Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Bir Zamanlar Türk İdiler –  Türk Kökenli Çin Aileleri
Bir Zamanlar Türk İdiler –  Türk Kökenli Çin Aileleri

Bir Zamanlar Türk İdiler – Türk Kökenli Çin Aileleri

Kürşat Yıldırım

Türkler, iklim şartları birbirinden çok farklı ülkelerde hayatlarını sürdürebilmiş bir millettir. Konar-göçerlik esasına dayanan, geniş yayla ve otlaklar üzerinde hayvancılık yaparak çadırlarda sürdürülen bu…

Türkler, iklim şartları birbirinden çok farklı ülkelerde hayatlarını sürdürebilmiş bir millettir. Konar-göçerlik esasına dayanan, geniş yayla ve otlaklar üzerinde hayvancılık yaparak çadırlarda sürdürülen bu hareketli hayat tarzı, bozkırlı Türklerin kültürel karakterlerini de belirlemiş ve bu yapının özünü oluşturmuştur. Bu bakımdan, bozkırlı Türkler, böyle hareketli bir yaşayış tarzından yerleşik yabancı toplumların durağan kültür çevreleri içine girdikleri zaman, derhal karakteristik niteliklerini yitirmiş, mağlup ettikleri yerleşik topluluklar tarafından kolaylıkla asimile edilmişlerdir. Hemen bir iki nesil içinde aslî yapılarını, isimlerini, yaşayış tarzlarını oturak medeniyet çevresindeki yapıyla, isimlerle, yaşayış tarzlarıyla değiştiriveren Türkler, gerek Çin’de, gerek Rusya ve İran’da, gerek Mısır ve Hindistan’da, gerek Batı ve Orta Avrupa’da hükümranlık sürdükleri memleketlerde birçok nesillerini, buralarda oturan farklı kavimlerin içinde eritmişlerdir. Bu kimlik kaybının en ilk ve en yoğun yaşandığı ülkelerden biri, tarihleri Türk tarihiyle aynı derinliklere uzanan, fakat kültürleri oturak bir kültüre dayanan Çinliler içinde olmuştur. Orkun kitabelerinde Türk Hakanının öğüdü de gösteriyor ki, bu “kültürel kayıp” Türkler için bir varlık mücadelesi olarak görülmüş ve Türklere Ötüken’de kalmaları, oralara gitmemeleri öğüdü verilmiştir… İşte elinizdeki bu kitap, değerli ilim adamımız Kürşat Yıldırım’ın Çin’e yerleşmiş Türk kökenli –asimile edilmiş- aileler hakkında Çin kaynaklarına dayanarak yaptığı ilgi çekici bir çalışmadır.

İçindekiler
Önsöz …………………………………………………………………………………………………. 13
Giriş ve Kaynaklar………………………………………………………………………………… 17
Çinlileşen Türk Aileleri
1) Ai 愛……………………………………………………………………………………………….. 29
2) Cao 曹……………………………………………………………………………………………. 30
3) Chan 單…………………………………………………………………………………………… 31
4) Cheng 成…………………………………………………………………………………………. 32
5) Di 翟 ………………………………………………………………………………………………. 33
6) Di 狄 ………………………………………………………………………………………………. 34
7) Ding 丁 …………………………………………………………………………………………… 36
8) Dong 董 ………………………………………………………………………………………….. 37
9) Gao 高…………………………………………………………………………………………….. 38
10) Helian 赫連……………………………………………………………………………………. 39
11) Hun 渾 ………………………………………………………………………………………….. 41
12) Huyan 呼延 ve Hu 呼 …………………………………………………………………….. 44
13) Jin 金…………………………………………………………………………………………….. 46
14) Jin 靳…………………………………………………………………………………………….. 49
15) Lan 蘭 …………………………………………………………………………………………… 51
16) Li 利 ve Li 李…………………………………………………………………………………. 52
17) Liu 劉……………………………………………………………………………………………. 56
18) Lu 鹿 …………………………………………………………………………………………….. 58
19) Ru 茹…………………………………………………………………………………………….. 59
20) Shi 石 ……………………………………………………………………………………………. 61
21) Shi 史 ……………………………………………………………………………………………. 62
22) Suli 素黎 ve Li 黎……………………………………………………………………………. 64
23) Suo 索……………………………………………………………………………………………. 65
24) Tuoba 拓跋 ……………………………………………………………………………………. 68
25) Wei 衛 …………………………………………………………………………………………… 73
26) Wei 隗 …………………………………………………………………………………………… 74
27) Xie 偰……………………………………………………………………………………………. 75
28) Yuchi 尉遲 …………………………………………………………………………………….. 77
29) Yuwen 宇文……………………………………………………………………………………. 77
30) Zhan 展…………………………………………………………………………………………. 81
32) Zhang 張 ……………………………………………………………………………………….. 84
33) Zhao 趙…………………………………………………………………………………………. 86
34) Zhi 支……………………………………………………………………………………………. 87
35) Zhu 祝…………………………………………………………………………………………… 89
Sonuç………………………………………………………………………………………………….. 91
Kaynakça …………………………………………………………………………………………….. 95
Çinlileşen Bozkırlı Aileler Listesi ………………………………………………………….. 101
Dizin…………………………………………………………………………………………………. 105

Önsöz

Bozkırlı Türkler çok farklı coğrafyalarda ve iklim şartlarında yaşayabilmiş, türlü tehlikelere göğüs gerebilmişlerdir. Bununla beraber yine aynı Türkler, içine girdikleri hareketli olmayan bir hâkim kültür içerisinde hızla kimliklerini yitirmişlerdir. Avrupa’nın ortalarından Doğu Asya kıyılarına ve Hint Okyanusu’na kadar olan geniş bir sahada yerleşik toplumlara galip gelerek devletler kuran bozkırlı Türkler bir süre sonra öz kimliklerini arka plana atmışlar ve hatta kaybetmişlerdir. Türklerin tarih boyunca en fazla Çin içlerinde yok oldukları söylenebilir. Yazılı kaynaklardan bildiğimiz en erken devirlerden itibaren bozkırlı Türkler arasında kimliğini kaybetme ve Çinlileşme endişesi olduğu açıktır. Hatta bu durum Hunlardan başlamak üzere devlet katında da tartışılmış ve bozkır Türkleri Çinlileşmemek için Çin’e yerleşmeme ve üstelik imkân olduğu hâlde Çin’e gidip hükmetmeme yolunu seçmişlerdir. Çin çok farklı bir yerdir; dışarıdan içine gireni yutan, öğüten ve Çinlileştiren bir çarktır. Milâttan önceki devirlerden beri dışarıdan gelip bin yıllardır Çin’e hükmeden Türk, Moğol, Tunguz, Mançu sülâleleri birkaç kuşak sonra Çinlileşmiş ve hatta Çin için kendi milletlerini katledebilmişlerdir. Esasında bozkırlı Türkler bu tarihî hakikati çok iyi bilmişlerdir. Bu yüzdendir ki Orhun Yazıtları’nın birçok yerinde ısrarla Çin’e gidilmemesi ve Çin’e yerleşilmemesi öğüdü verilmektedir. Bilge Kagan sözlerinin başında 630 yılındaki esaret devresine atıf yaparak çok açık bir şekilde şöyle demektedir: “Türk beyler Türk adını bıraktı. Çinli beyler Çin adını tutarak, Çin kağanına itaat etmiş” (Doğu/7). Yine Bilge Kağan Çin’e giden Türklerin nasıl yok olduklarını şöyle anlatmaktadır: “Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine akrabasına kadar barındırmaz imiş. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti öleceksin!” (Kuzey/4-5). Aynı sözleri tekrar ettikten sonra Köl Tigin Yazıtı’nda daha net bir ifadeyle “O yere doğru gidersen, Türk milleti öleceksin!” (Güney/8) denilmektedir. Bu öğüt, Türkler arasında çok eski bir geleneğin ve tedbirin tekrar dillendirilmesinden başka bir şey değildir. Çin’e giden Türk tarih boyunca yok olmuştur.

Bozkırlı Türkler Çin’e gitmişler, yerleşmişler, Çin devletlerinin hizmetine girmişler, birkaç kuşak sonra Çinlileşmişler ve Çince aile adları alarak kimliklerini tamamen yitirmişlerdir. Eski Türk geleneğinde aile veya soy adı yoktur, hatta seksen yıl öncesine kadar Türkiye’de de durum böyleydi, bugün hâlâ Uygurlar gibi aile adı kullanmayan Türkler vardır. Dolayısıyla Çinlileşen Türk ilk olarak Çince aile adı almaktadır. Bir diğer ifadeyle, Çince aile adı alan, kendi adı ile baba ve boy adını bırakan bir Türk, istisnalar bir tarafa artık hızla Çinlileşme sürecine girmiş demektir. Türklerin Çin’e yerleşip Çinlileşenlerini, Çin kaynaklarına dayanarak büyük ölçüde aile adları üzerinden takip etmek mümkündür. Çin tarihinde geçen bir kişinin geçmişini ve soyunu öğrenmek için onun ailesine bakılır. Aile adları eski Çin toplumunda kişilerin kimlikleridir.

Dünyanın en kalabalık nüfusunu barındıran bugünkü Çin Halk Cumhuriyeti içerisinde, geleneksel Çin nüfusunun yaşadığı bölgelerde birçok Türk kökenli aile yaşamaktadır. Hunlardan başlamak üzere çok eski devirlerde Çin’e yerleşmiş ve Çinlileşmiş olan bu ailelerin dilleri, kültürleri, kısaca her şeyleri Çinlidir. Bununla beraber ailelerin kaydedildiği kaynaklar belirli bir metotla ele alınarak bu ailelerin yüzyıllara ve hatta bin yıllara dayanan kökleri izlenebilmektedir. Böylece kimliğini kaybeden Türklerin tarihini yazmak bir nebze de olsa mümkün olmaktadır. Bu suretle kaybolan Türklerin tarihî seyirleri, Çinli olarak addedilen insanların ve bunlar içinde Türklerin terkibi, Türklerin etnik teşekkül safhaları, Türklükten kopan boyların ve ailelerin listesi ortaya çıkarılabilir.

Çalışmamızı toplam 35 aile ile sınırladık. Elbette ki bu sayı daha fazladır. Bununla beraber maksadımız Çinlileşen bütün aileleri tespit etmek değil, bugün de mevcut olan, Çin’in muhtelif yerlerinde yaşayan Türk kökenli Çin ailelerini incelemektir. Çinlileşen bütün Türk ailelerinin araştırılması biraz farklı kaynakları ve metotları gerektiren ayrı bir iştir. Ekte sunduğumuz bozkırdan gelip Çin’e yerleşen ve Çinlileşen ailelerin gösterildiği listede toplam 260 aile vardır ki bu sayı çok daha fazla da olabilir. Bu ailelerin çoğu bugün yoktur, tarihten silinmişlerdir, farklı yerlere göçmüşlerdir veya şimdilik hiçbir kaynaktan tespit edilemeyecek şekilde farklı aile adları almışlardır. Üstelik bu ailelerin bir kısmı tarihin kısa bir devresinde görülüp bir daha hiçbir zaman zikredilmemişlerdir. Bunların işlenmesi elbette mühimdir ancak ortaya çoğu kez anlam ifade etmeyen kişi, aile ve yer adları yığını çıkmaktadır. Yine de ileride böyle bir çalışma yapmayı hedefliyoruz. Nihayetinde bir maksada hizmet etmek, bugün de yaşayan aileleri ele alarak elle tutulur bir durumu ortaya koymak adına araştırma sahasını daraltmak yolunu seçtik.

Çalışmalarımda beni teşvik eden hocam Abdülkadir Donuk’a, kitabın hazırlanmasında destek ve yardımlarını gördüğüm hocam Ali Ahmetbeyoğlu’na, ağabeylerim İlyas Topsakal’a, Dinçer Koç’a, çalışmayı okuyup tavsiyelerde bulunan Konuralp Ercilasun’a teşekkür ederim.

Araştırmalarım esnasında desteklerini esirgemeyen Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’na ve Şerafettin Yılmaz’a; sağladıkları imkânlar için “Şeref Üyesi” olduğum Shanghai Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’ne (Shanghai Waiguo Yu Daxue 上海外国语大学) müteşekkirim.

Eşim Elvin ve kızım Ülkü’nün destekleri sayesinde bu çalışmayı yapabildim.

Kürşat Yıldırım

GIrIş ve Kaynaklar

AIle veya soy adları binlerce yıldır yazısını devam ettiren Çin toplumunda belli bir kaideye tâbidir. Yerleşik toplum yapısı ve yazı geleneğinin sağlamlığı sayesinde tarihte aile adını kullanmaya başlayan ilk halkın Çinliler oldukları bilinmektedir. Aile adları eski Çin toplumunda kişilerin kimlikleridir; kapalı ve köleci ve/veya feodal toplum yapısı içinde sınıf ve statü gibi müesseselerde belirleyici değişken aile adıdır. Çin toplumunda eskiden olduğu gibi bugün de hitapta ve yazmada önce aile adı ve sonra gerekirse kişi adı söylenir.

Tarih araştırmalarında müracaat edilebilecek kaynaklardan birisi, aile adlarıdır. Çin terkibine girmiş ve Çinlileşmiş toplulukların ve ailelerin erken tarihlerinin ortaya çıkarılması birçok bakımdan tarihçinin işini kolaylaştıracaktır. Her şeyden önce tarihin belli döneminden sonra Türk toplulukları arasında görülmeyen insanların bugüne kadarki seyirleri hakkında fikir sahibi olunabilir ve Çinli olarak addedilen insanların veya Çin olarak bilinen toprakların asıl sekenesi veya bu sekene içerisinde Çinlileşenlerin terkibi tespit edilebilir. İkinci olarak bugün kendisini Çinli olarak tanımlayan insanların menşeleriyle ilgili meraklarını gidermeye yardımcı olabilecek bir katkı sağlanabilir. Üçüncü olarak etnik teşekkül saflarının araştırılmasına ailelerin adlarına ve yerleştikleri yerlere bakılabilir. Dördüncü olarak Çin’de kurulan devletlerdeki bürokraside ve orduda Türklerin ne kadar mühim roller oynadıkları tespit edilebilir. Son olarak ise Türk milletinden kopup giden ve Türklüğünü yitiren insanların bir çetelesi çıkarılabilir. Türklük Çin içerisinde diğer herhangi bir coğrafya ile kıyaslanamayacak kadar çok erimiştir. Bu tarihî hakikat Köl Tigin Yazıtı’nda, Çin kastedilerek şöyle dillendirmektedir: “O yere doğru gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiçbir sıkıntın yoktur”1 . Gerçekten de tarih boyunca Çin içerisine gidip yerleşen Türkler, milliyetlerini kaybedip Çinlileşmişler ve Çin aile adları almışlardır. Bu adların tahlili neticesinde ailelerin Türk menşelerini açığa çıkarmak ilmî metotlarla mümkündür.

Bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de Çin kaynaklarına dayanarak eski Türk aile adı ve tarihi üzerine yapılmış müstakil ilk ve tek çalışma, Mustafa Köymen tarafından 1944 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi’nde neşredilen “Hsiung-nu’ların Tuku (T’u-ko) Kabilesi” adlı makaledir2 . Türkiye’de Sinoloji ilminin kurucusu Wolfram Eberhard’ın danışmanlığında hazırlanan doktora tezinin bir ürünü olan bu çalışma, meşhur Dugu ailesi üzerine mükemmel bir incelemedir. Dr. Mustafa Köymen’in üniversite camiasından uzaklaşması ve akademik faaliyetleri bırakmasından sonra Türkiye’de eski Türk ailelerine dair araştırmalara bir daha girişilmemiştir. Biz bu çalışmamızda konuyu ele alarak bir adım atmak niyetindeyiz.

Bu konuyu ele alırken öncelikle eski Çin toplumunda ailelerin nasıl ad aldıklarına temas etmek lazımdır. Çin tarih yazımında ve edebiyatında aile veya soyadına karşılık olarak xing 姓 ve shi 氏 işaretleri kullanılmaktadır. Çin tarihçiliğindeki rivâyete göre varlığı tartışmalı Sarı İmparator’un (İmparator Huang; M.Ö. 3000 yılları) 25 oğlu vardı ve bunlar 12 aileye bölünmüşlerdi, yani xing diye ifade edilen 12 aile adı ortaya çıkmıştı. Çin tarihinin Chunqiu denen döneminde (M.Ö. 771-476) aile adlarının sayısı artık 21 idi. Bu devirlerde aile adını ifade eden xing, ana tarafından gelen soyu işaret ediyordu; çünkü Çin toplum yapısı bu devirlerde anaerkil idi. Soyda kadın tarafı esas alınıyordu3 . Takriben M.Ö. V. yüzyıldan itibaren ise babaerkillik ve buna bağlı olarak aile, sülâle ve kabileler şekillenmiş ve böylece soyadını ifade eden işaret olarak esasen shi işareti kullanılmaya başlanmıştır4 . Bu aile adları yazılı vesikalarda muntazaman kaydedilmiş, aile adlarındaki değişiklikler ve bazen de göç edilen yerler belirtilmiştir. Böylece ailelerin aldıkları adların rastgele olmadığı ve belli bir düzene dayandığı aşikârdır. Nitekim bugünkü Çin toplumunda dahi aynı aile adını taşıyanlar esasen akraba olduklarına inanmaktadırlar.

Eski Çin toplumunda aileler adlarını nasıl alıyorlardı? Bu konuda en mühim kaynak Zeng Qiao başkanlığındaki bir heyet tarafından 1161 yılında tamamlanan Tong Zhi adlı eserdir. Bu eserin 25.-30. ciltleri Shi Zu yani aile ve sülâleler ile ilgilidir. Bu kısımda aile adını alanlar şöyle bir tasnife tâbi tutulmuşlardır6 : 1) Devlet ve sülâle (guo) adı alanlar: Tang, Xia, Han, Qin, An vb.; 2) idarî bölge (jun) adı alanlar: Hong, Fan, Qi vb.; 3) şehir (yi) adı alanlar: Su, Gan, Yuan vb.; 4) köy ve kasaba (xian ) adı alanlar: Fei, Liu vb.: 5) karakol, istasyon veya kervansaray (ding) adı alanlar: Mi, Cai vb.; 6) yer veya toprak (di) adı alanlar: Meng, Lao vb.; 7) ana tarafının aile adını (xing) alanlar: Yao, Gui vb.; 8) cemiyet veya saygınlık adı (zi) alanlar: Lin, Jia vb.; 9) şahıs adı (ming) alanlar: Li, Jin vb.; 10) rütbe veya sıra (ci) adı alanlar: Meng, Zhong vb.; 11) boy, kabile veya aşiret (zu) adı alanlar: Suo, Zhao vb.; 12) unvan (guan) adı alanlar: Yun, Houshi vb.; 13) soyluluk unvanı (jue) adı alanlar: Wang, Gong vb.; 14) hükmeden tarafından verilen tahkir veya istihza mahiyetindeki adı (xiong) alanlar: Mang, Qing vb.; 15) hayır veya güzellik mahiyetindeki adı (ji) alanlar: Laocheng vb.; 16) meslek veya iş (ji) adını alanlar: Wu, Tu vb.; 17) eşya adı alanlar: Che, Guan vb.; 18) bir beyin, hükümdarın ölümünden sonra aldığı adı (shi) alanlar: Yan, Kang vb.; 19) bir soyluya bağlılığı (juexi) ifade eden adı alanlar: Wangshu, Gongsun vb.; 20) bir devlete veya sülâleye bağlılığı ifade eden adı alanlar: Tangsun, Qili vb.; 21) bir boy, kabile veya aşirete bağlılığı ifade eden (zuxi) adı alanlar: Zangsun, Yusun vb. Görüldüğü gibi eski Çin toplumunda aile adı rastgele alınmamaktadır ve alınan adın mutlaka bir sebebi vardır. Bu münâsebetle Çin içerisine yerleşen ve Çinlileşen Türk ailelerinin adlarını tespit edip, adların ilk görünüşlerini ve seyirlerini ele almaya gayret edeceğiz. Böyle bir araştırmada kullanılacak kaynaklar ve kaynakların ilgili kısımlarının ele alınışı diğer tarih araştırmalarına göre biraz farklıdır:

Çinlileşmiş Türk Ailelerinin tespit edilmesi için Çin kaynaklarını birkaç kategoride ele almak lâzımdır. Bunlardan ilki yıllıklardır. Çin’in resmî tarih kitapları olan ve Çince Ershisi Shi (“Yirmi Dört Tarih”) denilen yıllıklar, milâttan önce 3000’li yıllardan milâttan sonra 1600’lerin ortalarına kadar olan tarihi ihtiva eder. Yıllıklar içinde ilk bakılması gereken kısım biyografilerdir. Yıllıklarda “zhuan” denilen bu biyografilerde ilgili devlete hizmet etmiş kişilerin kökenleri, milleti, ailesi, evladı ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmektedir. Çalışmamızda sırasıyla Shi Ji7 , Han Shu8 , Hou Han Shu9 , San Guo Zhi10, Nan Qi Shu11, Wei Shu12, Zhou Shu13, Sui Shu14, Jin Shu15, Bei Shi16, Jiu Tang Shu17, Xin Tang Shu….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Eski Türk Tarihi – Cilt 1 / Ötüken: Hunlar, Xianbeiler, Tabgaçlar, Juanjuanlar, Gök-Türkler, Uygurlar ~ Kürşat YıldırımEski Türk Tarihi – Cilt 1 / Ötüken: Hunlar, Xianbeiler, Tabgaçlar, Juanjuanlar, Gök-Türkler, Uygurlar

    Eski Türk Tarihi – Cilt 1 / Ötüken: Hunlar, Xianbeiler, Tabgaçlar, Juanjuanlar, Gök-Türkler, Uygurlar

    Kürşat Yıldırım

    Dünyanın dört bir yanında on milyonlarca kilometrekare toprağa yayılan, ana yurttan çıktıktan sonra gittiği yabancı yerleri yurt tutup Türkleştiren, bugünkü Türk varlığının mevcudiyetini sağlayan...

  2. Doğu Türkistan’ın Tarihi Coğrafyası ~ Kürşat YıldırımDoğu Türkistan’ın Tarihi Coğrafyası

    Doğu Türkistan’ın Tarihi Coğrafyası

    Kürşat Yıldırım

    İnsanlık tarihinin en eski yerleşimlerinden biri olan bugünkü Doğu Tür­kistan toprakları tarihi, kültürü ve coğrafyasıyla bütün olarak ele alınması ge­reken bir sahadır. Her şeyden...

  3. Çin Tarihi ~ Kürşat YıldırımÇin Tarihi

    Çin Tarihi

    Kürşat Yıldırım

    Çinliler, çok erken dönemlerde kayıtlar tutmaya başlamışlardır. Bu kayıtlar sayesinde tarihlerini ayrıntılı olarak öğrenebildiğimiz Çin’i anlamak için de onun binlerce yıllık geçmişine vakıf olmak...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur