Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Derimizin Olağanüstü Yaşamı
Derimizin Olağanüstü Yaşamı

Derimizin Olağanüstü Yaşamı

Monty Lyman

En sıradışı organımızı baştan aşağı inceleyen bu çalışma, deriye yazılmış bir aşk mektubu. Kitapta deriyi bir prizma olarak kullanarak farklı zaman ve mekânlara bir…

En sıradışı organımızı baştan aşağı inceleyen bu çalışma, deriye yazılmış bir aşk mektubu. Kitapta deriyi bir prizma olarak kullanarak farklı zaman ve mekânlara bir bakış atacağız; antik tarihten bilimin geleceğine, Papua Yeni Gine’de timsaha tapan insanların zarif dövmelerinden Miami Plajı’ndaki güneşperestlerin derilerindeki değişimlere uzanacağız.

Önce deriyi fiziksel açıdan katman katman inceleyeceğiz. Ardından beslenmemizin cildimizi etkileyip etkilemediği, cildimizi nelerin yaşlandırdığı ve güneş ışığının ne kadarının fazla olduğu gibi soruları, gerçek ile efsaneyi birbirinden ayırarak ele alacağız. Bu sorulardan yola çıkarak, dokunma kaynaklı acı ve keyiften, stresin cilt üzerindeki etkilerine kadar, deriyle zihni birbirine bağlayan merak uyandırıcı konuları inceleyeceğiz.

Deri ile zihin yakın arkadaştır ve başka hiçbir organ psikolojik açıdan bu denli önem taşımaz. Derimizin başkaları tarafından nasıl algılandığı –veya buna ilişkin kendi fikrimiz– zihinsel sağlığımızı etkileyebilir. Dış yüzeyimize yaptığımız yolculuğun son kısmında, deriyi toplumsal bağlamda ele alacağız. Deri bizi birleştirir: İnsan, başkalarıyla iletişim kurmak için deriyi kalıcı olarak işaretleyen ve dövme yapan tek canlıdır. Öte yandan, deri bizi ayırır: Deri rengi ve “kirletici” cilt hastalıkları toplumları bölerek, insanlık tarihinin gidişatını değiştirmiştir. Sonuç olarak, insan derisi fiziksel varlığının çok ötesindeki etkileriyle felsefe, din ve dil üzerinde iz bırakmıştır.

İÇİNDEKİLER
Yazarın Notu
Giriş

1 İsviçre Çakısı Gibi Bir Organ: Derinin Katmanları ve İşlevleri
2 Deride Bir Safari: Akarlar ve Mikrobiyom
3 Ne Yersen Osun: Deriyle Bağırsak Arasındaki İlişki
4 Işığa Doğru: Deri ve Güneşin Hikâyesi
5 Derinin Yaşlanması: Deri Kırışıklıkları ve Ölümlülüğe Karşı Mücadele
6 İlk Duyu: Derinin Mekaniği ve Dokunmanın Büyüsü
7 Psikolojik Deri: Deriyle Zihnin Birbirlerini Biçimlendirişi
8 Toplumsal Deri: İşaretlerdeki Anlam
9 Bizi Ayıran Deri: Toplumsal Organımızın Karanlık Yönü: Hastalık, Irk, Cinsiyet
10 Manevi Deri: Derinin Düşünceyi Biçimlendirişi: Din, Felsefe, Dil

Sözlükçe
Teşekkür
Notlar
Görsel Listesi
Dizin

Giriş, s. 13-15

Antika meraklısı bir doktor için Bolonya Üniversitesi’nin o muhteşem Anatomi Amfisi tam bir cennettir; hatta ahşap panelli salonu resmen saunaya dönüştüren İtalya yazının dayanılmaz sıcağında bile. Oraya gittiğimde kendimi devasa boyuttaki süslü, antika bir mücevher kutusunun içini keşfediyor gibi hissetmiştim. Dünyanın en eski üniversitesinin bütünüyle ladin ağacından yapılma dört yüz yıllık salonunun tam ortasında, etkileyici bir mermer diseksiyon masası vardı. Tıp öğrencileri yüzyıllar boyunca bu akademik arenanın ahşap sıralarından, masada yapılan işlemleri izlemişti. Duvarlar antik tıp kahramanlarının özenle yapılmış kocaman ahşap heykelleriyle bezeliydi. Hipokrat ve Galen, yukarıdan öğrencileri sert bakışlarla süzüyordu; o bakışlar sonraki birçok tıp hocası tarafından da kopyalanmıştı kuşkusuz. Fakat bütün bu harikalar arasında, merkezdeki parça olan ahşap saçaklı profesör kürsüsünden insan gözünü alamıyordu. Tüm salona tepeden bakan kürsünün ince işlenmiş saçağını iki muhteşem heykel taşıyordu: Spellati yani Derisizler. Tıbbın kutsal mekânının merkezindeki bu heykeller, açıkça görülen damarları, kasları ve kemikleriyle gerçekten ihtişamlıydı.

Vücuttaki kaslarla kemikleri ve onların karşılıklı etkileşimlerini deri olmaksızın gösteren böyle figürlere écorché (Fransızca “derisiz”) denir. Leonardo da Vinci’nin 15. yüzyıldaki çığır açan anatomik çizimlerinden bu yana, kaslı ama derisiz vücutlar tıpla eşanlamlı hale geldi ve hemen her tıp kitabının kapağında yer aldı. Bolonya Üniversitesi’ndeki ahşap écorché figürlere bakınca, tıbbın en fazla göz ardı ettiği organın deri olduğu açıkça anlaşılıyor; hem de en büyük ve en görünür organımız olmasına, ömrümüzün her ânında onu görmemize ve ona dokunmamıza, onun içinde yaşamamıza rağmen. Ağırlığı 9 kg ve kapladığı alan 2 m2 olan deri, 18. yüzyıla kadar organ bile sayılmıyordu. Organları ya da insan vücudunu düşündüğümüzde deri nadiren aklımıza gelir. Apaçık ortadayken görünmez kalmıştır.

Yeni tanıştığım kişiler bana ilgilendiğim klinik dalı ve araştırma alanımı sorunca, hafif bir mahcubiyetle dermatolojinin beni heyecanlandırdığını söylüyorum ve bu genellikle biraz şaşkınlık ya da acımayla veya ikisinin karışımıyla karşılanıyor. Cerrah olan yakın bir arkadaşım, “Deri, hediyelerin dışını saran ambalaj kâğıdıdır,” diyerek benimle dalga geçmeyi seviyor. Ama zaten derinin beni çeken yönlerinden biri de vücudumuzun en göz önündeki kısmı olmasına karşın, gözle görülenden çok daha fazlası olması.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Popüler Bilim
  • Kitap AdıDerimizin Olağanüstü Yaşamı - Dış Yüzeyimize Yakından Bir Bakış
  • Sayfa Sayısı296
  • YazarMonty Lyman
  • ISBN9786053164029
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviMetis Bilim / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur