Senin Seçimlerin…
Senin Hikâyen…
Şehrin en havalı barlarından birindesiniz, en yakın arkadaşınızla kız kıza bir gece geçirmek için süslenmişsiniz ve arkadaşınız gelemeyeceğini haber veriyor.
Şimdi ne yapacaksınız?
– Akşamı bir rock yıldızıyla tekila içerek mi geçireceksiniz?
– Yoksa kibar ve çekici bir milyoner sizin tarzınıza daha mı uygun?
– Ama inanılmaz yakışıklı genç barmenin günaha çağıran vücudu da gözünüzden kaçmıyor…
Hangisine karar verirseniz verin, hepsinin sonunda unutulmaz bir macera sizi bekliyor.
Bu kitapta, kuralları SİZ koyuyorsunuz. Seçenekler sınırsız… Tek yapmanız gereken birini seçmek.
***
Bütün kadınlar bir iç çamaşırından çok fazla şey beklememeleri gerektiğini bilirler. Çok seksi olmak istiyorsanız, rahatlığınızdan ödün vermeniz gerekir. Eğer istediğiniz rahatlıksa, güzel ya da göz alıcı bir şey giyecek olma ihtimaliniz oldukça düşüktür. Desteğe ihtiyacınız varsa, toparlayıcı çamaşırlar dostunuzdur ama pek rahat nefes alamayacağınız kesin.
Havlunuz üzerinizden sıyrılıp yere düşüyor ve iç çamaşırı çekmecenize çıplak bir şekilde eğilerek seçeneklerinizi düşünüyorsunuz. Haftalardır en iyi arkadaşınız Melissa’y-la birlikte şehrin altını üstüne getirmekten bahsediyorsunuz ve bu gece harika geçecek gibi. Kenarlarında ipek kurdeleleri olan aşırı pahalı, dantelli mor g-string gözünüze çarpıyor. Parmaklarınızı yumuşak kurdelelerin üzerinde gezdirip geçmişi özlemle anıyorsunuz. Tanrım, seksi iç çamaşırları giymeyeli uzun zaman oldu.
Onun hemen yanında en sevdiğiniz ve rahat ettiğiniz iç çamaşırınız duruyor. Lastiği eskiden olduğu kadar sıkı değil ve sürekli yıkanmaktan biraz rengi solmuş ama onu sevmenizin nedeni de bu.
Toparlayıcı iç çamaşırına uzanırken, içgüdüsel bir şekilde karnınızı içinize çekiyorsunuz. Giydiğinizde kendinizi sıkışmış gibi hissediyorsunuz fakat en azından karnınız dümdüz oluyor. Peki ya bu gece şansınız yaver giderse? Bunun içinden çıkabilmek için bir konserve açacağına ihtiyacınız olur ve bu hiç seksi değil. Belki de hiçbir şey giy-memeliyim, diye içinizden geçiriyorsunuz. Bu düşünce
sizi gülümsetiyor. Bu daha önce hiç yapmadığınız bir şey. Elbisenizin altına hiçbir şey giymediğinizi bilen tek kişi olmak çok seksi olmaz mıydı?
Dantelli mor g-string’i seçiyorsanız, 7. sayfaya geçin.
Rahat iç çamaşırını seçiyorsanız, 8. sayfaya geçin.
Toparlayıcı iç çamaşırını seçiyorsanız, 9. sayfaya geçin.
İç çamaşırı giymemeyi seçiyorsanız, 10. sayfaya geçin.
Aynanın karşısında makyajınıza son rötuşları yaptınız, bir adım geri çekilip görünüşünüzü değerlendiriyorsunuz. Son zamanlarda iş hayatınız çok yoğundu, böyle ışıl ışıl parlamanızın üzerinden uzun zaman geçti ve dahası, bunun ne kadar eğlenceli olduğunu unutmuşsunuz. Derin dekolteli siyah mini elbiseniz vücut hatlarınızı ortaya çıkarıyor. Ayaklarınızda en sevdiğiniz topuklu ayakkabılarınız var, baldırlarınızı belirginleştirip bir tanrıça gibi boyunuzu uzatıyor. Gördüğünüz manzaradan memnunsunuz: mor g-string kesinlikle doğru tercihti. Kim bilir, belki de bu gece kuraklığınız son bulur. Elbette şanslıysanız…
11. sayfaya geçin.
Aynada kendinize bakıyorsunuz. Siyah mini elbise ve siyah topuklu ayakkabılarla güzel görünüyorsunuz. Uzun zamandır ilk kez bu gece kendinizi seksi hissediyorsunuz. Elbisenizin arkasını kontrol etmek için dönünce, büyükanne iç çamaşırının izinin elbisenizin düz kumaşının altında belli olduğunu fark ediyorsunuz. Hayır, bu işe yaramayacak. Büyükanne çamaşırını hızla çıkarıp bir an hiçbir şey giymemeyi düşünüyorsunuz…
İç çamaşırı giymek istemiyorsanız, 10. sayfaya geçin.
.Ama vazgeçiyorsunuz. Bu sizin için fazla havadar. Bunun yerine, çekmeceyi tekrar açıp dantelli mor g-string’e uzanıyorsunuz. Ayakkabınızın yüksek topuğunu takılmamasına özen göstererek giyiyorsunuz.
7. sayfaya geçin.
Toparlayıcı iç çamaşırının içine girebilmek için yatağa uzanmak zorundasınız. Bunu kim icat etmiş olabilir? Kadınlardan pek hoşlanmayan bir sadist olduğu kesin. Üstelik neden yapılıyorlar, uzay mekiklerinde kullanılan kumaştan mı? Derin bir nefes daha alıp nefesinizi tutuyorsunuz ve çamaşırı kalçalarınızdan yukarı çekiyorsunuz.
Oksijensizlikten bayılmadan çamaşırı karnınızın üzerine çekmeyi başarıyorsunuz. Yüzünüzde beliren ter damlalarını sildikten sonra ayağa kalkıyorsunuz ve aynaya bakıyorsunuz. İyi yanı, karnınızın düz görünüyor olması. Doğal olmayan bir biçimde olsa da düz, hatta neredeyse çukurlaşmış. Kötü yanıysa başınızın dönüyor olması, kaburgalarınızdan birini kırmış olabilirsiniz ve muhtemelen bütün gece oturamayacaksınız.
Güzellik için illa acı çekmek mi gerekiyor? Bir şeyler yapmak zorunda olduğunuzu hissediyorsunuz. Makası alıyorsunuz ve likradan yapılmış bu deli gömleğini kesip kendinizi kurtarıyorsunuz.
Sonra mor g-string’e uzanıp bacaklarınızdan geçiriyorsunuz. Endüstriyel sağlamlıktaki likradan sonra, dantel tüy gibi geliyor. Aynaya bakarken nefesinizi tutuyorsunuz; toparlayıcı özelliği olan sadist çamaşırla aynı etkiyi yaratıyor, hem de kan dolaşımınızı bozmadan. Tek hatırlamanız gerekenin biri size ne zaman baksa karnınızı içeri çekmek olduğunu düşünüp, çantanıza uzanıyorsunuz.
7. sayfaya geçin.
Kendinize bir kadeh şarap doldurmak için kalçalarınızı sallayarak mutfağa geçiyorsunuz. İç çamaşırı giymemek tuhaf geliyor. Yürürken kalçalarınızın birbirine sürtündüğünü hissetmek hoş bir his. Hatta, her hareketiniz sizi biraz tahrik ediyor. Daha önce alt bölgenizin hiç bu kadar farkında olmamıştınız. Erkekler böyle hissediyor olmalı, diye içinizden geçiriyorsunuz: kadınlığınız her hareketinizde orada olduğunu size hatırlatıyor.
Kadehinizi alıp yatak odasına dönüyorsunuz. Bu kısa yürüyüş bile vücudunuza ateş basmasına neden oldu. Bunun çok fazla olduğunu düşünüyorsunuz. Bu gidişle bara varamayacaksınız. Bu gece yüzünüz kızarmadan birinin gözlerinin içine bakmak istiyorsanız, kendiniz ve elbiseniz arasında bir şeye ihtiyacınız olduğuna karar veriyorsunuz. Ufak mor g-string’e uzanıyorsunuz. Çıplak gitmekten daha iyidir.
7. sayfaya geçin.
Bara varış
Barın loş ışığına alışırken birkaç kez gözlerinizi kırpıştırmak zorunda kalıyorsunuz. Fondaki müzik fazla dikkat çekmiyor ama ritmik vuruşları hoş bir titremeyle birlikte göğsünüzde hissedebiliyorsunuz. İşe öylesine odaklanmıştınız ki alem yapmayalı uzun zaman olmuştu. Bu gece eğlenmeye kararlısınız.
Buraya daha önce hiç gelmediniz; ünlülerin uğradığı lüks bir mekâna gitmek en yakın arkadaşınız Mellissa’nın fikriydi ve onu görmeyi umarak etrafınıza bakınıyorsunuz. Uzun maun bir bar tezgâhı barın bir yanı boyunca uzanıyor ve şık giyimli insanlardan oluşan gruplar özel bölmelerinde ya da masalarında gülüşerek vakit geçiriyordu. Arka tarafta iple ayrılmış bir bölümün önünde Herkül boyutlarında bir koruma bekliyor. VIP bölümü olmalı. Oraya girmenizin imkânı yok.
Bara göz gezdiriyorsunuz ama Melissa görünürde yok, mecburen masalara bakmaya başlıyorsunuz. İster istemez, köşedeki özel bölmelerden birinde oturan yakışıklı adamı fark ediyorsunuz. Başka bir adamla derin bir sohbete dalmış ama adamdaki bir şey ilginizi çekiyor. Yaşça sizden biraz büyük olduğu belli ama biraz George Clooney’yi andırıyor. Gösterdiğiniz ilgiyi hissetmiş gibi kafasını çeviriyor ve göz göze geliyorsunuz. Bakışları yoğun. Yüzünüz kızarıyor ve hem zamanı öğrenmek hem de onun bakışlarından kaçınmak için saatinize bakıyorsunuz. Saat sekizi beş geçiyor, zamanında geldiniz. Melissa hangi cehennemde?
Etrafa bir kez daha dikkatle baktıktan sonra, bara gidip bir tabureye oturuyorsunuz; sırtınız Bay Yoğun’a dönük.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Bestseller Dizisi Edebiyat Roman (Yabancı)
- Kitap AdıBir Kız Bara Girer Ve...
- Sayfa Sayısı224
- YazarHelena S. Paige
- ÇevirmenKübra Tekneci
- ISBN9789944828369
- Boyutlar, Kapak13 x 21 cm , Karton Kapak
- YayıneviEpsilon / 2014
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Numaran Bende Var ~ Sophie Kinsella
Numaran Bende Var
Sophie Kinsella
“Aşık mıyım? Bilmiyorum. Beni sevip sevmediğini bilmiyorum. Onu sevip sevmediğimi bilmiyorum. Tek diyebileceğim, aklımdan hiç çıkmayan tek kişi o. Duymak istediğim onun sesi. Görmeyi...
- Süleyman’ın Şarkısı ~ Toni Morrison
Süleyman’ın Şarkısı
Toni Morrison
Nobel ve Pulitzer ödüllü Toni Morrison’dan toplumun dışlanmış, horgörülmüş, ötekileştirilmiş kesimlerinin yakın tarihine tanıklık eden modern bir klasik daha: Süleyman’ın Şarkısı. Tahakkümden kurtulmaya, ırkçılığın...
- Meteliksiz Öğrenci ~ Osamu Dazai
Meteliksiz Öğrenci
Osamu Dazai
“Gerçekten hissetmediğim şeyleri söylemek zorundayım sürekli, yoksa hayatta kalamam.” Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai’den sanat, ölüm...