazarın kişisel tarihiyle birlikte kendinden önceki kuşaklardan aktarılmış bellek de tetiklenir. Dora Bruder’in yaşamı bilinmezlerle doludur ve yazar, sekiz yıl boyunca toparladığı parçalardan bir inşaya giriştiğinde başlıca bağlantı elemanları olarak belgeler, tanıklıklar ve metinlerarası göndermeler gibi unsurların yanı sıra bilhassa kendi anıları, babasının işgal altındaki Paris’te yaşadığı benzer durumlar ile baba-oğul ilişkilerinin gölgede kalmış alanları devreye girer. Bakılırsa Dora Bruder, yazar Modiano’dan 20 yaş büyüktür: Belki de onun aracılığıyla, adeta vekâlet yoluyla İşgal’i deneyimlemesi, babasının çağdaşına dönüşmesi ve babasının o “karanlık yıllar” boyunca hayatta kalabilmiş olmasının sırrını çözmesi mümkün olabilecek midir? Dora’nın yaşamıyla yazarın ve önceki kuşağının yaşamları giderek iç içe geçer, sınırlar bulanıklaşır. Anlatı gerçeklerin, Dora’nın yaşamındaki olayların kronolojisinden çok; bunların yazar tarafından anılma ve bazen de hayal edilme sıralamasını izler. Farklı zaman katmanları üst üste binerken biyografi ve otobiyografiye eklemlenen üçüncü boyut şekillenir: Kollektif belleğin üretimi ve yeniden üretimi. Anlatının odağı hikâyenin kendisinden ilgili araştırmaya, keşif serüvenine kaydıkça bireysel olandan kolektife uzanılır. Dora Bruder’in gerçek yaşamına dair bölük pörçük bilgilerle net bir resmin çizilemeyişi, sisler arasında beliren bu imge; bu kollektif bellek düzleminde adeta avantaja dönüşür. Modiano, Dora Bruder’in geçmişi ve belleği aracılığıyla Nazizmin kurbanı tüm Parisli Yahudilere ortak bir geçmiş ve bellek çatar.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çağdaş Dünya Edebiyatı Edebiyat
- Kitap AdıDora Bruder
- Sayfa Sayısı128
- YazarPatrick Modiano
- ISBN9789750763793
- Boyutlar, Kapak14 x 20 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Sinan’ın Tekkesinde Ölüm ~ İvo Andriç
Sinan’ın Tekkesinde Ölüm
İvo Andriç
Sinan’ın Tekkesinde Ölüm, Balkanlar’ın Nobel ödüllü büyük yazarı İvo Andriç’in son dönem hikâyelerinden oluşan özgün bir seçki. Müslüman Türkler, Ortodoks Slavlar, Katolik Hırvatlar, Yahudiler...
- Sevgi ve Nefret Üzerine Aforizmalar ~ Friedrich Nietzsche
Sevgi ve Nefret Üzerine Aforizmalar
Friedrich Nietzsche
İnsan eylemleri için söz verebilir ama duyguları için veremez; çünkü bunlar istem dışıdır. Kim ki birini sonsuza dek seveceğine ya da ondan nefret edeceğine...
- Deniz Feneri Yolu ~ Debbie Macomber
Deniz Feneri Yolu
Debbie Macomber
Her kadının bir hikâyesi vardır… Sevgili Okur. Henüz beni tanımıyorsun. Fakat bu durum birazdan değişecek çünkü seni evime, yaşadığım yere davet ediyor; ailem, arkadaşlarım...