Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Dokuz Kehanet
Dokuz Kehanet

Dokuz Kehanet

James Redfield

Dokuz Kehanet, hayatı tanımlayan 9 anahtar ile açılan, gizemli bilgilerden oluşuyor. Peru yağmur ormanlarında bulunan elyazmalarında ortaya çıkan bu bilgilerden yola çıkarak hayatımızda hala…

Dokuz Kehanet, hayatı tanımlayan 9 anahtar ile açılan, gizemli bilgilerden oluşuyor. Peru yağmur ormanlarında bulunan elyazmalarında ortaya çıkan bu bilgilerden yola çıkarak hayatımızda hala meydana gelen olaylarla nasıl bağlantı kurabileceğimiz anlatılıyor… Ve bu kitapta önümüzdeki yıllarda neler olacağı a şimdiden gösteriliyor. Bu kitabın yayınlanmasından sonra dünyanın geleceğinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği ortaya çıktı.
Dokuz Kehanet, eski bilgilerin insanı ne derece etkilediğini, hayatta bulunmamızın nedenini berraklıkla algılayabileceğimizi de öğretiyor. Ayrıca öğretinin sağladığı yepyeni enerji ve iyimserlik, yarınlara çok daha sağlıklı adımlar atmamızı sağlayacak.

ELEŞTİRİSEL KİTLE

Lokantanın bulunduğu yere gittim, kamyonu park ettim, sonra oturduğum yerde bir an arkama yaslandım. Charlene’nin konuşmak için içerde beni beklediği™ biliyordum. Fakat neden? Altı yıktır ondan haber almamıştım. Bir halta ormana inzivaya çekilmeye karar verdiğim sırada, neden ortaya çıkmıştı?

Kamyondan indim ve lokantaya doğru yürüdüm. Arkamda ufukta batmakta olan güneşin son ışıkları, park yerinin ıslak zemininde allın renkli kehribarlara benzeyen gölgeler oluşturuyordu. Bir saat önce gök gürültüleriyle yağan şiddetli yağmur kısa süre sonra dinmiş ve yaz akşamının bunaltıcı sıcağı, yerini taze bir serinliğe bırakmıştı. Gökyüzündeki yarım ay alacakaranlıkta sanki bir düş dünyasını aydınlatıyordu

Yürürken. Charlene’nin eski hali gözlerimin önünde canlandı Hâlâ öyle büyüleyici ve güzel miydi? Zaman onu nasıl değiştirmişti Sözünü ettiği elyazmaları.. Güney Amerika’da bulunan ve bana anlatmak için sabırsızlandığı, ilk insanlardan kalma çok eski el yazmaları hakkında neler düşünecektim?

Telefonda, “Havaalanında iki saat beklemem gerek, akşam yemeğinde buluşabilir miyiz? Su elyazmalarındaki bilgilere bayılacaksın, tam sana göre gizemlerle dolu,” demişti.

Bana göre gizemler ne demekti? Ne demek işlemişti?

Lokanta çok kalabalıktı. Birkaç çift boş masa bekliyordu. Hostesi bulduğum zaman. Charlene’nin masada beklediğini söyledi ve beni ana yemek salonundan geçirip üst kattaki terasa yöneltti.

Merdivenlerden çıktım ve masalardan birinin etrafında kalabalığın toplandığını farkettim Aralarında İki tane de polis vardı Birdenbire, polislerden biri döndü ve tuzla yanımdan geçip merdivenlerden indi. Diğer insanlar dağılmaya başlayınca, aralardan bir yerden İlginin odak noktası olan insanı gördüm, bir kadın, hâlâ masada oturuyordu. Charlene!

Hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm. ‘Charlene, neler oluyor? Bir terstik mi var?”

Gözlerinde alaycı bir bakışla başım geriye atıp ayağa kalktı ve yürek hoplatan gülüşüyle gülümsedi. Saçlarının biraz değiştiğini farkettim, ama yüzü tıpkı anımsadığım gibiydi; küçük ince hatlar, geniş ağız ve iri mavi gözler.

Sevinçle bent kollarının arasına aldı. inanmayacaksın, ama birkaç dakika önce tuvalete gittim ve benim yokluğumda, birisi evrak çantamı çalmış.

“İçinde ne vardı?”

“Önemli bir şey yoktu, yolculukta yanımda taşıdığım bazı kitaplar ve dergiler. Çılgınlık. Diğer masadakiler söylediler, birisi gelmiş, çantayı yerden almış ve çıkıp gitmiş. Polise eşgalini tarif ettiler ve memurlar da etrafı arayacaklarını söylediler.”

‘Aramada onlara yardımcı olsam.”

“Hayır, hayır Haydi olayı unutalım gitsin. Fazla zamanım yok ve seninle konuşmak istiyorum.”

Başımı salladım ve Charlene oturmamızı önerdi. Garson yanımıza gelince menüye bakıp yemeklerimi ısmarladım. Sonra, on veya on beş dakika havadan sudan konuştuk. Kendi arzumla inzivaya çekilişimin pek üstünde durmadım Fakat Charlene benim bu konuyu geçiştirdiğimi farketti. Öne doğru eğilip yine o büyüleyici gülümsemesini koyverdi.

“Sana gerçeklen neler oluyor”” diye sordu. Dikkatle bana dikilmiş gözlerinin içine baktım. ‘Bütün öyküyü hemen anlatmamı istiyorsun, değil mi?”

“Her zaman.” diye yanıt verdi.

“Evet, doğrusu şimdilik kendime biraz izin verdim ve gölde kalıyorum. Çok çalıştım ve şimdi hayatımın yönünü değiştirmek istiyorum.’

‘O gölden söz ettiğini anımsıyorum. Sen ve kız kardeşin onu satmak zorundaydınız.”

“Henüz değiliz, emlak vergisi sorunu. Kente çok yakın olduğu için, vergiler sürekli artıyor.”

Charlene başını salladı. “Pekâla sonra ne yapacaksın?”

‘Şimdilik bilmiyorum. Ama değişik bir şey yapmak istiyorum.

Merakta yüzüme baktı “Sende herkes gibi huzursuz görünüyorsun.’

‘Sanırım. Neden sordun?”

“E I yazmalarında yazıyor.”

Sessizce birbirimize baktık.

“Şu elyazmalarını bana anlat

Sanki düşüncelerini toplamak ister gibi arkasına yaslandı, sonra tekrar gözlerimin içine baktı. Telefonda sözünü ettim sanırım Birkaç yıl önce gazeteden ayrıldım ve Birleşmiş Milletler adına kültür ve nüfus bilimindeki değişiklikleri araştıran bir firmada çalışmaya başladım. Son görevim Peru’daydı.

“Lima Üniversitesinde bazı araştırmaları tamamlarken, çok eski elyazmalarının bulunduğu söylentileri kulağıma çalınıp duruyordu Ne var ki. bu konuda kimse bana detaylı bilgi vermiyordu, hatta arkeoloji veya antropoloji bölümlerinden bile bilgi edinemedim Bu konuda hükümete başvurunca, böyle bilgilerin olmadığını söyleyip yalanladılar

“Birisi bana. bazı sebeplerden dolayı hükümetin aslında bu dokümanları ortadan kaldırmaya çalıştığını söyledi. Fakat o da doğrudan doğruya bilgi sahibi değildi”

“Beni bilirsin,” diye devam etti “Meraklıyımdır. Görevim sona erince, orada birkaç gün daha kalıp bu konu hakkında bazı araştırmalar yapmaya karar verdim. İlk önce. izlediğim her ipucu beni başka bir çıkmaz sokağa götürdü, fakat sonra Lima’nın dışında bir kalede Öğle yemeği yerken, bir rahibin dikkatle bana baktığını gördüm. Birkaç dakika sonra, yanıma geldi ve o gün daha önce benim elyazmaları hakkında sorular sorduğumu duyduğunu itiraf etti. İsmini açıklamak İslemedi ama bütün sorularıma yanıt vermeyi kabul etti.”

Bir an tereddüt etti. Hâlâ dikkatle göklerimin içine bakıyordu. “Rahip elyazmalarının M.Ö. 600 yıllarında yazıldığını ve insan toplumunda kütlesel değişimlerden söz ettiğini açıkladı.”

‘Değişim ne zaman başlıyor?” diye sordum.

“Yirmi yüz yılın son onar yıllık bölümlerinde.”

“Şimdi mi?

“Evet, şimdi.”

“Bu değişim ne tür bir şey? diye sordum

Bir an utandı, sonra güçlükle, “Rahip bana bunun çok yavaş oluşacak bir tür bilinç rönesansı olacağını söyledi. Doğası dinsel değil, fakat ruhsal. Bu gezegende insan hayatı hakkında, varlığımızın anlamı hakkında yepyeni şeyler keşfediyoruz ve rahibe göre, bu bilgiler insan kültürünü dramatik şekilde değiştirecek “

Bir süre sustu, sonra ekledi “Rahip bana elyazmaların in kısımlara veya bölümlere ayrıldığını ve her bölümün hayat hakkında özel ilk bilgileri içerdiğini söyledi. Elyazması, bu zaman sürecinde insanların ilk bilgileri teker teker kavrayacaklarını, bir ilk bilgiden sonra diğerine geçeceklerini anlatıyor. Şimdi bulunduğumuz yerden ilerlemeye başlayınca dünyada tamamen ruhsal (spritüel) kültüre ulaşacağız “

Başımı salladım ve kuşkuyla kaşımı kaldırdım. “Bütün bunlara gerçekten inanıyor musun?”

“Şey.”dedi “Sanırım..”

“Etrafına bak,” diyerek sözlerime ara verdim. Allımızdaki salonda oturan kalabalığı işaret ettim. “Bu gerçek dünya. Orada herhangi bir değişim görüyor musun?”

Tam bu sözleri söylerken, duvarın dibine yakın masadan öfkeli bir ses yükseldi, ne dediğini anlayamadım, ama bütün salon bir anda sessizliğe gömüldü. İlk önce. yeni bir hırsızlık olayı daha meydana geldi sandım ama sonra bunun bir tartışma olduğunu tarkettim Otuz yaşlarında bir kadın ayağa kalkmış, karşısında oturan adama gözlerinden ateş saçarak bakıyordu.

“Hayır,’ diye haykırdı. “Sorun bu ilişkinin benim istediğim sekide olmaması! Anladın mı? Olmuyor!” Kadın kendim toparladı, elindeki peçeteyi masanın üstüne fırlattı ve dışarı çıktı.

Charlene ve ben birbirimize baktık Aşağıda oturan insanları tanıştığımız sırada bu ani feveranın meydana gelmesi İkimizi de çok şaşırtmıştı. Sonunda. Charlene başıyla masada tek başına oturan adamı işaret edip. “Değişen gerçek dünya,” dedi.

Hâlâ geçirdiğim sarsıntıdan kurtulamamıştım. “Nasıl?” diye sordum.

“Değişim ilk bilgiyle başlıyor ve rahibe göre. bu Ik bilgi her zaman önce şiddetli huzursuzluk duygusuyla onaya çıkıyor.”

“Huzursuzluk mu?”

Evet

“Bizim aradığımız?”

“Evet ta kendisi! Önce emin değiliz. Elyazmasına göre, çeşitli alternatif deneyimleri uzaktan görmeye başlayacağız… Hayatımızda her nasılsa farklı hisler uyandıran, daha yoğurt ve esin veren dakikalar olacak Fakat biz bu deneyimin ne olduğunu anlayamayacağız Ya da onu sonuna kadar nasıl sürdürmeyi bilmediğimiz için, sona erdiği zaman tatminsizlik, huzursuzluk hissedeceğiz ve hayal yine bize sıradan görünecek “

“Sana göre o kadının öfkesinin ardında bu huzursuzluk mu

“Evet O da bizler gibi. Hepimiz hayatımızda daha fazla doyum arıyoruz ve aradığımız doyuma ulaşamamaya tahammül edemiyoruz Bu huzursuz arayışın arasında ‘önceben’ tulumu son onlarca yılı karakterize etmekledir. Ve Wall Street’den tut da sokak çetelerine kadar herkesi etkilemiştir.”

Gözlerimin içine baktı “İlişkilere gelince, öylesine talepçiyiz ki. bir şeyi hemen hemen olanaksız hale getiriyoruz.”

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yabancı)
  • Kitap Adı Dokuz Kehanet
  • Sayfa Sayısı272
  • YazarJames Redfield
  • ISBN9754055165
  • Boyutlar, Kapak13,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviAltın Kitaplar / 1999

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Lyon’da Düğün ~ Stefan ZweigLyon’da Düğün

    Lyon’da Düğün

    Stefan Zweig

    Lyon’da Düğün Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikâyesidir. 1793’te kentte kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı...

  2. Arslanhane: Bir Hükümdarın Doğuşu ~ Christopher de BellaigueArslanhane: Bir Hükümdarın Doğuşu

    Arslanhane: Bir Hükümdarın Doğuşu

    Christopher de Bellaigue

    Yunanistan’ın Parga kentinden korsanlarca kaçırılıp Manisa’da dul bir kadına satıldıktan sonra şehzade Süleyman’a hediye edilen ve kabiliyetleri sayesinde Makbul İbrahim Paşa adıyla sadaret makamına...

  3. Bul Beni ~ André AcimanBul Beni

    Bul Beni

    André Aciman

    Gurur, korkuya taktığımız bir lakap sadece.” Bazı anlara, insanlara ve aşklara saplanıp kalmak mümkün mü? Neden bazı hatıralar ölümsüzleşirken bazıları kolayca unutulur? Arzu ve...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur