Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Davacıyım
Davacıyım

Davacıyım

Gültan Kışanak

Siyasi görüşlerimiz ve barış, demokrasi ve insan hakları temelinde gelişmeler sağlamak adına yürüttüğümüz çalışmalar nedeniyle yargılanıyoruz. Bu nedenle aslında bu davada yaptığımız şey bugün…

Siyasi görüşlerimiz ve barış, demokrasi ve insan hakları temelinde gelişmeler sağlamak adına yürüttüğümüz çalışmalar nedeniyle yargılanıyoruz. Bu nedenle aslında bu davada yaptığımız şey bugün bir kez daha burada da tekrarlayacaklarımla bir savunma değildir. Ben ve arkadaşlarım sanık değiliz, bizler davacıyız.

Ben ve arkadaşlarım halklarımıza, demokrasiye, insan haklarına karşı suç işleyenlerden, kadın haklarına karşı suç işleyenlerden davacıyız. Anayasayı rafa kaldıranlardan davacıyız. Yanlış eksik de olsa kanunlara uymayanlardan, hukuka aykırı ithamlarla bizi yıllarca cezaevinde siyasi rehine olarak tutanlardan davacıyız.

Bu kumpasları kuranlardan davacıyız, bu siyasi operasyonları yapanlardan davacıyız. Barış ve çözüm konusunda bu kadar çaba sarf ettiğimiz halde ve bu ülkenin, az değil çözüm konusunda epeyce birikmiş bir deneyimi olmasına rağmen hala savaşta ısrar edip, bu ülkenin evlatlarını ölmeye-öldürmeye gönderenlerden davacıyız.

İ çindekiler
ÖNSÖZ: ÖZGÜRLÜK DÜŞLERİ……………………………….9
Shahrzad Mojab
SUNUŞ……………………………………………………………19
I. BÖLÜM
BARIŞI SAVUNMAK
Heyetinizi reddediyorum…………..…………………………………25
Arkadaşlarımın savunması benim de savunmamdır…………………… 28
Bu dava turnusol kâğıdı: Kim IŞİD’in yanında, kim IŞİD’e karşı….. 31
Biraz da Sur’u konuşalım………………………………………………………. 34
Militarizme ve savaşa karşı kadınların barış mücadelesi…………….. 51
Kürt sorununun çözüleceği yer Türkiye’dir……………………………… 59
Kumpas davalar siyasi darbenin ürünü……………………………………. 62
Biz burada direneceğiz, demokrasi güçleri dışarıda… ……………….. 67
Kürt ve Kürdistan gerçeği var………………………………………………… 70
Bu ülkede siyaset belkemiksizdir……………………………………………. 73
Çözüm süreci sabote edildi …………………………………………………… 76
Türkiyeli devrimciler ve sosyalistler dava arkadaşımızdır ………….. 78
DTK bahane, amaç kayyum atamaktı ……………………………………… 82
Kayyumlar ne yaptı ……………………………………………………………… 84
Özerklik; yüz yıllık siyasi öneri……………………………………………… 86
1980’lerle yeniden başlayan özerklik tartışmaları……………………… 95
Çözümsüzlük sorunu büyütüyor……………………………………………. 97
Devlet içinde çözümü engelleyenler var………………………………… 100
Hazır reçetesi yok ama temel ilkeleri var……………………………….. 102
Mücadelemin dayanağı manevi değerler………………………………… 106
II. BÖLÜM
HAKİKATİ SAVUNMAK
Tarihin tanıklarına sesleniyorum …………………….……………111
Bu dava Kürt sorunu davasıdır…………………………………………….. 118
Bu dava, kadınların özgürlük mücadelesine karşı açıldı …………… 123
Kadınlar biat etmediler, etmeyecekler…………………………………… 128
Bu dava barış umuduna karşı açılmıştır ………………………………… 132
Bu dava 2016 darbesinin yargı ayağıdır…………………………………. 138
IŞİD yenildiği için bu dava açıldı …………………………………………. 143
Kumpasta sınır tanımayan dava……………………………………………. 152
Dimitrov ve faşizmin kumpas davaları ………………………………….. 156
Provokasyondan davaya, çeteler baş aktör …………………………….. 160
Mahkeme başkanı çete üyesi çıktı ………………………………………… 172
Aslında çözüm mümkündü …………………………………………………. 180
Kürtlerin demokratik siyaset ve çözüm ısrarı…………………………. 193
Erdoğan’ın Kürt sorunuyla imtihanı……………………………………… 196
2013’te önemli adımlar atıldı ………………………………………………. 210
2014’te ne değişti ………………………………………………………………. 216
İşte siyasi darbenin kanıtları ……………………………………………….. 221
Minareyi çaldılar ama kılıf uymuyor …………………………………….. 228
Amaç belediyelere el koymaktı…………………………………………….. 232
Kürtlere özel kayyum rejimi………………………………………………… 236
Demokrasiyi savunmak sadece bizim görevimiz mi…………………. 239
Otoriter rejim ve rant ortaklığı…………………………………………….. 245
Kayyum kadın iradesine darbedir…………………………………………. 250
2013-2014’teki siyasi atmosferi hatırlayın ……………………………… 251
Siyasallaşmış yargının hali…………………………………………………… 253
Gizli tanık videosunu siz bile izlemediniz ……………………………… 262
Ortadoğu’da demokratik cumhuriyet kurma isteği ………………….. 267
IŞİD’e karşı Kobani’nin yanında olmak………………………………….. 273
DTK demokratik çözümün paydaşıydı ………………………………….. 283
Kadın siyaseti kriminalize ediliyor ……………………………………….. 286

ÖNSÖZ
ÖZGÜRLÜK DÜŞLERİ
SHAHRZAD MOJAB

“Özgürlük Düşleri” kavramını Robin D.G. Kelley’den ödünç alarak, özgürlüğün tarifinin zor olduğu bir dünyayı tasavvur etmenin gücünü harekete geçirmek, her şeye rağmen özgürlüğün nasıl olabileceğini hayal etmenin ve buna göre eyleme geçmenin, dönüştürücü potansiyelini vurgulamak için kullandım. Radikal toplumsal hareketler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan ünlü Siyah Amerikalı tarihçi Kelley, Özgürlük Düşleri: Siyah Radikal Tahayyül1 adlı ufuk açıcı eserinde, siyah radikal tahayyülün tarihsel ve kültürel köklerini, Afro-Amerikan toplumu içinde özgürlük, adalet ve eşitlik mücadelesini şekillendiren dönüştürücü gücü araştırıyor. Bu kapsamlı tarihsel ve eleştirel analizde Kelley, hayal kurma ve daha iyi bir gelecek tasavvur etme ediminin, baskıya karşı güçlü bir direniş biçimi olduğunu söylüyor. Küresel ölçekte ele alarak, radikal toplumsal hareketlerin geçmişi ve geleceğine dair önemli bilgiler veriyor.

Gültan Kışanak ile Robin Kelly, farklı bir coğrafya ve tarihsel dönemde aktif olsalar da yazdıklarıyla, benzer özgürlük, direniş, adalet ve umut imgelerine gönderme yapıyorlar. Sözleri hapishane parmaklıklarının sınırlarını aşarken, Gültan’ın Kelley ile aynı deneyim ve insani bağlamla yazdığını hayal etmenin, mümkün olup olmadığı üzerine düşünebiliriz. İnsan deneyiminin derinliğini gerçek anlamıyla kavrarken, mekâna ve zamana dair sınırları aşmak için, vizyonumuzu bu sınırların ötesine genişletmemiz gerektiğini düşünüyorum. Gültan şöyle yazıyor,

[K]adın hareketi… kendi deneyimlerinden ders çıkartarak ve dünya kadın hareketinin deneyiminden yararlanarak özgürlük yürüyüşünü sürdürecek. Bu yürüyüşü belirleyen ise kadınların barış içinde özgür ve demokratik bir gelecek kurma hayali olacak.2(sf.31)

Küçük kollarıyla
çepe çevre sarmıştı belimi
dili “gidecek misin?” diyordu,
gözleri “kal”
Soruya mı yanıt versem,
gözlerine mi?
Yoksa,
bir güvercin misali
tir tir titreyen
yüreğine mi?
Umudun yükü
bu kadar mı ağır olur.
Ölümün kol gezdiği ülkemde sözün hükmü yok ki…
Sımsıkı sarıldım sadece merdiven yaptık umudumuzu
sakladık barışı gökkuşağına.
Saklambaç oynayan çocuklar
bulsun diye…

Bu dizelerdeki “umudun ağırlığı” ve “umudumuzdan bir merdiven” yapmak metaforları, direnişi somutlaştıran ve hayallerimize ulaşmak için atılacak adımları ortaya koyan örnekler. Özgürlük ve adalet için mücadele etmenin gerektirdiği güç ve direncin altını çiziyor, umudun nasıl somut eylemlere ve değişime dönüştürülebileceğini açıklıyor. Gültan’ın ve hapisteki Kürt kadın siyasetçilerin kolektif olarak kendi hikâyelerini yazmaları sayesinde, hapishanede direnmenin önemini fark ediyoruz. Şöyle anlatıyor Gültan, Cezaevleri insanlıktan çıkarmayı hedefleyen mekânlardır. Bunun bilincinde olan kişiler açısından ise tam tersine, yaratıcılığa doğru yol alma, sınırsızca hayal kurma, kendini işlevlendirme, iradesini güçlendirme, duygu ve düşünce dünyasına yeni pencereler açma, alanına dönüşür. Bu nedenle zaman insana yetmiyor. Rutin dışı ve teslimiyeti aşan kalıplarla yaşayabilmeyi başarmak insana inanılmaz bir keyif veriyor. Bağırarak arkadaşlarınıza sesinizi duyurabilmek bile tecridi kırmanın mutluluğunu yaşatıyor. Ya da semaverde yemek pişirmek, kalemle örgü örmek… Hele kitap okurken hiç kaygı duymamak, her satırını okumak, inanılmaz bir keyif.3 Robin Kelley bizi Siyah cazın, duvar resimlerinin, protesto sloganlarının, görsel sanatların ve şiirin, baskıdan ve insanlık dışı hallerden azade bir dünya arzusunu ifade ettiği mekânlara götürüyor. Kelley’nin tarihsel analizi, Siyah topluluklar içindeki kültürel ve siyasi ifadelerin yalnızca direniş biçimlerine değil, daha adil bir toplum arzusunun somutlaşmış halinin ne olduğuna da işaret ediyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadın siyasi mahkûmların deneyimleri ile Siyahların mücadelesi, hatta tüm ezilen ulusların haysiyet ve özgürlük mücadelesi arasında bir paralellik görüyorum. Bedenlerini, ruhlarını ve benlik duygularını hedef alan ağır devlet baskısına rağmen, kadın siyasi mahpuslar direniyor ve ayakta kalıyorlar. Belirli zaman ve mekânları aşan anlatıları, zamansız ve evrensel bir insan deneyiminin tanığı haline geliyor. Yazılı metinler, müzik, film, resim, el sanatları, dans, tiyatro ve fotoğraf gibi çeşitli sanat dalları aracılığıyla, bireysel ve kolektif direnişlerini canlı bir şekilde tasvir ederek, baskı karşısında insanın ayakta kalma ve meydan okuma gücüne dair, derin içgörüler sunuyorlar. Bu coğrafi bölgelere dair sınırları aşan, adalet arayışı ve direniş hareketiyle özdeşleşen ve dayanışma içinde olan Gültan, ataerkilliğin, sömürgeciliğin, milliyetçiliğin ve otoriter iktidarların, devlet ve toplumsal alandaki hegemonik gücünü geriletmek amacıyla, dayanışmanın ve kolektif eylemin önemini vurguluyor. Kendimden sık sık ‘şanslı bir devrimci feminist’ olarak bahsediyorum; halkların devrimci toplumsal dönüşüm mücadelesine tanık olduğum ve parçası olabildiğim için ‘şanslıyım’. Henüz tamamına ermemiş bir hayal. Hayatım boyunca akademik çalışmalarımda ve siyasi eylemlerimde, başta kadınlar, yaşam ve özgürlük (Jin jiyan azadi) olmak üzere, bütün özgürlük mücadelelerinden ilham alarak, o mücadelelerin parçası olarak yol yürüdüğüm için şanslıyım. Jin, jiyan, azadi sloganında ifadesini bulan Kürt kadınlarının mücadelesi (İran’daki Jina ayaklanması dünya çapında yankı buldu)4 ve kadın siyasi mahkûmların durumu, benim de içinde yer aldığım iki önemli toplumsal hareket. Rojhilatê’daki (İran’daki Kürt bölgesi) Kürt kadınların, Sakine Cansız’ın olağanüstü anılarını ve Gültan Kışanak’ın hazırladığı, Kürt kadın politikacıların hapishanedeki söyleşilerinden oluşan antolojisini okuyarak ve üzerlerine yazarak, radikal değişim imkânlarına dair, kuram ve eylemi içeren, bir reel dönüşüm hayal ediyorum.5 Bu bağlamda, İran’daki siyasi mahkûmların “unutmamak için hatırlamak” sloganını, insanlığa onurlu bir çağrı, devletin şiddet tekelini, polis saldırılarını, hapishane sanayi kompleksinin inşasını, işkenceyi ve idamı durdurmak için bir eylem çağrısı olarak görüyorum. Direniş ve ayakta kalma mücadelesinin mirasını hatırlamak ve onurlandırmak, özgürleştirici bir tarih inşası sürecidir. Bu tarih, dünyayı hepimiz için daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan herkesle, dayanışma içinde olan toplumlar inşa etme çağrısıdır. Bu, bölgemiz için de çok derin etkileri olacak evrensel bir çağrıdır. Kürt kadınları, 2015 yılından bu yana aralıksız olarak ‘kalıcı bir otoriter rejim’ kurmaya çalışan ve bu hedefe ulaşmak için yargıyı kullanan Türk devletine karşı örgütleniyor, eylem yapıyor ve direniyor. AKP hükümeti 2013 yılında “Kürt sorununu” ele almak üzere bir “çözüm süreci” başlattığını söyledi. Ancak, bu yeni “süreç” 2015 yılında Türk devleti tarafından çatışmaların sert bir biçimde yeniden başlatılmasıyla sona erdi. Gültan’ın hapisteki Kürt kadın siyasetçilerle yaptığı söyleşiler, Kürt hareketine karşı artan zulmün tanıklıklarını içeriyor. İnsan Hakları Derneği, 2013 yılından bu yana yeni “Terörle Mücadele Kanunu” (TMK) kapsamında yargılanan kişi sayısının 2013’te 10745’ken 2017’de 24.585’e yükseldiğini açıkladı.6 Bu rapora göre “…2020 yılında 211.056 kişi TMK ve ilgili diğer yasal maddeler kapsamında soruşturma geçirdi ve bunlardan 33.885’i hâkim karşısına çıktı.” Aynı rapora göre 2015 yılında Kürt hareketi ile Türk devleti arasındaki ‘barış görüşmelerinin’ (“çözüm süreci”) sona ermesinden bu yana, AKP hükümetinin Kürt halkına ve Kürt siyasi hareketine yönelik baskı ve şiddeti hızla arttı. HDP’nin yasadışı bir kapatma davasıyla karşı karşıya kalmasının ardından, Kürt hareketinin, HDP’deki sosyalist örgütler ve demokratik güçlerle yeniden yan yana gelmesiyle DEM Parti kuruldu. Bu yeni dönemde de AKP hükümetinin, HDP-DEM Partili ve DBP’li siyasetçilere, parti liderlerine ve seçilmiş üyelere yönelik zulmü aynı şekilde devam etti. Devletin baskı politikalarının kimi örnekleri şöyle sıralanabilir: Ocak 2015 ile Aralık 2023 arasında 104 il eşbaşkanı, 201 ilçe eşbaşkanı ve bir belde eşbaşkanı tutuklandı; 2015’ten bu yana eş genel başkanlar dâhil, 24 milletvekili ve 30 MYK üyesi tutuklandı; Aralık 2023 itibariyle 7 milletvekili ve 14 MYK üyesi halen tutuklu; TBMM çatısı altında yasama faaliyeti yürüten 15 milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırıldı ve bir süre sonra da vekillikleri düşürüldü. 95 belediyeye kayyum atandı; 10 Aralık 2023 tarihi itibariyle DBP’li 27 belediye eşbaşkanı halen tutuklu. Kürt bölgesinde 31 Mart 2019’da yapılan mahalli idareler genel seçimlerinden sonra AKP hükümeti tarafından halkın iradesini açıkça hiçe sayan kayyumlar yeniden atandı, hâlihazırda 17 HDP’li belediye eşbaşkanı tutuklu ve sadece 2023 yılında 72’si çocuk, 60’ı HDP il ve ilçe başkanı ve üyesi olmak üzere 2906 kişi gözaltına alındı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki kadın siyasi mahpuslar üzerine yaptığım araştırma, sessiz kalmamaya yönelik tarihsel bir seçim. Kadın siyasi mahpusların deneyimlerini daha geniş bir tarihsel, teorik ve analitik çerçeveye yerleştirme girişimi. Bu kuramsal ve hak savunuculuğu bağlamındaki çalışmayı yapmamın bir dizi sebebi var. Birincisi, kadınların, LGBTQ+ topluluklarının ve bölgedeki ulusal azınlıkların mücadelesiyle, enternasyonal dayanışmanın olmaması nedeniyle ortaya çıkan tarihsel sessizliği bozmak. İkincisi, bölgedeki kadınları homojen -pasif ve itaatkâr, sadece kültür, din ve patriyarka tarafından disipline edilen, cezalandırılan ve denetim altında tutulan- bir grup

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur