Bazı başarılı kadınların arkasında onlara bilgiçlik taslayan adamlar vardır.
Bazı başarılı kadınların arkasında ahlakçı ve ikiyüzlü bir toplum vardır.
Bazı başarılı kadınların arkasında ona bakıp kendini öven bir narsist vardır.
Bazı başarılı kadınların arkasında nefesi o yola yetmeyen bir ödlek vardır.
Bazı başarılı kadınların arkasında “Onun elinden ben tuttum,” diyen bir zevzek vardır.
Her başarılı kadının arkasında düpedüz, yüzde yüz kendisi vardır.
Evrim Kuran, yıllardır araştırmalar yürüten, elde ettiği bulgularla toplumu analiz eden, anlamak ve anlatmak için emek harcayan bir araştırmacı. Ancak bu kitabı için araştırma yaparken görüştüğü binlerce isme ek olarak, listede bir isim daha var: Kendisi.
Eğitim seviyesi, kariyeri, kültürü, başarısı arttıkça “yetersiz biri olduğu”na daha çok ikna olan ve her an “foyası ortaya çıkacakmış” gibi hisseden insanları tanımlamak için kullanılıyor impostor olgusu. Üstelik bu çağda, gittikçe daha fazla eğitimli, nitelikli insan kendini yetersiz hissediyor çünkü hayatın hızı ve bizden talep ettikleri de giderek artıyor.
Fakat Türkiye’de ne oluyor da, bir impostor araştırması için yapılan çağrıya 3000 kadın başvururken aynı çağrıya yalnızca 300 erkek dönüş yapıyor? Başka bir deyişle, Türkiye’de neden kadınlar kendini yetersiz bulmaya daha meyilli? Kadınların çocukken ailede, sonra toplumda, işyerlerinde yaşadığı hangi deneyimler onları bu noktaya getiriyor?
Evrim Kuran, Başarılı Bir Kadın Olduğum İçin Özür Dilerim’de işte bu sorunun peşine düşüyor. Büyük bir cesaretle, kendi impostor sendromunu da yansıtarak, tüm şeffaflığıyla yaşadıklarını satırlara aktararak bize kendimizi anlamamız yolunda yoldaşlık ediyor.
Kendi kendisini var eden, etmiş, edecek tüm kadınlara…
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ YERİNE …………………………………………………………………………….. 13
BAŞLARKEN………………………………………………………………………………….. 17
IMPOSTOR OLGUSU……………………………………………………………………… 21
Nedir Bu Impostor? ………………………………………………………………………… 21
Sendrom mu? Fenomen mi?……………………………………………………………. 23
Kadınlar Tükenmişliği Erkeklerden Daha mı Fazla Yaşıyor?…………… 26
Impostor Türleri……………………………………………………………………………… 27
Impostor’dan Mustarip Şöhretler……………………………………………………. 30
TÜRKİYE IMPOSTOR ARAŞTIRMASI …………………………………………… 35
Başarıya Bakış…………………………………………………………………………………. 36
Öz Şefkat…………………………………………………………………………………………. 39
Hata Yapma Korkusu ……………………………………………………………………… 42
Özgüven …………………………………………………………………………………………. 43
Şans ………………………………………………………………………………………………… 46
Nazar………………………………………………………………………………………………. 51
ODADAKİ FİL: IMPOSTOR TETİKLEYİCİLERİ…………………………….. 61
Kadın Olmak…………………………………………………………………………………… 63
Türkiye’de Kadın Olmak ………………………………………………………………… 65
Türkiye’de Genç ve Kadın Olmak…………………………………………………… 67
Kadınlar ve Cumhuriyet Kazanımları ……………………………………………. 68
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Neden Politiktir?……………………………… 71
Mizojini…………………………………………………………………………………………… 72
Sindrella Kompleksi………………………………………………………………………… 78
Er-bilgiçlik (Mansplaining) ………………………………………………………………. 80
Neden Bunca Yeteneksiz Erkek Lider Oluyor?………………………………… 82
Pozitif “Ayrımcılık” mı?………………………………………………………………….. 83
Tokenizm – Numunecilik………………………………………………………………… 86
Cam Tavanlar, Cam Uçurumlar, Cam Duvarlar………………………………. 87
Yaftalanan Kadınlık ………………………………………………………………………… 89
Mikro Saldırganlıklar ……………………………………………………………………… 92
İçimizdeki Sabotajcı ………………………………………………………………………… 96
Kraliçe Arılar…………………………………………………………………………………… 98
Impostorizasyon/Sahtekârlaştırma ………………………………………………. 100
Gaslighting: Işığınızı Kısanlar ………………………………………………………… 101
NE YAPACAĞIZ? …………………………………………………………………………. 105
Yaralanmaya Açıklık……………………………………………………………………… 106
Öz Şefkat……………………………………………………………………………………….. 108
Kendine Uzaktan Bakma (Self-Distancing) …………………………………….. 112
Sanal Zorbalıktan Uzak Durmak…………………………………………………… 117
Cinsiyetçi Dille Mücadele ……………………………………………………………… 118
Uzman Görüşleri…………………………………………………………………………… 120
SONSÖZ YERİNE …………………………………………………………………………. 125
Özür Dilemeyi Reddettiğim Şeyler……………………………………………….. 127
ÖNSÖZ YERİNE
Dış / Gündüz / İstanbul Evrim dördüncü kitabını bitirmek üzere olan bir yazardır. Editörü Önder Abay, yayınevinin Genel Yayın Yönetmeni Cem Akaş, Genel Müdürü Ali Granit ve Yönetici Editörü Merin Sever ile toplantı masasındadır. Dosyanın yayınevine teslimine bir ay kalmıştır. Halihazırda kitabın dörtte üçünü tamamlamış olan Evrim dirseklerini masaya dayar, başını iki elinin arasına alır.
EVRİM
(Çaresizce)
Ben bu kitabı yazamayacağım. Zaten ben artık kitap yazmamalıyım.
Çünkü yazamıyorum.
CEM AKAŞ
(Evrim’e “Nasıl yani?” dercesine bir bakış atarak.)
???
EVRİM
(Cem Akaş’a dönerek)
Ben Cem Akaş değilim. Yazamıyorum. Kaç gecedir uyuyamıyorum bu yüzden.
CEM AKAŞ
(Her zamanki sakinliğiyle)
Uyku çok da gerekli bir şey değil zaten.
ÖNDER ABAY
(Her zamanki soğukkanlılığıyla, gruba dönerek)
Merak etmeyin, birkaç haftaya dosyayı gönderir.
ALİ GRANİT
(Her zamanki pratikliğiyle)
Kitap bitti sayılır; hatta kapağı konuşalım istiyorum bugün. Şimdi
bence kapak şöyle olmalı…
MERİN SEVER
Elbette yazabiliyorsun.
(Elindeki dosya kâğıtları üzerinde karalamalar yaparak)
Şimdi içerikte şu, şu, şu başlıklar var ya, bunları birleştirelim diyorum.
EVRİM
(Gözleri dolmuştur.)
Arkadaşlar! Ben impostor’um! Yazamıyorum!
Kendimi yola yola, geceleri az uyuyarak, gündüzleri çok çalışarak kitabı planlanan tarihe yetiştirdim. Bu dördüncü kitabım. Hâlâ
kendime yazar demekte zorlanıyorum. İlk üçü sevildi, okundu,
yeni baskılar yapmaya devam ediyor.
Bu beni yazar yapar mı?
Şansım mı yaver gitti?
Zaten iyi bir ekiple çalışıyorum.
Kim olsa yazardı bu kitapları. Hatta benden daha iyilerini yazardı.
Yok, yok, ben artık yazmayı bırakmalıyım.
Kimim ben yahu? Ne haddime kitap yazmak?
Anlaşıldı, buraya kadar. Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı, üç sıçradı. Bakalım dördüncüde ne yapacaksın çekirge?
…
Sabotajcımın sesi size kadar ulaştı mı? Bu ses, bu kitabı bana yazdıran ses. Yıllardır yaptığım çalışmalar, ön okumalar, ön araştırmalar, nihayetinde bu kitaba konu olan araştırmayı gerçekleştirdiği mizde içgörü aldığımız üç binden fazla insan gösterdi ki, bu ses sadece bana ait değil. Bu da, ilk üç kitabım gibi bir araştırma kitabı. Bir araştırmacı olarak yola çıktığım ilk günden beri veri ile anlatıyı buluşturmayı hedefledim. İstatistikleri kazıyarak insanın özüne ulaşmak, sayıların arkalarındaki gerçek insan hikâyelerini hissedebilmek olanağının peşinden koştum. Çok şükür, bu kitapta da bunu yapabildim. Bu sebeple, ilk teşekkürümü, araştırmaya katılan ve derin görüşmelerde kalplerinin en kırılgan köşelerini bana sevgiyle açan cesur insanlara sunmak isterim. Kitabın içinde o insanların isimlerini değiştirerek kullanmak zorunda kalmam da bu kitabın yazılma sebeplerinden biri olabilir.
Bir araştırma kitabı yazmak tek başına altından kalkılabilecek bir iş değil. Evrim Kuran Danışmanlık’taki şahane ekibim olmasaydı, yıllardır hayalim olan bu çalışmayı tamamlayabilmem mümkün olmazdı. İçerik planlamadan araştırma tasarımı ve uygulamasına, analizlere varana dek özverili çalışmaları, sabırları ve yaptığımız işe olan inançları ile beni hiç yalnız bırakmayan Gülhane, Serkan, Merve, Pınar, Erinç ve Arda’ya çok teşekkür ederim. Beni yıllar önce yazmaya küsmüşken yazı masasına tekrar oturtan ve bir daha hiç yalnız bırakmayan editörüm Önder Abay’a neden bu denli müteşekkir olduğumu dördüncü kitapta daha iyi anlayacağınızı sanıyorum; zira ürettikleriyle bir türlü yetinmeyen, yazdıklarını yeterince iyi bulmayan impostor olgusundan mustarip bir yazarla çalışmak hiç kolay değildir.
Benzer bir teşekkür elbette Can Yayınları/Mundi Kitap ekibine de gitmelidir çünkü yukarıdaki senaryo gerçekten yaşanmış bir hikâyeden alınmıştır. Yaşamdaki en büyük düşüm ve hakikatim, oğlum Ali’ye tüm kitaplarımın önsözünde teşekkür ettim. İlk kitapların oluşumunda ve yazım aşamasında ondan çaldığım zamanlar için özür de diledim. Bu kitapta ondan zaman çalmadım çünkü iki yıldır ayrı ülkelerde, ayrı zamanlardayız. Ben kitabın son düzeltmelerini yaparken o da hayalindeki üniversiteye girmek için portfolyosunu hazırlıyor. İkimiz de benzer bir yaratıcı sürecin son demlerinde yorgun, uykusuz ve çok heyecanlıyız. Onun saatiyle gündüz, benim saatimle geceleri konuşuyoruz. “Kitap çok güzel olacak annem,” diyor. “Filmin çok güzel olacak oğlum,” diyorum. Daha iyi, daha üretken, daha umutlu, daha yürekli olmama koyduğun katkı için teşekkür ederim oğlum, yol arkadaşım.
Teşekkür etmeyi önemserim. Ömrümün kırk sekizinci yılında ve dördüncü kitabımın önsözünde bir kişiye hiç teşekkür etmediğimi fark ettim: Kendime. Dağıstan’da Avarlar hayatını istediği gibi yaşayamamış insanların mezar taşlarına, “Yüz yaşına kadar yaşadı ama dünyaya gelmedi,” yazarlarmış. Ben dünyaya geldim. Kendime has bir hayat hayal ettim, o hayatı inşa ettim, layıkıyla yaşadım. Yazdım okundu, anlattım dinlendi. Düştüm, en az yedi kez. Cüret değil cesaret ettim. Kendimi değil, ama yaptığım her işi çok ciddiye aldım. Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi az sevmedim. Kimi sevdiysem çok sevdim. Sevilmemeyi de göze aldım. Kalbimden düşenlerin çok yüksekten düştüklerini bilmelerini isterdim. Yeterince sevilmemiş insanlara, kedilere, köpeklere, çiçeklere, kuşlara şefkatimi verdim ve fakat en az kendime… Dilerim bu kitap şifam olur. Kendime daha çok şefkat gösterir ve impostor olgumla daha kolay başa çıkabilirim. Şimdiye dek pek de fena değildim. Kendime teşekkür ederim.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Kurgu Dışı
- Kitap AdıBaşarılı Bir Kadın Olduğum İçin Özür Dilerim
- Sayfa Sayısı128
- YazarEvrim Kuran
- ISBN9786256377943
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviMundi / 2024