AYHAN ERCAN
Bitki Uzmanı
Türkiye Aktarlar re Baharatçılar Derneği
(TABDER) Başkanı
Ayhan Ercan benim TRT1 ekrarılarındaki programımın, Gülben’in en kıymetli konuklarından biri… Aslında konuk değil ev sahiplerinden biri demeliyim. o “GÜLBEN” ailesinden biri… o Ailesinden devraldığı mesleki bilgisine, mesleğine yaklaşımına ve tutkusuna, bildiklerini paylaşmak için gösterdiği özene hep saygı duydum. Geçmiş, ve artık çok özlediğimiz zamanlardan kalma agırbaşlı, gözü tok tavrı, bilgisini satmak değil paylaşmak hassasiyeti bana hep güven verdi. Doğanın bize sunduğu mucizelerden, doğal ve mutlu bir yaşam için bitkilerden, baharatlardan, doğal organik yaşam unsurlarından öyle bilgiler devşirir ki, önıinden geçip gittiğiniz aktar dükkanlarına başka bir gözle bakarsınız. Kendini modern tıbbın yerine, ilaçların doktorların yerine koymadan, hayata değer katmak için uğraşan birinin emeği bu kitap… o Zencefil, Himalaya tuzu, karahindiba vs vs… Artık bizim için bir baharat olmaktan çok daha fazla bir şey çünkü Ayhan Ercan sayesinde, bu baharatların hayatımıza ne katabileceğini biliyorum. o Anlattıklarına o kadar güvenirsiniz ki, hemen uygulamak istersiniz. Eminim bu kitaptaki bilgilerde başucu kaynağımız olacak…
Gülben Ergen
***
önsöz…
Sevgili Okuyucularım,
Bir önceki kitabımdan farklı olarak hazırlamış olduğum bu kitapla 28 yıllık mesleki birikimimi sizlere aktarmayı amaçlıyorum. Bu kitap içerisinde yıllardır kullandığım ve kullanılmasını tavsiye ettiğim birçok bitki ve bitki karışımını bulacaksınız. Vermiş olduğum tarifleri evinizde kolayca hazırlayabileceğiniz şekilde ölçeklendirmeye çalıştım. Kitabımda yer alan bitkileri, özellikle ülkemizde kolaylıkla bulunabilen bitkilerden titizlikle seçerek hazırladım. Bu kitapta hiçbir şekilde kendi ürettiğim ürünlerden bahsetmeyeceğim gibi, sizleri para kazanma hırsıyla gereksiz ürünlere de yönlendirmeyeceğim. Ülkemizde maalesef ki; birçok tıp adamının bitkilerin tedavi edici gücünü senelerce reddetmelerinden ötürü sektör sahipsiz kalmıştır. Bunu fark eden “sözde bilim adamları” fırsattan istifade halkımıza ev ilaçları ve halk tababeti öğretiyormuş edasıyla resmen ve alenen halkımızı soymaya çalışmışlardır. Unutmamak gerekir ki; hastalıkların teşhis ve tedavisi sadece hekimlerin yetkisindedir. Ülkemizde doktor denildiğinde tıp doktoru (hekim) olarak algılanmaktadır. Oysa ki; matematikten fiziğe kadar akademik eğilimi olan her branşta, doktor unvanı kullanılmaktadır. Değerli halkımızın sağlıkla ilgili hizmetler konusunda tıp hekimleri haricinde hiçbir doktor, doçent veya profesör unvanına sahip kişileri tıp hekimi olarak algılamamaları gerekmektedir. Doktorculuk oynadığını zanneden bu kötü niyetli şahıslar, para kazanma hırsları ve egoları yüzünden, sizlerin sağlığı ile oynadığı gibi psikolojinizde de derin yaralar açabilirler. Sizleri aydınlatmak ve duyarlılığınız artırmak adına birkaç küçük örnek vermek istiyorum. Televizyon programlarında sıklıkla boy gösteren bu zatı muhteremlerden bir tanesinin bitkilerin isimlerini değiştirdiğine ve bitkiye olması gerekenden fazla farmakolojik özellik yüklediğine birçok kez şahit oldum. Şahsın bunu yapmaktaki amacı; izleyicilerin, bitkiyi aktarlarda bulamayıp kendi internet sayfasına başvurmasını sağlamak ve bitkileri fahiş fiyatla satmaktır. Peki bu bitki neden aklarlarda bulunmuyor? sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Aslında bitki aktarlarda bulunmaktadır. Ancak adı geçen bitki, asıl bilinen ismi ile değil de neredeyse hiç bilinmeyen mahalli ismiyle anlatıldığı için bulunamıyor. Bahsi geçen bitkinin aktarlardaki satış fiyatı 30 TL civarında, şahsın internet sitesinde 1033 TL. Evet yanlış okumadınız. 1000 TL üzerinde satılmaktadır. Soygunun boyutunu artık siz düşünün. Sadece bununla mı kalıyor? Hayır. Aslında buna benzer yüzlerce örnek verebilirim. Yine televizyonlarda sık sık yer alan bu şahıslardan bir başkası ölümsüzlüğün çaresini bulmuş edasıyla kanal kanal dolaşırken, bir hekim arkadaşımın 14 yaşındaki çocuğu tarafından, el parmağındaki tırnak mantarı fark edilmiş ve bu 14 yaşındaki gencin yorumu “adam daha kendi tırnak mantarını iyileştiremezken insanlara nasıl faydası olacak” şeklinde olmuştur. Tırnağını bile tedavi edemeyen bir insanın başka insanları tedavi etmesi acaba ne kadar mümkündür? Bu tür şahısların sadece ama sadece tek bir amacı vardır. Sizlerin bin bir zorlukla kazandığınız helal paraları ceplerine indirmekten öteye geçmemektedir. Bu tür örnekleri yazmaya kalksam inanın ki sadece bu konu bir kitap yazmaya yetebilir. Sizlerden ricam sağlığınızı sadece hekimlere emanet etmeniz, kendi cebini doldurmaya çalışan bu kişilere fırsat vermeden doğal ürünler ile sağlınızı korumanız, hastalıklarınız sırasında bitkilere destekleyici ürünler olarak bakmanızdır. Bu güne kadar bu tür kişileri deşifre ederek, sizlere yardımcı olmaya çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim.
Bu kitabın en büyük özelliklerinden bir tanesi de teknik terimler yerine, basit, yalın ve herkesin anlayabileceği bir Türkçe ile kaleme alınmış olmasıdır. Sayfaların kuşe kağıda basılmasının amacı, bitki resimlerinin, hem doğada hem de aktardaki haliyle resmedilmiş olmasıdır. Bu sayede, iyi bir kaynak olacağı gibi aynı zamanda bitkilerin kullanıma hazır haldeki resimlerini içermesi sebebiyle alışveriş yaparken, kalite kılavuzunuz olacaktır. Kitapta sadece aklarlarda satılan malzemeler değil, aynı zamanda evinizde her zaman bulunabilen basit malzemelerle ev ilaçları ve ev kozmetikleri hazırlanabilecek formüller yer almaktadır. Mesleki bilgi birikimimi aktardığım bu kitaptan faydalanmanızı umarak, siz sevgili okurlarımın sağlığınıza yapacağım en ufak bir katkı bana en büyük manevi hazzı yaşatacaktır.
Saygılarımla,
Ayhan Ercan
**
BİTKİLERİN
KULLANIM ŞEKİLLERİ
İletişimin en üst seviyede yaşandığı ve bilginin en kolay ulaşılır olduğu çağımızda, birçok insan kendini kimyasal, hazır ilaçlarla tedavi edip yan etkilerini yaşamamak adına, doğal ürünlerden faydalanmayı seçmektedir. Gelişmiş ülkelerde insanlar; bu şifalı ürünleri hastalıkları tedavide kullanmaktan ziyade koruyucu olarak kullanmaktadırlar.
Halk tababetine göre ev ilaçları hazırlamak, çok dikkat ve önem gerektirmektedir. Yanlış yapılan uygulamalar, bazen istenmeyen sonuçlar doğurmaktadır. Bu gibi istenmeyen durumlarla karşılaşmamak adına ve bitkilerden en üst derecede verim almak adına burada anlatacağımız yöntemleri dikkatlice okumanızı öneririm.
Bitkilerin; kullanılacak olan bitkiye bağlı olarak değişik şekillerde hazırlanma metotları vardır. Bu yöntemlerden bazılan şunlardır; infüzyon (demleme çay), dekoksiyon (haşlanmış çaylar), tentürler (alkol ve su bazlı bitki özü), meserasyon (suya yatırma), sıcak su banyosu, lapa, toz bitkilerle inhalasyon (enfiye gibi), sıcak suda haşlanmış çeşidi aromatik bitkilerden buhar inhalasyonu (buhu), macunlar ve hatta aromaterapi içerir. Bu yöntemleri iyi bilmeniz, sağlığınız açısından olduğu gibi maddi açıdan da size fayda sağlayacaktır.
Maalesef günümüzde pek çok insan herbalistim diye ortaya çıkmakta ya da bitkilerden zerre kadar anlamadığı halde ahkâm kesmektedir.
“Bilgi ile donanmış insan en zor kandırılacak insandır”.
İNFÜZYON / Demleme Çay
İnfüzyon; genellikle narin yapılı otlar, yapraklar ve çiçekler için kullanılır. Şifalı bitkilerin hazırlanmasında en fazla başvurulan yöntemdir. İnfüzyon hazırlamak oldukça kolay bir yöntemdir. Bir fincan çay demlemek kadar kolay olan bu yöntemde, su kaynama noktasına getirilir; daha sonra bitki ya da bitki karışımının üzerine dökülür, ağzı kapalı olarak ve 7-15 dakika demlenmesine izin verilerek süzdürme işlemi sonrasında bitki çayı sıcak olarak tüketilir. Bu yönteme başvurduğunuzda dikkat etmeniz gereken husus demlemenin metal yerine, bitki çayımızı sıcak tutacak olan sağlıklı porselen bir fincan ya da demlikte ağzı kapalı olarak demlenmesidir Ayrıca demleyeceğiniz bitkilerin içeriğindeki faydalı maddelerin, suya daha fazla geçmesi adına bitkilerin el yardımı ya da bir alet yardımıyla ufalanması tercih edilmelidir.
Tadı acı olan bitkileri tatlandırmak adına şeker kullanılmasını tavsiye etmemekteyim. Fakat bazı bitkileri tatlandırmadan kullanılamaması söz konusu olduğunda bal, agave şurubu ya da bünyesinde doğal şeker içeren meyveler kullanmanızı öneririm.
Birçok bitki ikinci kez demlenmemesi gerektiğinden, demlemelerinizde bitkiyi bir kez kullanmanızı öneririm. Genelleme yapmamız gerekirse bir fincan demleme çay için bir tatlı kaşığı (tepeleme olarak) ufalanmış bitki yeterli olacaktır. Bitkinin özelliklerine ya da hastalığın şiddetine göre günde iki ya da üç fincan tüketilmelidir.
DEKOKSİYON / Kaynatma
Daha sert lifli, kalın saplı, kabuklu ve kök bitkileri suda çözünen faydalı maddeleri açığa çıkarmak için uygulanan metottur. Dekoksiyon genellikle ikinci sırada tercih edilen yöntemdir. Bitki materyali sert odunsu ise, malzeme bu yöntemle yumuşar ve aktif bileşenlerinin, uzun bir süre kaynatıldıktan sonra, açığa çıkması sağlanır. Kaliteli bir dekoksiyon hazırlamak için ısıya dayanıklı cam kapların kullanılmasını tavsiye ederim.
Başka bir tavsiye söz konusu olmadıkça aynı demleme yönteminde olduğu gibi bir fincan su başına bir tatlı kaşığı (tepeleme olarak) öğütülmüş bitki yeterli olacaktır. Dekoksiyon hazırlayacağınız kabı, suyu ve bitkiyi hazırladıktan sonra, su kaynama noktasına gelinceye dek orta ateşte tutun. Su kaynadıktan sonra ateşi kısığa getirerek 20 dakika bekleyin. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli husus, kaynama esnasında buharın kaçmamasına özen göstermektir. Bu duruma dikkat etmezsek bitkinin aroması ve çok faydalı uçucu yağları çıkan buharla yok olup gitmektedir.
Aynı infüzyon tarifinde okluğu gibi tatlandırılmalı ve tüketilmelidir.
NOT: Bazı bitkilerin etken maddeleri çok geç çözünür olduğu için kaynatma süresi iki saati bulmaktadır, Bu özellikteki bitkiler çok nadir olsa da, bitkiyi okuduğunuz kaynakta bu konuda bilgi bulabilirsiniz.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Şifalı Bitkiler
- Kitap AdıDoğadaki Sağlık - 50 Mucize Bitki 100 Mucize Kür
- Sayfa Sayısı425
- YazarAyhan Ercan
- ISBN9756250143
- Boyutlar, Kapak15x21, Karton Kapak
- YayıneviVestiyer Yayın Grubu / 2012