“Ölmek üzere olmak ve elinden bir şey gelmeyeceğini bilmek. Babası için o an çok kısa sürmüş olmalıydı, bindiği uçak kalkış halindeyken, yerden yirmi bilemedin otuz metre kadar yükselmişken her şey olup bitmişti.
Bu olayı hiç irdelemediğini düşündü, sanki bu annesinin hikâyesiydi ve detayları bilmek sadece onun hakkıydı.
Annesinin başına gelen bir felaketti bu, onun kederi ve onun hatıralarıydı. Ellerini gencin boğazında gezdirdi.
İşaretparmağını şahdamarının üstünde dolaştırdı, ince derinin altından damardaki kanın zayıf atışını duydu. Hiçbir berber müşterinin boynuna bu şekilde dokunma hakkına sahip olmasa da, genç adam ya bunun farkında değildi ya da itiraz
etmiyordu.”
Babası o daha doğmadan önce bir uçak kazasında ölen ve büyükbabasının berber dükkânını devralan Simon bir gün, o zamana dek pek üstünde düşünmediği bu kazayı araştırmaya ve babasıyla ilgili bilgi toplamaya başlar, fakat edindiği her bilgi kafasındaki soru işaretlerini azaltmak yerine artırır. Simon bir yandan geçmişi eşeleyip babasıyla sandığından daha fazla ortak yönünün olabileceğini keşfederken, diğer yandan yıllar önceki uçak kazasıyla ilgili şaşırtıcı hikâyeler gün yüzüne çıkmaya başlar.
Gerbrand Bakker’ın önceki romanlarından aşina olduğumuz güçlü anlatımının ve az sözle çok söyleme maharetinin yine parladığı Berberin Oğlu, her şeyden önce bir arayışın romanı: bir oğulun babasını, bir insanın hayattaki yerini arayışının hikâyesi.
**
s. 11-12
Igor yüzüyordu. Yok, buna yüzme denmezdi, kurbağalama ya da serbest yüzmenin ne anlama geldiğini bilmiyordu, bugüne kadar kimseden yüzme dersi almadığı ortadaydı. Ilık suyun içinde hareket ediyordu, su derin değildi. Havuzun sığ suyunda yürürken, su olmadan yürümenin çok daha kolay olduğunu fark eder gibi görünüyordu. Dizlerini kırıp çömeliyor, ağzını kapatmayı unuttuğu için ağzına klorlu su doluyordu. Tükürüyor, geğiriyor, arada bir bağırıyordu. Parlak turuncu mayolu kadın onu “Igor! Bağırma!” diye ikaz ediyordu. Çiçekli mayolu diğer kadın parmağıyla sus işareti yaptıktan sonra “Ağzını kapat Igor,” diyordu. “Suyun altına girdiğinde ağzını kapatmalısın.” Bu iki kadın kimsenin boğulmaması için havuzu gözetim altında tutuyordu.
Başkaları da vardı, kimisi yüzebiliyordu, hatta kulvarda yüzen bile vardı. Bir kız yüzme gözlüğü takmıştı, her dönüşte başından çıkartıp kurulamak için üflüyor sonra tekrar takıyordu. Kimseye aldırmadan havuzun bir kenarından diğer kenarına yüzüyor, o geçerken herkes kenara çekiliyordu. Igor dışında herkes. Igor kızı tutup bacaklarını aşağı çekiyor, yüzme gözlüğünü almaya çalışıyordu, belki de gözlük olsa ben de yüzebilirim diye düşünüyordu.
Sert gözetmen “Igor!” diye seslendi, “devamlı Melissa’yı tutma! Rahat bırak onu!” Dışarıda hava güneşliydi, havuzun içi neredeyse kocaman pencerelerin arkası kadar aydınlıktı. Mevsim yaz da olabilirdi, kış da. Igor’un bu konuda bir fikri yoktu, ancak dışarı çıktığı zaman havanın soğuk mu sıcak mı olduğunu hissedecekti. Ağaçların yapraklı ya da yapraklarını dökmüş olmasından hangi mevsim olduğunu anlayamıyordu. Igor hepsinden büyüktü. Güçlü, yapılı bir gençti, neredeyse bir yetişkin; ona Kalverstraat’ta rastlasanız, ne yakışıklı bir genç diye düşünürdünüz. Açık mavi bir mayosu vardı, saçları siyah teni kumraldı.
Kardeş olması muhtemel iki delikanlı havuz makarnasıyla Igor’un kafasına vuruyordu. Biri ne yaparsa diğeri de onu tekrarlıyordu, ikiz kardeşler gibi. Igor onlara bazen tepki verse de genellikle bir şey yapmıyordu. Sadece, “Beuahh” diye ses çıkarıyordu.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıBerberin Oğlu
- Sayfa Sayısı256
- YazarGerbrand Bakker
- ISBN9786053162889
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviMetis Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Pasaklı Tanrıça ~ Sophie Kinsella
Pasaklı Tanrıça
Sophie Kinsella
Tahmin edilemez, unutulmaz ve son derece sevimli bir roman kahramanı olarak Samantha Sweeting, Pasaklı Tanrıça kodlu ilk macerasında tüm romantizmi ve komedisiyle sizlerle buluşmaya...
- Elma Çekirdeği ~ Chiara Lorenzi
Elma Çekirdeği
Chiara Lorenzi
Herkes bir elmanın dışına bakar, peki ya içindeki çekirdeğe? Tea kendini elma çekirdeği gibi görünmez hisseden bir kız çocuğuydu. Ta ki teyzesiyle yaşamaya başlayana...
- Havana’da Türk Tutkusu 1898 ~ Ernesto Gomez Abascal
Havana’da Türk Tutkusu 1898
Ernesto Gomez Abascal
II. Abdülhamit 1897 yılı sonbaharında yaverlerinden, Ordu-yu Humayun’un İstihbarat birimine mensup Ahmet Paşa’yı (gerçek hayatta Hasan Enver Paşa) Küba’ya yollamaya karar verdi. Romanda böyle...