Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Çanakkale Savaşı Günlüğü (Osmanlı Genelkurmayı’nın Yasaklattığı Kitap)
Çanakkale Savaşı Günlüğü (Osmanlı Genelkurmayı’nın Yasaklattığı Kitap)

Çanakkale Savaşı Günlüğü (Osmanlı Genelkurmayı’nın Yasaklattığı Kitap)

Erich R. Prigge

Savaşın başından sonuna kadar karargâhımda bulunan bir emir subayım tarafından yazılan, Çanakkale Savaşları’nın dar kapsamlı bir özetini oluşturan ve Almanya’da yayınlanan bu kitap, Osmanlı…

Savaşın başından sonuna kadar karargâhımda bulunan bir emir subayım tarafından yazılan, Çanakkale Savaşları’nın dar kapsamlı bir özetini oluşturan ve Almanya’da yayınlanan bu kitap, Osmanlı Genel Karargâhı’nın isteği üzerine, Alman Yönetimi’nce toplatılmıştı.

Liman von Sanders Paşa, Osmanlı 5. Ordu Kumandanı
Çanakkale Savaşı, Balkan Savaşı’nda çok ağır bir darbe yemiş olan bir ordunun ve milletin yeniden kendine gelişi, özgüvenine kavuşmasıdır. Yine bu savaş, İstiklal Harbi’ni yapan kadroları yetiştirmiştir. Kara, hava ve deniz savaş tekniklerinin çok yoğun kullanıldığı ilk savaş olarak da askerî tarihteki yerini çoktan almıştır.

Çanakkale Savaşı’nın başından sonuna kadar Osmanlı 5. Ordu Kumandanı Liman von Sanders’in yanında emir subayı olarak görev alan Binbaşı Erich R. Prigge, savaş süresince gözlemlediği her şeyi günlüğüne yazmıştır. Savaş devam ederken, 1916 yılında Almanya’da basılan bu kitabın bir nüshası da Enver Paşa’ya gönderilmiş ve paşa da hemen Türkçeye çevrilmesini istemiştir. Hatta kitapta basılmak üzere imzalı bir fotoğrafını dahi göndermiştir.

Daha sonra kitap, içerdiği detaylı stratejik bilgilerin deşifresinden dolayı Osmanlı Genel Karargâhı’nın isteği üzerine Almanya hükümeti tarafından hemen toplatılmıştır. 95 yıl önce Osmanlı Genel Karargâhı tarafından yasaklanıp toplattırılan bu günlük, 95 yıl sonra okuyucusuyla buluşuyor.

İçindekiler

Sunuş…………………………………………………………………………………….7

Önsöz…………………………………………………………………………………..11

I.    Bölüm / Savaş Alanı…………………………………………………………..13

II.    Bölüm / Tarihe İlişkin……………………………………………………….31

III.    Bölüm / 25 Mart’a Kadar Olan Olaylar…………………………….37

IV.    Bölüm / Türklerin Karadaki Hazırlıkları……………………………49

V Bölüm / 25 Nisan………………………………………………………………57

VI.    Bölüm / Kumkale’ye Çıkartma………………………………………….63

VII.    Bölüm / Gelibolu Yarımadasındaki Çıkartmalar………………69

VIII.    Bölüm / Savaşın Sürdürülmesi……………………………………….83

IX.    Bölüm / Siper Savaşları……………………………………………………99

İndeks………………………………………………………………………………..141

Sunuş

Erich . R. Prigge ve Kitabı

Erich R. Prigge 1913-1918 yılları arasında, Türkiye’de Osmanlı Astsubay Süvari Okulu Komutanı olarak görev yapmıştır. Çanakkale Savaşı’nın başlamasıyla Prigge, Liman von Sanders’in Emir Subayı olarak Gelibolu Yarımadasında görevini sürdürmüştür. Çanakkale’yi savunmakla yükümlü, Osmanlı 5. Ordusu Komutanı olan Liman von Sanders’in, Çanakkale Savaşları sırasında iki emir subayı vardır. Biri, Süvari Yüzbaşısı Prigge, diğeri de yine Süvari Yüzbaşısı olan Karl Mühlman.Her ikisi de Çanakkale Savaşları sırasında hatıralarını yazmış ve bu hatıralar kitaplaştırılmıştır. Bu iki asker,

Osmanlı İmparatorluğuyla Almanya arasında yapılan askeri anlaşma gereği, bir üst rütbeyle,yani Binbaşı olarak Osmanlı Ordusunda görev yapmıştır. Prigge 1915 yılının Ekim ayında, 5. Ordu Kurmay Başkanı Kazım Bey (İnanç) hastalandığında ve Liman von Sanders Ordular Grubu Komutanı olduğunda onların görevlerini üzerine alır ve başarıyla yapar. Liman von Sanders Grup Karargâhı’nı Adanaya aldırınca, yerini Mustafa Kemal Paşa’nın Kurmay Başkanı olan Albay Sedat Bey’e bırakmıştır.

Bence Prigge’nin yazdığı bu hatırat, tümüyle tarafsız olmasının yanında, birlikte savaştığı Türk askerinin üstün özelliklerine, yiğitliklerine, savaş cehennemi esnasında tanıklık eden bir anıttır. Kısa, fakat Çanakkale Savaşı’nı derli toplu anlatan bu kitap, birincil bir kaynak oluşuyla literatürde çok önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Çanakkale Savaşı, Balkan Savaşı’nda çok ağır bir darbe yemiş olan bir ordunun ve ulusun yeniden kendine gelişi, özgüvenine kavuşmasıdır. Yine bu savaş, Kurtuluş Savaşı’nı yapan kadroları yetiştirmiş ve çağdaş Türkiye’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i bir yıldız gibi parlatmıştır. Kara, hava ve deniz savaş tekniklerinin çok yoğun kullanıldığı ilk savaş olarak askeri tarihteki yerini de almıştır. İşte Prigge in bu hatıratı yaşanan tüm bu olaylara ayna tutan bir kaynak niteliğindedir.

ERlCH R. PRIGGE

Savaş günlüklerinden anladığımıza göre savaşın en yoğun yılı olan 1915 yılı bu kitabın da ana eksenini oluşturuyor. 1916 yılında, Almanya’da, savaş sürerken yayınlanan Prigge’in bu hatıratı, kısa bir süre satılmış ve daha sonra, Osmanlı Genel Karargâhı’nın isteği üzerine, Alman yönetimince piyasadan toplatılmıştır.

Liman von Sanders, 1920 yılında yayınlanan anılarında bu durumu şöyle anlatır:

“Bundan sonra da aramızda [Enver Paşayla] pek çok anlaşmazlıklar oldu. Mart ayı başında -ben orada olmadığımdan-emir subayım Yüzbaşı Prigge aracılığıyla, Alman elçisi Kont Metternich’e, komuta ettiğim 5. Ordu daki sağlık durumunun, Şubat ayında çok kötü olduğuna dair bir bilgi göndermiştim. Ordunun kötü olan sağlık durumu, savaş gücünü etkileyebilirdi. Binlerce er, Çanakkale Savaşları’nın getirdiği güçlüklerden dolayı, hastanelere gönderilmişti. Zayıflık nedeniyle ölen askerlerin sayısı da oldukça yüksekti. Türk birliklerinin değeri ve ileride onlardan başka yerlerde yararlanmak konusunda yanlış bir düşünceye kapılmamak için, en üst Alman makamının bu konuda bilgilendirilmesi gerekiyordu. Bunun üzerine 17 Mart ta Enver’den, Türk Ordusu nun durumuyla ilgili dışarıya herhangi bir bilgi vermenin yasak olduğunu, Yüzbaşı Prigge in de, “yabancı bir elçiliğe” bilgi verdiğinden dolayı cezalandırılması gerektiğini anlatan bir yazı aldım. Kont Metternich’in konuşmadığını bildiğim için, benim buyruğumla Alman Elçisine verilen bilgiden, kimin aracılığıyla resmi olarak haberdar edildiğini Enver’den sordum. Sadece bu işte kimin parmağı olduğunu sormam bile, konunun örtülmesine yeterli olmuş ki, bu soruma bugüne değin hiçbir yanıt alamadım.

Savaşın başından sonuna değin karargâhımda bulunan bir emir subayım tarafından yazılan, Çanakkale Savaşları’nın dar kapsamlı bir özetini oluşturan ve Almanya’da yayınlanan bu kitap, Türk Genel Karargâhının isteği üzerine, Alman Yönetimi’nce toplatılmıştı. Bu kitap, Alman sansürünce zorluk çıkarmadan yayımlanmış ve Almanya’da kısa bir süre serbestçe satılmıştı. Kasım ayında kitabın yayımlanacağı Enver’e haber verilmiş, yayımlandıktan sonra da ilk kitap kendisine gönderilmişti. Kendisi yazara, kitabın Türkçeye çevrilmesini istediğini söylemiş ve hatta kitapta kullanılmak üzere elyazısının bulunduğu bir fotoğrafını bile vermişti. Şimdi, ise Türk Genel Karargâhı tarafından, düşmana yeni bir Çanakkale Savaşı girişiminde kullanılabilecek birçok önemli bilgi verdiği gerekçesiyle toplattırılmasını istiyordu.

ÇANAKKALE SAVAŞI GÜNLÜĞÜ

Kitap, herkes tarafından bilinen ordu raporlarını, gazetelerde yazılmış bazı gerçek olayları ve Çanakkale Bölgesinin Bae-decker Gezi Rehberi’nden alınmış haritalarını içeriyordu. Savaşın durumunu takip eden herkes, Çanakkale’deki arazi yapısının savaştan önce İngilizler tarafından Türklerden daha iyi incelendiğini ve İngiliz haritalarının Türk haritalarından daha düzgün olduğunu bilirdi. Hatta Türk Askeri Karargâhları, savaş sırasında İngiliz ölüleri ya da yaralıları üzerinde bulunan haritaları kullanıyorlardı. Kitabın serbestçe satılmasının engellenmesi, ancak kişisel kaprisle açıklanabilirdi.”

95 önce Türk Genel Karargâhı tarafından piyasadan toplattırılan kitap, 95 yıl  sonra Türk okuru ile buluşuyor. Yargılamak da onlara düşüyor. Çanakkale kahramanlarının anısı önünde bir kez daha eğiliyorum. Kitabın bilgisayar yazılımını yapan dostlarım, Eşref Bülent ve Tuncay Dönmez’e teşekkür ediyorum.

ERICH R. PRIGGE

Bülent Erdemoğlu Şubat 2011 Çanakkale

-Sevgili Kardeşim Bilgehan’a-

Denizaltıların dolaştığı Marmara Denizi’nde hızla ve sessizce ilerleyen bir Türk torpido botu gece beni İstanbul’dan Çanakkale’ye getirdiğinde, aylardan Eylül’dü. Zafer kazanan Çanakkale Ordusu Komutanı Mareşal Liman von Sanders’in konuğu olarak karargâhtan siperlerin en ön saflarında dolaşmama izin verilmişti. Anafartalar Grubu kuzeyinden Yarımadanın aşağısına, Boğaz üzerinden Troya ve Menderes Ovasına kadar gezebiliyordum. Akhilleus ve Patroklos un sessiz gömüt tepelerinden, İngiliz savaş gemilerinin küstah bir gürültüyle havlayan geniş ağızlarını gördük. O anda birdenbire, Çanakkale’deki birliklerin görülmemiş başarısı gözümün önüne geldi. Bir tarafta Avrupa tekniğinin, deneyim ve buluşlarının ulaştığı en son nokta ve 20.yüzyıl mühendisliğinin dünya başyapıtı olarak gövde bulduğu İngiliz Drednotu, diğer tarafta ise, inleyerek Türk askerlerine çağdaş mermileri taşıyan iki tekerlekli, siyah öküzlerin çektiği Troya Savaşı’nın ilkel ulaşım aracı savaş arabası. Ne otomobil ne de demiryolu. Ancak, bununla birlikte, bir tarafta yenilenler diğer tarafta ise yenenler…

Önceleri İngiliz basınında, Türk Ordusunun İstanbul’la bağlantısının kesildiği, yok edilmekten ya da teslim olmaktan başka seçeneklerinin olmadığı türünden yazılar görülüyordu. Tam bir yıkım! Dar bir alandaki Türk savunmasının, uzun erimli gemi toplarının desteklediği, ancak çapsız İngiliz saldırısına şimdiye değin direnip, sonunda denize döktüğünü, kendim saat başı artan şaşkınlıkla gördüm. Avrupalıların bilmediği bu gerçeği, Almanlara göstermek için Mareşal Liman’a Emir Subayı Prigge’in (Kara Savaşlarının başlangıcından sonuna değin onunla olan tek subay) savaş günlüğüyle göstermesini rica ettim. Prigge, bu yalın kitapta, Dünya Savaşı’nın ana noktalarındaki gerilimli çarpışmaları, top patlamaları ve karargâhın çalan telefonları arasında yaşanan yiğitlik olaylarını, Alman subaylarının kendine özgü kısa ve tarafsız üslubuyla anlatıyor.

Bu savaş özünde Rus Dumasında da dile getirildiği gibi, “İstanbul için savaş”. Bu savaş Almanların da işe karışmasıyla, İngiltere’nin yürüttüğü Doğu Politikasının, Rusya’nınkiyle karşı karşıya gelmesinden kaynaklanıyor. Doğu için yapılıyor: Kıtasal açılım ve “Helgoland — Bağdat” çizgisini önlemek için, denizden uzak tutma-ayırma eğilimine ve İtilaf devletlerinin gerçekleştirmek istediği kuşatma politikasına karşı yapılıyordu. Bu nedenle savaş, Doğuda sona eriyordu. Çanakkale Boğazı bizim dörtlü bağlaşmamızın “Helgolanddan — Bağdat’a” olan birlikteliğinin kesildiği yer olacaktı. Türk kararlılığı, tam tersine Kuzey Denizi ve Hint Okyanusu arasındaki Mısır’ı da tehdit eden büyük yapının, Balkanlar’daki köşe taşı oldu.

ERlCH R. PRIGGE

Bunu, Türk Ordusu’nun Çanakkale Boğazı’nı yiğitçe korumasına ve onun Alman komutanlarına borçluyuz. Dünya savaşının kazanılması için başardıklarını tarih ileride, sanılandan daha iyi değerlendirecektir.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur