Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Beynin Gece Hayatı – Kabuslar Sinirbilim ve Uykunun Gizli Dünyası
Beynin Gece Hayatı – Kabuslar Sinirbilim ve Uykunun Gizli Dünyası

Beynin Gece Hayatı – Kabuslar Sinirbilim ve Uykunun Gizli Dünyası

Guy Leschziner

Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz ve uykunun fiziksel, nörolojik ve psikolojik sağlığımız açısından ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki hepimiz gece…

Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz ve uykunun fiziksel, nörolojik ve psikolojik sağlığımız açısından ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki hepimiz gece boyu sıkı bir uyku çekip sabah zinde bir şekilde uyanacak kadar şanslı değiliz. Uzmanlık alanlarından biri de uyku bozuklukları olan nörolog Guy Leschziner bu kitabında uykuyla başı ciddi biçimde dertte olan hastalarının hikâyelerini anlatıyor: uykusunda motosikletine ya da arabasına atlayıp dolaşan Jackie; aksiyon filmlerini aratmayan rüyalar görürken o sahneleri bilfiil canlandırdığı için komik durumlara düşen Alex; espri yapıp güldüğü her seferinde birdenbire yere yığılıveren Adrian; uykusunda seks yapan Tom; uyurken hiç farkında olmaksızın tıka basa yiyen, yiyecek bulamadığında granül kahveden kuşyemine kadar birçok şeyi midesine indiren Don ve diğerleri.

“Peki bu hastalardan neden söz ediyorum? Daha da önemlisi, bunları neden okuyasınız ki?” diye soran Leschziner, anlattığı hikâyelerin uyku bozukluklarını uçlarda yaşayan insanlara dair olduğunu, ama bu uç durumları incelemenin uykunun genel işleyişine dair nispeten kısıtlı bilgimizi artırdığını söylüyor. Nitekim imsomni, narkolepsi, gece terörü, apne ve uyurgezerlik gibi bozukluklarla ilgili bu hikâyeleri okurken, uykunun biyolojik, sosyal, çevresel ve psikolojik faktörlerden etkilenen incelikli mekanizmasını ve bu mekanizmanın hayatımız üzerindeki etkilerini daha iyi anlıyoruz.

İÇİNDEKİLER
Giriş

1. Greenwich Saati
2. Gecenin Sessizliğinde
3. Disney’nin Sezgisi
4. Soluk Kesilince
5. Sayıklayan Otobüs Şoförü
6. Gülmekten Bitap Düşmek
7. Vızıldayan Arılar
8. Boğulurcasına
9. Yüzen Gözler
10. Jekyll ve Hyde
11. Kahvenin Uyandırıcı Etkisi
12. Uykuya Doyamayanlar
13. Başlangıç
14. Uykusuz Her Gece

Sonsöz:
Uykuyla İlgili Bazı Genel Düşünceler

Teşekkür
Terimler Sözlüğü
Okuma Önerileri
Dizin

*

Uykuyu zihnimizin dingin, beynimizin sessiz olduğu durgun bir eylem olarak düşünürüz hep. Mutlu bir bilinçsizlik süreci ve tazelenmiş olarak uyanmanın sevinciyle ilişkilendirilmiş, edilgen bir eylemdir bu. Gece bir şeyler olduğuna dair yaşayabileceğimiz herhangi bir farkındalık, ancak bölük pörçük rüya parçalarıyla sınırlıdır. Yani en azından çoğumuz için. Ancak uyku kliniğimdeki birçok hasta için, gecenin bununla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Gece davranışlarını incelemek için onları kabul ettiğim uyku laboratuvarında geçirdikleri bir gece bağırışlar, sarsılmalar, horlamalar, seğirmeler ya da çok daha dramatik sahnelerle kesintiye uğrayıp durur. Bazen de kötü bir uykunun ya da hiç uyuyamamanın verdiği işkence doldurur geceyi.

Sabahları kendini güne hazır hissederek uyanmak normal beklenti olsa da, hastalarımın nadiren yaşadığı bir durumdur bu. Ve tabii eşlerinin de. Onların geceleri, dehşet verici halüsinasyonlar (varsanılar), uyku felci, rüyaları fiilen canlandırma ve güçten düşürücü insomni (uykusuzluk) gibi bir dizi bozuklukla zedelenmiştir. Uyku sırasında kendini gösteren bu davranışlar, uyanıklıktaki insan davranışlarının çeşitliliğini yansıtır. Bu tıbbi sorunların açıklaması kimi zaman biyolojik, kimi zaman psikolojik olabilir. Meslektaşlarımla birlikte yaptığımız klinik çalışmaların odağında, uyku bozukluklarının nedenlerini ortaya çıkararak onlara bir tedavi ya da çözüm bulma çabası yer alır.

Son birkaç yıldır, uyku bozukluklarına bağlı olarak insomni, gündüzleri aşırı uykulu olma veya geceleri tuhaf ve ürkütücü deneyimler yaşama gibi sorunlardan muzdarip yüzlerce hasta gördüm. Bir rastlantı eseri girmiştim bu alana. Benim kuşağımdaki çoğu doktor gibi, tıp eğitimim sırasında uyku dünyasına ben de neredeyse hiç adım atmamıştım. Mezuniyetimden neredeyse on yıl sonrasına, nöroloji alanındaki klinik eğitimimde epeyce yol aldığım bir noktaya kadar, uykuya odaklanmış tek bir ders verildiğini hatırlamıyorum. Tesadüf bu ya, on dokuz yaşındayken sinirbilim alanında bir “ara eğitim” aldığım sırada, uykunun işlevi hakkında bir metin yazmam istenmişti. Entelektüel açıdan meraklı ama toy bir genç olarak, ben de çoğu kişi gibi, uykunun işlevinin kişiyi uykulu hissetmekten kurtarmak olduğunu varsaymaktaydım. Bu varsayım kişisel deneyimlerimin bir ürünüydü. Öyle ya, uykum geldiğinde yatardım; uyandığımda da uykululuk hali geçip gitmiş olurdu.

Ancak, metni yazmak için hazırlık çalışmalarımı yaparken, Francis Crick’in de yazarlarından biri olduğu bir makale çıktı karşıma. DNA yapısını keşfeden kişilerden biri olan Crick, yaşamının sonraki dönemlerinde bilinç ve sinirbilim karşısında giderek daha fazla büyülenir olmuştu. Bunda, akademik izin dönemini dünyanın önde gelen sinirbilim araştırma merkezlerinden biri olan Salk Enstitüsü’nde (San Diego) geçirmiş olmasının da payı vardı. Crick ve meslektaşı, bu makalede rüya görmenin işlevi konusundaki görüşlerini ileri sürmüşlerdi. O sıralarda rüyaların yalnızca, uykunun “hızlı göz hareketleri” (rapid eye movements – REM) evresinde görüldüğü düşünülmekteydi. Crick ve meslektaşı rüya görmenin, Freud’un yaklaşımıyla “bilinçdışına giden kral yolu”nu temsil etmekten çok, beynin bakım ve temizliğine bir şekilde hizmet ettiğini savunmuşlardı. Onlara göre rüya görmek, beyin hücreleri arasında gün içinde kurulmuş bağlantıların bir kısmını budamaya yarıyor ve böylece, gereksiz bilgilerden kurtulmayı hedefleyen bir “tersine öğrenme” süreci oluşturuyordu. Bu varsayım hâlâ tartışmalı olsa da makaleyi okumak, bu bilgisiz ama ilgili tıp öğrencisinin bir aydınlanma yaşamasına neden olmuştu. Uykunun insanı daha az uykulu yapmaktan öte bir amacı olduğunu anlamak derin bir etki yaratmıştı bende: Uyku yatağa yatmakla uyanmak arasında uzanan bilinçdışı bir durum olmaktan ibaret değildi; farklı beyinsel durumların bir araya geldiği karmaşık bir fenomendi. Uyku ve uyku bozuklukları konusuna böylece uyanan ilgim, beni uyku tıbbı adı verilen büyüleyici ve sıklıkla da tuhaf olabilen klinik dünyaya sürükledi.

Bu alacakaranlık dünyada, insan beynindeki arızalar çarpıcı ve iyi anlaşılmamış bozukluklara yol açar. Göğüs ağrısı, baş ağrısı, deri döküntüleri ve daha yaygın tıbbi belirtilerin aksine, bu sorunların çoğunlukla kişinin farkındalığının dışında, beyin ve zihninin iç ve dış dünyadan kopuk olduğu bir zamanda ortaya çıkması ise durumu daha da çarpıcı ve zor anlaşılır hale getirir.

İzleyen sayfalarda sizi hikâyelerini paylaşmayı kabul eden bazı hastalarımla tanıştıracağım. Dramatik, tüyler ürpertici, aydınlatıcı, üzücü ve kimi zaman da güldürücü olabilen bu hikâyeleri okuduğunuzda, ilgili bozuklukların kişinin kendi yaşamı kadar, çevresindekilerin yaşamını, eş ve çocuklarıyla ilişkilerini de nasıl etkileyebildiğini göreceksiniz.

Peki bu hastalardan neden söz ediyorum? Daha da önemlisi, bunları neden okuyasınız ki? Anlatacağım hikâyelerin birçoğu, uyku bozukluklarını aşırı uçlarda yaşayan ve insan deneyiminin kapsadığı yelpazenin sınırlarında dolaşan hastalarla ilgili. Bu aşırı durumları inceleyerek yelpazenin daha az şiddetli olan ucu hakkında bir şeyler öğrenebiliriz. Bu hastaların uyku bozukluklarından nasıl etkilendiklerini anlayarak, uykumuzun bizi nasıl etkilediği konusunda az da olsa bilgi sahibi olabiliriz. Bu bozuklukların önemli bir bölümü ender de değil üstelik: Yetişkinlerde kronik insomni on kişiden birinde, uyku apnesi yaklaşık on beş kişiden birinde, huzursuz bacak sendromu da (HBS) yaklaşık yirmi kişiden birinde görülüyor. Dolayısıyla bu kitabı okuyan herhangi bir kişinin bu bozukluklardan bir veya birkaçından muzdarip olması ya da muzdarip olan birini tanıması gayet muhtemeldir.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Popüler Bilim
  • Kitap AdıBeynin Gece Hayatı - Kabuslar Sinirbilim ve Uykunun Gizli Dünyası
  • Sayfa Sayısı320
  • YazarGuy Leschziner
  • ISBN9786053163237
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviMetis Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Sözcükleri Tadan Adam ~ Guy LeschzinerSözcükleri Tadan Adam

    Sözcükleri Tadan Adam

    Guy Leschziner

    Bu kitapta sizleri duyuları bir şekilde değişikliğe uğramış, farklılaşmış, dünyalarının belli bir kısmına dair algıları azalmış veya artmış, gerçekliğe dair fikirleri duyuları tarafından sıradışı...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur