Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Çarıklı İnovasyon
Çarıklı İnovasyon

Çarıklı İnovasyon

Can Papuççuoğlu

Can Pabuççuoğlu’nun Elma Yayınevinden çıkan yeni kitabı Çarıklı İnovasyon, yazarın birebir deneyimlediği bir inovasyon hikâyesini anlatıyor okuyucuya. Zaman zaman esprili bir dille işlenen konu,…

Can Pabuççuoğlu’nun Elma Yayınevinden çıkan yeni kitabı Çarıklı İnovasyon, yazarın birebir deneyimlediği bir inovasyon hikâyesini anlatıyor okuyucuya. Zaman zaman esprili bir dille işlenen konu, genç girişimcilere inovasyon odaklı şirketlere rehber olabilecek nitelikte. Başarısızlıklarla başarının iç içe geçtiği bu hikâye birçok kişiye “ben de yaşamıştım bunu” dedirtecek.

…İnovasyon yapacağız. Fakat bunu hem şirketimize hem de bulunduğumuz coğrafyaya uygun olarak yapacağız. Öyle ki, anlatacağım hikâyede bahsettiğim ürünün eninde sonunda bir çarık olduğunu unutmayın! Evet, bildiğiniz; duvarlara süs olarak asılan veya köydeki akrabalarımızın giydiği üç kuruşluk çarıktan bahsediyorum. Bu öyle bir çarık ki bu kitap yazıldığı sırada başta ABD olmak üzere, 12 ülkede çifti 195 Amerikan dolarına satılıyor. Türkiye’de kaybolmaya yüz tutmuş 600 yıllık bir zanaatı tekrar diriltiyor, herhangi bir mesleği olmayan gençlere yeni iş fırsatları yaratıyor. Bu sıfırdan kurulan bir girişimcilik hikâyesi ve içinde farklı türlerden inovasyonlar barındırıyor.

Ve bu hikâye bize gösteriyor ki çarıktan bile inovasyon oluyor ve hatta Türkiye’de inovasyon biraz da çarıklı oluyor!

Keyifli okumalar…

İçindekiler

Önsöz • 11
Girişimci misiniz? • 13
Altıncı Girişimin Arifesinde… • 13
“Temet Nosce” • 17
Kokarca Neden Kokar? • 26
Elimizden Ne Gelir? • 30
Çarıktan Çıkan Beklenmedik Bir İnovasyon Yolculuğu • 39
I- Ortada Yol Yokken… • 39
II- Yolun Başında… • 45
III- Çıktık Yola, Hayırlısı! • 61
IV- Yeni Bir Yol • 105
V- Tek Yol İnovasyon • 117
Sonsöz • 125

Önsöz

İnovasyon terimini ilk olarak 2001 yılında duymuştum ve sadece 24 yaşında, kendini işadamı zanneden birisi olarak çevremdeki kimsenin pek de bilmediği bu terimi, cümle içinde kullanabilmekten dolayı kendimi sanki hayatın anlamını çözmüş gibi hissetmiştim. 21. yüzyılda olan biten her şey gibi bu his de çok uzun sürmedi tabi. Önce danışmanlar, sonra şirketlere eğitim verenler, beyaz yakalı beyaz Türkler, patronlar, politikacılar, gazeteler, dergiler ve en sonunda bizim köşede bulunan ve sakız satan bakkal Halit Abi bu terimi ağızlarına sakız ettiler. Daha sonra internetin bedavalaşması ve bant hızının genişlemesiyle beraber “TED Talks” hayatımıza girdi ve Türkiye de bu modaya uyup otun, sapın arkasına “Talks” ibaresi koyarak bilgiyi herkesin ulaşabileceği hale getirdi. Açıkçası bu akımdan ben de pek şikâyetçi değilim. Neden derseniz, 1999 yılından beri devam ettiğim iş hayatımda 8 sene önce ben de konuşmacılığa başladım ve bilginin en değerli hazine değil, bedava olmasından yanayım.

İşimin gereği, Türkiye’nin dört bir yanının yanı sıra, dünyanın olduk olmadık yerlerine gidiyor ve iş dünyasında olan biteni gözlemlemeye çalışıyorum. Temel olarak fark ettiğim iki husus var: Birincisi, inovasyon hâlâ çok önemli ve iş hayatındaki herkes için olmazsa olmaz bir konu. İkincisi ise inovasyon deyince sürekli olarak aynı firmalardan örnekler veriliyor. Benim artık Google, Apple ve benzeri firmaların hikâyelerini dinlemekten içim şişti! Yanlış anlaşılmasın, özellikle ABD’de yapılan inovasyonlar hepimizin hayatını temelinden değiştiriyor ve gerçekten de çok güzel işler var ortada. Fakat gel gör ki yaşadığımız coğrafyadan benzeri bir inovasyon çıktığına da pek şahit olmadım.

Bizde de çok ilginç örnekler var ancak, bir ülkenin zenginleşmesi için inovasyon gerektiği kadar, bunun yaygınlaşması da gerekiyor. Yaygınlaşması için de ülkedeki girişimcilerin ve profesyonel olarak çalışan, girişimcilik ruhuna sahip insanların artması gerekiyor… İşte bu inançtan hareketle birebir kendi yaşadığım, bu topraklardan çıkan ve hatta kendi ülkemize özgü bir ürünün, dünya pazarında nasıl başarıya ulaştığının hikâyesini anlatmaya karar verdim. Bu kitap, bir girişimcilik hikâyesini inovasyon üzerinden anlatıyor. Kitaptan faydalanabilmeniz için okuma yazma bilmeniz ve girişimci bir ruha sahip olmanız yeterli. Okuma yazma bilmiyorsanız çok önemli değil, girişimci bir ruha sahipseniz o sorunu da halledecek bir çözüm bulursunuz zaten! Keyifli okumalar…

Girişimci misiniz? 

Altıncı Girişimin Arifesinde… 

Temmuz–ağustos aylarında iğne atsan yere düşmeyen plajlar bomboş, hava “0” dereceye mütecaviz, etraf karanlık, yazlık olarak kullandığım Ege’nin en güzel yerlerinden birinde bulunan evin içinden garip sesler çıktıkça yerimden zıplıyorum. Birazdan Jack Nicholson’ın oynadığı karakter Jack Torrance gelip, elinde baltayla kapımı kıracakmışçasına bir hisle sarmaş dolaş çalışma masamın başındayım. 20 yılı az geçkin iş hayatımdaki altıncı girişimime başlamak üzereyim ve iş modelimin son rötuşlarını yapmak üzere kendimi kampa aldım. Kendisiyle baş başa kalan her insan gibi ben de geçmişin bir muhasebesini yapıyorum ister istemez…

Üniversite yıllarımdaki çeşitli staj, geçici iş vesaireleri saymazsak iş hayatına ilk adımımı bir girişim ile attım. O dönemi hatırlayanlar bilir, DVD’ler çok modaydı. Amazon.com da öyle! Ben de dâhiyane olduğunu düşündüğüm bir fikirle Türkiye’nin ilk ve tek çevrimiçi DVD mağazasını açmaya karar verdim. Amazon.com ile aynı gün, aynı fiyata ve üstelik kapıda ödeme seçeneği ile medyastore.com, Mayıs 1999’da siz değerli film izleyicilerinin hizmetine girdi. Önceleri ayda 3-5 sipariş alan web sitesi, 6 ay zarfında Türkiye’nin toplam çevrimiçi ve çevrimdışı DVD satışından daha fazla DVD satmaya başladı. Yine DVD meraklıları bilir, o dönem film stüdyoları kazançlarını maksimize etmek için dünyayı 6 bölgeye bölmüşlerdi. Türkiye, bu böl ve yönet stratejisinin 2. bölgesinde yer alıyordu ve bir film ABD’de DVD piyasasına çıktığında, Türkiye’de yeni yeni sinemalarda oynuyordu. Henüz korsan DVD işini yapmak teknolojik açıdan mümkün değildi ve ben TC Kültür Bakanlığından bandrolleri alınmış şekilde, 1. bölge, yani hâlâ vizyondaki filmleri Türkiye’de satıyordum.

Üstelik dediğim gibi, amazon.com ile aynı fiyata, aynı günde ve kapıda ödeme seçeneği de sunarak satıyordum (O dönemlerde çevrimiçi alışveriş geniş bir kitle tarafından güvensiz olarak algılanıyordu). Yıllık enflasyonun %60’larda seyrettiği, doların 400-500 bin (yazı ile dörtyüzbintürklirası) Türk Lirası olduğu (ne gariptir ki paramızdan sıfırları atarsak bugünkü kurdan daha düşükmüş!), 2001 krizine doğru tam gaz gittiğimiz, bankacıların yılda 16 kere dolar üzerinden maaş aldığı yıllardı. Talep o kadar hızlı artıyordu ki standart ulaşım araçları bu talebin hızına yetişemiyordu. Ben de kendime alternatif bir yol bulmuştum. O haftanın piyasaya çıkacak filmlerini salı gününden toptancıma kredi kartımla ödeyerek sipariş ediyor, kazandığım puanlarla ABD’ye gidiş–dönüş uçak bileti alıyor, perşembe günü yola çıkıp aynı gün, üniversitede okuyan bir arkadaşımın evine gidiyordum.

Geldiğimde, DVD’ler koliler halinde evde beni bekliyordu. İki muhabbet arası DVD’leri tek tek ambalajından çıkartarak yanımda getirdiğim 200’lük CD kutusuna yerleştiriyor, DVD kapaklarını boş şekilde Türkiye’ye gönderiyor, DVD görsellerini paket lastiği ile desteleyip çantama koyduktan sonra pazar günü uçağa biniyor ve pazartesi günü Türkiye’ye dönerek DVD’leri yeniden kutularına yerleştiriyor, ikinci el aldığım ambalaj makinesi ile jelatinleyerek salı günü satışa sunuyordum… Ne günlerdi ama! İyi para kazanıyor, çok çalışıyor, bir o kadar da eğleniyordum. Kurduğum sistem ile çok kısa zamanda zengin olmam mümkündü. Ta ki kaçınılmaz son beni bulana dek… 2001 krizinden hemen önce bir sabah ofisime geldiğimde, içeriğinin bir aşk mektubu olmadığı her halinden belli, kalınca bir beyaz zarfı masamın üstünde buldum.

Sabırsızca zarfı açtığımda, ABD’li film stüdyolarının haklarını temsil eden, ismi lazım değil bir oluşum tarafından kaleme alınmış mektupta; son derece nazik bir üslupla bana kısaca yaptığım işin yasal olmadığını (Dünyayı 6 bölgeye ayırdıklarını hatırlayın), yapmaya devam edersem, çok ayıptır söylemesi giydiğim iç çamaşırını alana dek durmayacaklarını, bununla da yetinmeyip beni hapislerde sürüm sürüm süründüreceklerini okudum. Elim titreyerek mektubu masamın üzerine koyduktan sonra, yolun sonuna geldiğimi anlamamın sadece 2 dakikamı aldığını dün gibi hatırlıyorum! Sonrasında, elimdeki tüm DVD’leri yok pahasına eritip, oluşturduğum müşteri listesini o yıllarda Türkiye pazarına yeni giren bir sigorta şirketine azımsanmayacak bir paraya sattıktan sonra, ilk girişim maceramı noktaladım.

İlerleyen yıllarda, Türkiye’nin en büyük gruplarından birinde profesyonel olarak çalışırken, ortağımla Türkiye’nin ilk içiletişime yönelik ajansını kurarken, bu kitapta anlatacağım çarık işinde ve yeni kurmakta olduğum eğitim ve danışmanlık şirketinde pahalı ve bedava dersler çıkardım. Potansiyeli çok ama sonuç elde edemeyen insanlardan, “bundan bir şey olmaz” denilen fakat çok başarılı olan insanlara kadar birçok kişiyle tanıştım, beraber çalıştım. Kendini çok iyi satanları, kısa zamanda başarılı gibi görünüp başarısızlığın tozlu sayfalarına gömülenleri gördüm; yıllarca tırnaklarıyla kazıyıp, kimseye çaktırmadan hedefine adım adım yürüyenlerin hikâyelerine tanık oldum.

Toplum tarafından takdir edilen kişilik özelliklerinin başarıyla ilintili olmadığını, içe veya dışadönük olmanın tek başına bir anlam ifade etmediğini deneye yanıla öğrendim. Pes etmemek ile inatçılık arasındaki farkı anlayacak kadar tecrübe edindim. Para kazandım, para kaybettim. Kimi insanlarla iyi ve sağlam ilişkiler kurdum, kimileriyle iyi ilişkilerimi isteyerek veya elimde olmadan bozdum. Özetle, bazen başarılı oldum bazen de başarısız. Ancak, hiçbir zaman içimdeki girişimcilik ateşini söndürmedim, söndüremedim. İtiraf ediyorum: Ben bir müptelayım! Bir girişim müptelası…

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) İş Dünyası
  • Kitap AdıÇarıklı İnovasyon
  • Sayfa Sayısı128
  • YazarCan Papuççuoğlu
  • ISBN9786059367769
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviElma Yayınevi / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur