Birazoku

İnsanlar genellikle evreni, yıldızları veya kendisinin haricinde bambaşka şeyleri keşfetmeye odaklanırken çoğunlukla kendini unutur. Oysa belki de keşfedilecek en bakir hazine ve en büyük gizemlerden biri kendi içimizdedir.

Elindeki kitap, kendini tanıma farkındalığının ışığında yürüdüğümüz yolun ilk çalışmasıdır. Bu ilk kitapta kendimizin, düşüncelerimizin ve duygularımızın farkındalık ışıklarını yakıyoruz. Uzun bir yolculuk bu, biliyorum. Belki de bilinmeze açılan kapılar bile karşımıza çıkabilir. Ama insan kâinatın özü, zübde-i âlem, Şeyh Gâlib’in dediği gibi. Öyle sadece etten kemikten değil insan. Senin içinde bir “Sen” daha var, Yunus’un dediği gibi. Yüreğindeki Sen’i fark etmeye çalışacağız bu yolculukta, farkındalık ışığında… Bize eşlik etmek ister misin?

*

ÖN SÖZ

Sokrates’in milattan önceki zamanlarda bizlere gönderdiği bilgelik dolu şu sözüyle başlıyoruz: “Kendini bil!” Bu davet, tek ve basit bir cümlenin ötesinde, kendini tanıma ve keşfetme yolculuğuna bir çağrıdır.

İnsanlar genellikle evreni, yıldızları veya kendisinin haricinde bambaşka şeyleri keşfetmeye odaklanırken, çoğunlukla kendini unutur. Oysa belki de keşfedilecek en bakir hazine ve en büyük gizemlerden biri kendi içimizdedir.

Belki de şu an hayatınızın bir köşesinde çözümlemeye çalıştığınız bir bulmaca var. Belki de hayatınıza daha fazla anlam kazandırma arayışındasınız. Belki de içsel huzursuzluğunuzun nedenini merak ediyor ve bu düğümü çözmek istiyorsunuz. İşte “Farkındalık Işığında” serimizin kitapları, bu bulmacanın parçalanını birleştirmenize, sorularınıza yanıtlar bulmanıza ve kendi iç dünyanızın sırlarını keşfetmenize yardımcı olabilir.

Kendimizi tanımak, kendi iç dünyamızın gizemlerini keşfetmek ve anlamakla başlar. Bu, cesaret isteyen bir yolculuktur, çünkü bazen iç dünyamızın yıkık ve karanlık köşelerinde dolaşmamızı ve kendimizle yüzleşmemizi gerektirir. Ancak bu sizi korkutmasın, çünkü Mevlana’nın dediği gibi; hazineler, viraneler altında bulunur. Bu söz, hayatın zorluklarıyla dolu olabileceğini, ancak bu zorlukların altında, kendimizi ve potansiyelimizi keşfetmemize yardımcı olacak hazineler bulabileceğimizi ifade eder. Bu hazineleri keşfetmek için, kendimizi yargılamadan ve eleştirmeden iç dünyamıza dikkatlice bakmamız gerekir.

Elinizdeki kitap, kendimizi tanıma farkındalığının işığında yürü düğümüz yolun ilk çalışmasıdır. İlk bölümde kendimizi tanımanın anlam ve önemine işaret ettikten sonra ikinci bölümde düşünce dünyamıza adım atıyoruz. Burada düşüncelerimizi irdeliyor, günlük hayatımızda düşüncelerimizin içsel dünyamıza ve ardından davra-nışlarımıza nasıl yansıdığını araştırıyoruz. Bizi yükselten düşüncelerimiz olduğu kadar bizi aşağılara çeken düşünceleri ele alıyor, mental ve fiziksel sağlığımız açısından bize zarar verebilecek düşüncelerimizi nasıl revize edebileceğimizden bahsediyoruz. Üçüncü bölümde ise aynı yöntemi duygularımız için uyguluyoruz. Dolayısıyla bu ilk kitapta kendimizin, düşüncelerimizin ve duygularımızın farkındalık ışıklarını yakıyoruz.

Elbette kendimizi tanımak bir ya da birkaç kitaba sığacak kadar sığ bir konu değil. Şimdi sadece beynimizden bahsetmeye çalışsak, bu konu için kütüphaneler dolusu kitaplar bile yeterli olmayacaktır. Ya da tek bir hücremizi incelemeye kalkışsak, ciltler dolusu, kütüphaneler dolusu eserleri incelememiz gerekir. Zaten “Farkındalık Işığında” serimizin amacı da bu değil. Asıl amacımız, kendimizle ilgili farkındalıklara erişebilmek. Zira biz kendimizden çok başka şeylerle meşgul olup duruyoruz. Birçok eşyaya, nesneye ya da kişiye gösterdiğimiz ihtimamı çoğunlukla kendimize göstermiyoruz. Hızla gelişen teknoloji ve hızla artan ihtiyaçlar, kazanma hırsı, kapitalist telkinler, tüketim çılgınlıklanı, plansız harcamalar ve israf eşliğinde deli gibi bu hayatın labirentlerinde koşuştururken, işte bize verilen bu muhteşem hayatı ve içsel dünyamızı çoğunlukla es geçiyoruz ve zaman akıp gidiyor.

Eve bir elektronik eşya aldığımızda genellikle onun kullanım kilavuzunu okur ve o eşyayı en verimli bir şekilde kullanmak isteriz. Ama kendimizin kullanma kılavuzunu biliyor muyuz? Stres, mutsuzluk, doyumsuzluk, endişeler, kaygılar, kararsızlıklar hayatımızı istila ediyor mu? O hålde önce kendimizle tanışmalı, kendi makinemizin nasıl işlediğini ve olası anızalara karşı kişisel olarak, en azından minimal seviyede de olsa neler yapabileceğimize bakmalıyız. Daha tatmin edici, huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için, bu hayat makinemiz henüz anza yapmadan alabileceğimiz bir sürü önlem var. Arıza varsa eğer, bunun için de sayılarca çözüm var. Bize düşen, öncelikle kendilik farkındalığı oluşturabilmek belki de… Uzun bir yolculuk bu, biliyorum. Belki de bilinmeze açılan kapılar bile

karşımıza çıkabilir. Ama insan kâinatın özü, zübde-i âlem, Şeyh Galib’in dediği gibi. Öyle sadece etten kemikten değil insan. Senin içinde bir “Sen” daha var, Yunus’un dediği gibi. Yüreğindeki Sen’i fark etmeye çalışacağız bu yolculukta, farkındalık ışığında…

Bu yolculuk, kendimizin derinliklerindeki gerçek hazineleri keşfetmek adına atılan bir adımdır. Kendini tanımak, yaşamın anlamını daha derinlemesine kavramak, duygusal zekâ ve kişisel büyüme yolculuğunun kapısını aralamaktır. “Farkındalık Işığında” serisi kitapları, bu yolculuğun kılavuzudur ve sizi içsel zenginliklerinizi keşfetmeye davet etmektedir.

Kendinizi tanıma sanatını icra ederken sadece kendi potansiyelinizi keşfetmekle kalmayacak, aynı zamanda yaşamınıza yeni bir anlam ve tutku katacaksınız. Yolculuğunuz, bu kitabı kapatmanızla sona ermeyecek ve aslında tam da bu noktada başlayacak. Çünkü içsel keşif ve dönüşüm sürekli bir yolculuktur ve bu yolculuğun başlangıcı için en iyi zaman “şimdi”dir.

Bu kitabı yazarken, insanların kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı olmayı amaçladım, çünkü kendini tanımanın, kişinin kendini daha iyi anlamasına, daha anlamlı ve tatmin edici bir yaşam sürmesinin yolunu açabileceğine inanıyorum ve bunu diliyorum. Umarım dileğim gerçekleşir.

Kitabın bazı yerlerinde bazı kavramlara sık sık rastlayabilirsiniz. (Örneğin empati, iş birliği, hedef belirleme, duygusal zekâ vd.) Bunlar gereksiz tekrarlardan ibaret olmayıp, konuların birbiriyle iç içe bulunmasındandır. Aynca tekrar olarak kabul etsek bile, tekrarların öğrenmeyi pekiştirdiğini de unutmamamız gerekir. Ancak bunlar kesinlikle gereksiz değildir hatta gereklidir de…

Bu kitabın gerçek değeri, sizin gibi değerli okuyucuların deneyimleri, eleştirileri ve geri bildirimleriyle daha net ve anlamlı hâle gelecektir. Bu yüzden kitabı okurken karşılaştığınız herhangi bir eksiklik, hata veya geliştirme fırsatı hakkındaki düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Sizin eleştirileriniz, bu kitabın gelecekteki baskılarında ve yazdığım diğer eserlerde daha iyi bir yazar olmam için bana ışık tutacaktır. Sizlerin desteğiyle, farkındalık ışığındaki keşif ve dönüşüm yolculuğunu daha fazla insanla paylaşabileceğimize inanıyorum.

Sevgiyle kalın…

Selçuk Alkan

1 KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

Kişinin kendini tanıması, kendi içsel dünyasını keşfetme ve anlama sürecini ifade eder. Bu derinlemesine süreç, kişinin kendi duygusal durumlanını, düşünce kalıplarını, inançlarını, değerlerini, güçlü ve zayıf yönlerini, arzulanını ve korkularını incelemesini içerir. Ayrıca bireyin kendi benliğini daha kapsamlı bir şekilde anlaması için içsel bir yolculuk gerektirir.

Bu sürecin önemli bir yönü, kişinin kendisine dönmesi ve içsel dünyasına odaklanmasıdır. Bu, kişinin dışsal etkenlerin ve diğer insanların beklentilerinin ötesine geçerek, kendi içsel deneyimlerini ve duygusal tepkilerini anlaması anlamına gelir.

Kendini tanıma, kişinin kim olduğunu daha iyi kavramasına, kendi benliği ile bağlantı kurmasına ve içsel bir denge bulmasına yardımcı olur. Bu süreç aynı zamanda kişinin kendi özünü daha ayrıntılı bir şekilde ifade etmesini teşvik eder. Birey, kendi düşünce ve duygularını daha net bir şekilde ifade edebilir hale gelir. Bu, kişinin, ilişkilerinde daha sağlıklı iletişim kurmasına ve başkalarıyla daha derin bağlar kurmasına olanak tanır.

Kendini tanıma, kişisel gelişimin temel taşıdır. Birey, kendi güçlü ve zayıf yönlerini belirleyerek bu alanlarda kendini geliştirebilir. Aynı zamanda, kişisel değerlerini ve inançlarını anlayarak daha bilinçli kararlar alabilir ve yaşamının yönünü daha bilinçli bir şekilde belirleyebilir.

Sonuç olarak kendini tanıma, bireyin içsel dünyasını keşfetme, kendi benliği ile bağlantı kurma ve daha derin bir kişisel anlayış geliştirme sürecidir. Bu süreç, kişinin kendisini daha iyi anlamasına ve kişisel gelişimine katkıda bulunur.

2KENDİNİ TANIMA SÜRECİNİN TEMEL UNSURLARI

Kendini tanıma süreci, bireyin içsel dünyasını anlamaya yönelik bir keşif ve bilinçlenme sürecidir. Bu süreç, bireyin duygularını, düşüncelerini, değerlerini, güçlü ve zayıf yönlerini anlamasını içerir.

…