Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Devlet ve Borçla Yönetmek
Devlet ve Borçla Yönetmek

Devlet ve Borçla Yönetmek

Hasan Kılıç

“Edward Said’in çığır açıcı çalışması Oryantalizm’i izleyen tartışmaları yetkinlikle sunan bu kitabında Duygu Kankaytsın Said’in oryantalist bakışı ve kontrapuntal okuma yöntemi ile incelediği oyunlarla…

“Edward Said’in çığır açıcı çalışması Oryantalizm’i izleyen tartışmaları yetkinlikle sunan bu kitabında Duygu Kankaytsın Said’in oryantalist bakışı ve kontrapuntal okuma yöntemi ile incelediği oyunlarla bu alana önemli bir katkı sunuyor.
Jale Parla

***

Günümüz düşünce dünyasında ve sanatında oryantalist algının sorgulanması ve yeniden üretilmesi Sahnedeki Madun’un odağını oluşturuyor. Bu konudaki çalışmaların amentüsü sayılabilecek Foucault’nun bilgi-iktidar söylemi, Said’in oryantalizm çalışmaları içerisinde yeni bir metodoloji oluşturarak kültür ve siyaset dünyasındaki metinleri oryantalizm gözlüğüyle okumayı teklif ediyor. Karşıtlıkların ve sınırların fazlasıyla arttığı, ekonomide olduğu gibi beşeri ilişkilerde de bunalımın yaşandığı, kimlik politikalarının ve sürgün psikolojisinin yeniden irdelendiği, sanat yapıtlarının hayatı sorguladığı bu süreçte, Doğu ve Batı kavramlarının günümüzdeki görünümlerini ve anlamlarını bir kez daha araştırma ihtiyacı doğuyor. Bu bakışla Sahnedeki Madun, çağımızda tiyatro araştırmaları alanındaki önemli konularından birinin, ben’in başkasına dönüştüğü, biz ve onlar ayrımının arttığı, ötekinin daha bir ötekileştirildiği ve türdeşleştirmenin hâkim olduğu dünyamızda yeniden üretilmiş bir oryantalizm biçimini ve işleyişini oyunlarda gösterme çabasına giriyor. Sahneden salona ve hayata taşıyor.

Giriş

Fernand Braudel’e göre toplumsal zamanların çokluğu, zamanı coğrafya ile birlikte düşünmekle mümkün hale gelir. Ona göre toplumsal zaman düz değil, katmanlıdır. Birey, coğrafya ve toplum üçlüsü zamanı tarihsellik içerisinde farklı hızlarda yaşar (Burke, 2000). Bu çalışmanın kalkış noktasının şekillenmesinde esaslı bir yer tutan otobiyografik boyuta, Braudel’in toplumsal zamanların çokluğu kavramı önemli bir referans sundu. Esnaf bir ailede yetişen bir birey olarak kendimi içinde bulduğum toplumsal zaman, bankalarla ve kapitalizmin finansallaşma evresiyle tanıştığımız 2000’li yıllara denk geldi. Kırk yıllık geleneksel ticaret yöntemleriyle iş yapan babam, finansallaşan ekonomiye uyum zorlukları yaşarken ağabeyim büyük bir istekle yeni sürece ayak uydurmaya çalışıyordu. Çek, kredi, taksit ve IBAN gibi kavramlara yabancı olan babamı, ticaretteki finansallaşma eksenli değişimlere razı etmekte zorlanıyorduk. Ona göre bankalarla iş yapmak, tefecilerle iş yapmaya benziyordu. “Tefeci” imgesinde somutlaşan geleneksel ticaret yapma anlayışının cenderesinden kurtulamayan babam gün geçtikçe kurumsallaşıp kök salmakta olan yeni finansallaşma pratiklerini benimseme konusunda isteksiz, çekingen ve hatta endişeli davranıyordu. İşlerin yürütücüsü olan ağabeyim ise babamın anlam dünyasında tefeci imgesinde vücut bulan geleneğin baskısını heybesinde taşımamakla kalmıyor, yeni döneme ayak uydurmaktan kaçınmanın imkânsız olduğunu da görüyordu. Aynı zaman aralığındaki bir diğer deneyimim şuydu: Güvenlikçi politikaların ve yaptırımlarının arttığı siyasi atmosferde finansal sisteme dahil olanların yurttaşlık taleplerinden ve siyasal itirazlardan tedrici olarak çekilmek suretiyle tabiiyet ilişkilerinin içerisine girmesiydi. Taşıt, konut veya ihtiyaç kredisi çeken, bu kredilerle bir ihtiyacını gideren veya mülk sahibi olan birçok kişinin, siyasal ve toplumsal hak taleplerini dile getirdiği alanlardan tedrici olarak çekildiğine şahit oluyordum. Bu deneyim, mülk sahibi olmak ve/ya geçinmek ile hak sahibi olmak arasındaki gerilim üzerine yönet(il)me ve aktif/ pasif rıza gösterme bağlamlarında düşüncelerimi yoğunlaştırmama neden oluyordu. Belli ki, devletin dönüşümü ve finansallaşmanın ortaya çıkardığı yeni bağımlılık ilişkileri birey-devlet-toplum üçgeninde ciddi dönüşümlere sebep oluyor, yeni iktidar ilişkilerini ortaya çıkarıyordu.

Kişisel deneyimler ve akademik merakla birlikte araştırmalarımı arttırdım ve nihayetinde bu eseri kaleme aldım. Dünyada ve Türkiye’de 2002-2020 yılları arasında devlet ve borçla yönetmek dispositifleri ekseninde iktidarın üretimi nasıl gerçekleşti? Bu dönemde hükümette olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) bu dispositifleri Türkiye siyasetinde nasıl üretti ve dönüştürdü? Söz konusu sorular etrafında düşünen bu çalışma, küresel politik ekonomiyi dikkate alarak devlet ve borçla yönetme dispositiflerinin 2002-2020 yılları arasında Türkiye’deki iktidar ilişkilerine nasıl etki ettiğini temel problem olarak ele almaktadır. İki iktidar dispositifi olarak devlet ve borçla yönetmeye 2000’li yıllar boyunca Türkiye bağlamında ışık tutarak yapısal dönüşümleri irdeleyen bu çalışmada, devlet ve borçla yönetme dispositiflerinin işleyişi sonucunda toplumsal ve bireysel yaşamların nasıl etkilendiği ele alınacak. Bir yandan siyaset kuramı, diğer yandan 1980’lerden itibaren dünya ve Türkiye siyasi tarihi tartışılarak 2000 sonrası Türkiye siyaseti devlet, finansallaşma ve toplumla ilişkilere bakılacaktır.

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur