Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Derin Devlet
Derin Devlet

Derin Devlet

Cem Küçük, Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Emin Gürses, Erol Bilbilik, Erol Mütercimler, İbrahim Karagül, John Pilger, Mahir Kaynak, Nuh Gönültaş, Ömer Lütfi Mete

Soğuk Savaş sonrası derin devlet örgütlenmeleri toplumsal ve uluslararası sorgulamalar nedeniyle önemli sınırlamalarla karşılaşmış, bu süreçte saldırganlıklarını da artırmışlardır. Emin Gürses Derin Devlet emperyalizmin…

Soğuk Savaş sonrası derin devlet örgütlenmeleri toplumsal ve uluslararası sorgulamalar nedeniyle önemli sınırlamalarla karşılaşmış, bu süreçte saldırganlıklarını da artırmışlardır.
Emin Gürses

Derin Devlet emperyalizmin güdümünde olmayan tam bağımsız ulus devlettir. Bu bağlamda Teşkilatı Mahsusa Derin Devlet’in bir organıdır.
Erol Bilbilik

Sultan II. Abdülhamid’in jurnal teşkilatı, Derin Devlet nitelemesiyle anılmayı hak edebilir, ama “Teşkilat-ı Mahsusa” etmez.
Ömer Lütfi Mete

Eskiden derin devlet şimdi ise akil devlet adını verdiğim yapının hiçbir faaliyeti meşruiyet dışına taşmaz. Çünkü bir davranışın meşruiyetinin sınırlarını çizen odur.
Mahir Kaynak

Soğuk Savaş döneminde ülkelerin hem istihbarat örgütlerini hem derin devletlerini yöneten, yönlendiren NATO’nun kendisi idi. Tıpkı Silahlı Kuvvetleri yönetimi yönlendirdiği gibi.
Erol Mütercimler

Devletin kendi derinliğinde boğulmaması için, bıraktığı yasal boşluğun işlevsel değil, yasal aktörlerce doldurulması önemlidir.
Deniz Ülke Arıboğan

Menderes ve arkadaşları döneminde Türkiye NATO’ya girdi, Gladyo da Türkiye’ye…
Nuh Gönültaş
Mumcu suikastından sonra Türkiye’de nasıl bir toplumsal travma yaşandığını, on binlerce insanın “Kahrolsun şeriat” sloganlarıyla sokaklara çıkarıldığını, bu ve benzeri krizler üzerinden ne tür siyasi senaryoların uygulandığını az çok hepimiz biliyoruz.
İbrahim Karagül

Önsöz
Ülkemizde derin devletin ne olduğunu tartışmak bir delinin kuyuya tas atıp kırk akıllının çıkaramaması gibi bir şey. Her kafadan bir ses çıkıyor. Derin devleti çeteyle karıştıranlar, sadece askeri bir oluşum sananlar, derin devletin kafasına göre adam Öldürdüğünü düşünenler yok değil. Aslında derin devletin yapısında bunların hepsinden biraz var. Ancak puzzle’ın bütününü görmek İçin olaylara çok daha geniş açılardan bakmak gerekiyor.
Derin devlet hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Azımsanmayacak kadar da kitap yayınlandı. İlk defa değişik fikirlerdeki yazar, akademisyen, stratejist ve gazeteciler derin devleti tartışıyorlar.
Elinizdeki kitap iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde akademisyen ve yazar Erol Mütercimler ve stratejist Mahir Kaynak’la yapılmış röportajlar yer almaktadır.
ikinci bölümde Deniz Ülke Arıboğan, Erol Bilbilik. Ömer Lütfi Mete, Emin Gürses, John Pilger. İbrahim Karagül ve Cem Küçük’ün derin devletle ilgili farklı perspektifler sunduğu yazılarını bulacaksınız.
Neticede derin devletin nasıl bir yapı olduğunu anlamak için bu kitap bir rehber niteliği taşıyor. Aklınızı kurcalayan, öğrenmek istediğiniz gerçekleri bu kitapta bulacaksınız.
İyi okumalar.
Cem Küçük Cağaloğlu/Mart 2008

İçindekiler
Önsöz.
BİRİNCİ BÖLÜM
DEVLETİN REFLEKSİ
Erol Mütercimler
DERİN DEVLET. AKIL DEVLET  .
Mahir Kaynak
İKİNCİ BÖLÜM
DERİN DEVLET ÜZERİNE   .
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan
DEVLET NEDİR?.
Prof. Dr. Emin Gürses
DERİN DEVLET
Erol Bitbilik; E Öz. Bnb.
GÖRÜNMEYEN DEVLET.
John Püger
DERİN DEVLET DEDİKLERİ. BİRKAÇ TETİKÇİ.
BİRKAÇ HURİ DEĞİL, AMA
Nuh Gönültaş
DERİN ÇETE VE DERİN DEVLET
Ömer Lütfi Mete
JİTEM’DEN UĞUR MUMCU YA,
ERGENEKON DAN HİZBULLAHA   .
İbrahim Karagül
DERİN DEVLET HERKESE LAZIM!
Cem Küçük
Katkıda Bulunanlar.

DEVLETİN REFLEKSİ Erol Mütercimler
Söyleşi: Cem Küçük
Türkiye’de 1996’dan sonra meydana gelen Susurluk kazasından sonra derin devlet diye bir kavram tartışılmaya başlandı. Derin devleti derin çetelerle karıştıranlar oldu. Derin devlet denildiğinde siz ne anlıyorsunuz? Ya da biz ne anlamalıyız?
Derin devlet dendiğinde anlaşılması gereken konu şudur: Devletin refleksi. Yani derin devlet dediğiniz kurumun olgun olması gerekir. Ama Türkiye’de derin devlet var mı diye sorulduğunda, hayır, derin devlet yok. Onun için bizim burada kafamız karışıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya hatta İsviçre deyince aklımıza nasıl gelişmiş demokrasiler geliyorsa, mutlaka hepsinde derin devlet vardır. Bizde olan derin devlet değil. Bizde derin çeteler ve çeteleşmeler var. Biz işte bunu birbirine karıştırıyoruz. Bizim cumhuriyetimiz ne yazık ki çeteler cumhuriyeti olmuş. Onun için tanımlar birbirinin içine giriyor. Olması gerekenle ortada olmadığı halde varmış gibi kabul ettiğimiz olgu Örtülünce ortaya büyük bir erozyon çıkıyor ve sonuç olarak devlete saldırı başlıyor.
>     Ülkemizde derin devletin olmamasını asker, hükümet ve cumhurbaşkanlığı makamı arasındaki uyuşmazlığa ve iletişimsizliğe bağlayanlar da var. Asker hükümetten hoşlanmıyor, hükümet cumhurbaşkanını sevmiyor. Gerçi şu anda cumhurbaşkanıyla hükümet arasında görünürde bir sorun yok. Bizde kolektif bir anlaşma olamamasından dolayı bir derin devlet yapısının çıkmaması fikrine katılıyor musunuz?
Tabii. Yalnızca bu üçü arasında değil Türkiye’de bütün kurumlar arasında bir ilişki, bir eşgüdüm ııc yazık ki kurulamıyor. Bu eşgüdümünün kurulamayışının çeşitli nedenleri var. Dünyada da bu eşgüdüm kurulabiliyor mu, diye sorarsak dünyada da bu eşgüdüm çok kurulamıyor. Neden? Çünkü Cumhurbaşkanlığı müessesi ile hükümetin müessesi farklı. Silahlı Kuvvetler çok farklı bir kurum. Çok farklı bir müessese. Şimdi Cumhurbaşkanı devletin temsilcisi. Oysa ki hükümet adı üstünde… Hükümet. Hükümetin devlet olmasını beklemeyin. Zaten hükümet devlet değildir. Dolayısıyla hükümet bir ideolojinin temsilcisi, hele tek partili bir hükümet ise bu tamamen ideolojilerini yansıtır. Hükümetin refleksi ile devletin refleksi Örtiişmc göstermeyebilir. işte Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında, ordu ile hükmet arasında, ordu ile Cumhurbaşkanı arasında bir çatışma söz konusu olamaz da bir Örtüşememe durumu olabilir. Bu da neden? Türkiye üzerinden konuşursak, Türkiye’de ordunun özel bir durumu var.
•     Niçin özel bir durumu var?
Çünkü Kurtuluş Savaşını yapan ve cumhuriyeti kuran ordu… Devrimleri yapan kadro hep aynı kadro. Durum boyle olunca Gazi Mustafa Kemal’in yazılı olmayan ve çok net biçimde altını çizdiği bir konu var: Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türkiye Cumhuriyeti devletini silahlı kuvvetlerin korumasına bırakmıştır. Şimdi Kemalist ideolojinin iki tane ordusu vardır. Birincisi TSK… Bu çok anlaşılabilir, ikincisi eğitim ordusu, yani öğretmenler. Mustafa Kemal bu iki orduya emanet etmişti Cumhuriyeti, öğretmen kesimi, yani eğitim ve öğretim kesimi Koy Enstitülerinin kapatılması ile zaten çöktü. Eğitim, öğretim projesi çökmüş olduğu için bugün cemaatler ve tarikatlar eğitim ve öğretimde çok ön plana çıktı.
•     Ama ordu meselesine yani çatışmanın ana kaynağına gelince ordu meseleye nasıl bakıyor?
Ordu meseleye şöyle bakıyor; diyor ki laik Cumhuriyetin teminatı benim. Ben bunu korumak zorundayım. Bu benim en temel şaşmaz felsefemdir. Yani dünyaya bakışımdır. Bakışımında böyle olmasının tek bir nedeni Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu ordunun kurucusu ve sonsuza kadar yaşayacak olan başkumandanı Gazi Mustafa Kemal’dir. Çünkü Gazi Mustafa Kemal bu Cumhuriyeti kurarken bu Cumhuriyet için üç stratejik öğe seçmiştir ve Cumhuriyeti ve devleti bunun üzerine koymuştur. Bu önemlidir. Bir, çağdaş uygarlık seviyesini üzerine çıkmak, iki, yurtta barış dünyada barış. Uç, ne mutİu Türküm diyene. Şimdi ne mutlu Türküm diyene ifadesi aynı zamanda çok kültürlülüğün ifadesidir. Yani bu devletin asli hamurudur bu. Etnik kimliklerin Öne çıkarılmadığı ama etnik kimliklerin kendi kimliklerini özgürce ifade edebilecekleri. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlığının asli unsur olduğu bir hamur. Gazi Mustafa Kemal’in ordusu bunun koruyucusu.
işte bu nedenle zaman zaman TSK İle siyasi partinin temsilcisi olan hükümet arasında çatışma ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı ordu arasında belki zaman zaman uzlaşmazlık söz konusu olabilir, ama çatışma olmaz. Çünkü ikise de devletin temsilcisi, Ama hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında, hükümet ile ordu arasında uzlaşmazsızlık olabilir. Hatta ve hatta uzlaşmaz çelişkiler de olabilir. Bununda son derece doğal olduğunu düşünüyorum.
• Milli İstihbarat Teskilatt’m derin devlet bağlamında nereye koyuyorsunuz?
Şimdi dünyadaki örneklerine baktığımız zaman ulusal istihbarat teşkilatlarının derin devletle her zaman bağlantısı vardır. Bu nedenle istihbarat teşkilatları eylemlerinde, operasyonlarında kendilerinin gün yüzüne çıkamayacakları, çıktıklarında sakıncalar doğuracağı bütün operasyonlarda taşeronlar kullanır.
Tüm operasyonlarda adına derin devlet dediğimiz bağlantı odaklarını kullanır. Bunlar illegal kurumlar, kuruluşlardır, çünkü onlar operasyonu yapar, ama istihbarat örgütü ortada görünmez. Yani MİT’in böyle olayları var mıdır derseniz somul olarak bir şey söyleme şansım yok. MlT’in içinde değilim. MİT Müsteşarı da değilim. Ama dünyadaki örneklerine baktığınız zaman İşte Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılananlar açıklanıyor, işte MOSSAD’ın yaptıkları ortada. Bunlar açıklanıyor. ortaya çıkıyor, işte Almanya’da BaiderMainhoff çetesinin ortadan kaldırılması olayında olduğu gibi, İtalya’daki Kızıl Tugaylar meselesinde, Aldo Moro cinayetinde olduğu gibi pek çok eylem var. işte en son Benazir Butto suikastında görüldüğü gibi bunlar oluyor.
Almanya’da Baider Mainhoff çetesinin bir gecede çökertilmesi, İtalya’da Kızıl Tugaylar bitirilmesiyle Süper NATO bağlantısını nasıl yorumlayacağız? Soğuk Savaş döneminde ülkelerin hem istihbarat örgütlerini hem derin devletlerini yönelen, yönlendiren NATO’nun kendisi idi. Tıpkı Silahlı Kuvvetleri yönetimi yönlendirdiği gibi. işte Süper NATO denilen Gladyo, olarak karşımıza çıkan kurum Soğuk Savaş döneminin kendi mantığı içerisinde Amerika Birleşik Devletlerinin koruma meşruiyetinin doğal mantığı olarak ortaya koyduğu devletlerin ve toplumlarında o dönem içinde söylüyorum içselleştirdiği bir olgudur. Kısaca adına Süper NATO denilen Gladyo, evet o dönem ortaya çıkmıştır. Gladyo’nun eylemleri İtalya’da yargı önünde didik didik edilmiş, sonuçları ortaya konmuş ve sonuçlarının ne denli dehşet veriri olduğu ne denli tüyler ürpertici olduğu zaten mahkeme kayıtlarında bütün dünyaya yayınlanmıştır. Yalnızca italya’da deği! öteki ülkelerde de süz konusudur. Ama Türkiye’ye sıra gelince Türkiye’de bu çok ortaya konulmuş bir mesele değil, örneğin 67 Eylül 1955 olayları. İşte o zaman üstteğmen rütbesinde olduğunu ifade eden Sabri Yirmibesoğlu’nun daha sonraki ifadesinde karşımıza çıkmıştır. 67 Eylül olaylarının nasıl organize edildiği ve 1977’deki 1 Mayıs olayları bellektedir. Ateş edilen yer, ateş eden kişiler, o sokakların kapatılması, kısacası her şey ortadadır. İşte bu Gladyo’nun neleri yapabildiğini, neleri yapamadığını, nelere gücünün hangi boyutlarda yettiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de 1970’le 1980 yılları arasındaki cinayetlerde bunu görüyoruz. 13 Mart 197l’den sonra DevGenç kadrolarının yok edilmesinde yine Gİadyo’yu ve bağlantılarını görüyoruz..
•     Dünyanın en iyi derin devleti sizce kimdir? _Amerika Birleşik Devletleri.
.     Niçin?
Çünkü CIA ve onunla bağlantılı operasyonlar ortada. En canlı örneklerden birisi kimdir? Salvador Allende’nin ördürülmesi. Bunu gibi yü2İerce örnek vardır. İsrail aynı şekilde. Almanya’da BND aynı şekilde. Yani kısacası derin devlet olması gereken bir kurumdur. Niye? Çünkü devletleri ayakta tutan onların istihbarat örgütleridir. Ve o istihbarat örgütlerinde ülkelerin en iyi yetişmiş insanları, en gözdeleri yer almalıdır. Ama bizim istihbarat örgütümüz MtT öyle bir hale getirildi ki özellikle 12 Mart 1971’den sonra MtT işkence yapan, insanların gözlerini oyan, onları sakat bırakan bir kurum gibi tanıtıldı.
Niçin böyle oldu? Şunu söylemek lazım: MİT’in geçmişine baktığınız zaman Teşkilatı Mahsusa’dan gelen, ta Birinci Dünya Savaşı’nda bile otuz binin üzerinde ajan kullanmayı başarmış öyle bir gelenekten gelen bir kurum görürüz. Gazi Mustafa Kemal’e Kurtuluş Savaşı’nı yaptıran köklü bir istihbarat örgütü. Bugün Türk toplumunda hiç kimse ben MİT’te çalışıyorum diyemez hale geldi. Bunu söyleyemiyor, utanıyor, korkuyor. Hâlbuki dünyanın başka ülkelerine gidin herkes göğsünü gere gere söylüyor, ben istihbarat Örgütündeyim, diye. Bize çok uzak olan bir ülkeden söz edeyim: Avustralya. Gitsin görsünler bakalım Avustralya’da istihbarat Örgütünün ne denli etkili, ne denli saygın olduğunu. Avustralya bir polis devleti, isviçre bir polis devleti. Bakın ora………

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Aktüel Siyaset
  • Kitap Adı Derin Devlet
  • Sayfa Sayısı128
  • Yazar İbrahim Karagül/ Emin Gürses/ Erol Mütercimler/ Dr. Deniz Ülke Arıboğan/ Ömer Lütfi Mete/ Prof. Dr. Mahir Kaynak/ Erol Bilbilik/ John Pilger/ Nuh Gönültaş/ Cem Küçük
  • ISBN9759961077
  • Boyutlar, Kapak 13,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviProfil Yayıncılık / 2009

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Resmi Tarih Yalanları ~ Yavuz Bahadıroğlu , Mete Tunçay, Mustafa Armağan, Nevval Sevindi, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ömer Lütfi Mete, Mehmet Şevket Eygi,Avni Özgürel,Caroline F. Finkel, Ahmet Sait Akçay, Berna KurtResmi Tarih Yalanları

    Resmi Tarih Yalanları

    Yavuz Bahadıroğlu , Mete Tunçay, Mustafa Armağan, Nevval Sevindi, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ömer Lütfi Mete, Mehmet Şevket Eygi,Avni Özgürel,Caroline F. Finkel, Ahmet Sait Akçay, Berna Kurt

    Tarihi ne kadar biliyoruz? Bu soruyu şöyle sormak daha doğru olur. Tarihimizi objektif olarak ne kadar biliyoruz? Ders kitaplarında bizlere öğretilen bazı bilgilerin ilerleyen yıllarda ne kadar saçma ve yüzeysel olduğunu öğrendiğimizde hayal kırıklığımız daha da arttı.

  2. Derin Pkk Büyük Oyunun Gizli Kodları ~ Ömer Lütfi Mete/ Prof. Dr. Mahir KaynakDerin Pkk Büyük Oyunun Gizli Kodları

    Derin Pkk Büyük Oyunun Gizli Kodları

    Ömer Lütfi Mete/ Prof. Dr. Mahir Kaynak

    “Bugün hem ABD, hem Türkiye Mesut Barzani’ye alternatif olacak bir isim arıyorlar. Bu isim Türkiye’nin içinden çıkacak ve Barzani’nin tasfiye edilmesiyle bölgemizdeki Kürtler’in lideri...

  3. Asker İle Cemre ~ Ömer Lütfi MeteAsker İle Cemre

    Asker İle Cemre

    Ömer Lütfi Mete

    Bir yanda, ilahi aşkı bulmak için mecazi aşkın kıyılarında gezinen bir delikanlı: Hafız Ali Osman… Diğer yanda ise, hayatına yepyeni bir yön vermek üzere...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur