Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Doğaya Açılan Pencere
Doğaya Açılan Pencere

Doğaya Açılan Pencere

Nedim Gürsel

“1870’li yıllarda Monet ve arkadaşları atölyeden sokağa, nehir kıyılarına, kumsallara, kırlara, kısacası açık havaya çıkardılar resim sanatını.  Ona atölyeden uzak, günlük yaşamın içinde bir yer…

“1870’li yıllarda Monet ve arkadaşları atölyeden sokağa, nehir kıyılarına, kumsallara, kırlara, kısacası açık havaya çıkardılar resim sanatını.  Ona atölyeden uzak, günlük yaşamın içinde bir yer verdiler. Sehpalarını rüzgârlı tepelere, yemyeşil yamaçlara, ağaç gölgelerine, kayalıkların kuytusuna kurup doğayı görülebilenin aksine, öznel izlenimlerinden yola çıkarak betimlediler. Işığı, kendiliğinden ve anlık hareketi içinde algılayabilmek için açık havada çalıştılar, tablolar son biçimlerini atölyede alsa da.”

Doğaya Açılan Pencere’de, okuru Monet, Sisley ve Van Gogh’un dünyalarında bir yolculuğa çıkartıyor Nedim Gürsel. Tuvale yansıyan mekânları bizzat görerek bir edebiyatçının gözünden aktarıyor. Okyanuslar, falezler, fırtınalı denizler, ışık oyunlarıyla başkalaşan mekânlar, fırça darbeleriyle gerçeklikten kopan doğa parçaları… Hepsi ressamın fırçasından yazarın kalemine akıyor.

İzlenimciliğin 150. yıldönümünde edebiyattan resme açılan bir pencere.

Sunum
8
İzlenimciliğin Doğduğu Kent: Le Havre
12
İzlenimciliğin İzinde
24
Işık ve Gölgenin Deviniminde Bir Yapının (Yapıtın) Anlatımı
40
Yeşil Etekli Kadın
48
Monet, Fırtınada Doğa ve Étretat
58
Alfred Sisley’in Manzaraları
70
Van Gogh’un Son Günleri
86
İzlenimci Ressamların Gerçekçi Tablosu
116

Sunum

İmpressionnisme” (İzlenimcilik) terimi ilk kez Charivari dergisinin sanat eleştirmeni Louis Leroy tarafından, Claude Monet’nin “Gündoğumunda Güneş” adlı tablosuna atıfla 1874 yılında, biraz da alaycı bir ifade olarak kullanıldı. Ne var ki, ilgili ressamlar başta olmak üzere koleksiyoncular da hemen benimsediler bu adlandırmayı, hatta ona sahip çıktılar. Böylece sanat tarihinde önemli bir çığır açılmış, klasik estetik anlayışına karşı çıkan İzlenimcilerin yapıtları, kendi açtıkları özel sergiler aracılığıyla sanatseverlere ulaşmış oldu.

Akıma adını veren Claude Monet’nin tablosunun 1873’te sabahın çok erken saatlerinde Le Havre Limanı’na bakan bir apartman dairesinde yapılmaya başlandığını ama 1874’te atölyede tamamlandığını göz önünde tutarsak, sanat tarihinin en önemli dönemeçlerinden birini oluşturan İzlenimcilik akımının 150’nci yılını kutluyoruz demektir. Akademik kuralları hiçe sayarak yeni bir estetik anlayışı geliştiren, eleştirmenleri olduğu kadar izleyicileri de şaşırtan, ne var ki, dönemin önemli yazarları Mallarmé ve Zola tarafından olduğu kadar bazı koleksiyoncular tarafından da desteklenen İzlenimcilerin, kendi olanaklarıyla 1874’te Paris’te, fotoğrafçı Nadar’ın eski atölyesinde açtıkları ilk sergiden bu yana çok zaman geçti ama İzlenimcilik eskimedi. Modern resmin öncüsü bu akım hiç kuşkusuz ki klasik ustaları yadsıyarak yola çıktı.

Sanatlarını doğanın içinde, onunla bütünleşerek gerçekleştiren İzlenimci ressamlar Sanayi Devrimi’nin yol açtığı yeniliklerden ve teknolojiden de etkilendiler. Garları, buharlı lokomotifleri, kent yaşamını, kalabalık caddelerle dumanlı kahveleri de resmetmekten çekinmediler. Onların bu yenilikçi yaklaşımı, kent mimarisiyle manzaraya yönelttikleri değişik bakış açısı herkes tarafından kabul görmese de, sonradan çok benimsendi.

Ve etkisini 20. yüzyılın ortalarına dek “post-empresyonist”lerin yapıtlarında sürdürdü. Işığın sürekli değişim ve deviniminin nesneler ve doğa üzerinde yarattığı etkileri sanatçının öznel algısıyla birlikte tuvale yansıtan, bir bakıma resim sanatını atölyeden sokağa taşıyan, doğayla buluşturan İzlenimciliğin önemli temsilcilerinden Claude Monet, Alfred Sisley ve kendi özgün üslubunu yaratırken İzlenimci tavrı ve duruşuyla dikkat çeken Van Gogh’un yapıtlarına, onların yaşadıkları yerlerde izlerini sürerek yeni bir bakışla yönelmeyi denedim bu kitapta. Okuru bu efsane ressamların dünyasında bir yolculuğa çıkarmak istedim.

Çizip boyadıkları mekânları, manzaraları, ille de akarsularla okyanus ve falezleri, giderek büyük kentlerin mimari dokusuyla anıtlarını bizzat yerinde gidip gördükten sonra bu yazıları kaleme aldım. Doğaya Açılan Pencere’nin yazılmasında büyük katkısı olan, desteğini esirgemeyen sanatsever ve koleksiyoncu Lucien Arkas’a özellikle teşekkür etmek isterim. Kitabı yayımlayan, ezeli ve ebedi yayıncım Doğan Kitap’ın Yayın Direktörü Cem Erciyes’e de.

İ z l e n i m c i l i ğ i n
Doğduğu Kent: Le Havre

Le Havre, Seine Irmağı’nın Manş Denizi’ne döküldüğü yerde kurulmuş bir liman, adı Fransızcada “kuytu”, “sığınılacak yer” anlamındaki “havre” sözcüğünden geliyor. Doğal bir liman değil ama; günümüzden tam 500 yıl önce, 1517’de Kral I. François’nın girişimiyle ve Fransa’nın deniz gücünü geliştirmek amacıyla, deyim yerindeyse “yoktan var edilmiş.” Bugünlerde İzlenimciliğin doğuşunun 150. yılını kutlamaya hazırlanıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılan, neredeyse “yer ile yeksan” olan Le Havre, beton ve çeliğin egemenliğinde yeniden inşa edilmiş.

Fransız kentlerinde pek rastlanmayan bir mimari dokusu var. Geniş caddeleri, tramvay durakları, çok geniş parkları, birbirini dikey kesen sokaklarıyla eski sosyalist ülkelerin başkentlerini anımsatıyor. O kentler köklü bir değişim yaşıyor Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra ama aynı şeyi Le Havre için söylemek mümkün değil. Marsilya’dan sonra Fransa’nın bu en büyük limanı 1950’lerde kalmış gibi. O dönemin modern mimari özelliğini yansıttığından olmalı, UNESCO tarafından korumaya alınmış. Ünlü Mimar Auguste Perret’nin tasarladığı bu beton yığını, bana sorarsanız, hiç de güzel değil. Akılcı bir düzenlemeyle gerçekleştirilmiş bir çeşit toplu konut projesini andırıyor. İtici bir görünümü var. Beğenenlerle beğenmeyenler arasındaki tartışma hâlâ sürüyor. Ben, beğenmeyenlerdenim.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Diğer
  • Kitap AdıDoğaya Açılan Pencere
  • Sayfa Sayısı120
  • YazarNedim Gürsel
  • ISBN9786256843127
  • Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDoğan Kitap / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Son Yolcu ~ Nedim GürselSon Yolcu

    Son Yolcu

    Nedim Gürsel

    Nedim Gürsel bu romanında kendi “ruh ikizi”nin portresini çiziyor. Hayatıyla yapıtının, öznel coğrafyalarının dökümünü yapıyor bir bakıma. Paris’le İstanbul, Saraybosna’yla Diyarbakır, Yunan eşiyle Kürt...

  2. Bana İtalya’yı Anlat ~ Nedim GürselBana İtalya’yı Anlat

    Bana İtalya’yı Anlat

    Nedim Gürsel

    Bu ülkede sanki hep güneşli yaz sabahlarına uyandım… İtalya deyince, hep güzel günler, sevinçler, coşkular geliyor aklıma. Bu ülkede sanki hiç kötü günüm olmadı....

  3. Yıkım Günleri ~ Nedim GürselYıkım Günleri

    Yıkım Günleri

    Nedim Gürsel

    Nedim Gürsel Yıkım Günleri adlı bu kitabında özel hayatından yazarlık uğraşına, Covid salgınından Ukrayna Savaşı’na, keşfettiği kentlerden eski aşklara ve yolculuklara uzanan bir eksende buluşuyor okurlarıyla; sevinçleriyle kederlerini,...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur