Walt Whitman (1819-1892): Amerikan şiir geleneğinin önde gelen, kurucu şairlerinden Walt Whitman sokağın, kalabalıkların ve onları oluşturan bireylerin sözcüsüdür. Amerika’da demokrasi, ulus olma, beden ve cinsellik kavramlarını şiire taşıyan Whitman ilk modernist şairlerdendir. Çimen Yaprakları’nın ilk baskısı 1855 yılında yapıldı, bir önsöz ve 12 başlıksız şiirden ibaretti. Whitman yaşamı boyunca yazdığı şiirleri kitabına ekleyerek defalarca yeni baskılarını hazırladı. Son günlerini yine Çimen Yaprakları’nın son baskısını düzenleyerek geçirdi. Ölüm döşeği edisyonu olarak adlandırılan bu baskıda şairin “Yolculuğun Sonundan Geriye Doğru Bir Bakış” adlı yazısıyla birlikte kitap 438 sayfaydı ve 400 civarında şiirden oluşuyordu. Çimen Yaprakları’nı oluşturan bütün şiirler Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde yayımlanırken dört ciltte toplandı. Elinizdeki kitap bu ciltlerin ikincisidir.
Bu Ciltte Yer Alan Şiirler
Walt Whitman elli iki bölüm ya da şarkıdan oluşan “Kendimin Şarkısı”ndan sonra kısa şiirler de yazmaya başladı. Bu ciltte yer alan şiirlerin sayısı doğal olarak arttı, her şiir hakkında bilgi ve yorumlar sunmak çokça yer tutacağı için öncelikle kitaplara ve öne çıkan şiirlerin bazılarına değinmekle yetineceğiz.
***
Folsom ve Price 1855-1860 döneminde Whitman’ın gazeteci kimliğinden sıyrılıp şair kimliğine bürünmek için çaba harcadığını, edebiyatın (Emerson ve Thoreau gibi) önde gelenleriyle bağlar kurduğunu, cinsellik konusunda kendini daha cesur ifade etmesinin yolunu açan kişi ve çevrelerle tanıştığını belirtir (60). Bu cesur ifade biçimi şairin kendine, kendi iç dünyasına daha yakından bakmasının önünü açmış, lirik sesinin daha öne çıktığı kısa şiirler yazmasını da olanaklı kılmıştır.
Bu döneme kısaca bakacak olursak, 1855 Çimen Yaprakları’nın ilk baskısının yapıldığı yıldır (4 Temmuz). Yine aynı yıl Emerson Whitman’a övgü dolu mektubunu yazarak yeni şairi kutlar. Bir yıl sonra şiirlerinin ikinci baskısı çıkar. Otuz dokuz yaşındaki Whitman 1858’de felç geçirir. 1860’da Çimen Yaprakları’nın üçüncü baskısı Thayer & Eldridge yayınevince Boston’da yapılır. Bu yıllar aynı zamanda hem Amerika’da hem de Avrupa’da Melville’den Darwin’e, Longfellow’dan Baudelaire’e nice önemli yazarın kitaplarının yayımlandığı verimli bir dönemdir. Amerika’nın nüfusu 1860’da 31,5 milyona dayanmıştır, güney eyaletleriyle kuzey eyaletleri arasında yaşanan ekonomik rekabetin getirdiği çekişme ve gerilim hissedilmeye başlar. Bu ve benzeri toplumsal konular şairin yapıtlarında kendini belli eder.
“Âdem’in Çocukları” başlıklı şiirler 1860 baskısında “Enfants d’Adam” başlığını taşıyordu, 1867 baskısından başlayarak “Children of Adam” adını aldı. Cennet Bahçesi söylencesini doğrulayan ve bir erkekle kadın arasındaki tensel ilişkiyi ele alan (Oliver 60) bu kitaptaki şiirler aslında yalnızca karşı cinsler arasında değil, aynı zamanda hemcinsler arasında bir ilişkiyi konu alan şiirler barındırır. Fallusu, cinselliği, esrikliği öven bu şiirler Whitman’ın ilişkilerinde, işinde zorluklar yaşamasına yol açacaktır: Emerson erotik şiirlerini kitaplarından çıkarmasını isteyince ikilinin arası açılır, 1865 yılında ise şiirlerinin içeriği yüzünden şair İçişleri Bakanlığı’ndaki işinden olur.
Whitman “Âdem’in Çocukları”nda cinselliği bedensel bir edim olarak yüceltmenin yanında ona tinsel ve yalvaçça bir anlam yükler, kendisini ise Cennet Bahçesi’ni yeryüzünde inşa eden bir aşk gurusu olarak resmeder. Bu kitapta yer alan “Şarkısını Söylüyorum Beden Kıvılcımının” ister erkek ister kadın olsun insan ruhunun bir başka görünümü olarak yorumladığı insan bedenini yücelten, anatomik ayrıntılarıyla okura sunan uzun şiirlerden biridir.
“Calamus”un ilk hali iki erkek arasında ayrılıkla biten bir ilişkiyi ele alan 1855 el yazmalarındaki “Yosunlu Her Dem Yeşil Meşe” adıyla geçen on iki şiirden oluşuyordu. 1860 baskısında diğer şiirlerin de eklenmesiyle kırk beş şiirden oluşan bir kitap halini aldı, 1881 baskısında ise bu şiirlerin sayısı otuz dokuza düştü (LeMaster and Kum-
mings 95). “Calamus” kitapta bir botanik terimi (eğir kökü) olarak kullanılsa da Whitman’ın cinsel yönelimleri açısından mitolojik anlamını da dikkate almak gereklidir. Nonnus’un Dionysiaca adlı şiirindeki bir hikâyeye göre iki oğlan, Karpos❜la Kalamos birbirine âşıktır. Bir gün Karpos suda boğulur, Kalamos da kederinden bir tür su kamışı olan eğir otuna dönüşür. Rivayete göre bu otların hışırtısı Kalamos’un iç çekişini ifade eder.
Whitman “Calamus”ta (ve “Açık Yolun Şarkısı”nda) erkekler arasında homoerotik ve/ya da homoseksüel bir dostluğu anlatmak için kişilerarası hiyerarşiyi, çekişmeyi ortadan kaldırarak Amerikan demokrasisine katkıda bulunan bir unsur olarak gördüğü (Peña 65) “bir aradalık” kavramını kullanır.
“Salut au Monde” soru-yanıt örüntüsünde yazılmıştır. Whitman “Âdem’in Çocukları” ve “Calamus❞tan sonra bir kere daha “Kendimin Şarkısı”nda kullandığı uzun dizelerden oluşan, göreli uzun şiirlere geri döner. Nasıl “Kendimin Şarkısı” Amerika’daki insanların, mesleklerin, şehirlerin, coğrafyanın, manzaraların dökümünü sunduysa, bu şiir de dünyanın şiirsel bir dökümünü sunar. Dünya âdeta şairin içinde barındırdığı bir şeydir; şair de, içinde yaşadığı Amerika da dünyanın bir mikrokozmosu gibidir.
“Açık Yolun Şarkısı” aylaklık etmeye, açık havada yaşamaya ve aşka davet eder okurunu. “Brooklyn Vapuruyla Geçiş” Manhattan’dan Brooklyn vapuruna binen Whitman’ın denize, gemilere, insanlara yaptığı bir güzelleme ve diğer şiirlerinde sıkça yaptığı gibi geleceğe dair bir projeksiyondur. Çimen Yaprakları’nın neredeyse tamamında olduğu gibi bu şiirde de Whitman kendini zamanın ötesinde bir varlık olarak sunar, ancak burada ölümlü oluşunun kabulü daha baskındır.
“Yanıt Veren’in Şarkısı” Whitman’ın şair tanımını açımladığı bir şiirdir. “Sekoyanın Şarkısı” çevreci bir şiir gibi görünse de Amerikan yayılmacılığını haklı ya da kaçınılmaz gösteren bir metindir ve “Serginin Şarkısı”nda olduğu gibi Amerika’yı hem endüstriyel hem de kültürel anlamda görkemli bir geleceğin beklediğini ileri sürer.
“Göçmen Kuşlar” kitabında yer alan şiirlerin çoğu büyük ölçüde İç Savaş’tan hemen önce yaşanan bazı olaylardan esinlenmedir; özellikle “Fransa”, “Gök Taşlarının Yılı” ve “Broadway’de Geçit Töreni”. Amerikan toplumunun büyük ve yıkıcı bir gerilime gebe olduğunu ima eden şiirler yer alır bu kitapta. Whitman’ın önce “Davul Sesleri”nde (1865) yer alan, sonradan yedi şiirden oluşan “Göçmen Kuşlar” bölümüne aldığı “Öncüler! Ey Öncüler!” adlı şiiri yirmi altı tane trochaic3 dörtlükten oluşur ve “Ey Kaptan! Kaptanım” ve “Leylaklar Son Kez Açtığında Avluda” gibi şiirlerle birlikte Whitman’ın az sayıdaki biçimsel denemelerinden biri sayılabilir. İç Savaş dönemini ele alan şiirlerin Çimen Yaprakları’nın vezin açısından en düzenli şiirleri olduğuna değinen Allen (450) “Öncüler! Ey Öncüler!”in “Davul Sesleri”ndeki askerî havaya uygun olarak yürüyüş temposunda yazıldığını belirtir.
Whitman “Deniz Akıntısı” kitabında ise daha lirik, öznel bir sese açar kapılarını, epik ihtişam arayışının yerini personanın kendi duyguları ve izlenimleri alır. Şairin kendini, geçmişini, şiirsel oluşumunu ve olgunlaşmasını açımlayan, irdeleyen şiirlerdir bunlar.
“Durmadan Sallanan Beşikten” Whitman’ın müzikaliteye, sese ve değişen ritimlere en çok kafa yorduğu şiirlerinden biridir. Kutsal Kitap, operalar ve diğer şairler (Poe, Tennyson, Keats) bu şiiri yazarken beslendiği kaynaklar olarak görülebilir. Eşini yitiren erkek alaycıkuşun sözleri şiire dramatik bir anlatı havası katar. Yaşam-ölüm çevrimini akla
getiren deniz dalgalarının ritmiyle yazılan şiir, hem çocuk hem yetişkin olarak Whitman, alaycıkuş ve deniz arasında bir konuşmaya dönüşür. “Durmadan Sallanan Beşikten” Whitman’ın kara duygulu nadir şiirlerinden biridir; söz diziminde bir sonuca, çözüme varma arzusunu imleyen ana yüklem hep gecikir.
“Alçalırken Gelgitiyle Hayat Okyanusunun” da Whitman’ın karamsar düşüncelere kapıldığı ender şiirlerinden biridir. “Durmadan Sallanan Beşikten” de olduğu gibi deniz imgeleri, dalgaların ritmi şiire zemin oluşturur, ancak ondan farklı olarak Whitman bu şiirde nedeni tam kestirilemeyen bir özgüven bunalımını dile getirir. “Gözyaşları” bu bunalımın dışa vurumu ve sonucu gibidir. “Savaşçı Kuşa❞ şiiri ise şairin bir çıkış yolu bulduğunu sezinletir.
On dört dizelik “Barnegat’ta Devriye” bir sone formunu andırsa da uyak düzeni ve vezin yapısıyla sone sayılmaktan uzak bir şiirdir. Dizeleri ana fiil barındırmayan ve bir ulaçla biten şiir ritim açısından riskli bir denemedir, ancak Whitman’ın nadiren ifşa ettiği iç dünyasını yansıtması açısından ilginçtir.
Bu ciltte yer alan şiirler hem Amerika’nın içsel gerilimlerini, Amerikan İç Savaşı’nın ipuçlarını, hem de Whitman’ın özlem, arayış ve savruluşlarını yansıtır. Bu şiirler konusunda söylenebilecek başka önemli bir husus da şudur: Amerika’nın Eski Dünya’nın etkilerinden kurtulmadan, kendi coğrafyasını, flora ve faunasını tanımadan, kendi esin perisini yaratmadan, kendine özgü bir dil, kültür ve kimlik oluşturmayacağını anlatır Whitman.
Fahri Öz
*
Âdem’in Çocukları
Bahçeye Yükseliyor Dünya
Bahçeye yükseliyor dünya yeniden,
Kudretli eşlerin, kızların, oğulların prelüdüyle,
Aşkla, bedenlerinin hayatıyla, anlamı ve varlığıyla,
Bakın nasıl da uyanıyorum uykumdan,
Dönen küreler o geniş savruluşlarıyla getiriyorlar beni buraya,
Aşk dolu, olgun, her şey harika benim için, her şey fevkalade,
Uzuvlarım ve onların içinde titreşen ateş bu yüzden fevkalade,
Varım, dikkatle bakıyorum, sakince kavrıyorum,
Hoşnudum şu andan, hoşnudum geçmişten,
Havva takip ediyor beni yanımda ya da arkamda,
Ya da önümde ve ben takip ediyorum onu.
Tıkanmış Sancıyan Nehirlerden
Tıkanmış sancıyan nehirlerden,
Kendimden ki onsuz bir hiçim,
İnsanlar arasında yalnız kalsam da yüceltmeye ant içtiğim
şeyden,
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Şiir
- Kitap AdıÇimen Yaprakları - II
- Sayfa Sayısı216
- YazarWalt Whitman
- ISBN9786254050602
- Boyutlar, Kapak12,5x20,5 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİş Bankası Kültür Yayınları / 2020
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Onun Çölünde ~ Bejan Matur
Onun Çölünde
Bejan Matur
Onun çölüne gittim. Konuğum, Duvardaki kan pıhtısında. Onun bulduğu damar beni çağırdı Ve ruhum eski bir kanla yıkandı. Onun çölüne düştüm, oturdum çadırında. Eski...
- İstanbul’da Kedi ~ Gündüz Vassaf
İstanbul’da Kedi
Gündüz Vassaf
Yeryüzünde 600 milyon kedi Dilleri belli Sürtündüğünde Otomobile, çöp kutusuna, insana Hepsine egemenlik kurup “Bunlar benim!” diye bakmakta. Yeryüzünde yedi milyar insan Tek anladıkları...
- Bazı Yazlar Uzaktan Geçer ~ Murathan Mungan
Bazı Yazlar Uzaktan Geçer
Murathan Mungan
Erirse kalbim erir Gerisi buzdan bıçak Hangi şarkıyı söylese Hançeresi boş Bakmıyor çeşm-i siyah Eski Hayal Beş kadın olacaktı sahnede. İnsanın içine işleyen kalın,...