Sicilya’nın taçsız hanedanı Florio ailesinin hikâyesi devam ediyor…
Babası ve amcasının başlattığı baharat ticaretini girişimciliği, hırsı ve inadıyla “Florio efsanesi”ne dönüştüren Vincenzo bu dünyadan ayrılmış, geride onlarca girişim, sayısız mülk ve kendisi gibi işleri her şeyin önünde tutan, girişimci oğlu Ignazio’yu bırakmıştır. Babasından bayrağı devralan Ignazio ise Florio efsanesini daha da ileri taşıyacaktır: tonbalığı konserve tesisleri, banka, buharlı gemi şirketi, Marsala Şaraphanesi, Oretea Dökümhanesi ve bunların yanı sıra irili ufaklı onlarca başka faaliyet… Üstelik Florio ailesi artık burjuva olmanın da ötesine geçecek, Ignazio’nun Barones Giovanna d’Ondes Trigona’yla yaptığı evlilik sayesinde soyluların dünyasına adım atacaktır.
Palermo’daki Florio’ların üçüncü kuşağı daha öncekilerin hayal bile edemeyecekleri bir debdebeye, lükse ve ihtişama alışkındır artık. Ama her şeyin sonsuza kadar iyi gittiği nerede görülmüş?
Ignazio’nun ölümüne hazırlıksız yakalanan ve babasından çok farklı bir karaktere sahip olan Ignaziddu, acaba babasının zirveye taşıdığı imparatorluğunu orada tutabilecek midir? Daha önemlisi, bu zirvedeki aile şirketi Florio’lara ne getirecektir; lütuf mu, yoksa lanet mi?
Stefania Auci, Türkiye’de de yayımlanır yayımlanmaz büyük bir okur ilgisiyle karşılanan Sicilya Aslanları’nın devamı Aslanların Kışı’nda, bu ünlü ailenin sonraki kuşaklarını ilk ciltten alışkın olduğumuz ustalıkla ve yine dönemin tarihî dokusunu arka plana alarak anlatıyor. Okurlara da 2022 Bancarella Edebiyat Ödülü sahibi bu romanı bir solukta okumak kalıyor.
“Mutluluğun gerçek laneti onu yaşarken farkına varmamaktır. Mutluluğu tattığını anladığında geriye kalan ancak onun yankısıdır.”
İÇİNDEKİLER
Florio Ailesi (1799-1868)……………………………………………………………..15
Deniz (Eylül 1868 – Haziran 1874) …………………………………………………… 19
Tonnara (Haziran 1877 – Eylül 1881) ………………………………………………… 85
Zeytin Ağacı (Aralık 1883 – Kasım 1891) ……………………………………….. 183
İnciler (Şubat 1893 – Kasım 1893)…………………………………………………… 255
Konyak (Mart 1894 – Mart 1901) ……………………………………………………. 325
Porselen (Nisan 1901 – Temmuz 1904) …………………………………………… 437
Müge (Mayıs 1906 – Haziran 1911)………………………………………………… 489
Kurşun (Ekim 1912 – İlkbahar 1935)………………………………………………. 563
Epilog (Kasım 1950)………………………………………………………………………. 641
Florio Ailesinin Soyağacı ………………………………………………………………. 649
Teşekkür …………………………………………………………………………………..651
FLORIO AİLESİ
1799 – 1868
Aslen Calabra, Bagnara’lı olan Paolo ve Ignazio kardeşler, 1799 yılında zengin olma azmiyle Palermo Limanı’na inerler. Meslekleri baharatçılıktır, baharat ticareti yaparlar; adada bu alanda acımasız bir rekabet vardır ama onların yükselişi dizginlenemez bir biçimde hızlanır ve çalışma alanları genişler: Kükürt ticaretine başlarlar, yoksulluğa düşen Palermo’lu soyluların evlerini ve arazilerini satın alırlar, denizcilik şirketi kurarlar. Bu gayret –inatçı bir kararlılıkla beslenirken– Paolo’nun oğlu Vincenzo Casa Florio’nun1 başına geçince de yavaşlamaz: Aileye ait şaraphanelerde yoksulların içtiği Marsala şarabı kralların sofrasına layık bir nektara dönüşür; Favignana’da tonbalığının devrim niteliğinde bir yöntemle teneke kutuda ve zeytinyağında konserve edilmeye başlanmasıyla tüketimi yeniden artar. Palermo bütün bu olup bitenleri hayranlık, kıskançlık ve küçümseme karışımı bir duyguyla izler:
Bu adamlar her şeye rağmen birer “yabancı”, “hamal”, “kanları ter kokulu” olarak nitelendirilirler. Florio ailesinin hırsının temelindeki ateşi harlayan işte bu toplumsal intikam arzusudur, ailenin hem sosyal hem özel yaşamlarındaki varlığını iyi kötü belirleyen de bu olur. Ailenin erkekleri olağanüstü bireyler olmanın yanı sıra –bunu asla kabullenmeseler de hassas kişilerdir– yanlarında kendileri gibi olağanüstü kadınlara ihtiyaç duyarlar: Paolo’nun karısı Giuseppina ailesinin dirayeti için –sevgisi dahil– her şeyini feda eder; genç Milano’lu Giulia, Vincenzo’nun hayatına bir kasırga misali girer ve onun emin limanı, sağlam kayası olur. Vincenzo, yetmiş yaşını bile göremeden 1868 yılında ölünce Casa Florio’nun kaderini tek oğlu, otuz yaşındaki Ignazio’ya bırakır; genç adam iki yıl önce Barones Giovanna d’Ondes ile evlenmiş ve bu sayede nihayet aileye “soylu kan” gelmiştir. Ignazio çalışma kültürü içinde büyümüştür, Florio ailesinin daima ufkun da ötesine bakması gerektiğinin bilincindedir. Ve ailesinin tarihinin yeni bir bölümünü yazmaya girişir…
DENİZ
Eylül 1868 – Haziran 1874
Aceddu ‘nta l’aggia ‘un canta p’amuri, ma pi’ raggia.
“Kafesteki kuş aşkından değil, öfkesinden öter.”
Sicilya Atasözü
Parlamentonun 17 Mart 1861 günü İtalya Krallığı’nın Kral II. Vittorio Emanuele yönetimi altında kurulduğunu ilan edişinin üzerinden yedi yıl geçmiştir. Birliğin ilk meclis seçimleri ocak ayında yapılır (22 milyonluk nüfusun 400 bini oy verme hakkına sahip olmuştur) ve zafer Destra Storica’nın1 olur. Ağırlıklı olarak toprak sahipleri ve sanayicilerden oluşan hükümet, ülkenin birliğini sağlanırken oluşan borçların ödenmesi için ağır vergiler konmasından yanadır.
En büyük öfke Öğütme Vergisi (1 Ocak 1869) adıyla bilinen vergiye gösterilir çünkü tahıl öğütmekle, ekmek yapmakla uğraşan yoksullar doğrudan etkilenir ve sıkça ayaklanırlar. Bazı siyasetçiler bunu “Ortaçağ vergisi, Bourbon ve Feodal dönem vergisi” diye niteleseler de, vergi 1884 yılına kadar yürürlükte kalır. 1870 yılında Maliye Bakanı Quintino Sella bir başka sert önlemler dizisine girişir ve “iliğine kadar ekonomi” uygulamasını başlatır. İkinci İmparatorluk’un bitişi (1852-1870) ve Üçüncü Fransız Cumhuriyeti’nin başlamasının (1870-1940) İtalya tarihi için de önemli sonuçları olur: Fransa desteğinden yoksun kalan Papalık devleti 20 Eylül 1870’de yıkılır. İtalyan birlikleri kısa süreli top atışından sonra, “Savoy!” nidalarıyla Porta Pia’daki bir gedikten Roma’ya girerler. Roma, Torino (1861-1865) ve Floransa’dan sonra (1865-1871) 3 Şubat 1871 günü resmî olarak İtalya’nın başkenti olur.
21 Nisan 1871 tarihinde İtalyan hükümeti Teminat Yasası diye bilinen ve papanın kişisel egemenliğini ve ruhani liderlik özgürlüğünü garanti eden yasayı onar ama kendini “İtalyan devletinin tutuklusu” olarak gören IX. Pius bunu “Ubi Nos” Papalık Genelgesi’yle reddeder (15 Mayıs 1871). 10 Eylül 1874 tarihinde Kutsal Makam (Vatikan) Katoliklerin siyasette görev almasını engelleyen Non Expedit yasasını çıkarır ve bu yasa papanın makamından ayrıldığı 1919 yılına kadar uygulanır. Bütçe açığının zaman içinde kapatılışı, İtalya’da Moncenisio Demiryolu (15 Haziran 1868), Frejus Tüneli (17 Eylül 1871), dünyada ise Süveyş Kanalı (17 Kasım 1869) gibi büyük projelerin açılışı, yabancı sermayenin ülkeye girişi; 1871-1873 arasındaki dönemin “Coşkulu Üç Yıl” olarak anılmasını sağlar ve İtalyan sanayisinin doğuşuna zemin hazırlar. Ancak bu atılım 1873 yılında hem Avrupa’yı hem Amerika Birleşik Devletleri’ni sarsan “Uzun Buhran” nedeniyle yarıda kalır; 1896 yılına kadar sürecek olan bu buhranın altında bir dizi hatalı yatırım ve riskli girişim yatar. Bu durum Kuzey ve Güney İtalya’nın arasında yaşanan derin ayrılığı körükler; Kuzey demiryollarının Güney İtalya’ya inmemesi de bu nedenlerden biridir. Bu nedenle hükümet denizciliğin gelişmesi yönünde çaba gösterir.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıAslanların Kışı
- Sayfa Sayısı280
- YazarStefania Auci
- ISBN9789750763366
- Boyutlar, Kapak14x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviMundi / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Lontano ~ Jean Christophe Grange
Lontano
Jean Christophe Grange
JEAN-CHRISTOPHE GRANGÉ’DEN KONGO-FRANSA-BELÇİKA ÜÇGENİNDE TÜYLER ÜRPERTİCİ, SOLUK SOLUĞA BİR KOVALAMACA. ONLAR ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRINA VÂKIF OLANLARDI. İNTİKAM HİSSİYLE YANIP TUTUŞAN, KÖTÜLÜĞÜN ÖNCÜLERİYDİ. ZAMANIN VE MEKÂNIN...
- Hacı Murat ~ Lev Nikolayeviç Tolstoy
Hacı Murat
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Çarlık Rusyası’nın Kafkaslar üzerinde tam bir hakimiyet kurabilmek için verdiği yaklaşık 50 yıllık (1817 – 1864) mücadele karşısında direnişin efsaneleştirdiği, Şeyh Şamil’den sonraki en...
- Avignon Beşlisi 5: Quinx ya da Kusursuz Adamın Öyküsü ~ Lawrence Durrell
Avignon Beşlisi 5: Quinx ya da Kusursuz Adamın Öyküsü
Lawrence Durrell
Yapraklarını döken bir ağaç gibi, her renk ve büyüklükte not kâğıtları… Bir gece önce, eğer tekrar yazacak olursa bunun önceden tasarlamadan, notsuz, plansız, tıpkı...