12 uzman, sembollerinden mitolojilerine, yönetici gezegenlerinden fiziksel ve psikolojik özelliklerine, aşk hayatına, esmalarına, hobilerine, sağlığına kadar, hiç bilinmeyen tüm yönleriyle astrolojinin 12 burcunu yazdı.
“Burçlar Hakkında Her Şey”, eski ve klasik metotlar ve bilgilerle, güncel metot ve bilgileri bir araya getiriyor. Bu kitapta, burçları çevremizde gördüğümüz, günlük hayatımızda kullandığımız her şeyle, insanın tavırları, psikolojileri, fiziksel görünümleri, sağlık sorunlarıyla ilişkilendirdik. Günümüzde burçlar, daha ziyade insanlarda hüküm süren farklı psikolojik süreçler olarak tanımlanırlar. Oysaki astrolojide burçlar sadece psikolojik özellikleri ifade etmezler. Yeryüzünde ve hayatta var olan her şey ile ilişkilidir burçlar. Kitapta, burçların, ahlaki değerler ve psikolojik tavırlarından fiziksel görünüm ve özelliklere, vücudun bölgelerine ve hastalıklarına, mesleki sınıflara, renklere, tatlara, ağaçlara, çiçeklere, hayvanlara, eşyalara, bölgelere, ülkelere, şehirlere, hobilere, esmalara, sembollere, mitolojilere, modaya kadar hemen her şey ile bağlantılarına yer veriliyor.
Kitaptaki konu başlıkları:
-Burçlar ve… Semboller
– Mitoloji
– Yöneticiler
– Yerler
– Psikoloji
– Fiziksel Özellikler
– Çocuklar
– Sağlık
– Diyet
– Karma
– İş Hayatı
– Para
– Ezoterik Anlamları
– Esmalar
– Aşk
– Moda
– Taşlar
– Dekorasyon
– Bitkiler ve Kokular
– Hobiler
– Hediyeler
– Olumlamalar
– Ünlüler
***
İçindekiler
Geçmişten Bugüne Burçlar Öner Döşer… 7
Burçlar Kuşağı Zodyak Öner Döşer… 15
Burçlar ve Sembolleri Sibel Oltulu…49
Burçlar ve Mitolojileri Ceyda Alaçam…59
Burçlar ve Yöneticileri Öner Döşer…73
Burçlar ve Yerler Öner Döşer…93
Burçlar ve Psikolojileri Dr. Barış Özkırış…111
Burçlar ve Fizikili Özellikleri Uz. Dr. Sena Büyükçopur…123
Burçlar ve Çocukları Hande Kazanova… 133
Burçlar ve Sağlık Uz. Dr. Sena Büyükçopur…143
Burçlar ve Diyet Uz. Dr. Sena Büyükçopur…153
Burçlar ve Karma Dr. Samiye Özbaş Soysal…165
Burçlar ve İşHayatı Binnur Zaimler… 179
Burçlar ve Para Dr. Samiye Ö2baş Soysal …195
Burçlar ve Ezoterik Anlamları Yeşne Karaca İren…209
Burçlar ve Esmalan Nilda Ferhan Efeçınar…219
Burçlar ve Aşk Dr. Barış Özkırış…249
Borçlar ve Moda Hande Kazanova…261
Burçlar ve Taşları Gaye Döşer…269
Burçlar ve Dekorasyon Hande Kazanova…279
Burçlar ve Bitkileri, Kokulan Ceyda Alaçam, Hande Kazanova…291
Burçlar ve Hobileri Hande Kazanova…303
Burçlar ve Hediyeleri Sibel Oltulu… 3l3
Burçlar ve Olumlamaları Güçlü Metin…327
Burçlar ve Ünlüleri Güçlü Metin…337
Yazarlar…345
Kaynakça …353
Astroart Astroloji Okulu…354
BİLİNEN en eski Babil Zodyağ’ında on sekiz takımyıldız bulunmaktaydı: bugün kullandığımız on ikinin on tanesi ve bunlara ek olarak da Pleiades, Hyades, Orion, Perse- us, Auriga, Praesepe ve Güneyli ve Kuzeyli Balık. Bunlar Asur* un saray kütüphanelerindeki Mulapin tabletlerinde “Ay’ın güzergâhında, Ayların (Moons) her ay geçtikleri ve dokundukları bölgede yer alan takımyıldızlar” olarak tarif ediliyorlardı. On sekiz burçlu Zodyak, MÖ 6. ve 3. yüzyıllar arasında hala kullanılmaktaydı. Bugün bildiğimiz şekliyle Zodyak burçları Yeni Babil döneminde bulundu ve horoskop ya da doğum astrolojisi dediğimiz astroloji türü ortaya çıktı. Burçların kullanıldığı ve Babilliler tarafından geliştirilen Horoskopik Astroloji, MÖ 3. ve 2. yüzyıllarda Mısır’daki İskenderiye’de Yunanlar tarafından kullanıldı. Burçların yükselme saatleri belirlendi ve Yükselen derecesi ya da Yükselen Burç kavramı ortaya çıktı.
Helenistik yazarlar, evleri ya da burçları Hermes’in evleri olarak yorumlamışlardır. Hermes’ten, Helenistik Mısır kaynaklarına bir gönderme yapıldığını anlamalıyız. 2. yüzyılda yaşamış ve Türkiye’nin Antakya bölgesinden Mısır’daki İskenderiye’ye taşınmış profesyonel bir astrolog ve astroloji okulu sahibi Vet- tius Valens, eski geleneklerin ustalarını bulmak için Mısır’ı gezmiştir. Yunan yazarların çoğu kitaplardan çalışmış gibi gözükürken, Valens eski geleneklerin hala hayatta olan öğretmenlerinden en azından birkaç tanesiyle çalışmıştır. Ve Valens’in çalışması olmasa öğretmenlerin öğrettiklerinin çoğunun hiçbir zaman yazıya geçirilmeyeceği de aşikârdır. Burçlar hakkında ilk detaylı değerlendirmelerin de bu dönemde ortaya çıktığını görüyoruz.
Vettius Valens’e göre…
Koç (21 Mart-20 Nisan): Bu burçta doğanlar, yöneticilik ilişkisine göre, akıllı, dikkat çekici, buyurgan, dürüst, dolandırıcılıktan nefret eden, özgür, otoriter, cesur, kendini beğenmiş, yüce gönüllü, dengesiz kişiler olurlar. Yöneticiler iyi bir yerleşime sahip olduklarında ve iyicillerle irtibat sağladıklarında, harita sahipleri kral gibi azametli ve güçlü olurlar; yaşamın ve ölümün gücünü taşırlar.
Boğa (21 Nisan-20 Mayıs): Bu burçta doğanlar, iyi, el becerileri gelişkin, çalışkan, koruyucu, eğlenceden hoşlanan, müziği seven, mütevazı kişiler olurlar; bazıLan çiftçi, ziraatçı ya da inşaatçı da olabilir. Kadimler, Boğa’nın bu niteliklere sahip olmasının nedeninin Venüs’ü hizmetçi olarak alması olduğunu söylemektedirler. Diğer burçlar da aynı şekilde gezegenlerle ilişkilidirler.
İkizler (21 Mayıs-20 Haziran): Bu burçta doğanlar, yazılı ve sözlü iletişim kurmaktan hoşlanırlar; yazıyla ve eğitimle ilgili bir işte çalışabilirler; şair olabilirler; müzikten hoşlanırlar, ses sanatları öğretmenliği yapabilirler; ev idaresi konusunda beceriklidirler; diğer insanların güvenini kazanırlar. Ayrıca çevirmen olabilir, ticaret konusunda beceri gösterebilir, eleştirmenlik yapabilirler; mantıklı, öğrenmeye hevesli ve esrarengiz konulara meraklıdırlar.
Yengeç (21 Haziran-22 Temmuz): Bu burçta doğanlar, tanınmaktan hoşlanırlar; popüler, değişken, oyunculuk konusunda yetenekli, neşeli, zevk ve eğlenceden hoşlanan, dikkat çekici, kararsız, düşündükleri ile söyledikleri birbirini tutmayan, bir faaliyeti uzun süre sürdüremeyen, gezgin ve yurtdışına çıkmaya meyilli kişilerdir.
Aslan (23 Temmuz-22 Ağustos): Bu burçta doğanlar, dikkat çekici, iyi, değişime kapalı, dürüst, çalışmaktan hoşlanmayan, özgürlüğüne düşkün, yağcılıktan nefret eden, iyi niyetli ve hevesli kişiler olurlar. Yöneticisi yükselmekte ise ya da iyicillerle irtibat içerisinde ise, kişi akıllı, özgüvenli, despot ve krallar gibi azametli olur.
Başak (23 Ağustos-22 Eylül): Bu burçta doğanlar, iyi kalpli, alçakgönüllü, esrarengiz konulara meraklı, temkinli kişiler olurlar; hayadan renklidir; diğer insanların mal varlıklarını idare ederler; inançlıdırlar; ev hayatlarında iyidirler; yazar olabilir, konuşma ve hesap yapma konusunda beceri sergileyebilirler; ikiyüzlü, öğrenmeye hevesli, esrarengiz konulara meraklıdırlar; gençken çok savurgan olurlar, ama orta yaşta başarıyı yakalarlar.
Terazi (23 Eylül – 22 Ekim): Bu burçta doğanlar, iyi ve dürüsttürler; fakat kötü niyetli ve kıskanç da olabibrler; cömerttirler; kazandıklarını kaybedebilirler ve hayatları inişli çıkışlı olabilir; düzensiz bir hayatları vardır; temkinli, hazırlıklı ve tutumlu olabilirler.
Akrep (23 Blrim-21 Kasım): Bu burçta doğanlar, sahtekâr, dolandırıcı, aç gözlü, kati), hain, sabit fikirli olabibrler; sahip oldukları her şey ellerinden alınabilir; gizli planlar yapabilirler; hırsız, yalana şahit, kıskanç olabilirler; cinayete, büyücülüğe ya da kötü faaliyetlere karışabilirler; kendi ailelerinden nefret ederler.
Yay (22 Kasım-20 Aralık): Bu burçta doğanlar, iyi, dürüst, yüce gönüllü, eleştirel, cömert, kardeşlerini ve arkadaşlarını seven, kazandıklarını önce kaybeden sonra yeniden elde eden, düşmanlarını yenen, itibarlarına düşkün, çok yönlü, dikkat çekici, meseleleri karmaşık yöntemlerle halleden kişiler olurlar.
Oğlak (21 Aralık-19 Ocak): Bu burçta doğanlar, çeşitli konularda kötü, kendini ifade etme konusunda iyi ve sade, çalışkan, dikkatli, uykusuzluk çeken, gülmekten hoşlanan, muhteşem işler planlayan, kötü hatalar yapan, kararsız, yaramaz, yalancı, günahkâr, ayıplanacak kişiler olurlar.
Kova (20 Ocak- 18 Şubat); Bu burçta doğanlar, kötü kalpli ve ailesinden nefret eden, değişime kapalı, sabit fikirli, dolandırıcı, sahtekâr, her şeyini gizleyen.
insanlardan kaçan, kâfir, ispiyoncu, fikirlerine ve doğruya ihanet eden, kıskanç, süslenmeye meraklı, suyu israf eden ve nefsine hâkim olamayan kişiler olur.
Balık (19 Şubat-20 Mart): Bu burçta doğanlar, dengesiz, kararsız, kötüden iyiye değişen, erotik, gurursuz, şehvet düşkünü, verimli, popüler kişiler olur.
Eski metinlerde burçlar
Eski metinlerde burçlar hakkında yorum yapmaktan ziyade, burçların niteliklerinin listelendiğini görürüz. Burçlarla ilgili genel olarak orüann yöneticileri, cinsiyetleri, element doğaları, mizaçları, harekete geçme tarzları, fiziksel özellikleri gibi yaklaşımlara yer verilmiştir. Hangi tatlan, hangi vücut bölgelerini, hangi hastalıkları, hangi mevsimi, hangi yerleri ve ülkeleri temsil ettikleri hakkında bilgiler veren derlemeler yapılmıştır.
Bir örnek oluşturması açısından Koç burcuyla ilgili Ebu Ma’şar. El Binini ve Guido Bonatus’tan sentezlenmiş nitelendirmeler eski astrologlann burçlan nasıl değerlendirdiklerini anlamamıza yardıma olacaktır.
Koç
Mars’ın evidir (ev ifadesi Ortaçağ Astrolojisinde genel anlamda Zodyak burçları manasında kullanılmıştır). Güneş, bu burcun 19. derecesinde yücelir. Bu burçta birinci dekan yöneticisi Mars, ikinci dekan yöneticisi Güneş, üçüncü dekan yöneticisi Venüs’tür.
Koç, eril bir gündüz burcudur; hareketlidir, öncüdür, ekinoks burcudur; doğası ateşli, sıcak ve kurudur. Choleric (öfkeye meyilli) mizaçtadır. Ateş üçlüsündendir. Acı tatlan temsil eder.
Kuru, uzun boylu olmayan, zayıf ya da sıska bir vücut; fakat sağlam kemikler ve güçlü kaburgalar; uzun bir surat; kara kaşlar, uzun bir boyun, kalın omuzlar, koyu kahverengi ya da esmer ten. İki renge ve iki forma sahiptir. Öfkelenmeye meyillidir, kralvari bir tavrı vardır. Lükse düşkün, taşkın ve şiddetlidir. Sıcak ve konuşkan, keskin dilli ve cesurdur.
Sarı öd ile bağdaştırılır. Kafa ve yüzü temsil eder.
İlkbahara aittir, günlerin uzamaya başladığını gösterir. Çabuk yükselen burçlardandır. Dört ayaklı ve yarı sesli burçlardandır. Az sayıda çocuk verir.
Yüzdeki tüm darbeler, kabarıklıklar, sivilceler, çiçek hastalığı, çatlak dudaklar. polip, mantar hastalığı, düşme hastalığı, felçler, migrenler, baş ağrısı, diş ağrısı ve kellik.
Koyunların ve küçükbaş hayvanların beslendikleri ya da bulundukları yerler, kumlu ve engebeli yerler, hırsızların saklandığı yerler (bir nevi, ıssız yerler); evlerde çatı, tavan, küçük hayvanların ağılı, yeni ele geçirilen ya da sürülmüş topraklar, ya da tuğlaların veya kirecin yakıldığı yerler.
Burçlar Hakkında Her Şey’in sınıflandırılması
Bu kitapta çevremizde gördüğümüz, günlük hayatımızda kullandığımız her şeyle, insan tavırları, psikolojileri, görünümleri, sağlık sorunlarıyla burçları ilişkilendirdik. Pek tabii ki bu ilk defa yapılmıyor. Hatta bu yaklaşım çok eski zamanlardan geliyor…
ıo. ve ıı. yüzyılda yaşamış (973-1048) yetenekli bir astronom ve astrolog olan El-Biruni’nin daha sonra İngilizce’ye “The Book of Instrucüon iti the Ele- mentsof theArt of Astrology” adıyla çevrilen eserinde ahlaki değerleri ve tavırlarına, fiziksel görünüm ve özelliklerine, vücut bölgeleri ve hastalıklarına, mesleki sınıflarına, renklerine, tatlarına göre burçları sınıflandırdığını görürüz. Biruni eserinde burçların ağaçlarla, çiçeklerle, hayvanlarla, eşyalarla, bölgeler, ülkeler ve şehirlerle bağlantılarına da yer veriyordu.
Eski astrologlara göre bir astroloji haritasının okunması işlevini doğrulukla yerine getirebilmek için, burçların bu genel özelliklerini iyi bilmek gerekirdi. Onlar, dünyayı canlı bir varlık olarak algılarlar, her şeyin bir ruhunun olduğuna inanırlar, kendilerini de bu canlılığın içinde birer daimi varlık olarak görürlerdi. Hiçbir şey tek başına değildi. Her parça, bütünün diğer parçalarıyla ilişkideydi. Onlar, doğanın gelgitleriyle ve gökyüzünün ritmiyle uyum içinde yaşadılar. O dönemlerde astroloji bir bilim olarak görülüyordu ve bilim, Allah’ın yaratışının ihtişamını ve ilahi düzeni anlamak içindi. Onlar, ilahi oları ile insani olan arasındaki bağı anlamaya çalışırken, ilahi olanı maddi dünyadan ayrı bir şey olarak görmüyor, tam tersine onu maddi dünyanın içinde deneyimliyorlardı.
Ortaçağ Astrolojisi uzmanı ve değerli hocam Robert Zoller’e göre Zodyak’ın 12 burcu “İlahi Irade’nin on iki farklı etki alanını gösterir. Zodyak burçlarının faaliyetleri, ilahi iradenin belirli formlara odaklanmasıyla ilişkilidir. Bu nedenle, her bir Zodyak burcunun faaliyetinden bahsederken, bu formların oluşumundan bahsetmiş oluruz. Zodyak ulvi ve ruhsal güçlerin göstergesi değildir. Daha ziyade, dünyadaki varlıkları ve formları şekillendiren dünyevi ve maddi etkilerin göstergesidir. Örneğin inisiyatif almak, amaçlan doğrultusunda girişken olmak (Koç); çalışma azmi ve de yöntemler, araçlar ve değerler hakkında bilgi sahibi olma (Boğa); kişinin insanlara sunabileceklerini tanıtması, yaptıklarının maliyetini ve bu hizmetlerin nasıl temin edilebileceğini anlatması (İkizler), çalışanlarına ailesi gibi davranması (Yengeç), otomatik olarak lider, patron, otorite, baba konumunda olması (Aslan), bu şekilde topluma bir hizmet sağlaması (Başak), diğer insanlarla iletişime geçmesi (Terazi), ilişkilerini ilerletmesi ve iş ortaklığı yapması (Akrep), ahlakını ve hayat felsefesini ortaya koyması (Yay), maddi alanda başarılı olması (Oğlak), toplumu düzenleyen kuralları öğrenmesi (Kova) ve son olarak, tüm bunların geçip gitmesine izin vermesi (Balık) prensiplerini oluşturur.
Eskiyle yeniyi harmanlayabilmek
Bu giriş yazımda, kadim astrologların burçlarla ilgili yaklaşımları konusunda kısa da olsa bilgi vermeye çalıştım. Kitabın içerisinde pek çok bölümde bu tür bilgilere rastlayacaksınız. Klasik teknikleri öğrenip, modern teknikleri bir kenara bırakmamız gerektiğini düşünmüyorum. Tam tersine, astroloji geleneğinin inceliklerini anlatan klasik metinlerden faydalanmak ve onları temel olarak almak, günümüz modern tekniklerini de ustalıkla bunların üzerine koymak gerekir. Amerikalı astrolog Robert Hand bu konuda şöyle diyor: “Geleneklerin eksiksiz bir teknik ve felsefi anlayışı üzerine temellendirilmiş akıllıca yenilikler, astrolojinin daha çok bir bilim gibi evrim geçirmesini ve zamanla, yapması gerekenler açısından daha başarılı olmasını sağlayacaktır. Gelenekten bihaber bir yenilik, sadece ilerlemesi bir değişim yaratır. Geçmişe tutunmak ise, astrolojiyi tam olarak 1700lerde olduğu yerde, izole olmuş, entelektüel kesintiye uğramış ve gerçek değeri ne olursa olsun, artarak önemsizleşen bir noktada bırakacaktır*
“Burçlar Hakkında Her Şey” kitabı, aynen Astroloji Okulu derslerinde yapıldığı gibi, eski ve klasik metotlar ve bilgilerle, güncel metot ve bilgileri bir araya getiriyor. Eskilerin burçlar, gezegenler, evler, açılar ve öngörü metotlarıyla ilgi bizlere miras bıraktıkları bilgileri, günümüz modem dünyasına adapte etmeyi misyon edinmiş bir okuluz.
Bu misyonun farkındalığıyla yola çıkan, burçlarla ilgili eski ve yeni yaklaşımları ve nitelendirmeleri bir araya getiren bu kitap, Astroloji Okulu eğitmenleri, mezunları, Öğrencileri tarafından hazırlandı. Barış Özkırış, Hande Kazanova, Yeşne Karaca İren, Samiye Özbaş Sosyal, Binnur Zaimler, Sena Büyükçopur, Sibel Oltulu, Güçlü Metin, Ceyda Alaçam, Nilda Ferhan Efeçınar ve Gaye Döşer’e; diğer Astroloji Okulu kitapları gibi, bu kitaba da değerli katkılarda bulunan editörümüz Mustafa Konuca sonsuz teşekkürler! Yazarlar hakkında bilgiyi kitabımızın son kısmında bulabilirsiniz.
Sanırım ilk kez bu kadar çok sayıda yazarın yer aldığı bir astroloji kitabı yayımlanıyor. Paylaşmanın mutluluğunu ve işbirliğinin güçlü enerjisini taşıyan bu eser. Astroloji Okulu ekibi olarak tüm astroloji okurlarına ve öğrencilerine armağanımızdır.
Sevgi, ışık ve hiç tükenmeyen umutla!
Öner Döşer
14 Ocak 2014, Sah Astroloji Okulu, Caddebostan
Burçlar kuşaği olarak adlandırılan Zodyak, içerisinde gezegen yörüngelerinin yer aldığı, gökyüzündeki bir çemberdir. İçinde gezegenlerin dönüp dolandığı, yaklaşık 15 derece genişliğinde bir uzay kemeri olarak da hayal edilebilir. Zodyak, aynı zamanda ekliptik adı verilen, Güneş’in görünür yoludur. Zodyak, her biri otuzar derece aralıklı ve toplamda 360 dereceye denk gelen on iki kısımdan oluşur. Bu on iki bölümün her biri Zodyak burçlarıdır. Her Zodyak burcunun bir diğerinden farklı olarak kendine özgü özellikleri, nitelikleri ve etki biçimleri bulunmaktadır.
Dünyanın Güneş etrafında bir yıllık turu nedeniyle Güneş, Zodyak burçlarında birer ay kalır, yani günde yaklaşık 1 derece ilerler ve bu durum sadece mevsimleri oluşturmakla kalmaz, bu zamanlarda doğan kişilerin genel tabiatını ve karakterini de etkiler. Zodyak’ta gezinmekte olan çeşitli gezegenler de kendi tabiatlarına göre ve içinde bulundukları açıların niteliğine uygun olarak hareket ederler ve etkilerini bu içinde bulundukları burçlann özellikleriyle yoğrulmuş bir şekilde gösterirler ve hayata geçirirler.
Bir doğum haritası hazırlarken ilk yaptığımız bir daire çizmektir. Sonra bu daireyi on iki parçaya böleriz. Bu parçaların her birine ev adı verilir ve ı’den 12’ye kadar numaralandırılırlar. Birinci ev, haritanın solundaki doğu köşesinin hemen altındadır. Evler arasındaki çizgiler başlangıç noktalarıyla ayrılır. Birinci evin başlangıcına denk düşen burca yükselen burç adı verilir,
Zodyak, Yunanca’da zoidion kelimesinden gelmektedir. Zoidion kelimesi zoion kökünden türetilmiştir. Zoe, “hayat” demektir ve ion da yer veya küçültme belirtecidir. Böylelikle zoion, “hayat yeri” ya da “küçük hayat” anlamı kazanır. Latince’de zoidion için kullanılan signum sözcüğü, hem “gösterge” hem de “imge” anlamına gelmektedir. Zoidion sadece bir imge ya da gösterge değildir; iki önemli anlam barındıran zoion kelimesinden türemiştir: canlı ya da hayvan ve aynı zamanda da figür ya da imge. Bu ikisinden, canlı imgelerin hayat yeri ya da canlı figürlerin küçük hayatı gibi kavramlar ortaya çıkar. Signum ayrıca Zodyak burcu anlamıyla ilişkili olan göklerdeki bir gösterge, bir takımyıldız anlamı da taşır. Zodyak, bu takımyıldızların bölümlenmesin! gösteren hayali bir kemerdir ve burçlar kuşağı anlamında kullanılmaktadır.
Ekinoksların kayması
Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin çekim etkisinden dolayı Dünya’nın dönüş ekseni üzerinde çok hafif de olsa yalpalamasından ötürü burçlar kuşağı dediğimiz Zodyak, Dünya’dan bakınca kayıyormuş gibi gözükür. Biz buna ekinoksların kayması diyoruz. Astronomik hesaplamalara göre bu kayma yaklaşık 25.800 yılda bir tam dönüşe işaret eder. Bu kaymanın yıllık bazda etkisi, ekliptik üzerinde 52 saniyelik bir oynamaya karşılık gelmektedir.
Yıldı zs al (Sideral) Zodyak kaymış olabilir, ama astroloji Mevsimsel Zodyak’ı kabul eder. Bu da her yıl 21 Mart civarında (bazen 20 Mart, ba2en 22 Mart) bahar mevsiminin başladığı, yani Güneş ışınlarının kuzey yarımküreye dik gelmeye başladığı zamanı o* Koç burcu olarak kabul eder. Yıldızsal Zodyak ile Mevsimsel Zodyak arasındaki fark yaklaşık 25 derecedir; bu farka Ayanamsa denir.
Ekinoksların kaymasının tanımlanmasından itibaren, yıldız ve gezegenlerin bölgesel tespitini kaymayı hesaba katarak yapmak için başka bir ölçüm sistemi tasarlamak gerekli oldu. Eski astrologlar için gezegenlerin Güneş’e göre durumları yani Güneş ile ilişkileri birincil derecede önemli olduğundan, Güneş’in ekliptik olarak bilinen Dünya etrafındaki turu mantıklı ve güvenilir bir rehber oldu. Güneş her zaman bir referans noktası olarak kullanıldı. Daha sonra, şimdilerde olduğu gibi, yıl içerisinde verilen bir zaman diliminde Güneş’in pozisyonu belirli bir mevsimin başlangıcına referans oldu. Sonra güvenilir bir zamanlama aracı olarak gördükleri ekliptik üzerinde bir başlangıç noktası aramaya başladılar. Ekliptik’in başı ve sonu olmayan bir daire olduğunun farkındaydılar. Bu yüzden Güneş’in her yıl ilkbaharda, yaklaşık 21 Mart civarında Koç burcuna, daha spesifik ifadesiyle o” Koç burcuna girdiği bahar noktasını başlangıç olarak referans aldılar.
Ekinoks, gecenin ve gündüzün eşit olması demektir. İlkbahar ekinoksu günlerin uzaması, dolayısıyla Güneş’in gücüne kavuşması, geceye ve soğuğa üstün gelmesiydi. Bu, kışın soğuk ve kuru doğasından, kısırlığından uzaklaşmak, sıcaklığın ve nemin artması, yani bereket ve yaşamsallığın başlaması demekti.
Güneş, bir yaşam verici olarak, bu tarihten itibaren kendi zirvesine, yani Başucu Noktası’na (Zenit) doğru tırmanmaya başlar. Yazın en yüksek gücüne ulaşır, o* derece Yengeç’e ulaştığında en sıcak ve en güçlü noktasındadır. Bu onun ekvatorun kuzey deklinasyonunda olduğuna, yaz gündönümünde olunduğuna işaret eder. Bu noktada, bizler kuzey yarımkürede yılın en uzun gündüzünü yaşarız ve bunun ardından da geceler uzamaya başlar. Güneş o” Terazi ye ulaştığında ise, bu bize sonbahar ekinoksuna gelindiğini işaret eder. Burası o’ Koç’un tam karşısıdır ve gündüz ile gece uzunluğu bir kez daha eşitlenir.
Bundan sonra Güneş alçalmaya başlar ve ekvatorun güney dekiinasyonunda en uzak noktasına, yani o* Oğlak’a, kış gündönümüne kadar alçalır. Bu noktada Güneş’in gücü ve sıcaklığı en düşük seviyededir. Kuzey yarımkürede en uzun gece yaşanır. Bu dört önemli (kardinal) nokta gündü2 ve gecenin önemini, dolayısıyla Güneş’in en önemli gökcismi olduğunu göstermekteydi.
13. burç spekülasyonu
Çeşidi zamanlarda ortaya atılan bir spekülasyon vardır, 13. burç spekülasyonu. değil 13 burç olduğu, burçların tarihlerinin yanlış olduğu söylenir bilgisizce. Böyle diyorum, çünkü bu spekülasyonu ortaya atanların derin bir astroloji bilgilerinin olmadığı çok aşikâr! Zira astroloji “Mevsimsel Zodyak” kullanır ve astrolojide kullandığımız burçların takımyıldızlarıyla sadece isimsel benzerlikleri vardır. Daha doğrusu takımyıldızlar burçlara isim babalığı yapmıştır. Astroloji Zodyak’1 12 eşit parçaya bölerek çalışır ve 30 dereceden oluşan her bir parça, yani burçlar, hayata farklı bakış açılarının enerjik yansımalarım ifade eder. 12 sayısı, makrokozmosun, evrenin, bütünselliğin sayısıdır ve astrolojik sembolizmin altında yatan felsefenin mihenk taşlarından birisidir. 12 sayısı bölünebibrliği açısından da Zodyak dairesi için mükemmeldir.
Yıldızlı gökyüzü Güneş’in yörüngesinin izlediği bir çadıra benzer. Güneş’in Zodyak’ın burçlarından geçişi evrensel Ben’e 12-kath bir ifade sağlar; böylelikle varlık biçimlerinin çeşitlenmesine, türler oluşturmasına neden olur. Astroloji teoloji, felsefe ve metafizikle ilişkidedir ve bilgelik gerektirir. Bilgelik olmaksızın astroloji, salt geleceği okumaya ya da kişinin mizacı hakkında narsist psikolojik takıntılara mahkûmdur. Bilgeliğe uzanan yol, evrenselden geçer, öznelden değil.
Horoskop, her haritanın Zodyak’ın on iki burcunu gösterdiğini ortaya koyar. Bu da, her insanın kendi içinde Zodyak’ın tamamına sahip olduğu anlamına gelir. Zodyak burçları ile sahip olduğumuz fiziksel beden arasında özel bir bağ vardır. Azi2 En Nesefi, Zübdetül-Hakaik adlı eserinde şöyle diyor: “Küçük insanda ne varsa, büyük insanda da vardır.” Bu da bizim Zodyak dediğimiz gökler kuşağı ve gezegenler ile bağlantımız olduğu anlamına gelir. Zodyak adeta “Dünyanın Ruhu” olarak görülmüştür. İslam bilgini İbrahim Hakkı Erzurumi, Marifetname’sinde insanın feleklerle, yani Zodyak ile, benzerliği üzerine şunları söylüyor: “İnsan bedeninin göklerle benzerliği, burçlar sahibi göğün on iki burcunun olması gibi, bedenin de dışından içine on iki yolu olmasıdır, iki kulak, iki göz, iki burun deliği, ağız, iki meme, göbek ve iki abdest yolu.”
Zodyak bir zamanlama aracıdır ve burçların kategorilere ayrılması aracılığıyla, içlerinde bulunan herhangi bir gezegenin işleyişini etkileyebilen özellikler de bu burçlara atfedilmiştir. Mevsimsel burçların dereceleri sadece Güneş’in değil, haritanın tüm faktörlerinin ekliptik boyunca yerleşimlerini hesaplamaya yarayan bir ölçüt olarak kullanılır. Güneş’in Mevsimsel Zodyak’taki yerleşimi, yılın hangi zamanında olunduğunun açık bir göstergesidir….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Astroloji
- Kitap AdıBurçlar Hakkında Herşey
- Sayfa Sayısı368
- YazarKolektif
- ISBN9786056357862
- Boyutlar, Kapak16 x 23 cm , Karton Kapak
- YayıneviAstroloji Okulu Yayınları / 2014