Birazoku

DÜNYANIN EN ÇOK OKUNAN VE TAKİP EDİLEN ASTROLOĞU
BÜTÜN KADINLAR ONA HAYRAN
TAHMİNLERİNİN NEREDEYSE TAMAMI DOĞRU ÇIKAN ÜNLÜ ASTROLOG SUSAN MİLLER SİZİ BURÇLARIN GİZEMLİ DÜNYASINA KEŞFE ÇIKARIYOR…

Eğer yalnızca etrafınızdakiler bunu konuşurken değil, her zaman astrolojik işaretinizi tam olarak anlamak istiyorsanız bu büyüleyici ve en ince ayrıntıları işleyen kitap tam size göredir!
Ünlü astrolog Susan Miller milyonlarca insana ulaşarak onların burç işaretleri konusunda daha derinlemesine bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır. Bu kitap sayesinde siz daha önceden aklınıza dahi gelmeyen en özel yeteneklerinizin açığa çıkmasını sağlayabilir ve geleceğiniz hakkında yeni olasılıkları saptayabilirsiniz. Bu kitap aracılığıyla keşfedeceğiniz şeylerden bazıları…
– Burcunuza ilişkin Yunan ve Roma mitleri ve onların ortaya koyduğu şaşırtıcı gerçekler,
– Kişisel gezegeniniz ve onun hem kişiliğinizi hem de olası geleceğinizi nasıl etkilediği,
– Hangi mesleğin sizin için en uygun, en fazla gelir getiren ve en eğlenceli olacağı,
– Finans durumunuzu kendinizin nasıl belirleyebileceğiniz,
– Beden ve kişiliğinizin astrolojik eğilimlerini izleyerek nasıl tavır alabileceğiniz,
– İdeal arkadaşlarınızı ve gerçek ruh eşinizi nasıl bulabileceğiniz.

“EN İYİ ASTROLOJİ KİTAPLARINDAN BİRİSİ… HER BİR BURCUN ÇÖZÜMLEMESİNDE SIRADIŞI UNSURLAR İÇEREN KİTAP YÜKSEK DERECEDE TAVSİYE EDİLMEKTEDİR.”
—Library Journal

SUSAN MILLER YILDIZ GÖZLEMLERİNE KALBİNİ VE RUHUNU ADAMIŞTIR. O GÖKYÜZÜNE BAKARAK GERÇEKLERİ, OLASILIKLARI VE DUYGULARI SAPTAMAKTADIR. BU KİTAP ARACILIĞIYLA SİZ DE YILDIZLARA BU GÖZLE BAKACAKSINIZ.”
—Liz Smith.

ÖNSÖZ
Tüm başarılı insanların arkasında başka basanlara sahip insanlar vardır. Bir kitabı ortaya çıkarmak, birçok bilge ve donanımlı insanın katkılarını içeren uzun bir süreçtir. Bu kitap, beni astroloji hakkında detaylı bir kitap yazmaya teşvik eden, Warner Books’un genel müdürü Maureen Egen’la sohbetlerimizden doğmuştur. Maureen’in ofisinde, Onunla karşılıklı oturduğumu ve kitabım hakkında çeşitli fikirler sunduğumu hatırlıyorum. İçimden, çok hevesli olduğum bu konuyu kabul etmesini umuyordum. Gezegenler ve Olasılıklar. Öyle de oldu ve bu kitabı yazmam için bana cesaret verdi. Warner Books’dan çıkan ikinci kitabımda, bana şans getiren yıldızlarıma, arkamda bana destek veren bir yayımcım olduğu için teşekkür ermeliyim. Aynı zamanda, bana desteklerinden dolayı, menajerim Frank Wetmann’a da teşekkür etmek isterim.
İçgüdüleri benimkilerle örtüşen yayımcım Jackie Joiner’a teşekkür ederim. Jackie’nin başarılarından biri, yazarın sesini, ruhunu ve zihnini koruyabilme kabiliyetidir. Jackie bunu ve çok daha fazlasını yaptı, O’nun çalışkanlığını ve benzersiz İyi mizacını takdir ediyorum.
Çok eski arkadaşım Jackie Meyer’e çok şey borçluyum. Jackie’nin bana olan sarsılmaz inancının hayatımda çok büyük etkisi vardır. Jackie, ilk kitabım olan Asirotogy Book of Days ‘i (Warner Books 1996) yazmam için bana fırsat verdi velime wamer’da bir Web sitesinde fikirlerimi sunabilme imkanı sundu. Bunun neticesinde, Time Warners’ın web sitesi Pathfinder’da Astrology Zone’u yaratma imkanım doğdu. Üç sene sonra. Time warners’ın desteği ve İyi dilekleriyle, Astrology Zone’u şimdiki evi Disney Internet Group’a taşıdım. Jackie’nin bana sağladığı olanaklar olmasaydı hayatım çok farklı ve (daha az heyecanlı) bir noktada olacaktı. Mecazi anlamda, Jackie, hayatımın arka planında her zaman canlı ve şiirsel bir müzik çalıyor olacak. Astroloji alanında, wendy Ashley’e teşekkür etmek isterim. wendy Ashley, her bir burcun altını çizerek, mitolojiyi öğrenmenin Önemi ve keyfi konusunda ilk gözümü açan astrolog mitolojisttir. wendy’nin konferansları unutulmazdır ve daha fazlasını öğrenmeye itmiştir. Mitoloji hakkındaki bilgisi ansiklopedik ve mantıklıdır. Hikaye anlatımı çok renkli ve coşkuludur. wendy’nin konuşmasını dinlediğim ilkyıllardan beri, bu alanda ilgimi ve bilgimi geliştirecek değerli kitapları, hem burada hem de Avrupa’da bulabilme İmkanım oldu. Ayrıca, aynı derecede bilgi sahibi yazar / tarihçi / doçent Robert Hand’e de teşekkür borçluyum. O’nun konferansları beni astrolojinin başlangıcından itibaren araştırma yapmaya yönlendirdi. Astroloji meslektaşım ve Robert Hand’in Hindsight Proje takımının bir üyesi Judi Vitale, kitabımın tarihi bölümlerinde danışman olarak bulunmuştur. O’na içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Milyonlarca içten teşekkürlerim de, yıllar içinde benden kişisel desteğini hiç esirgemeyen, kontrol edilmesi gereken her neye ihtiyacım olursa bitmek bilmeyen yardımlarda bulunan, çok yakın arkadaşım Edward Rubinstein’a gidiyor. Üzerinde fikir tartışmasında bulunduğumuz uzun toplantılarımızdan çok zevk aldım. Asistanım, Pleasant Cragie, bazı tarihsel olgular üzerinde çalışırken yeteneğini ve tarih sevgisi ile yardımlarını esirgemedi ve her aşamayı eğlenceli bir hale getirdi. Özel teşekkürlerim son düzenlemelerde düzenli ve şevkle el yazılarını düzelten Dary! Chen ve Christopher Sandersfeld’e gidiyor. Şahsi olarak bu kadar yetenekli bir takımla çalışmak son derece rahattı.
Son olarak, ailem minnettarlık duygularımı hak ediyor. Teşekkürlerimi, kitabımın üzerinde aralıksız çalıştığım akşamlarda, aylarca dışarıdan yemek söylemek zorunda kalan kızlarım Christiane ve Diana için gönderiyorum. Christiane ve Diana yeryüzündeki en iyi evlatlardır.
Her şeyin ötesinde, anneme teşekkür etmek isterim; Erika Redl Trentacoste, gözlerimi gezegenlere, Ay’a ve Güneş’e ve yıldızlara, evrenin büyük ve mütevazı güzelliğine ve hayatın nimetlerine açtı. Sevgili küçük anne, seni seviyorum.

İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
Benim Astrolojiye Farklı Girişim
Astroloji Tarihi.
Astrolojinin Temelini Anlamak İçin Yol Haritanız. Astroloji Nasıl Kullanılır.
GÖK CİSİMLERİ:
BİLİMİN VE ASTROLOJİNİN DEDİKLERİ
Güneş
Dünya.
Ay.
Merkür.
Venüs,.
Mars
Jüpiter
Satürn.
Uranüs
Neptün
Plüton.
.GÜNEŞ BURÇLARI: KİŞİLİK VE MİTOLOJİ
Koç’un kişiliği.
Koç ve Mars’ın mitolojisi
Boğa’nın kişiliği. .   .
Boğa ve Venüs’ün mitolojisi
İkizler’in kişiliği
İkizler ve Merkür’ün mitolojisi.
Yengec’in kişiliği
Yengeç ve Ay’ın mitolojisi
Aslan’ın kişiliği
Aslan ve Güneş’in mitolojisi
Başak’ın kişiliği
Başak ve Merkür’ün mitolojisi
Terazi’nin kişiliği
Terazi ve Venüs’ün mitolojisi.
Akrep’in kişiliği.
Akrep ve Plüton’un mitolojisi
Yay’ın kişiliği
Yay ve Jüpiter’in mitolojisi
Oğlak’ın kişiliği.
Oğlak ve Satürn’ün mitolojisi .
Kova’nın kişiliği
Kova ve Uranüs’ün mitolojisi.
Balık’ın kişiliği.
Balık ve Neptün’ün mitolojisi.

BENİM ASTROLOJİYE FARKLI GİRİŞİM

Küçükken, gece geç saatlerde uykum kaçtığında, uyanık birileri var mı diye oturma odasına bakardım. Her zaman, annemi koltukta kıvrılmış astroloji kitabı okurken ve haritalar üzerinde çalışırken bulurdum. Bu geç saatlerde babam uyuyor olurdu ama iki küçük çocuğuyla çok meşgul olan annem, bu zamanı gerçek hobisine yoğunlaşmaya çalışarak geçirirdi. Astroloji O’nun tek ilgi alanı değildi. Babamla birlikte, günde üç gazete okurlardı, arkadaşları vardı ve babama bakkal dükkanında yardım ederdi, ama astroloji annemin gizli merakıydı ve boş vakitlerinde onunla ilgilenirdi. Keskin zekası sürekli astrolojinin nasıl işe yaradığım araştırır ve çalışmaları aynı zamanda hayatın gizemini çözmeye yönelik yaratıcı ipuçlarını kapsardı. Aslında annemin hem hayatla hem de astrolojideki mücadelesi, kuvvetsiz ve doğuştan sakat olan sol bacağıma nasıl yardımı dokunacağını araştırmaktı.
Astrolojiye olan ilgisini ve bilgisini kimseye söylemememi istemişti. Bu sadece “bizim” içindi ve ailemiz dışında kimse bilmemeliydi. O zamanlar farklıydı, tanıdıkları ya da arkadaşları tarafından, hobisi yüzünden eleştirilere açık olmak istemezdi. Susan, “ne şans ki, evreleri biliyorum ve çok iyi kozmik gelgitlere karşı yüzmeye çalışmadan, eşlik etmene yardımcı olabilirim,” derdi.
Küçükken yemek masasında annemle öğle yemeği yediğimizi hatırlıyorum. Her zaman yanıma otururdu, önlük giyerdi ve neşeyle bana arkadaşlık ederdi. Bir İkizler olarak, birçok ilginç konudan konuşurdu. Annemle olmak eğlenceliydi. Bazen ton balıklı sandviçimi yerken bana astrolojiden bahsederdi. Anlatırken kocaman gözlerimle O’na bakar bir yandan da yemeğimi yermişim. Bugün, gülerek, “ben sürekli seninle konuşurdum, ama sen fazla bir şey söylemezdin, sevgili Susie, o yüzden dinlemediğini sarardım. Şimdi, her kelimesini dinlediğini anlıyorum!” diyor.
Annem astrolojiyi kazara keşfetmiş. Beş kardeşin en büyüğü, Harriet (muhteşem teyzem) konuyla ilgilenmeye başlamış ve bu konu hakkında konuşacak birine ihtiyaç duymuş, o yüzden annemi de bu işe karıştırmış. Annem başlangıçta astrolojiye şüpheci yaklaşmış ve” teyzemin önerisine karşı çıkmış. Sanırım bu çok genel bir durum ve astrolojiyle ilgilenmeye başlayan herkesin ortak tepkisi bu. Kimsenin “inançlı” doğduğunu sanmıyorum. Sonra, on sekiz yaşında olan annem, New York’a taşınmış ve teyzem Harriet şehir dışında kalmış ama ikisi de astroloji konusunda birbirleriyle yazışmışlar. Ayrı yaşasalar bile iki kız kardeşin birlikte yaptıkları bir şey haline gelmiş. Annem sonraki ikiüç sene daha bu alanda çalışmaya devam etmiş ve hobisinde giderek daha iyi duruma gelmiş ve bu antik sanatın sunacağı bu geniş yelpazeyi araştırmaya daha fazla dalmış. Karmaşıklığı annemi büyülemiş ve zenginliği enerjik zihnini hiç sıkmamış. Annem teyzeme mevcut gezegensel açılan tartışmak için mektuplar yazmış.
Annem otuz beş yaşına geldiğinde, Harriet teyzem aniden çok hastalandı ve rahim kanserine yakalandı ve kırk beş yaşında çok yavaş ve acı dolu bir şekilde vefat etti.
(O sırada ben beş yaşımdaydım). Bu annemin hayatındaki en yıkıcı ve feci olaydı. Vasiyeti okunduğunda, annem teyzem Harriet’in en sevdiği astroloji kitaplarını armağan olarak anneme bıraktığını öğrendi. Annem onları aldığında, bir tanesinin kapağının içinde, fazla zamanı kalmadığını öğrendiğinde yazılmış bir mektup buldu. “Erika, astrolojiyi öğren—bu konuda benim gitmeyi umduğumdan çok daha fazla ileriye gideceksin. Sen doğuştan matematikselsin ve sembollerle aran son derece iyi. Sakın bırakma.” Dolayısıyla, annem bu konu üstündeki en iyi kitapların sahibi olarak buldu kendini. Bu noktadan sonra, annem astrolojinin içine İyice daldı, muhtemelen bu merakının nedeni psikolojik olarak kardeşi ile yakın kalabilme isteğiydi.
Benim astrolojiye olan İlgim de neredeyse kazara oldu ve kuşkusuz doğuştan gelen sakatlığım bunu tetikledi. Ben sol bacağıma çok acı veren gizemli bir hastalıkta dünyaya geldim. Diz kapağıma tıpkı koyu bir şurup gibi yayılan ani ve nedeni bilinmez ataklar yaşardım. Bu ataklar senede iki defa olurdu ve beni altı ite sekiz hafta arasında yatakta yatırırdı. Doktorlar şaşkındı ve bu çaresizliklerinden istifade edip bunu okuldan uzaklaşmak için kullanırdım. Bana inanan doktorlar her türlü tedaviyi Önerirlerdi, ışın tedavisi dahil, ama onu reddettik. Bacağım dokunuşlara karşı o kadar hassastı ve acı veriyordu ki, yapılacak herhangi bir müdahalenin riskini göze alamıyordum. Çocukken bile anneme ” beni bırakın!” diye yal varıyordum. Yeni bir “atak”tan sonra tamamen hareketsiz kaldığımda (haftalarca yataktan bir santim bile kıpırdamadan) her zaman çok iyi oluyordum.
Doktorlar hastalığımın psikosomatik olduğunu söylediklerinde haksızlığa uğradığımı düşünüyordum. Bir süre sonra hiçbir doktora gitmek istemez oldum. Bir annenin içgüdüleri kuvvetlidir—annem bende bir şeylerin çok yanlış olduğunu biliyordu, o yüzden benim koruyucum olmuştu. Biri bendeki yanlışlığı fark edip yardım etmek istediğinde beni korurdu. Hatta on dört yaşma geldiğimde, yönetici yükselenim Merkür gelişen haritama direk olarak girdiğinde annem sağlık durumumun düzeleceği konusunda kehanette bulundu. Bu hastalıktan vazgeçeceğime kanaat getirdi o yüzden gereksiz bir operasyon geçirmem konusunda hiç de acele etmedi. Bu geçtiğim çetin sınavın sonunda mutlu son olduğuna çok inanıyordu. Babanı da destekliyordu, ama ikisi de haritam ne gösterirse göstersin yeni doktorlara görünmem konusunda hemfikirdi.
Zaman geçtikçe, sağlığımın gelişiminin zamanlaması konusunda şaşırtıcı bir şekilde haklı çıktı. On üç yaşında, on aylık, üç haftalık ve iki günlükken, hayatımın en kötü atağını yaşadım. Yine yatağa düştüm. İki ay boyunca, sabırla, iyileşmeyi bekledim, ama olmadı. Bu atakta farklı bir şey vardı. Acı giderek daha kötü bir hal alıyordu ve şişkinlik artıyordu. Yine de ameliyat olmak istemiyordum. Babam çektiğim acılardan dehşete düşmüştü, beni hastaneye taşırken yeni bir doktora görünmemiz gerekliğini söylüyordu. Çok öfkeli bir şekilde, doğum günümü evde kutlamak istediğimi söyledim ve mumları yatağımda üfledim.
Artık on dört yaşındaydım. Annemin sağlığımın düzeleceğini söylediği yaştaydım artık. İki hafta sonra, yeni, genç ve çok bilgili bir doktor tarafından ameliyat edilmeyi kabul ettim. Farklı bir hastanenin başhekimi gözetiminde, sorunumu çözdü ve bugün de hâlâ kendisi benim doktorumdur.
Hastalığımın sırrı, tekrar eden ve hayati tehlikesi olan iç kanamaydı. Sol bacağımdaki damarların kalçamdan dizime kadar olan bölümü doğuştan kusurluymuş ve 2amanla tıpkı bir kağıt mendile dönüşüyormuş. Kan damarları nerdeyse yok olmuş. Cerrahın bağlayabileceği ya da tutturabileceği bir şey yoktu, o yüzden böyle bir operasyon her doktor için bir kabustur. Bugün bile hâlâ böyle bir vaka çok az sayıda var, bana söylenen, tıp tarihinde böyle bir vakanın bilinen sadece 47 adet olduğuydu. Ben kurtulabilen çok az sayıda hastadan biriydim, çünkü bu hastalık alt bedenimde ortaya çıkmıştı. Eğer bu hasarlı damarlar başımın ya da kalbimin yakınında olsaydı, beni öldürebilirdi. Doktor ameliyat için beklemiş olmamızın çok iyi olduğunu söyledi, büyüme çağımda ben gelişirken, atardamarlar benimle birlikte gelişmemişti. Şimdi büyümem (on dört yaşımda) neredeyse durmuştu ve artık yeni bir iç kanama geçirme şansım çok düşüktü. Yine de, doktorlar ataklarımın tekrar etmediğini görmek için beni görmeye gelirlerdi.
On dört yaşımda, on bir ayımı hastanede geçirdim. Doktorlar damarlarımı, atardamarlarımı, kaslarımı ve kemiklerimi onardılar ve hatta deri nakli bile oldum. Bu zor ameliyat sırasında bir sinir kopmuştu ve onu yeniden oluşturmak için terapiye gitmek zorunda kaldım. Bu işlem üç yıl sürdü. Bu yıllarda, liseye devam edemedim, O yüzden derslerime hastanede ve evde çalıştım ve sınavlara dışarıdan girdim. Liseden mezun oldum ve sonra on altı yaşımda New York Üniversitesine girdim, ^oma mezuniyet diplomamı işletme üzerine onur belgesiyle aldım. Kendi başıma çalışmak Öz disiplinimi geliştirdi. Bu yıllar içinde annem bana “arkadaşsız kalmaya alışmalısın, senin hastalığından sıkılacaklardır ve bu anlaşılır bir durum. Oku, tatlım ve şimdilik bırak da kitaplar arkadaşın olsun. Sonra, tekrar yürümeye başladığında, yine arkadaşların olacak,” demişti. Her zaman ki gibi, yine haklı çıktı.
İyileşme süreci sırasında, kimse tekrar yürüyebilip yürüyemeyeceğim konusunda emin değildi. Sinir kopmasıyla birlikte, sol bacağımın alt taralında herhangi bir his duymuyordum ve hareket et ti re mi yordum. Doktorum tahminlerinde hiç tereddütsüz olsa da, hastanedekiler emin değildiler. Gizlice bana çok fazla umutlanmamamı öğütlerlerdi.
Sonradan olacakları bilmek konusunda çok motive olmuştum ve hemen yüksek dozda umuda ihtiyacım vardı. Astroloji işte burada hayatıma girdi. Annemin sürekli okuduğu tioroseope dergisi yayımcısına bir mektup yazdım. Ondan bir haritamı çıkarıp, tekrar yürüyüp yürüyemeyeceğime bakmasını istedim. (Anneme de sorabilirdim, ama eğer cevap hayır ise bana gerçeği söylemeyeceğinden korktum.) Mektubuma tam olarak doğum tarihimi, ay, gün, yıl yazdım, aynı zamanda doğum yerimi ve …