“Mırıltı kesintisizdi. Çok uzaklardan geliyordu; sanki durmadan yağmur yağan, yine de suyun aç toprağı beslemeye yetmediği bir yerden… Bazen bir yakarışa, bazen ağlamaya, bazen inlemeye benzeyerek uzayıp gidiyordu. Şimdiye kadar duyduğu bütün seslerden farklıydı. İnsan aklının sınırları içinde düşünmüştü; mırıltı yaralı toprağı yatıştırmaya, sakinleştirmeye mi çalışıyordu? Sonra yanıldığını anladı. Yeni gelenlerin kulaklarına fısıldanan kindar bir ninniydi bu, anlatılmaz, dile gelmez yıkımların dehşetli ezgisi.”
Yedi öyküyü bir araya getiren Arkası Mutlaka Gelir, Ayşegül Devecioğlu koleksiyonunun yedinci kitabı.
İÇİNDEKİLER
Avcı
Görme Biçimleri
Tek Başlılığın Anatomik Eleştirisi
Rüyada
Yaşlılığın Tehlikeleri
Edebiyat Dersleri
Arkası Mutlaka Gelir
Avcı, s. 9-10
Avcılığa ne zaman başladığını tam anımsayamıyordu. Bütün bildiği yıllardır avlandığıydı, bir hayvan gibi diyebilirdi. Av insandan çok, hayvanlara özgü sezgilere dayanıyordu. Ağzındaki sulanma, ellerinin aslında işin içinde olmamalarına rağmen pençe gibi açılıp kapanması, dişlerindeki o kamaşma, kalbinin hızlı hızlı atması…
Öte yandan pek çok yırtıcı gibi geceyi beklemesi gerekmiyordu, av her saatte olabilirdi. Ortada kan, doku ve kemik parçaları yoktu, ısırılmış kafalar, çıkmış gözler, parçalanmış deriler… Yine de yırtıcı bir avcı sayılırdı. Avını heyecanla, ilkel bir tutkuyla yakalıyor, avdan sonra tıpkı bir hayvan gibi doygun hissediyordu kendini.
Avlandığını anladığı andan itibaren, o müthiş doygunluk hissi geçer geçmez, avın kendi tarafından konmayan, ama uymak zorunda olduğu temel kurallarını sezmişti. Onlara zamanla birkaç tanesini daha ekledi. Böylece avın yasası oluştu. Avın gerçekleşmesi bu kurallara titizlikle uyulmasına bağlıydı. Kurallar, tutkuya ve yırtıcılığa biraz olsun ket vurabilmek amacını taşıyor ve avı daha zevkli hale getiriyordu.
Onları tek başına yakalıyordu, diğerlerinden ayrıldıkları, soluğun alınıp verilmesi kadar kısa bir sürede havada titreştiklerinde; tüfeğe, oka ya da eski usul bir mızrağa ihtiyaç duymadan. En sıradan organlarından biriyle hallediyordu bu işi. İyi bir avcı sayıyordu kendini. Yeter ki avı tek başına savunmasız kalsın. Başlarına geleni anlamıyorlardı bile, havada, saniyenin kim bilir kaçta kaçı o kısacık süre çırpınmaları avlanmalarına yetiyordu. Çığlık atıyorlar mıydı? Elleri hazla pençe şeklini alıp, dişleri kamaşırken bunu ayırt etmesi olanaksızdı. O son çırpınışların yakarış, ümitsizlik ya da acıyı ifade eden bir sesi vardı belki de. Yaka paça çekildikleri girdapta ne hissederlerdi?
Bu iş için kullandığı araçlar basitti. Örs, üzengi, çekiç, bir de salyangoz. Ama ne örsün örsle, ne çekicin çekiçle, ne salyangozun salyangozla isimlerinden öte ilgisi vardı. Kulağının içindeki minik kemikçikler ve almaçlardı bunlar. Kulak kepçesiyle toplanan ses dalgaları kulak zarını titreştiriyor, çekiç, örs ve üzengi kemikleri titreşimi iletiyor, sonunda av, salyangozdaki tüysü hücreler tarafından yakalanıp sinirler aracılığıyla kaçınılmaz sonuna doğru itiliyordu. O devasa ağız, ki tıpkı Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi ya da güvenlik kurumları gibi asıl işlevlerini gizleyen saygın bir ismi de vardı –işitme merkezi– doymak bilmez bir hırsla sömürüyordu avı. Her şey o kadar kısa bir sürede olup bitiyordu ki.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıArkası Mutlaka Gelir
- Sayfa Sayısı120
- YazarAyşegül Devecioğlu
- ISBN9786053162087
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviMetis Yayınları / 2020
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Şeytan ~ Lev Nikolayeviç Tolstoy
Şeytan
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Tolstoy, Şeytanı, Anna Karenina’dan yaklaşık on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı’nda yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru, Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin en...
- Nick Adams Öyküleri ~ Ernest Hemingway
Nick Adams Öyküleri
Ernest Hemingway
Hemingway’in En Ünlü Karakterlerinden Birinin Başrolde Olduğu Klasik Öyküler Ünlü Nick Adams Öyküleri, unutulmaz bir karakterin çocukluktan delikanlılığa, sonra da askerlik, gazilik, yazarlık ve...
- Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar – Seymour / Bir giriş ~ J. D. Salinger
Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar – Seymour / Bir giriş
J. D. Salinger
Efsane yazar, suskun münzevi Salinger’ın Türkçeye çevirilen son kitabı. Daha önceki yıllarda Dokuz Öykü (1993), Franny ve Zooey (1993) ve Çavdar Tarlasında Çocuklar isimli...