Bitmeyen Yol, modern Japon edebiyatının önde gelen temsilcileri arasında gösterilen Natsume Sōseki’nin yaşamının hesaplaşmalarla dolu en karanlık dönemine tanıklık eden romanıdır.
İngiltere’de gördüğü edebiyat eğitiminin ardından artık daha evrensel bir bilinç kuşanmış halde ülkesine döndükten sonra, eserlerinde bireyin geleneksel değerlerle uzlaşmazlığı neticesinde yaşadığı suçluluk ve yabancılaşma duygularını işleyen Sōseki, Bitmeyen Yol’da tıpkı kendisi gibi küçük yaşta evlat edinilen Kenzō’nun üvey ebeveynleriyle açgözlü, hesapçı ve çoğu zaman duygudan yoksun ilişkisi ekseninde kalem oynatır.
Dönemin hâkim Konfüçyüsçü ahlak anlayışının pençesinde işi, kariyeri ve ailesi arasında kalan, bu açmazda alicengiz oyunlarına başvurmaktan da geri durmayan genç bir aydının beslediği hırs, inanç ve umut, Sōseki’nin çokkatmanlı karakterler yaratmak ve duygu geçişlerini okura aktarmaktaki mahirliğiyle günümüzdeki ilişkilerin doğasına da ayna tutuyor.
*
BİTMEYEN YOL
1.
Kenzō’nun uzaklardan dönüp Komegome’de bir ev kurması, Tokyo’dan ayrılmasından kaç yıl sonra olmuştu ki? Memleketinin toprağına adım atmanın alışılmadık hissi içinde bir tür mahzunluk çökmüştü yüreğine.
Henüz yeni geride bıraktığı uzak diyarların kokusu hâlâ bedenine sinmiş duruyordu. Kenzō bundan tiksiniyordu. Bu kokudan bir an önce kurtulmak zorunda hissediyordu. O kokunun içinde gizlenmiş olan ve onu gururlandırıp tatmin eden şeyin ise farkında değildi.
Bu tür bir ruh haline sahip olan insanlarda sıkça rastlanan huzursuz bir tavırla Sendagi’den Oiwake’ye çıkan caddeyi sanki kuralmışçasına günde iki kez arşınlıyordu.
Bir gün yağmur çiseliyordu. Kenzō üzerinde pelerin de yağmurluk da olmaksızın sadece şemsiyesini açmış, rutin saatinde her zaman gittiği caddede Hongō tarafına doğru yürüyordu. Derken çekçekçilerin durağının az berisinde pat diye hiç beklenmedik biriyle karşılaştı. Kenzō, tesadüfen baktığı sırada adamın Gongen mimari tarzı olan Nezu Tapınağı’nın arka girişindeki yokuşu tırmanıp kendisinin aksi yönünde, kuzeye doğru yürümekte olduğunu gördüğünde yirmi metre kadar ötesinden adamın görüş alanına girmişti bile. Kenzō derhal istemsizce gözlerini kaçırdı.
Onu tanımazdan gelerek adamın yanından geçmeye çalıştı. Fakat içten içe bir kez daha adamın suratından emin olma ihtiyacı hissetti. O arada birbirlerine dört beş metre daha yakınlaşmışlardı. Gözbebeklerini tekrar adama doğru çevirdi. Meğer karşı taraf çoktan ona gözlerini dikmişti bile.
Sokak sessizdi. Aralarında sadece çiseleyen yağmur vardı, sicim gibi aralıksız yere düşen. Birbirlerini yüzlerinden tanımaları için hiçbir engel yoktu. Kenzō hemen gözlerini kaçırıp dümdüz önüne bakarak yürümeye başladı. Ancak adam yolun kenarında durmuş, en ufak bir hareket belirtisi olmadan gözlerini dikerek onun geçişini seyrediyordu. Kenzō, adamın yüzünün kendi temposuna eşlik ederek azar azar kımıldadığını fark etti.
Bu adamla görüşmeyeli kaç yıl olmuştu acaba? Onunla bağlarını kopardığında henüz yirmi yaşında ya vardı ya yoktu. O zamandan bugüne on beş on altı yıl geçmiş, o sürede bir kez bile birbirlerinin yüzünü görmemişlerdi.
O zamandan beri Kenzō’nun konumu da yaşam koşulları da tamamen değişmişti. Siyah bıyık bırakmış, melon şapka takmış şimdiki halini saçları sıfıra vurulmuş eski görüntüsüyle karşılaştırınca kendisinin bile devrin değiştiğini hissetmemesi mümkün değildi. Oysa karşısındaki, en ufak değişmemişti. Neresinden bakarsa baksın altmış beş altmış altı yaşlarında olması gereken adamın saçlarının nasıl hâlâ eskisi gibi siyah olduğunu merak etti ve içinde bir şüphe uyandı. Şapkasız dışarı çıkmak âdetini hâlâ devam ettiren adamın bu özelliği de Kenzō’ya garip hisler veren bir haberciydi.
Kenzō oldum olası bu adamla karşılaşmaktan hiç hazzetmezdi. Olur da karşılaşırlarsa onun kendisinden daha iyi giyimli olacağını umardı. Fakat şu anda gözünün önündeki bu adamın maddi durumunun hiç de iyi olmadığını herkes anlayabilirdi. Şapka takmaması adamın kendine has huyu olsa bile haorisine2 olsun kimonosuna olsun bakıldığında, orta sınıfın alt seviyesinde geçim imkânı olan, yaşını almış şehirli bir esnaf olduğu belliydi. Kenzō adamın elindeki şemsiyenin kaba bir satenden yapıldığını bile fark etmişti.
O gün evine döndükten sonra dahi yolda karşılaştığı o adam bir türlü aklından çıkmadı. Aklına geldikçe yol kenarında durup kendisini seyreden o adamın bakışlarından huzursuz oluyordu. Ama eşine bu konuyu hiç açmadı. Morali bozuk olduğunda ne kadar anlatmak istese de karısıyla konuşma âdeti yoktu. Kadın da böyle suskun olan kocasına karşı mecburiyet dışında ağzını açmazdı zaten.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Japon Edebiyatı Roman (Yabancı)
- Kitap AdıBitmeyen Yol
- Sayfa Sayısı216
- YazarNatsume Soseki
- ISBN9786256462434
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviSel Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Şahane Hatalar Yeni Hayat ~ Liz Ruckdeschel, Sara James
Şahane Hatalar Yeni Hayat
Liz Ruckdeschel, Sara James
Şehri bırakıp, banliyöde yeni bir hayata başlıyorsun. Yeni arkadaşlar, tanımadığın bir şehir, yabancısı olduğun bir okul, tekinsiz komşular. Yeni bir hayat senin seçimlerinle şekillenecek....
- Yabancı ~ Albert Camus
Yabancı
Albert Camus
Albert Camus’nün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan...
- Masumiyetin İçin Savaş ~ Tess Gerritsen
Masumiyetin İçin Savaş
Tess Gerritsen
Miranda Wood evine döndüğünde eski sevgilisi ve patronu Richard’ı yatağında öldürülmüş bulur. Bütün kanıtlar genç kadının aleyhindedir ve suçsuzluğunu ispatlayabilmek için önünde çok az...