Kutadgu Bilig’den yarım yüzyıl kadar sonra kaleme alınmış bir ahlâk ve öğüt kitabı olan Atebetü’l-Hakâyık’ı Türkçe’nin bugüne kadarki en büyük sözlüğünü [Ötüken Türkçe Sözlük] yazmış olan üstad Yaşar Çağbayır günümüz Türkçesine aktardı. Bu aktarımda serbest davranışmış, ama özüne sağdık kalınmıştır. Onun sözlerini kelimesi kelimesine çevirmek yerine gençlerimizin Atebetü’l-Hakâyık’la yüz yüze gelmelerini amaçlamıştır. Bilimsel arayışlar için R.R. Arat hocanın akademik çeviri ve incelemesi başta olmak üzere diğer çalışmalara başvurulabilirse de, bu kitapçıkta böyle bir eserin varlığından ve özünden gençlerin haberdar olmaları ve onlara yararlı olmak gayesi güdülmüştür. Kitapta eser, yazarı ve devri hakkında bilinenler ile eserin metni, bir solukta okunuverecek şekilde düzenlenmiştir.
Günümüz Diliyle Atebetü’l-Hakâyık, “bilgi çağı” koşturmacasında, “bilgi”yi “erdem”e yoldaş kılmanın insanlık hayra bir gayret olduğunu kavrayan gençlerin ve aydınların ilgisine sunulmuştur
Ön SÖZ
İçinde bulunduğumuz çağa “bilgi çağı” adını takanlara hak vermemek mümkün değildir. Bilgiye ulaşma, bilgi edinme kolaylaştı ve edinilenleri kullanma yollan da alabildiğine çoğaldı. Bu edinme kolaylığı ve kullanma yöntemlerindeki çokluk, insanlık için pek çok sorunu da beraberinde getirdi. Onu insanlığın hayrına kullanmak isteyen kadar, kötü amaçlarına alet etmeye kalkışan da dolu.
Geçtiğimiz yüzyıl içinde teknolojide ileri olmak veya ilerlemek gözde bir hedef iken, bugün ister istemez bilgi edinme hızı önem kazandı. Çünkü bilgi olmadan tekniğin kullanımı mümkün görülmüyor. Bilgiye ne kadar hızlı ulaşılırsa teknik de o kadar işlerlik kazanıyor. Öte yandan bilgiye de tekniğin verileri ile ve teknik sayesinde çabuklukla ulaşma imkânına sahibiz. Bilişimin ana kaynağı teknik, tekniğinki de bilişim ve bilgiye ulaşma hızı. Birbiri ile karşılıklı destekleme ve güdüleme ilişkisi içindeler. Ne biri, ne de öteki tercih sebebi. Bir madalyonun iki yüzü gibi ayrılmaz ikili durumunda. Şurası da kesin, bilgi olmadan teknoloji yeterli olmuyor.
Bilgi çağının nimetlerinden üst düzeyde yararlanmasını becerebilen ülkeler bilgi ve teknolojide üstünlük sağlamış, durumdalar Bu üstünlükleri onlara hem dünya ekonomisini. hem dünya kültürünü hem de dünya siyasetini ellerinde bulundurma hakkını sağlamış gibi görünüyor
Sözünü ettiğim 17 bilgiye ulaşım kolaylığı sayesinde dünyanın obur ucundaki yayınlara ulaşmak işten bile değil artık Yalnız bu yayınlar arasından faydalı olanları ayıklamak ve zararlı görülenlere karşı herhangi bir yasaklama da getirmek oldukça zor bu iş için kılı kırk yarmak gerek kılı kırk yaracak olan beyinlerin öncelikle kendi değerlerini, kendi bilgi kaynaklarını tanımış, görmüş ve özümsemiş olması gerekiyor Yoksa bu ayrımını başarmak hiç mi hiç kolay değil Bu yüzden gençlerimizin önce milli değerlerimizi yansıtan eserleri tanıyıp bilmeleri gerekli
Bilginin ve bilgi edinmenin erdemi hakkında hem dini. hem de milli kaynaklarımız az değildir Lise yıllarımda üç yıl boyunca okuduğumuz hangi kitabımızın şimdi hangi konuyla ilgili olduğunu hatırlamayız” bir yerinde sonra dan Kutadgu Bilig’den alınma olduğunu öğrendiğim bir dörtlük vardı
“bilig bil özüriğke orun kıl töre “bilig bilse özke idi berk tura “biligsiz yürek til negüke yarar “bilig birle su* feg kamugka yara”
Bu sözler beni çok etkilemişti. Bilginin insana sağladığı maddi üstünlükler ve manevi yüceliklerden sonra asıl hedef gösteriliyordu. Edindiğin bilgilerle “su gibi” herkese yararlı ol, diyordu. Demek ki bilgiden amaç yararlı olmak, bilgi edinmenin en üst hedefi ise herkese yararlı olmak. Halkımız, kendisine bir bardak su ikram edene “Su gibi aziz ol’” duasında bulunmazlar mı?
Kendi kültür dünyamızda, bin yıl öncesinden bilginin erdemi ve kullanılışı ile ilgili bazı ipuçları verilmiş, bu amaçla ciltlerle eserler yazılmıştır.
Günümüz Diliyle Atebetü’l Hakâyık umarım “bilgi çağı” koşturmacasında, “bilgi”yi “erdem”e yoldaş kılmanın insanlık hayrına bir gayret olduğunu kavramada yardımcı olur.
Söke. 24 Kasım 2008 Yaşar ÇAĞ BAYIR
Bismilîâhi’r –rahmânir –rahim
Tanrı’yı Ululama
Yârab, ben sana çak hamd eder, kurtuluşu ancak senin rahmetinden beklerim. Allah’ım sen her türlü övgü ve takdirin üstünde bir kudrete sahipsin. Senin bu üstünlüğünü hiçbir dil ifadeye muktedir değilken benim bu dilim mi seni, sana lâyık bir şekilde sena edebilecek? Ben bu dilimin, her türlü övgü ve takdirin üstünde bir kudret sahibi Rabb’im olan seni gereğince övmeye yetmeyeceğini biliyorum. Ama yine de bütün gücümle seni övmek istiyorum. Gücümün yeniği kadar söyleyebilmem için bana yardım et Yarab.
Canlı ve cansız, yürüyen ve uçan her şey senin varlığının tanığıdır.
Senin birliğine delil aramaya kalkışan kimse küçücük ve tek bir nesnede bile binlerce delil bulur. Ben şuna kesin olarak inandım; Yok iken beni yarattığın gibi yok eder ve sonra diriltirsin.
Ey şüphe yolunda koşan kişi, uyan artık: gel. ölmeden önce kendini ateşten kurtar. O Kadir i Mutlak’ın senin için yarattığı gece ile gündüz birbiri ardınca bir uyum içinde gelir gider durur. Kadir Mevlâ gündüzü giderip geceyi kondurur, geceyi giderip tekrar tan yerini ağartır.
Ölüden diri, diriden de ölüyü çıkarır’; bakınca bunu çok iyi anlarsın. O, kudret sahibi yüce bir Allah’tır. Ölüleri diriltmek ona çok kolay gelir.
Peygambere Övgü
Şimdi de o sevgili peygamberin erdemlerinden bir kaç söz dinle. Aklını çetin, zekânı keskin eyle ve sözümü iyi anla. O. kulların en seçkini ve risalede şereflendirilen en mutlu kişi olarak yaratılmışların içinde onun bir eşi daha yoktur. Resuller birer beyaz yüz ise o, bu ak yüzlere gözdür. Eğer onlar at yanak ise. o da bu al yanakta bir bendir. Onun adını anmak ve övmek şeker şerbet olmalı ki dilim adını andıkça ağzım (atlanıyor. Bugün benden salâvat ulaşsın ki yarın bunaltı beni sardığında elimden tutar olsun.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Doğu Klasikleri
- Kitap AdıAtebetü'l- Hakayık Gerçeklerin Eşiği
- Sayfa Sayısı71
- YazarEdib Ahmed Bin Mahmud Yükneki,Yaşar Çağbayır
- ISBN9754377231
- Boyutlar, Kapak12x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviÖtüken Neşriyat / 2009
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Mantıku’t- Tayr Kuşların Diliyle ~ Feridüddin Attar
Mantıku’t- Tayr Kuşların Diliyle
Feridüddin Attar
Feridü’d-dîn Attâr, bir şair ve mutasavvıf olarak gerek Fars edebiyatında gerekse klâsik Türk edebiyatında birçok şair üzerinde derin izler bırakmış, önemli bir şahsiyettir. O’nun...
- Semerkant ~ Amin Maalouf
Semerkant
Amin Maalouf
Amin Maalouf, Doğu´ya, İran´a bakıyor. Ömer Hayyam´ın Rubaiyat´ının çevresinde donen ıçiçe iki öykü 1072 yalında, Hayyam ın Semerkant´ında. başlayan ve 1912´de Atlantikte bitmeyen:bir serüven…...
- Amak-ı Hayal ~ Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi
Amak-ı Hayal
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi
Âmâk-ı Hayal / Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi “Tuhaf! Varla yok hiç bir olur mu? Örneğin ben şimdi varım, yarın yok olacağım. Bu ikisi arasında...