Eserleri ve duruşuyla “dünyanın vicdanı” olarak anılmayı hak eden Eduardo Galeano, alternatif tarih yazımının en güzel örneklerinden biri olan Aynalar’da, insanlığın görkemli olduğu kadar acı veren serüveninin umut dolu bütün ayrıntılarında soluk aldırarak, hayata bakış açınızı değiştirmeyi vaat ediyor.
Yerkürenin bütün coğrafyalarını adımlayarak, fiziki olduğu kadar zihinlerdeki sınırların da ötesine geçip, unutturulmuş ya da öğretilmemiş bambaşka gerçeklikleri hatırlatıyor Galeano. Her şeyin özüne inmeye çalışan minimalist ve nüktedan diliyle, fazladan tek bir kelime kullanmayarak; eski çağlardan günümüze edebi, kültürel ve politik anekdotlarla “Neredeyse Evrensel Bir Tarih.”
*
Aynaların içi insanlarla dolu.
Görünmez insanlar bizi görür.
Unutulmuşlar bizi hatırlar.
Biz aslında onları görürüz görürken kendimizi.
Peki, biz gidince, onlar da mı gider?
Biz arzudan yapıldık
Yaşam, isimsiz ve anısızken, yapayalnızdı. Elleri vardı, ama dokunacak kimsesi yoktu. Ağzı vardı, ama konuşacak kimsesi yoktu. Yaşam hiçbir çağ ile tanımlanamıyordu henüz.
İşte o zaman arzu yayını gerdi, fırlattığı arzu oku yaşamı ikiye böldü ve yaşam iki kişi oldu.
Bu ikisi buluştu ve gülüştüler. Birbirlerine bakmak güldürüyordu onları, birbirlerine dokunmak da.
Renk cümbüşüne doğru yolculuk
Âdem ve Havva zenci miydi?
İnsanın, dünyanın dört bir yanına doğru çıktığı yolculuk Afrika’dan başladı. Büyükbabalarımız gezegenin fethini oradan başlattı Farklı yollar beraberinde farklı kaderler getirdi ve güneş de renk ayrımı işini üstlendi.
Bugün, dünyanın gökkuşağını oluşturan kadınlar ve erkekler olarak bizlerin gerçek gökkuşağından fazla rengimiz var; fakat hepimiz Afrika kökenli göçmenleriz. Bembeyaz kişiler bile Afrika’dan geliyor.
Belki de ortak kökenimizi hatırlamayı reddediyoruz, çünkü ırkçılık hafıza kaybına neden oluyor ya da o çok eski zamanlarda dünyanın tümünün bizim krallığımız olduğuna, üzerinde sınırlar olmayan uçsuz bucaksız bir harita olduğuna ve bize şart koşulan yegâne pasaportun ayaklarımız olduğuna inanmak zor geliyor.
Ortalığı karıştıran
Yer ve gök, kötü ve iyi, doğum ve ölüm birbirlerinden ayrılmıştı. Gündüzle gece birbirine karışmıyordu ve kadın kadındı, erkek de erkek.
Fakat serseri haydut Exû’nun en büyük eğlencesi yasaklanmış karışıklıklar yaratarak eğlenmekti ve bugün hâlâ aynı şekilde eğlenmeye devam ediyor.
Yaptığı haylazlıklarla sınırları siliyor ve tanrıların ayırdıklarını birleştiriyor. Onun eseri ve şakası yüzünden güneş kararıyor, gece aydınlanıyor ve erkeklerin gözeneklerinden kadınlar filizleniyor, kadınların terlerinden de erkekler ortaya çıkıyor. Her kim ölüyorsa, aslında doğuyor, her kim doğuyorsa, aslında ölüyor ve her yaratılanda ya da her yaratmada ters ve düz karışıyor; o kadar ki, artık ne kimin yönetip kimin yönetildiği ne de neresi yukarı, neresi aşağı hiç bilinmiyor.
Er ya da geç ilahi düzen kendi hiyerarşisini ve kendi coğrafyasını tekrar oturtur ve her şeyi yerli yerine koyar; ne var ki, delilik er ya da geç tekrar ortaya çıkar.
O zaman da tanrılar, dünyanın yönetilmesi bu denli zor bir yer olmasından yakınır durur.
Mağaralar
Sarkıtlar tavandan sarkar. Dikitler yerden büyür. Her ikisi de, suyun ve zamanın dağların içine oydukları mağaraların derinliklerinde kayaların terlemesiyle ortaya çıkan kırılgan kristallerdir.
Sarkıtlar ve dikitler binlerce yıldan beri karanlığın içinde damlaya damlaya ya sarkmakta ya da dikilmektedir.
Bazılarının oluşumu bir milyon yıl sürmüştür.
Zira hiç aceleleri yoktur.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme
- Kitap AdıAynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih
- Sayfa Sayısı400
- YazarEduardo Galeano
- ISBN9789755704371
- Boyutlar, Kapak13,5*21, Karton Kapak
- YayıneviSel Yayınları / 2009
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Jül Vern Seyahat Acentesi ~ İlhami Algör
Jül Vern Seyahat Acentesi
İlhami Algör
“Bence Dedektif Fix figürü, monotonlaşma ihtimali olan bir hikâyeye kaç-kovala dinamizmi getirmesi için düşünülmüştü. Monotonlaşması kaçınılmazdı çünkü hikâyenin kahramanı Bay Fogg oturduğu yerden kalkmayan,...
- Kırık Köşe ~ Yasemin Pulat
Kırık Köşe
Yasemin Pulat
Bir Kadın Neler Yapabilir, Saçmalıklar Silsilesi, Kendi Kanımı İstiyorum, Denizyıldızının Hikâyesidir Hayat, Cari Kaçık, Bir’inci, Mesela Yani, Yine Saçmaladım, Kahretsin, Benim İçin Ölme, Erkekler...
- Kitaplar ve Sigaralar ~ George Orwell
Kitaplar ve Sigaralar
George Orwell
Kitap satmayı meslek edinmek ister miyim peki? Her şeyi hesaba katarsak, işverenimin nezaketine ve dükkânda mutlu günler geçirmiş olmama rağmen – hayır. Kitap alma...