Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Bedrufi’nin Nefesi
Bedrufi’nin Nefesi

Bedrufi’nin Nefesi

Mehmet Güreli

Hayat belki de gecikmiş karşılaşmaların büyüsü üzerine kuruludur. Bazen hiç tanımadığınız bir ses, bir kelime, beklentinin olmadığı, umutsuzlukların derinleştiği yerlerde çıkar karşınıza, değişik alanlara…

Hayat belki de gecikmiş karşılaşmaların büyüsü üzerine kuruludur. Bazen hiç tanımadığınız bir ses, bir kelime, beklentinin olmadığı, umutsuzlukların derinleştiği yerlerde çıkar karşınıza, değişik alanlara götürür sizi. Bazen yıllarca saklandığı bir kitabın içinden her şeyini kaybetmiş bir kahraman olarak ortaya çıkar; bazen de bir akordeon ve keman eşliğinde bir şarkı oluverir. Bütün mesele size ne diyeceği ya da ne sunacağıdır. Tabii sizin onu nasıl karşılayacağınız da önemlidir.

Bedrufi’nin Nefesi, sonu önceden sezilemeyecek kadar şaşırtıcı, bir o kadar da sürprizli gibi sanılsa da aslında basittir: Herkesin göreceği kadar. Mallarmé’nin dediği gibi: “Bir kitap ne başlar, ne biter, olsa olsa öyle görünür.”

İÇİNDEKİLER
Don Quijote’nin izinde… ……………………………………………. 7
M.C. Escher ve Beckett’le karlı bir gün……………………. 12
Cioran ve kıyıma uğramış ağaçlar…………………………… 15
Alain Resnais’nin ardından… ………………………………….. 22
Anna Karina ve Ambrose Bierce……………………………… 25
Alain’le yolculuk… ………………………………………………….. 28
Jean-Luc Godard üzerine… ……………………………………… 31
Joseph Roth ve Kör Ayna… ………………………………………. 34
Kalabalıkların Adamı…………………………………………………. 37
Tolstoy ve André Suaréz…………………………………………. 40
Bergman ve Arthur Schnitzler… ……………………………… 43
Jean-Pierre Melville ve Susan Deniz…………………………. 46
Primo Levi’nin dönüşü……………………………………………. 49
Robert Walser’in son resmi……………………………………… 53
Kierkegaard ve Regina… …………………………………………. 56
Van Gogh, Theo ve Buson……………………………………….. 59
Michaux ve Woody Allen… …………………………………….. 62
Ahmet Rasim ve Güzel Eleni…………………………………… 65
Zaman ve kuşku……………………………………………………… 68
Maksim Gorki… ………………………………………………………. 71
Carlos Gardel ve Piazzola……………………………………….. 74
Tarih dersleri…………………………………………………………… 77
Yasemin Çongar’ın denemeleri ve Magritte… …………. 80
Aristoteles’in kütüphanesi………………………………………. 83
Defne Sandalcı, Max Scheler… ………………………………… 86
Ahmet Altan, Kierkegaard ve Rossellini… ………………. 89
Beckett ve fillerin dansı… ………………………………………… 92
Müslüm Baba’ya veda… ………………………………………….. 95
Nabokov, Necatigil ve Palto…………………………………….. 98
Mirabeau Köprüsü…………………………………………………… 101
Rilke’nin yolunda………………………………………………….. 104
Borges, Zweig ve çöllerde……………………………………… 107
Thomas Bernhard’ın piyanosu………………………………. 110
Hamsun ve çekirgelerin sesi………………………………….. 113
Bir Gary Cooper filmi… …………………………………………. 116
Rembrandt, Yavuz Ekinci ve Gesualdo… ………………. 119
Hikâyeler ve Karen Blixen… ………………………………….. 122
Romy Schneider ve Nicholas Ray………………………….. 125
En ağırlaştığında zaman………………………………………… 128
Yorgun tramvay çanları… ……………………………………… 131
Kendini hatırlamayı unutmak……………………………….. 134
Mark Knopfler’in gitarı… ………………………………………. 137
Andrey Platonov ve Mutlu Moskova………………………. 139
Panait İstrati’yle hayat yollarında………………………….. 142
Hafız’ın dünyasında… …………………………………………… 145
Proust’la bir gün…………………………………………………… 147
Henri Michaux ve Plume… ……………………………………. 149
Truffaut ve babası… ………………………………………………. 151
Arthur Rimbaud’nun yırtıcı gösterisi… …………………. 153
Yüzler, kitaplar ve vezirler… …………………………………. 155
Kierkegaard ve sessiz dua……………………………………… 157
Sait Faik ve Alemdağda Var Bir Yılan………………………. 159
Franz Kafka’nın yalnızlığı……………………………………… 161
Tarkovski ve Cortázar… ………………………………………… 163
Jean Seberg, Naşit, Cahit Irgat ve
gelecek program……………………………………………………. 165
Spinoza’nın paltosu… ……………………………………………. 167
Masumiyetin resmi… …………………………………………….. 169
Babel ve Odessa Öyküleri……………………………………… 171
Gogol ve cebimdeki kitap… …………………………………… 173
Refik Halid’in gördükleri………………………………………. 175
Yolu bilmek üzerine………………………………………………. 177
Robert Walser’in dünyası………………………………………. 179
Kader ve yeraltı… ………………………………………………….. 181
Simenon ve Kedi…………………………………………………….. 184
Konuş, hafıza… ……………………………………………………….. 187
Zen ve ben… ………………………………………………………….. 189

Don Quijote’nin izinde…

Az yazarda Cervantes gibi coşkunun değişik biçimlerine, insanın ironik saflıklarına, kalıcılığın hak edilmiş mertebesine, mizahi duruşun asaletine, üzerinde hissedilmeyen bir büyüklüğün izlerine rastlanır. Bir roman kahramanının peşinden gidecekseniz de bence ilk isim Don Quijote’dir, çünkü benim tanıdığım, gittiği yolu gideceği yere dönüştüren tek kişidir hayatta. Bir roman kahramanı olarak da en sevilen, en anlaşıldığı sanılan, en mütevazı, en çok kitap okumuş ve en fakir olanı odur… Çoğu kez Sancho Panza, Dulcinea derken Cezayir’de çekmeyi düşündüğüm, vazgeçmeye hiç niyetimin olmadığı filmin sahneleri canlanır gözümde. Cervantes’in beş yıl süren mahpusluk yılları ve Cezayirli Hasan Paşa’nın beni hayran bırakan öngörüsü içinde bulurum kendimi ve “Don Quijote, yaralı bakirenin bulunduğu kafesli pencere olarak hayal ettiği deliğe uzandı, elini verdi ve dedi ki: ‘Hanımefendi, alın bu eli, daha doğrusu, dünyadaki bütün alçakların celladını; hiçbir kadının, bütün bedenime sahip olan kadının bile elinin değmediği bu eli alın. Onu size, öpün diye değil, sinirlerin bağlantılarına, kasların birleşmesine, damarların genişliğine bakın ve böyle bir ele sahip olan kolun kuvvetini tahmin edin diye veriyorum.” deyişini hatırlarım. Yakaladığımı ya da yaklaştığımı hissettiğim duygu da soğuk duvarlar arasında kaçış planları yapan bir dâhinin, Cervantes’in çaresizliği ve azmi arasındaki yarattığı dünya üzerineydi. Kahramanlarını nasıl yaratmaya başladığının hikâyesiydi; sıkıntısını, acılarını yenmesiydi. Özgürlük hayali içinde kitabını düşünmesi onun en büyük dayanağıydı. Çözüm, düşünmek ve hayal etmekti. Esas mesele buydu sanki. Rilke’nin dediği gibi, dayanabilmek… Başka bir dünyanın içinde yaşamak ve bu dünya içindeki kaleden kurtulabilmek… Firar teşebbüslerine korkunç tepki göstermesiyle tanınan Hasan Paşa, Cervantes’in dört kez kaçmayı denemesine rağmen ona hiç ilişmemişti. Korumacılığı ağır basmıştı. “Efendi ona ne bizzat bir kerecik olsun vurdu ne başkalarının vurmasına izin verdi. Ona tek bir ağır söz bile söylemedi.” Ondaki farklılığı sezmişti geniş anlamda… Sezgileri öyle güçlüydü ki; Cervantes’in müthiş bir şövalyeyi hayata katacağını hissetmiş gibiydi. Ve onu özgürlük hayali içinde kahramanlarıyla başbaşa bırakır sanki ve bizlere sunulacak en büyük armağanlardan birinin yolunu açmış olur. Ve işte söylenmemiş kehanet buydu… Öyle birini yaratır ki Cervantes, yüzyıllar boyunca mutlu saatlerin sembolü olur, bizi binlerce serüvene sürükler, kahkaha ve gözyaşlarına boğar. Zamanında Cervantes Avrupa’da belki de tüm külüstür işlerin üzerinden bir silindir gibi geçmiştir, mizahın, kalitenin, zekânın, kahkahanın şiirini yakalamıştır. “Sen onun (Don Quijote) ne akrabasısın, ne de arkadaşı; ruhun kendi bedeninde; gayet yetenekli, hür bir iraden var, evindesin ve kralın vergilerinin efendisi olduğu kadar, sen de evinin efendisisin; bilirsin herkes kendi evinde kraldır. Bütün bunlar, seni her türlü saygı ve mecburiyetten azade kılıyor; kısacası, hikâye hakkında, kötü söylersen karalanmaktan, iyi söylersen ödüllendirilmekten korkmadan, istediğini söyleyebilirsin.” Chesterton için de, hayatın sırrı gülmekte ve alçakgönüllülüktedir. Modern romanın temel meselesinin de, çılgın bir adamın, donuk, cansız bir dünyada ne yapacağı olduğunu söyler. O da Borges’in yolundan gider; son romanının adı “Don Quijote’nin Dönüşü”dür…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıBedrufi'nin Nefesi
  • Sayfa Sayısı191
  • YazarMehmet Güreli
  • ISBN9789755707099
  • Boyutlar, Kapak13,5*21, Karton Kapak
  • YayıneviSel Yayınları / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Alope’nin Odası ~ Mehmet GüreliAlope’nin Odası

    Alope’nin Odası

    Mehmet Güreli

    Alope’nin Odası, çok zengin bir birikimin, dil zevkinin, zeka ve duyarlılık arasında ustaca kurulmuş bir dengenin ürünü. Konur Ertop Mehmet Güreli’nin Alope’nin Odası’na gelince…...

  2. Hayaller ve Sokaklar ~ Mehmet GüreliHayaller ve Sokaklar

    Hayaller ve Sokaklar

    Mehmet Güreli

    Mehmet Güreli’nin öyküleri, Çetin Altan’ın deyişiyle, “modern deneme”ler aslında. Bilginin derinliklerinden hayal gücünün enginlerine açılan, hiçbir kalıba sığmayan özgün metinler. “Geleceğin habercisi” Boris’in, tarihin,...

  3. Şehirli Karınca ~ Mehmet GüreliŞehirli Karınca

    Şehirli Karınca

    Mehmet Güreli

    Mehmet Güreli, Şehirli Karınca adlı bu öykü kitabında, bir karıncanın azmi ve dikkatiyle yaklaşıyor yazıya. Sinemanın, edebiyatın, müziğin ve resmin unutulmaz eserlerinin izinde, kurgunun...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Karasevda Kitabı ~ Nilüfer KuyaşKarasevda Kitabı

    Karasevda Kitabı

    Nilüfer Kuyaş

    Sevdiğiniz birini kaybetmiş kadar yalnız mı hissediyorsunuz, dünyada kalan son insanmışsınız gibi? Meraklanmayın. Melankoliye kapıldınız. Hastalık değil. Olağan insanlık hali. Karasevdaya tutuldunuz. İlle âşık...

  2. Görünmez Kentler ~ Italo CalvinoGörünmez Kentler

    Görünmez Kentler

    Italo Calvino

    Modern dünyanın masal anlatıcısı Italo Calvino’nun Türkçede uzun süredir görünmeyen kitabı Görünmez Kentler, tekrar elimizin altında… Kubilay Han’ın atlasında yolculuk eden Marco Polo… Batının...

  3. Kapıyı Anahtarla Açmak ~ Hıncal UluçKapıyı Anahtarla Açmak

    Kapıyı Anahtarla Açmak

    Hıncal Uluç

    Kapıyı Anahtarla Açmak Hıncal Uluç’un Sabah Gazetesi’ndeki ses getirmiş yazılarından oluşuyor. Hepinizin bildiği gibi mutluluk, sevgi, aşk konularına şaşırtıcı düşünceler geliştiriyor. Bu kitapta onun...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur