Kitabımda yazılanlar bir psikolog olarak sadece beni bağlar.
Bu kitap, tamamen gerçek yaşamlara ve deneyimlere dayanmaktadır. Bu kitapta gerçek yaşam öykülerinden kesitleri ve kişilik çözümlemelerini bulacaksınız. Türkiye’nin psiko-sosyolojik yapısıyla ilgili yapıcı eleştiriler yine gerçek olayların, sahici kişiliklerin ve kurumların incelemeleriyle ele alınıyor. Ülkenin beyninden yüreğinden eksik olmayan dertlerin, acıların, adaletsizliklerin öyküleri psikolojiinin savunma mekanizmalarıyla ve vaka çözümlemeleriyle iç içe anlatıyor. Bu milletin başına ne geliyor ise psikoloji bilmeyişinden geliyor. Toplum olarak yaşadığımız çatışmalar, çoğalan davranış bozukluklarının psiko-dinamiklerinin neler olduğunu bilmememizden kaynaklanıyor.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ 7
BİR PSİKOLOGUN İTİRAFLARI 7
PSİKOLOG 9
BANA KAÇ PSİKOLOG GEREKİR 14
PSİKOLOG OLMANIN DAYANILABİLİR HAFİFLİĞİ 18
PSİKOLOJİ – PSİKİYATRİ 24
RÜYALAR GEÇMİŞ YAŞANTILARIN
ÇAMAŞIR MAKİNELERİDİR 34
RÜYALARLA ANCAK GEÇMİŞİN YORUMU YAPILABİLİR 36
ACITAN TAKINTI 44
GARİP BİR TECAVÜZ VAKASI 53
SİZİ BİZE CAMİNİN İMAMI TAVSİYE ETTİ 57
AŞK YAŞADIĞIM MESLEĞİMLE,
ÖZLEMLERİM ARASINADAKİ ÇATIŞMA 68
RESİM SERGİSİNDE YAŞANTIMDAN KESİTLER 78
RESİMLERDEKİ ORGAN BUKETLERİ 87
HAYATIM ROMAN DEĞİL
KEŞKE OLSAYDI 92
CANIM GELİBOLUM 98
O ZAMAN YÜZDE KAÇI AKILLI ? 108
TURKEY ■ HİNDİ OLMANIN PSİKO-DİNAMİKLERİ 111
TÜRKİYE’NİN – TURKEY’NIN NERESİNDENSİNİZ? 115
SOSYAL DEBİLİTE SOSYAL ŞİZOFRENİ 116
BENİM HALLÛSİNASYONLARIM GERÇEK 119
BİZİM HYDE PARK CORNER 121
ÖZGÜRLÜĞÜMÜ NE ZAMAN ALACAĞIM 128
SANKİ ORGAZM YENİ KEŞFEDİLDİ 131
“KUZULARIN SESSİZLİĞİ’ Mİ.
KOYUNLARIN FERYATLARI MI? 141
ARTIK BAŞKALDIRIYORUM ! 152
•İNSANOĞLU’NE DEMEK? 156
KEMER TATİL KÖYÜNE GİDERKEN
TATİLİM (E)TİPİ CEZAEVİNE DÜŞTÜ 162
KENDİ DUYGULARINA AŞIK BİR KADIN ŞAİR 173
ACILAR KIYASLANABİLİR Mİ? 178
İMAJ MEYKIRIM OLUR MUSUNUZ? 184
SİYASETÇİ GAFLARI 196
UTANDIKLARIM 210
YAŞAM BİR İDDİA MI? 210
GİRİŞ
BİR PSİKOLOGUN İTİRAFLARI
Beynimdeki bütün nöronlarım dans ediyorlar. Milyarlarca duyu hücrelerimden kaynaklanan titreşimler lazer ışınları gibi birbirleriyle kesişiyor, düşüncelerimi aydınlatıyor, fikirlerimi parçalıyor duygularımı yakıyorlar. Eskiden aşık olduğum zaman böyle hissederdim. Elektrik yüklü hücrelerim, birbirlerine renkli müzikli iletişimler gönderirlerken sanki kıpır kıpır hare-ket ederlerdi. Danslarından birbirlerine dokunuşlarından ışıklar çakar, gözlerimi kamaştırırlardı. Gönderdikleri titreşimlerle kan basıncımın düzenini değiştirir yükseltir, düşürür, yüreğimi kendi danslarına katarlardı .Tüm vücudumu saran bir sisteme kumanda ederlerdi.
Şimdi de beynimdeki sinir hücrelerim, duygu, düşünce, hafıza merkezlerimin nöronları. Bir Psikologun İtiraflarını yazmak için, özel içsel duygularımla ve anılarımla anlaşma halinde dans ediyorlar.Umarım müziği ve dansıyla bir tango kadar heyecanlı, duyguları uyaran çekici ritmiyle ve kuralına uygun adımların yarattığı estetik akışıyla birlikte ruhsal yapımla uyumu sağlarlar.
Deneyimlerim, en içtenlikli duygularımı paylaşırken, gözlerden okuma merkezlerine akan kelimeler aracılığı ile milyarlarca çarpı milyarlarca nöron da bu dansa katılırlar. Sansürsüz düşüncelerim aynı frekansta sansürsüz duygularımla buluşabilirler. Genelde hem fikirlerin hem de duyguların aynı zamanda açık sözlülükle ve dürüstlükle yan yana bulunması, söylenip yazılması zor rastlanan bir tutarlılık. Yaşantıların açıklanan düşüncelerle ve anlatılan duygularla uyuşması ise günümüzde artık yitirilen bir davranış özelliği. Yoksa her meslekten kişilerle siyasetçiler ve özellikle yazarlar sürekli birbirlerini tutarsızlıkla suçlarlar mıydı?
Bense yazacaklarım için sadece bilimselliğin özgün dürüstlüğüne tutunuyorum.
Psikolog Nur Elmas Yaycıoğlu
PSİKOLOG
Psikolog -hasta ilişkisi tam bir sır olarak saklanır. Bir psikolog ile kendisine danışan kişinin verdiği bilgiler, paylaştığı duygular dört duvar arasında kalır. O dört duvar, Psikologun aklı vicdanı mesleğine sevgisi ve saygısıdır. Bir görüşmecinin sorunlarını rahatlıkla anlatabilmesi, kendisine bile itiraf edemediği düşüncelerini yabancı birine açıklayabilmesi kolay değildir. Kurulan ilişkinin kalitesi güven sağlayıcı olursa bu açıklamaları kolaylaştırır.
Kişileri en çok zorlayan duygular, yaşadığı toplumda tabu olan konuların koşullanmalarıyla sıkıştırılmış engellenmiş duygulardır. Bir toplumun soyut doğrularıyla somut gerçekleri bir- birleriyle çatışmamalıdır, çatıştıkları zaman kişilerin ruhsal yapılarında çelişkiler ve isyanlar yaratır duygularını incitir. O zaman kişilerin ruhsal yapıları kendini onaracak bir yol arar, belki sanata, müziğe yönelir, belki de yazı tutkusu bu yönelişten doğar. Doğrularla gerçeklerin arasını açan uçurumlara köprüler kurmak uygar olmayan toplumlarda çileli bir uğraştır.
Cinsel yönelişler =Yasak istekler (neden acaba) Masum sevgiler = Yanlış ilişkiler olarak değerlendirildiği, örf adetlerle baskılanan bir toplumda içsel dürtülerini ve duygularını bastırmak zorunda kalan kişilerin sağlıklı çıkış yollan bulmaları gerekir. Yoksa nevrotik kişilikler geliştirmeleri nasıl engellenecektir? Hiç koşulsuz saygı mecburiyeti taşıyan örf adetlerle kuşatılmış toplumlardaki sevgi boşluğunu, saldırganlığın, kıskançlığın, nefretin doldurduğu görülür. İnsanlar birbirine karşı hoşgörüsüzlüğü tahammülsüzlük sınırlarına dayanır. Toplum düzenini sağlamaktan öte, kişileri kullanmak için yapılandırılmış kurallara karşı isyan duyguları kişilerde zamanla suçluluk duyguları yaratabilir. Birinin onlara,
-“Kendini suçlama, isyanlarında haklısın,duygularında yalnız değilsin”demesi gerekir.
-“İnsan sevdiklerine de kızabilir.Hatta belki de en çok sevdiklerine.”
-‘Hep güçlü olmak zorunda değilsin. Özverili davranmak güzel ama senin de kişiliğine karşı sorumluluğun var.”
-“Uygunsuz düşler kurmanın kimseye zararı yok, kendini
ayıplama.”
-“Kardeşini kıskanabilirsin,’Keşke doğmasaydı, ‘ diye düşünmüş olabilirsin. Senin gibi pek çok çocuk böyle düşünebilir.”
-“Topluma uyum sağlayamıyorsun diye kendini eleştirebilirsin ama kendini suçlu bulma. Belki de sen daha uygar bir topluma uyum sağlayabiliyorsundur.”
-“Kimse seni anlamıyor mu? Gençsin, böyle düşünmen çok normal ve sağlıklı. Hırçınlaşmadan kendini anlatacak çok zamanın var.”
-“Duygularını yaşa ama öfkeni şiddete dönüştürme, öfkeni yaratıcı bir güce doğru yüceltmenin yollarını ara.”
-“Kendini çok yalnız hissedebilirsin, yalnızlığın acısını duyabilirsin. Kimsesiz duygularınla mutsuz olabilirsin. Ama yalnızlığına sürekli acıyarak yaşayamazsın. Yalnızlığın aynı zamanda bir lüks olduğunu bir gün öğrenebilirsin. Yalnızlıklarını değer-lendiren sanatçıların, bilimcilerin, yazarların yaşamlarını düşün. Kendine bir fırsat sun.”
-“Cinsel dürtülerin için, mastürbasyon yaptığın için kendini suçlama.”
-“Orgazm olmak ‘günah ve ayıp’ diye seni baskıyla yetiştirenler önce kendine baksın. En çok onlar cinsel ilişki kurup üremekteler.”
-“İhanete uğradığın için kin duymakta haklısın, ama intikam seni mahveder. Nefret ettiğin kişi uğruna güç harcayacağına, kendin için güçlü ol. Kendini yeniden yarat.”
-“Yeryüzünün tüm güzellikleri, yaşamın bütün tatları ruhunun derinliklerinde duygulara dönüşürken kendini cesurca sev. Sevilecek biri gibi yaşa.” Denilmesini bekleyen insanlar vardır.
Herkes sorunlarından kurtulmak isterken,haklı çıkmaktan da vazgeçmez. En azından hataları için bir suçlu arar ve bulur. Genelde başkasını, bazen de (yine bir başkası yüzünden ) kendisini suçlar. Kendisini suçlayan bir kişi bir süre sonra suçlamalar altında kendisine acımaya başlayacaktır. Kendine acımak bir süre sonra marazi bir kedere dönüşecektir. Sürekli kendisini ve başkalarını suçlama çaresizliğinden onu bir uzmanın kurtarması sağlıklıdır.Çünkü gerilim yaratan her çeşit sorundan kurtuluşun devamlı ve kalıcı olması gerekir.
-“Kendine acımaktan vazgeç seni mutlu kılabilecek yolları bulmaya çalış. Başkalarını suçlamak yerine hakkını ara. Özgürlüğüne sahip çık.”Diyecek biri lazımdır. O kişi Psikologdur.
Her görüşmecinin sırrı psikologda gizli kalır. Ama bazen bu sırlar öyle genelleşir ki. ortak sorunlar olur ve paylaşılmaları gerekir. Sorunlar için bazı çözümler ve kullanılacak mekanizmalar, bir psikologa gitmek olanağını ve cesaretini bulamayan kitlelere yaşamdan örneklerle anlatılabilir. En azından kişilere sorunlarının çözümsüz kalmayacağı, dünyada onların yalnız başına olmadıkları bildirilmelidir. Her ne kadar dünyada altı buçuk milyar insan, altı buçuk milyar farklı kişilik yapısı geliştirebiliyor ise de.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) İnceleme Psikoljik Danışma Psikoloji Toplum Psikolojisi
- Kitap AdıBir Psikoloğun İtirafları
- Sayfa Sayısı216
- YazarNur Yaycıoğlu
- ISBN9786055514372
- Boyutlar, Kapak13,5 X 21,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviPozitif Yayınları / 2011