Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Aşkın Şehidi
Aşkın Şehidi

Aşkın Şehidi

Ahmet Turgut

“AŞKIN ŞEHİDİ” romanı Hz.Hüseyin’in son 99 gününü konu ediniyor. Onunla yürüyecek, onunla konuşacak ve onunla titreyeceksiniz. Sözlü Edebiyatımızın türküler, ağıtlar ve destanlarla her dem…

“AŞKIN ŞEHİDİ” romanı Hz.Hüseyin’in son 99 gününü konu ediniyor. Onunla yürüyecek, onunla konuşacak ve onunla titreyeceksiniz.
Sözlü Edebiyatımızın türküler, ağıtlar ve destanlarla her dem diri tuttuğu ama yazılı edebiyatımızın bir türlü eğilemediği bir dönem ilk kez roman unsurları ve çarpıcı bir anlatımla okuyucuların karşısında…
Geçmişin gelecekle harmanlandığı, karanlığın aydınlıkla savaştığı bu 99 gün insanlık tarihinin derin bir özeti aslında. Orada vefa ve adanmışlık, verilen sözlerden cayıp dostu terk edişle bir arada. Umutlar korkularla savaşıyor. İlkeler çıkarlara meydan okuyor. Bir yanda zalimler zulümlerine bahaneler ararken ötede karşı duruşun ve mücadelenin ahlâkı var. Üstelik bu romanda anlatılanlar sadece 1330 yıl öncesinin hikâyesi değil. Duyabilenler için seslenmekte Kerbelâ:
“Bende okuduğun bizzat sensin, unutma! Lanet okumak istersen ölüp gitmiş Yezid’i bırak, kendi nefsine bak! Ve sendeki aklı düşün! Sadece kendi çıkarlarını gözetip pervasızlıklarına türlü gerekçeler buluyorsan dün Hüseyin’i terk edenleri kınama! Yaşasaydın sen de onlardan biri olacaktın. Aşka şahitsen ve aşkın içindeysen sen de her dem diri kalanlardansın. Hatırla! Kişi sevdikleriyle beraberdir…”
İlk kitabı “Bozkırın Sırrı – Türk Peygamber” ile aylarca çok satanlar listesinde yer edinen Ahmet Turgut’tan yine çarpıcı ve çok tartışılacak bir roman…

ÖNSÖZ

Bir gece sayfaları aralandı Kitabın. Karşımda duran, surelerin en kısasıydı:

“Şüphesiz Sana Kevseri verdik. öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Asıl izi silinecek olan. Sana kin besleyendir.” Sayfayla birlikte gözlerim de kapandı. Önüm sıra, her biri tek başına topluluk olmuş insanlar belirdi… Vakurdu hâlleri. Sanki geçmişten geleceğe, karanlıktan aydınlığa yürüyorlardı. Yine de sordum kendi kendime, “Nereye gidiyor bunlar?” diye… “Kerbela” dedi bir ses. Şevklenip artlarına düşmek istedim. O ses, “İyi düşün, bunun bedeli ağırdır…” dedi. Korktum…

“Kûfeliler de korkmuştu. Unutma!.. Korkanlar dostlarını terk ederler…” dedi aynı ses.

Utandım bu kez… Aklım karıştı, gönlüm bulandı. O ses, “Ne utan, ne de kork!” dedi… “Anlamaya bak! Gidenler kazandı.”

“Yezid…” dedim merakla, “O kazanmadı mı? Hüseyin’in ve yoldaşlarının kanını döküp tahtına daha bir güvenle kurulmadı mı?” “Yanlış biliyorsun…” dedi, “aç, bir daha oku! Ve düşün… Kazanan Yezid mi, yoksa İmam Hüseyin mi?” Merak ettim. Bu kez nasıl okuyacaktım?

“Kerbelâ’yı cinayet öyküsü bilme!” dedi… “Onda bir sayfa dahi var, ana sütü kadar ak ve pak olan. Orada kahramanlar kâh Ali oğlu Hüseyin’dir, kâh Fâtıma kızı Zeyneb” “Amenna!..” dedim pürtelaş ve ekledim: “Biliriz ki, Kerbelâ hak aramanın ve özgürlüğün destanıdır. Sabrın, teslimiyetin ve adanmışlığın azamelidir.”

İçimdeki ses, “Hâlâ bazı hakikatleri anlayamamışsın…” dedi. Duruldum. Sükût edip boyun büktüm.

“Kerbelâ’yı uzaklarda arama…” dedi. “Bu hikâyenin Yezid’i, sana her dem kötülükler emreden ve yeryüzünde nifak çıkarıp kan döken nefsindir. Zoru gördükçe dostlarını yazı yolda koyan Kûfeliler, maslahat gözeten aklındır… Arına paklana yücelen ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan Hüseyin, Allah katından sana üflenen ruhtur. Unutma! Seni yaratan Yezid’i de. Kufelileri de, İmam Hüseyin’i de var edendir.”

Titredim o vakit. Nutkum tutuldu. Habibullah’ın, “Oğlum” dediği Hüseyin ile adına asırlardır lanet okunan Yezid içimdeydi demek. Ve ben ekseri olarak Kufelilere benziyordum. ‘Okuyacağım… dedim, ‘en baştan okuyacağınız ve öylece çevirdim ‘Aşkın Diriliş’ sayfalarını… Allah’ın salat ve selamı Resulun ve Ali Beyi’inin üzerine olsun!..

Ahmet Turgut

Atasehir, Ağustos 2010

DÖNEM TARİHÇESİ

VE

ŞARTLARI

Miladi V. asır Mekke’sinin en güçlü kişisi, soyu Hz. İsmail’e dayanan Kusayy oğlu Abdimenaf’ti. Onun döneminde Kabe’ye dair hizmetler yeni baştan yapılandırılıp düzene kavuşturulmuştu. Ancak Abdimenafoğullarından Hâşim ile Ümeyye, Mekke ve Kabe’nin yönetimi konusunda anlaşmazlığa düşünce, her ikisinin evlatları arasında Habil Kabil misali zorlu mücadeleler başladı. ilk iktidar kavgasını kaybeden Ümeyye, Mekke’yi terk edip Şam’a yerleşti. Orada yeni ticari bağlantılar kurup güçlenince, şehrine geri döndü. İhtilaflı konularda iki aile arasında kerhen de olsa bir uzlaşı sağlandı. Buna göre hacıların barınması ve onlara yiyecek temin edilmesi gibi itibarlı görülen işler Haşimilere aitti. Savaş vakti askerlere komuta edilmesi ve de kabilelerle ilişkilerse, Ümeyyeogullarının uhdesindeydi.

Sonraki nesilde bu görevler Abdulmuttalib ve Harbe kaldı. Ümeyyeoğlu Harb, ticarette daha başarılıydı. Buna rağmen amcazadesi kadar nüfuzlu değildi. Abdulmuttalib asırlardır kayıp olan zemzem kuyularını ortaya çıkarmıştı ve “Fil Vakası” olarak bilinen saldırıya maruz kaldıklarında, Kureyşli aileler onun vekilliğinde birleşmişlerdi. Onların ardından Haşimller Ebû Talib’in, Ümeyyeoğulları ise Ebü Süfyan’ın idaresinde buluştular. Dış tehditlerin kalmadığı bu dönemde ailevi zenginliğini daha da arttıran Ebû Süfyan, artık tüm Hicaz’ın en varlıklı kişisiydi. Miladi 610 yılına gelindiğinde, Haşimileri zorlu günler bekliyurdu. Hz. Muhammed Mustafa (SAV.) Son Elçi olduğunu açıklamaya başlamıştı. İnsanları Allah’ın Tekliğine Birliğine çağırırken, Mekke putlarına ve buna bağlı sömürü düzenine de karşı çıkmaktaydı. Mevcut durumdan en çok fayda sağlayan Ümeyyeoğulları olduğundan, Resülullah’a en sert tepkiyi de onlar vermek-teydi. Ancak tüm baskılara rağmen, Hz. Muhammed (S.A.V.)’in yaradılıştan gelen eşitlik ve inananlar arasındaki kardeşlik tebliği, aşiret bağlarını sarsmıştı. Böylesi bir dönemde Hz. Peygamber’in amcası Ebû Leheb islamiyeti reddederken, Hz. Osman gibi önde gelen bir Ümeyyeoğlu veya Ebû Süfyan’ın kızı Hz. Ümmü Habibe ilâhi kelamı kabullenebilmişlerdi.

“Hüzün Adı” addedilen 620 senesinde önce Resülullah’ın eşi  Haticetü’l-Kübra, ardından amcası Ebû Talib vefat etmişti. Hatımilerin lidersiz kalması üzerine, Hz. Muhammed (S.A.V.) üzerindeki baskılar şiddetlendi ve iki yıl sonra Resûlullah Mekke’yi terk edip Medine’ye yerleşmek durumunda kaldı. Hicret’in ikinci yılında Bedir’de yapılan savaşta, başta Umeyyeoğullarından olmak üzere, Kureyşli müşrik önderlerin çoğu ölünce, Ebû Süfyan Mekke liderliğinde rakipsiz hale geldi. Bedir’in intikamını almak için düzenlediği Uhud Savaşına özel kini nedeniyle eşi de katılmıştı. Savaş sonunda Hz. Hamza’nın ciğerlerini söktürüp hınçla dişleyen Hind, tarihe ‘Ciğer Yiyen Kadın” olarak geçti Müşrikler açısından başarısız olan Medine Kuşatmasının tertipçileri de Ümeyyeoğullarıydı. İlerleyen yıllarda müşrikler adına Re-sulüllah’la saldırmazlık antlaşması imzalayanlar da yine onlar oldular. Ancak sözlerinde durmamaları üzerine, Hz. Muhammed (S.A.V.) o güne kadar Mekke’nin görmediği büyük bir ordu topladı ve sürüldüğü şehri kansız şekilde fethetti. Müminlere düşmanlıkta sınır tanımayan Ebû Süfyan, kendisi ve ailesi hakkındaki nihâi kararı beklerken, Resûlullah onların affedildiklerini ilan etti. Bunun üzerine, kendisi, oğlu Muaviye. eşi Hind ve diğer yakınları Müslüman olduklarını bildirdiler. 632 yılında Resûlullah Dârü’l-Bekâ’ya intikal edince, ashab halife olarak Hz. Ebûbekir’i seçti. Onun döneminde ailesi için herhangi bir menfaat sağlayamayan Ebû Süfyan. mevcut konumunu muhafaza etmekle yetindi. Ancak Hz. Ömer’in hilafet yıllarında Suriye’nin fethedilmesi, Ebû Süfyan’a aradığı kapıyı nihayet ara-lamıştı. Bölgeyle olan kadim ailevî hukuklarını kullanarak önce büyük oğlu Yezid’i, o ölünce de diğer oğlu Muaviye’yi Şam Valisi yaptırdı. Hz. Osman halife seçilince, Ümeyyeogulları için altın çağın kapıları hiç olmadığınca açılmıştı, özellikle sınır bölgelere atanan valilerin çoğunluğu kendi ailesinden olan Ebû Süfyan, “Artık hilafet kendi içimizde dönecek!” demeye bile başlamıştı. 656 yılına gelindiğinde, valiler hakkında halka karşı haksızlık yaptıkları ve devlet hazinesinden şahsi menfaat sağladıkları yönünde şikâyetler yükseliyordu. Üstelik iddia sahipleri hükümet merkezi olan Medine’de toplanmaya başlamışlardı. Bu tepkiler zamanla valileri asıp bizzat halifenin şahsına yöneldiğinde, isyancılar arasında Ümeyye eşrafından Mervan bin Hakem de vardı. Öte yandan Ümeyye kökenli valiler, Hz. Osman’ın acil asker ve yardım taleplerine sırtlarını dönerek olacakları izlemekle yetiniyorlardı. Hz. Ali, gittikçe ateşli tepkiler veren isyancıların hilafete zarar vermelerinden çekinerek, oğullarını Hz. Osman’a gönderdi. An-cak başkaldırı esnasında kendilerine direnen ve Evlâdı Resûl’ü bile yaralayan isyancılar, sonunda halifeyi şehit ettiler. Devlet ve toplum adım adım kargaşaya sürükleniyorken Hz. Ali öne çıktı ve halife seçildi. İlk iş olarak merkezin yardım emrine uymayan ve haklarında zaten birçok şikayet bulunan valileri azletti. Muaviye bu kararı tanımadığını bildirdi. Alenen hilafete talip olmayı erken bulduğundan, Şehit Halife Affan oğlu Osman’ın kanını talep etmekle yetindi. Ona göre Hz. Ali suçlu suçsuz ayırt etmeden Medinedeki herkesi tutuklayıp sabık halifenin katillerini ortaya çıkarmalı ve infaz için kendisine teslim etmeliydi. Ancak meşru ve mevcut Halife Hz. İmam Ali, masum insanların mağdur edilmemesi için adil yargılama sürecinden taviz vermeyecekti…

Eklendi: Yayım tarihi

“Aşkın Şehidi” için 8 yanıt

  1. herkesin mutlak okuması gerekenn muhteşem bir kitappp Ahmett Turgut a sonsuzz tşklerr kafamdakii soru işaretlerinii giderdiği için….

    1. Salam arkadashlar. Bana yardimci ola bilirmisiniz? Lutfen biri bana Askin sehiti kitabin nereden indiri bilirim konusunda yardimci olsun

  2. Hayatım boyunca okuduğum kitaplarla bir boşluğu doldutrmak istedim. Rasülün oğlu seciyesi içimdeki bir arayışı doldurmak için yüreğime derinden su serpti ama o boşluğu doldurmak için üzerime yüklü bir sorumluluk hissi düştü. Yani herkes Hz. Hüseyini okuyabilir ama Rasülün oğlu olunamıyor. Allah Bu yolda gönlünü çevirenlerden eylesin herkesi Hz Hüseyini sevenlerden eylesin amin.

  3. Ahmet Turgutun okudugum bu ikinci kitabi ,daha once “BOZKIRIN SIRRINI” okudum,o da cok guzel ve farkli bir kitapdi.”ASKIN SEHIDI” isimli bu kitabi da bastan sona okumak istiyorum.insallah bulurum,bir az okudum ve AHMET TURGUTA ellerinize saglik demek istiyorum,bu da cok farkli ve insani etkileyen bir kitap olmus.

  4. lise 1 öğrencisiyim ve edebiyat yazılım günler sonra.yazılıda bu kitap çıkacak.ben okumadım.şimdi başlasam yetiştiremem.ben de özet arıyordum.ama sonra kitabı açtım.çok güzeldi.Hz. Muhammed, Hz. Hüseyin… 3,5 saat aralıksız okudum ve bitirdim.müthiş bir kitap.bu site de işime yaradı.teşekkür ederim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıAşkın Şehidi
  • Sayfa Sayısı500
  • YazarAhmet Turgut
  • ISBN6054470044
  • Boyutlar, Kapak14x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCALLİSTO KİTAP / 2011

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Bozkırın Sırrı Türk Peygamber ~ Ahmet TurgutBozkırın Sırrı Türk Peygamber

    Bozkırın Sırrı Türk Peygamber

    Ahmet Turgut

    Üç bin yıl önce Bozkırdaki yarı-göçerler henüz “Türk” adıyla bilinmezken doğdular… Erkek: ‘Çadırı tutan ana direk’ olması için “Öktem” diye çağrıldı. ‘Yüz yirmi dört...

  2. Aşkın Şehidi ~ Ahmet TurgutAşkın Şehidi

    Aşkın Şehidi

    Ahmet Turgut

    Kerbelâ, Hüseyin ve yoldaşlarının katligâhı… Orada kan ve gözyaşı var. Oradaki susuzlukla senin de ciğerlerin kavrulur. Ve başlarsın âh-u figan etmeye. İçin yandıkça görürsün:...

  3. Aşkın Elçisi ~ Ahmet TurgutAşkın Elçisi

    Aşkın Elçisi

    Ahmet Turgut

    ÇOK SATAN ‘BOZKIRIN SIRRI-TÜRK PEYGAMBER’ ve ‘AŞKIN ŞEHİDİ’ ROMANLARININ YAZARINDAN!.. İrfâni bir anlatımla yine tarih, insan ve edebiyat içe içe… Kerbelâ Serisinin ilk romanı...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Matruşka – Maskeler ~ Sevde NurMatruşka – Maskeler

    Matruşka – Maskeler

    Sevde Nur

    “Öp beni, iyileşsin yaralarım, öyle öp ki yenilerine yer açılsın. Çocukluğumun acısı, geleceğimin yazısı. Ben kötülüğe gebe hayalleri kuran kadın, bu hikâyede kötüler kazansın...

  2. Temmuz Çocukları ~ Menekşe ToprakTemmuz Çocukları

    Temmuz Çocukları

    Menekşe Toprak

    “Bekliyorum, bazen eylemsizliğime şaşarak bekliyorum, bazen içimdeki öteki benleri parçalaya parçalaya anlamaya, bazen inkâr ede ede unutmaya çalışarak ama hep bir şeylerin değişeceğine inanarak...

  3. bunlara değer miydi? ~ A. Ruşen Tosunbunlara değer miydi?

    bunlara değer miydi?

    A. Ruşen Tosun

    Sevgili babama ithafen… Bu kitaptaki kişiler ve olaylar gerçek gibi görünmesine rağmen sadece yazarın hayal ürünüdür.

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur