Güneş her sabah yeniden doğuyor, gün ise şafakta nice umutlara gebe şekilde ağarıyor ve siz, eğer isterseniz hayatı bir ucundan yakalama şansına sahipsiniz. Yeter ki gülümseyin, yeter ki; “BUGÜN YİNE ÇOK GÜZELSİN HAYAT! Her şeye rağmen…” diyerek yatağınızdan kalkmayı ihmal etmeyin…
Paylaşılmış Hikayeler’i mümkünse kalbinizin derinliklerinde bir yerde muhafaza edin. Ki kimi zaman bir çiçek ya da küçük bir tatlı sözle bile kırık bir kalp tamirinin mümkün olup özür dilemenin, teşekkür etmenin ve şükretmenin “erdem” olduğunu asla unutmayasınız…
Samanyolu Televizyonu izleyicilerinin yakından tanıdığı bir yüz olan Asım Yıldırım, sabah kuşağında okuduğu öyküleri bir araya getirerek kitap haline getirdiği BİR YUDUM HİKAYE ve MERHABA YENİGÜN HİKAYELERİ’nin beğenilmesi üzerine şimdi üçüncü hikaye kitabı ile karşınızda…
Asım Yıldırım’ın özenli seçkisi ve derlemesiyle okurlara sunduğu bu öyküler arasında, hayata, aşka, inanca ve ölüme dair ders alınacak öyküler bulacaksınız.
Aşk ve Zaman
Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve diğerleri… Aşk da dahil.
Bir gün, adanın batmakta olduğu, bütün duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi, adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar. Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş. Çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek İstemiş. Ada tam batmak üzereyken, Aşk yardım istemeye karar vermiş.
Zenginlik, çok büyük bir teknenin İçinde geçmekteymiş.
Aşk:
” Zenginlik, beni de yanına alır mısın? ” diye sormuş. Zenginlik:
“Hayır, alamam. Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok” demiş.
Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir’den yardım istemiş:
” Kibir, lütfen bana yardım et” diye buğulu gözlerle Kibir’e seslenmiş.
Kibir:
“Sana yardım edemem Aşk. Sırılsıklamsın, yelkenlimi mahvedebilirsin”diye cevap vermiş
Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk, bu defa O’ndan yardım İslemiş:
” Üzüntü, n’olur seninle geleyim… ”
” Off, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var, demiş Üzüntü de…
Mutluluk da Aşk’ın yanından geçmiş, ama o kadar mutluymuş ki, Aşkın çağrısını duymamış bile. Aşk, birden bir ses duymuş:
” Gel Aşk! Seni yanıma alacağım… ”
Bu Aşk’tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki kendini, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk’a yardım eden, yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi’ye sormuş:
“Bana yardım eden kimdi? ”
“O, Zaman’dı” diye cevap vermiş Bilgi.
” Zaman mı? Neden bana yardım etti ki” diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş:
“Çünkü sadece Zaman, Aşk’ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir… ”
Kuş Kadınlar
Tepeden aşağı bisikletle hızla inen güzel kadının ardından, ona âşık olan genç adam bağırmaktadır:
” İris, yavaşla! Dur! Sana yetişemiyorum! ”
“Yavaşlayamam. Sen bana yakın durmaya çalış. Bir şey olmaz! ”
İngiliz yazar iris Murdoch’un hayatını anlatan “iris” filminde üç kez aynı sahne tekrarlanıyor. Adam, kadının hızına yetişemiyor ömür boyu, ama ona “yakın durmayı” beceriyor. Peki, hakikaten bir şey olmuyor mu? Ne oluyor ya da?
Bazı kadınlar, yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir de, o karmaşık bir mesele. O kadınlara yalnızca yakın durulabilir, yakalanıp durdurursan, kendine ait kılarsan: ölüverirler. Çünkü onlar kuş gibidirler. Böyle uçucu kadınlar, tepeden aşağıya inen bir bisiklet gibi, fren yaptıklarında düşeceklerini pekiyi bilirler. O yüzden belki de hayat boyu kendilerini en sevdiklerinden bile korumak mecburiyetindedirler. Kendilerini durdurup…
“Paylaşılmış Hikayeler” için 6 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Sardinya Efsaneleri ~ Grazia Deledda
Sardinya Efsaneleri
Grazia Deledda
Her hazinenin kapısında bir lanet bekler sizi… İtalyan edebiyatının büyük ozanı Deledda’nın kaleminde canlanan Sardinya Efsaneleri, kaderlerinde acı ve ölüm olan sıradan insanların sıra...
- Bir Yobazın Günlüğü ~ Ömer Faruk Dönmez
Bir Yobazın Günlüğü
Ömer Faruk Dönmez
Bıyık altından gülerek kendisini “yobaz” diye vasıflandıran “keskin zekâlı ve sivri dilli” belki de “sivri zekâlı ve keskin dilli” bir yazar, günün birinde günlük...
- Gecenin İkinci Rüyası ~ Leyla İpekçi
Gecenin İkinci Rüyası
Leyla İpekçi
Leyla İpekçi, zamanın, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyeni, vicdanın hayata ve ruha izini düşüren yüzlerine bakıyor. Erbilden, İsfahandan, Erivandan, Paris’ten, Konyadan, İskenderiyeden ve birçok...
MUHTEŞEM
BENCEDE SÜPER
BENCEDE SÜPER (EM)
HARİKA
Merhaba ben bu kitabı okudum fakat bendeki kitap 222 sayfa ve’Aynalar’ hikayesi yarım kalmış. O hikayenin devamını yazabilir misiniz benim yorumumum altına ?
Devamını buldum. Yazmanıza gerek yok