Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Bozkırda Bir Gece Yarısı
Bozkırda Bir Gece Yarısı

Bozkırda Bir Gece Yarısı

Ercan Kesal

“Bi bardak çay koy sen. Yavaş yavaş anlatırım…” Bozkırda kış kıyamet,gece yarısı Ankara yolu, gece yarısı köy yolu… Uygunsuz bir zamanda edebiyat sofrasından kaldırılan…

“Bi bardak çay koy sen. Yavaş yavaş anlatırım…”

Bozkırda kış kıyamet,gece yarısı Ankara yolu, gece yarısı köy yolu… Uygunsuz bir zamanda edebiyat sofrasından kaldırılan genç bir hekimin çilesi… Tavada pişen sucuk dilimleri…

Ercan Kesal, bozkırdan gelip bozkıra dönen bir hikâye anlatıyor, neşeli, koşturan bir şiir dizesi.

Behnan Shabbir, düzlüğü, tuhaflığı, manzarayı resmediyor, dünyayı hafifleten renkleriyle.

ERCAN KESAL

1959 Avanos/Nevşehir doğumlu. 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzun yıllar Ankara, Keskin, Bala ve köylerinde sağlık ocağı hekimliği yaptı. Serbest hekimliğe başladığı yıllarda uygulamalı psikoloji ve sosyal antropoloji eğitimleri aldı. İlk şiir ve yazıları, tıp fakültesi öğrencisiyken, İzmir’de çıkan Dönem dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında Son Reçete dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. 1990 yılından sonra geldiği İstanbul’da, Era Yayınları’nın kurucularından oldu. Şizofrengi’de yazdı. Radikal ve BirGün gazetelerinde hikâyeleri ve denemeleri yayımlandı. Senaryolar yazdı. “Uzak” filmindeki rolüyle başlayan sinema serüveni, daha sonra birçok filmde oyuncu ve senarist olarak devam etti. İletişim Yayınları’ndan 2013’te Peri Gazozu, 2015’te Nasipse Adayız ve 2016’da Cin Aynası adlı kitapları yayımlandı. 2014 yılında İthaki Yayınları’nca yayımlanmış Evvel Zaman ve 2017’de Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmış Zamanın İzinde isimli kitapları da vardır.

Bozkırda Bir Gece Yarısı 

Kış. Bozkır. Etrafta bir metre kar var. Kasabadan Almanya’ya çalışmaya giden Almancı işçilerin bir araya gelip Sağlık Ocağı’na hediye ettikleri, Audi 100 eski kasa arabayı çalıştırdım. Benzin ödeneği alamadığımız için epeydir bahçenin bir köşesinde yatıyordu. Akü bitmemiş, iyi! Cebimden yarım depo benzin koydurdum, bastım gaza. Ver elini Ankara, Café Kapadokya. Hafta sonu Ankara’dayım, Oktay’ın yerinde. Masamız acayip güzel. Erhan var, Akif var, Behçet Abi. Oktay kasadan vakit buldukça geliyor. Muhabbet şiiri, edebiyatı, müziği falan geçmiş, enteresan mevzulara dalmışız.

Sohbetin en tatlı yerindeyiz, bir ara döndüm, Oktay’ın emektar garsonu elinde telefon ahize – si uzaktan işaret ediyor. Biraz şaşkın. Telefonun ahizesini yavaşça kenara koyup bana doğru geldi, durdu: “Abi, seni telefonda biri soruyor!” Bu saatte, bu kafede olduğumu kim biliyor olabilir? Benim, daha “Kimmiş?” dememe bile fırsat vermeden devam etti sonra: “Kaymakammış galiba…” Dilim damağım kuruyarak telefona vardım. “Buyrun efendim, benim.” “Oğlum sana ne diyim ben! Hafta sonu bırakılır gidilir mi Sağlık Ocağı. Bitane kapıcı, oturmuş çay içiyor o da. Beynam’ın bilmem ne köyünden sal gın hastalık ihbarı yapılmış. Köyde herkes ağır hastaymış. Önce Sağlık Müdürü, arkasından Vali, biraz önce de bölge milletvekillerinin yanından Sağlık Bakanı aradı. Acil eylem planı uygulanacakmış. Ne yapacağız bilmiyorum. Hızla köye gitmen lazım. Sağlık Ocağı’nın arabası da sendeymiş anladığım kadarıyla. Şimdi ona biniyorsun ve uçarak geliyorsun buraya. Seni Sağlık Ocağı’nda bekliyorum!…”

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Peri Gazozu ~ Ercan KesalPeri Gazozu

    Peri Gazozu

    Ercan Kesal

    “Vicdanımız kuruyor. Babalarını erken kaybetmiş yetim çocukların masum başlarını koyacakları göğüsler çoktan çöktü, farkında mısınız? Göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor. Kavisli ve dolaşık geçmişimizse,...

  2. Cin Aynası ~ Ercan KesalCin Aynası

    Cin Aynası

    Ercan Kesal

    “‘Kimsenin birbirine acımadığı, herkesin kolayca birbirinden nefret ettiği, birinin ötekine yardım etmeyi aklından dahi geçirmediği soğuk ve umutsuz bir dünya’da yaşıyoruz. Yalnızlıktan korktuğumuz ama...

  3. Evvel Zaman ~ Ercan KesalEvvel Zaman

    Evvel Zaman

    Ercan Kesal

    “Her filmin her aşaması, süreçle aynı anda, farkında olarak ya da olmaksızın yaşadığınız bir içsel yolculuğu da içerir. (…) Fakat işin kendisi o kadar...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Öyle Bir Eylül Yok Artık ~ Enver AyseverÖyle Bir Eylül Yok Artık

    Öyle Bir Eylül Yok Artık

    Enver Aysever

    …bu mektuplar, sahipsiz mektuplar postanesine teslim edildiğinde, ki bunu sen de tercih edersin; yeni bir yerde olacağım, kimseye selam vermek istemiyorum, aşk dediğin ancak...

  2. Muinar ~ Latife TekinMuinar

    Muinar

    Latife Tekin

    Kim kimin hayatını yaşıyor belli mi bu, adaletiniz adalet olsa yapacağımı bilirdim ya, neyse… Hepinize sahte kimlik davası açardım, düşerdiniz topluca içeri, yeterince iyi...

  3. Rüzgar Avı ~ Fatma BarbarosoğluRüzgar Avı

    Rüzgar Avı

    Fatma Barbarosoğlu

    Yakın geçmiş ne kadar yakından geçmiş. Neleri yakarak geçmiş. Dünden biz mesul değildik lakin yarınlardan biz mesulüz diyen Barbarosoğlu kalemini yaralarda ve merhemlerde dolaştırıyor....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur