Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Çukur
Çukur

Çukur

Andrey Platonov

Stalin Rusyası’nda, emekçilerin gelecekteki güzel günlerde bir arada yaşaması için yapılması planlanan devasa bir binanın temel çukurunun kazılma sürecini anlatıyor Çukur – elbette “Platonov…

Stalin Rusyası’nda, emekçilerin gelecekteki güzel günlerde bir arada yaşaması için yapılması planlanan devasa bir binanın temel çukurunun kazılma sürecini anlatıyor Çukur – elbette “Platonov tarzında”. Platonov okurları bunun ne anlama geldiğini hemen anlayacaktır: absürd diyaloglar, varoluşsal sorgulamalar, sosyalizmin soyut idealleriyle somut uygulamalar arasındaki uçurumun gözler önüne serilmesi, sürekli propagandası yapılan ideolojiyi komik bir şekilde yanlış anlayan naif karakterler ve özgün, “tuhaf”, emsalsiz bir dil.

Yazarın 1930 yılında tamamladığı ama Rusya’da ancak 1987 yılında yayımlanabilen bu romanı, Platonov’un Metis’te yayımlanan diğer eserlerini de Türkçeye kazandırmış olan Günay Çetao Kızılırmak’ın ustalıklı çevirisiyle sunuyoruz.

s. 7-9

Özel yaşamının otuzuncu yıldönümünde, geçimi için para kazanmaya çalıştığı küçük makine fabrikasında Voşov’un işine son verdiler. İhraç belgesine, dirençsizliğindeki artış ve genel iş temposu ortasında düşüncelere dalması sebebiyle üretimden alındığını yazdılar.

Voşov dairesindeki eşyaları bir çuvala doldurdu, geleceğini açık havada daha iyi kavrayabilmek için dışarı çıktı. Ne var ki hava boştu, kıpırtısız ağaçlar sıcağı yapraklarında titizlikle koruyor, toz ıssız yolu keyifsizce örtüyordu – tabiatta durum buydu. Voşov nereye sürüklendiğini bilmiyordu ve şehrin kıyısında, yuvasız çocukların emek ve faydaya alıştırıldığı çiftliğin alçak çitine dirseğini dayadı. Buradan sonra şehir bitiyordu – ileride sadece akşamdan kalmalar ve düşük ücretli kategoriler için bir birahane vardı ki kurum misali, avlusuz durmaktaydı; birahanenin ardında kilden bir tepecik yükseliyor, üzerindeki yaşlı ağaç aydınlık havanın ortasında tek başına yaşayıp gidiyordu. Voşov birahaneye doğru ağır ağır yürüdü ve samimi insan seslerini işiterek içeri girdi. Burada, mutsuzluğunda boğulan dengesiz insanların arasında, Voşov kendini daha bir gamsız ve rahat hissetti. Birahanede akşam olana, değişen havanın rüzgârı uğuldayana değin kaldı; neden sonra Voşov gecenin başlangıcını fark etmek için açık pencereye yanaştı ve kil tepenin üzerindeki ağacı gördü – kötü havadan ötürü sallanıyor, yaprakları gizli bir utançla kıvrılıyordu. Bir yerlerde, herhalde Sovyet Ticaret Sendikası’nın bahçesinde, nefesli çalgılar orkestrası inlemekteydi; rüzgâr, hiçbir yere gitmeyen tekdüze müziği koyak önündeki boş araziden geçirip tabiata sürüyordu. Voşov müziği umudun hazzıyla dinledi, çünkü sevinç nadiren düşerdi payına; ama kendisi müziğe denk bir şey yaratamıyor ve akşam vaktini kıpırtısız geçiriyordu. Rüzgârın ardından yine sessizlik hükmünü sürdü ve ondan da sessiz bir karanlıkla örtüldü. Voşov gecenin yumuşak karanlığını izlemek, çeşitli kederli sesleri dinleyip taş gibi sert kemiklerin çevrelediği kalbiyle ıstırap çekmek için pencerenin kenarına oturdu.

“Hey, gıdacı!” diye seslendi biri sessizleşen işletmede. “Bize iki bira ver – gırtlağımıza boca edelim!”

Voşov insanların birahaneye daima sevgililer gibi çiftler halinde, kimileyin de samimi düğün alaylarıyla geldiklerini çok önceden tespit etmişti.

Gıda çalışanı bu kez bira vermedi, iki çatı ustası istekli ağızlarını önlüklerine sildiler.

“İşçi sana tek parmağıyla emir verebilmeli, boşuna havalara girmişsin, bürokrat!”

Fakat gıdacı gücünü mesaide yıpranmaya değil, özel yaşamına saklıyor ve ihtilaflara girmiyordu.

“Kurum kapandı, vatandaşlar. Gidin evinizde bir şeylerle meşgul olun.”

Çatı ustaları fincan tabağından aldıkları birer tuzlu peksimedi ağızlarına attılar ve çıkıp gittiler. Voşov birahanede yalnız kaldı.

“Vatandaş! Siz de sadece bir bira talep etmiştiniz ama süresiz oturup duruyorsunuz! İçkiye para ödediniz, mekâna değil!”

Voşov çuvalını kapıp geceye doğru yola çıktı. Sorularla dolu gökyüzü Voşov’un üzerinde yıldızların sancılı gücüyle ışıldıyordu ama şehrin ışıkları sönmüş, imkânı olan akşam yemeğini yemiş, uyuyordu. Voşov toz toprağa basa basa hendeğe indi ve uyuyup kendinden sıyrılmak için yüzükoyun yattı. Gel gör ki uyumak için zihne huzur, hayata güven ve çekilmiş derdin affı gerekliydi, oysaki Voşov şuurunun kuru gerilimini duyarak yatıyor ve dünyaya bir faydası var mı yoksa onsuz da her şey gayet güzel yürüyüp gider mi bilemiyordu. İnsanların nefesi kesilmesin diye bilinmez bir yerden rüzgâr esti ve bir banliyö köpeği kuşkunun cılız sesiyle hizmette olduğunu bildirdi.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıÇukur
  • Sayfa Sayısı168
  • YazarAndrey Platonov
  • ISBN9786053160977
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviMetis Yayınları / 2017

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Can ~ Andrey PlatonovCan

    Can

    Andrey Platonov

    Can. Bu, vaktizamanında zengin beyler tarafından onlara verilen ortak bir lakaptı, zira can ruh demektir; kırılan garibanların ise ruhlarından, yani hissetme ve acı çekme...

  2. Birbirimiz İçin Yaşayacağız-Mektuplar ~ Andrey PlatonovBirbirimiz İçin Yaşayacağız-Mektuplar

    Birbirimiz İçin Yaşayacağız-Mektuplar

    Andrey Platonov

    Edebiyat elbette insanları gözlemlemenin sonucunda ortaya çıkar,” diyor Platonov. “Onları gözlemlemek için de mektuplarından daha iyi bir yer olabilir mi?” Nitekim Platonov’un 1920-1950 yılları...

  3. Çevengur ~ Andrey PlatonovÇevengur

    Çevengur

    Andrey Platonov

    Sovyetlerin “sakıncalı” yazarı Andrey Platonov’un 1926-29 yılları arasında kaleme aldığı Çevengur, hayatı değiştirme fikrine samimiyetle sarılan “insancıklar”ın hikâyesini absürde kayan mizahi bir dille anlatıyor....

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Dört Odalı Kalp ~ Anais NinDört Odalı Kalp

    Dört Odalı Kalp

    Anais Nin

    Nin, serinin üçüncü kitabı Dört Odalı Kalp’te ise Perulu şair Gonzalo Moré ile ilişkisinden ilham aldığı bir aşkı yazıyor.

  2. Hayvan Hükümranlığı ~ Jean-Baptiste Del AmoHayvan Hükümranlığı

    Hayvan Hükümranlığı

    Jean-Baptiste Del Amo

    Fransa’nın güneybatısında sıradan bir köy. Küçük bir arazi parçasıyla başlayıp giderek işi büyüten mütevazı bir köylü ailesi. Ve doğum, büyüme, ölüm döngüsü içinde her...

  3. Uyumsuz ~ Veronica RothUyumsuz

    Uyumsuz

    Veronica Roth

    Beatrice Prior’ın Chicago’sunda toplum, her biri belli bir erdemi yaşatmaya adanmış beş topluluğa bölünmüş durumda. Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik. Her yıl, belli...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur