Romalı komutan Caius Martius bitmek bilmez bir cesarete ve aynı zamanda neredeyse “kahramanlığına denk” bir kibre sahiptir. İhtirasları sebebiyle memleketi Roma´dan sürülür ve bunun intikamını almak üzere kenti kuşatır. Kent halkı gazabından korktuğu Caius Martius´u durdurmak için çare aramaktadır. Son umut olarak komutanın annesini ve eşini aracı kılmayı düşünürler. Caius Martius için asıl zorlu mücadele şimdi başlamıştır: Ne pahasına olursa olsun “hak edilmiş” bir cezayı mı uygulayacaktır, yoksa zavallı ailesini kurtarmak için intikam duygusunu mu bastıracaktır? Shakespeare muhteşem bir içe bakışla bireyin ve toplumun ruhunu en ince noktalarına, en kuytu köşelerine dek gözler önüne seriyor; insanoğlunu kendi iç çatışmaları ile yüzleştiriyor.
***
Birinci Perde
Sahne I
(Roma’da bir cadde. Değnekler, sopalar ve başka çeşitli silahlar taşıyan bir grup isyankâr vatandaş giriş yapar.)
BİRİNCİ VATANDAŞ
Daha fazla ilerlemeden önce söyleyeceklerimi dinleyin.
HERKES
Konuş, konuş.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Hepiniz aç kalmaktansa ölmeyi tercih ediyor musunuz?
HERKES
Ediyoruz, ediyoruz!
BİRİNCİ VATANDAŞ
Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, Caius Marcius halkımızın baş düşmanıdır.
HERKES
Biliyoruz, onu biliyoruz!
BİRİNCİ VATANDAŞ
Onu öldürelim ve tahılımızı istediğimiz fiyattan alabilelim.
Kararlı mıyız?
HERKES
Bu konuda daha fazla konuşmayalım; yapalım hadi, hadi gidelim!
İKİNCİ VATANDAŞ
Durun biraz değerli vatandaşlar!
BİRİNCİ VATANDAŞ
Bizler zavallı vatandaşlar olarak sayılıyoruz, değerli olanlar aristokratlar. Yetkililer yediklerinden artanı bile verseler refaha kavuşabiliriz: Bize yenebilecek artıklarını bile vermiş olsalardı, insancıl bir şekilde bizi düşündüklerini farz edebilirdik; fakat onlar bizim değerli olduğumuzu da düşünür: Bize eza veren zayıflığımız ve sıskalığımız, yaşadığımız sefalet onların kazançlarına bir envanter gibi artı olarak yazılıyor; ızdırabımız onlar için bir kazanca dönüşüyor. Artık birer tırmık haline gelmiş yabalarımızı kapalım ve intikamımızı alalım: Tanrılar biliyor ki bunu intikam hırsıyla değil, açlığımdan ve rızkımı kazanamadığımdan söylüyorum.
İKİNCİ VATANDAŞ
Özellikle Caius Marcius’a karşı mı yürüyeceksiniz?
HERKES
Önce ona karşı! Halkın nazarında o tam bir köpektir.
İKİNCİ VATANDAŞ
Onun ülkesine yaptıklarını da hesaba kattınız mı?
BİRİNCİ VATANDAŞ
Evet çok iyi kattık; ve onu öldürürken hakkını da verebilirdik, fakat o kendini beğenmiş haliyle kendi kendine ödülünü veriyor zaten.
İKİNCİ VATANDAŞ
Hayır hayır, fakat kötü niyetli bir şekilde konuşmamalısın!
BİRİNCİ VATANDAŞ
Sana, onun yaptığı ve herkesçe malum şeylerden bahsediyorum, o her şeyi o amaç için yapmıştı: İyi niyetli kimseler her ne kadar ülkesi için yaptığını söyleseler de, o aslında her şeyi annesinin hatırına ve o bir türlü karşı koyamadığı kibri yüzünden yaptı; zaten şu anda da kibri ve kahramanlığı aynı derecede.
İKİNCİ VATANDAŞ
Karakteri konusunda elinden gelmeyen bir şey için onu ahlâksız biri gibi gösteriyorsun. Onu açgözlü ve tamahkâr biri gibi görmemelisin.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Öyle görmeyecek olsam bile, suçlama konusunda bir şeyler bulmakta zorlanmam; haddinden fazla hatası olduğunu kimse inkâr edemez.
(İçeride bağrışmalar)
Bu sesler de neyin nesi? Şehrin öteki tarafı ayaklandı. Niçin burada zırvalayıp duruyoruz? Hadi Kapitol’e!
HERKES
Geliyoruz, geliyoruz.
BİRİNCİ VATANDAŞ Durun! Gelen de kim?
(MeneniusAgrippa içerigirer.)
İKİNCİ VATANDAŞ
Saygı değer Menenius Agrippa; her zaman için halkı sevmiş birisidir.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Yeterince onurlu bir insan: Hepsi öyle olabilseydi!
MENENIUS
Elinizdekilerle ne yapıyorsunuz vatandaşlarım? Değneklerle ve sopalarla nereye gidiyorsunuz? Mesele nedir? Konuşsanı-za, Tanrı aşkına!
BİRİNCİ VATANDAŞ
Meselemizin ne olduğu senato tarafından bilinmeyen bir şey değil; ne tasarladığımızı iki haftadan beri sezinlemişlerdir. Şimdi de tasarladıklarımızı eyleme dönüştüreceğiz. Onlar, yoksul zavallıların sadece güçlü nefesleri olduğunu söylerler; fakat şimdi güçlü nefeslerimizin yanında güçlü silahlarımız olduğunu da görecekler.
MENENIUS
Efendiler, değerli arkadaşlarım, benim dürüst komşularım! Niçin kendi kendinizi mahvediyorsunuz?
BİRİNCİ VATANDAŞ
Mahvetmiyoruz bayım, halihazırda mahvolmuş durumdayız zaten.
MENENIUS
Size şunu söylemeliyim ki dostlarım, aristokratlar size karşı çok sevecen davranıyorlar. İsteklerinize, bu kıtlıkta çektiğiniz acılara gelince, sopalarınızı ve değneklerinizi Roma devletine karşı kaldıracağınıza, tanrılara karşı kaldırın. Çünkü Roma devletini rotasından kimse çıkaramaz. Demir halkalarla birbirine bağlanmış on binlerce isyankâr da olsanız hepinizi kırıp geçer. Kıtlık konusuna gelince… Bunun müsebbibi aristokratlar değil tanrılardır. Ve bu meseleyi çözmek için dizleriniz işe yarar, silahlarınız değil. Maalesef felaketler sizi şaşkına çevirmiş ve daha büyük felakete sürüklemiş. Ve sizleri babanız gibi seven devletimizin yöneticilerini karalama yoluna girmişsiniz. Onlara düşmanca küfretmekle hata ediyorsunuz.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Bizi önemsediler mi! Gerçekten, hakikaten! Bizi asla umursamadılar, asla şefkat göstermediler! Ambarlan ağzına kadar dolu olduğu halde bizleri açlıktan ölmeye terk ettiler; tefecilik yapılması için buyruklar yağdırdılar, tefecileri desteklediler; zenginlerin aleyhindeki yasaları bir bir yürürlükten kaldırdılar ve yoksullan dizginlemek ve zincire vurmak için de olmadık yasalar çıkarıp durdular. Eğer savaşlardan ölmezsek bile, ölümümüz onların elinden olacak. Evet, bize besledikleri şefkatin hepsi bundan ibaret.
MENENIUS
Sizler ya gerçekten kötü niyetlisiniz ya da sadece akılsızlıkla suçlanabilirsiniz. Size güzel bir masal anlatayım da dinleyin! Bu masalı biliyor olabilirsiniz; fakat taşı gediğine koymak için, bayat da olsa bir kez daha anlatacağım.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Peki bayım, masalınızı dinleyeceğim! Lâkin bir masalla biz-lere üzerimizdeki kara lekeyi unutturacağınızı sanmayın sakın. Yine de anlatın hadi!
MENENIUS
Evvel zaman içinde, vücudun bütün organları, mide karşısında, onu suçlayarak ayaklanmışlar. Vücudun tam ortasına bir körfez gibi yerleştiğinden, aylak ve işlevsiz bir şekilde, hiçbir emek sarf etmeden yiyecekleri bir yüklük gibi istif ettiğinden şikâyet etmişler. Oysa diğer bütün organlar görüyor ve duyuyor, düzenliyor, öğretiyor, yürüyor, hissediyor ve karşılıklı olarak katılımda bulunuyor, tüm bedenin gereksinimlerini karşılıyormuş. Mide bunlara cevap vermiş…
BİRİNCİ VATANDAŞ
Evet bayım, mide ne cevap vermiş?
MENENIUS
Şimdi söyleyeceğim bayım! Mide önce, akciğerlerden hiç duyulmamış bir şekilde bir gülmüş -gördüğünüz gibi göbeği konuşturabildiğim gibi güldürebilirim de- mide, durumdan hoşnut olmayan, kendi durumuna imrenen diğer organlara, isyankâr parçalara gülerek cevap vermiş; yani tam da siz-ler gibi olmayan senatörlerimize dil uzatmanız gibi bir durum.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Sizin midenizin cevabı nedir bayım? Nedir! Kral tacı giymiş baş, tetikte bir göz, rehber bir kalp, askerimizin gücü, küheyla-nımızm bacağı, borazancımızın dili. Şu bünyedeki diğer araçlar ve ikinci plandaki savunma araçları, hepsi eğer…
MENENIUS
Eee sonra? Ne de güzel konuşuyorsun! Ya sonra? Sonrası?
BİRİNCİ VATANDAŞ
Bedenin lağım çukuru olan, karabatak misali bir mide tarafından dizginleniyorlarsa…
MENENIUS Eee, ya sonra?
BİRİNCİ VATANDAŞ
Bedenin diğer organları bundan yakmıyorlarsa, mide ne cevap verebilir ki?
MENENIUS
Söyleyeceğim. -Sizde çok az olduğuna inandığım- sabrınızdan birazcık olsun lütfederseniz, midenin cevabını da duyacaksınız.
BİRİNCİ VATANDAŞ
Cevap da amma uzun sürdü ha!
MENENIUS
Aklınızın bir köşesine kaydedin söyleyeceklerimi değerli dostlarım! Kendisini suçlayanlar gibi aceleci davranmayan, gayet temkinli konuşan mide şöyle yanıt vermiş; “Doğru, benim ortakçı dostlarım!” demiş mide. “Kabul ediyorum, sizi yaşatacak olan bütün yiyecekler öncelikle benim içime gelir; olması gereken de budur zaten. Çünkü ben tüm bedenin deposu ve mağazasıyım. Aynı zamanda unutmayınız ki, kanınızı taşıyan nehirler yoluyla o besinleri kalbe ve beyine ben yolluyorum. Yani vücudun saraylarına… Ve, insanın bedenindeki tüm odacıklar, en güçlü kaslar, sinirler, küçücük damarlar, yaşamalarını sağlayan doğal yeteneklerini benden alırlar. Ve sizler sevgili dostlarım hepiniz benden alıyorsunuz!” Mide bunları söylemiş işte, dinleyin beni!..
BİRİNCİ VATANDAŞ
Peki bayım; iyi, peki!
MENENIUS
“Hepiniz benim sizlere tek tek ne dağıttığımı aynı anda göremezsiniz. Lâkin ben hesabımı iyi tutarım. Hepiniz unu benden alıyorsunuz ve bana sadece kepek kalıyor.” Buna ne diyorsunuz?
BİRİNCİ VATANDAŞ
O bir cevap idi ama ne tür bir ilgi kuracaksın?
MENENIUS
Roma’nm senatörleri bu midedir ve sizler de asi organlarsınız; onların ilgilerini ve tavsiyelerini dikkatle inceleyiniz.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Dünya Klasikleri Oyun-Tiyatro
- Kitap AdıCoriolanus
- Sayfa Sayısı174
- YazarWilliam Shakespeare
- ÇevirmenSemih Kavak
- ISBN9789944184458
- Boyutlar, KapakSemih Kavak, Karton Kapak
- YayıneviAntik Yayınları / 2008-1
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Hikayeler ~ O. Henry
Hikayeler
O. Henry
O. Henry öyküleri, hayatın içinden anekdotlar gibidir. Seçtiği hayat dilimleri, yüzyılın hemen başında New York’ta yaşayan orta sınıfın insan ilişkileridir. Öykülerinde tesadüfler hayatın ayrılmaz...
- Şeytan ~ Lev Nikolayeviç Tolstoy
Şeytan
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Tolstoy, Şeytanı, Anna Karenina’dan yaklaşık on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı’nda yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru, Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin en...
- Ezilenler ~ Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Ezilenler
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından olan Fyodor Dostoyevski, bu eseri sürgünden döndükten sonra St. Petersburgda yazdı. Romanı anlatan, genç bir yazar olan ve gelecek...