Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Aliş’in Kabakları
Aliş’in Kabakları

Aliş’in Kabakları

Ayla Çınaroğlu

Çekirdek çıtlamayı sevenler bu öyküye bayılacak… Dönecik ayaklarının çabucak büyüyüp güçlenmesini istiyormuş, acaba neden? Aysel’in yaptığı pazar resminin başına neler gelmiş, duydunuz mu? Ya…

Çekirdek çıtlamayı sevenler bu öyküye bayılacak… Dönecik ayaklarının çabucak büyüyüp güçlenmesini istiyormuş, acaba neden? Aysel’in yaptığı pazar resminin başına neler gelmiş, duydunuz mu? Ya sizin de resminizin başından böyle bir öykü geçtiyse? Yaprak sarması nasıl yapılıyormuş, kim biliyor? Çiğdem, güzel bir gezintiden aklında hangi sorularla dönmüş evine dersiniz?

iÇiNDEKiLER

DÖNE ……………………………………………………………………..7
ALiS’iN KABAKLARI ……………………………………………….13
RESiM YAPMAK ……………………………………………………..32
YAPRAK SARMASI …………………………………………………49
KÜÇÜK BiR GEZiNTi ………………………………………………..57

ALiS’iN KABAKLAR

Çıt, çıt, çıt… İşte açıldı! “Eh, bizim köyün kabağı dünyada bir tanedir ya, kabak çekirdeği de bir tanedir,” diye düşünüyordu Aliş çekirdeğini dişlerken. Hele insan kendi elleriyle kurutmuş, ayıklamışsa; çatı aralığına gizlemiş, orada unutup aylar sonra anımsayıvermiş de gizlediği yerden çıkarıp dişlemeye koyulmuşsa baklava ya da börekten daha tatlı, bayramda verilen harçlıktan daha değerlidir o çekirdek.

Kabak deyip de geçmeyin. Gerçekten “Akköy’ün kabağı” dendi mi akan sular dururdu. Artık havasından mıdır, toprağından mı, suyundan mı bilinmez, başka hiçbir yerde yetişmezdi bu tür kabak. Aliş’in keyifle yediği de işte bu güzel kabakların çekirdekleriydi. Ta geçen yaz başında, tüm ailenin özenle yetiştirdiği kabakların dördünü daha tarlada, çiçekteyken ayırmış, kimseye elletmemişti Aliş. İyice büyüyüp tohumluk oluncaya dek beklemiş, sonra kurutup ayıklamış ve çatı arasındaki kirişlerden birinin ardına gizlemişti. Kışın soba başında, yeni alacakları büyük televizyonu izlerken yiyeceğini düşünmüş, ama sonra unutup gitmişti. İşte neden sonra, önceki akşam babası sözünü ettiğinde aklına geliverdi birden. Babası annesine, — Kabakları çimleme zamanı geldi artık, baklaları söktüğümüzde hemen dikmeliyiz fideleri, anca büyürler. Tohumlukları hazır ediverin de yarın ekelim, demişti. Annesi de, — Bilmem, nerde ki? Ben ellemediydim tohumlukları. Hele bir Şahin’e soralım, diye cevaplamıştı.

Çatı arası karanlık olmasaydı, daha geceden arayacaktı Aliş. Gün aydınlanır aydınlanmaz doğru çatı arasına koştu, koyduğu yerde buldu çekirdeklerini. Sonra da işte kapı önünde oturup dişlemeye koyuldu. O ara anası, ağabeyi Şahin’e tohumlukları sormuştu.

Bak şu işe, onun da haberi yoktu… Sen, ben derken sonunda geçen yıl tohumluk kabak ayırmayı unuttukları anlaşıldı. Babasının canı buna sıkıldı ya, — Eh, ne yapalım, dedi. Yusufgilden isteriz biraz. Şahin koştu gitti Yusufgile. … — Yusufgil tohumluk ayırmamış, bu yıl kabak ekmeyecekmiş.

— Dayıngile gidip isteyiver öyleyse. … — Dayımgilin tohumluğunu Hasan amca ayırmışmış. Hasan amcanın da samanlık yandıydı ya, tohumlar da yanmış gitmiş. O da bizden istemeyi düşünürmüş meğerse. — Yaaa… Vah vah. Neyse, ne yapalım? Hatice Kadın bu yıl da çok çok ayırmıştır gene. Git isteyiver biraz. Hiç değilse evin aşına, gelecek yılın tohumluğuna yetecek kadar veriversin. …

— Hatice Kadın ben söyleyince gitti ambara
ki ne görsün, tüm tohumlukları sıçan yememiş mi! Dövünüp duruyor zavallı.
— Hay aksi, bak sen şu işe. Koş git, Hakkı’dan
isteyiver bari.

— Yok! O da unutmuş.

— Yok, yok, yok!

Yarım saat içinde köy allak bullak oldu, köylü ayağa kalktı. Koca köyde bir tek tohumluk kabak çekirdeği yoktu. Alişlerin kapı önünde toplanmıştı bütün köy. O güzelim, o ünlü Akköy kabağı yok olup gidecek miydi bundan böyle? Köyün ünü, köyün geçimi, köyün yüz akıydı bu kabak. Ele güne rezil mi olacaklardı? Birlik olup da bir tohumluğu ayıramamışlardı demek; ayırıp da saklayamamışlardı. Ne yapsalardı şimdi, ne etselerdi? Çıt, çıt, çıt… Gazete kâğıdından yapılmış bir koca külah. Aliş gene de her çekirdeği özenle, tadını çıkara çıkara yiyordu. Tohumluk mohumluk düşündüğü, bildiği yoktu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Öykü
  • Kitap AdıAliş’in Kabakları
  • Sayfa Sayısı64
  • YazarAyla Çınaroğlu
  • ISBN9786059604895
  • Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
  • YayıneviTudem Yayınevi /

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Uzay Güzeli ~ Ayla ÇınaroğluUzay Güzeli

    Uzay Güzeli

    Ayla Çınaroğlu

    Bora, kedisi Minnoş ve sevgili halası uzaylılar tarafından kaçırılırlar. Uzaylıların kötü bir niyeti yoktur aslında; tek istedikleri “güzel” sözcüğünün anlamını öğrenmektir. Peki sahiden ne...

  2. En Büyük Takım Bizim Takım ~ Ayla ÇınaroğluEn Büyük Takım Bizim Takım

    En Büyük Takım Bizim Takım

    Ayla Çınaroğlu

    Kartalspor taraftarı bir baba, Bahçespor taraftarı kızı ve oğluyla beraber bir derbi maçına giderse ne olur? Üstelik maçı aynı tribünde izleyecekler… İki küçük Bahçespor...

  3. Altın Kanatlı Topçin ~ Ayla ÇınaroğluAltın Kanatlı Topçin

    Altın Kanatlı Topçin

    Ayla Çınaroğlu

    Mine ve gizemli arkadaşı küçük Topçin’in paylaştıkları sır neydi? Ormandaki o tuhaf günden sonra neden birdenbire bazı insanların alnında yeşil bir benek belirmeye başlamıştı?...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi ~ Murathan MunganMurathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi

    Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi

    Murathan Mungan

    “Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün...

  2. Nar ~ Ece Gamze AtıcıNar

    Nar

    Ece Gamze Atıcı

    Aşk hiç böyle anlatılmadı. Nar, 21. yüzyılda yazılmış, bestesi Zeki Müren’e ait, bir kadınla bir adamın seslendirdiği tuhaf bir neşe ve keder hikâyesi. Nar...

  3. Eşekarısı – Toplu Öyküler ~ Şiir Erkök YılmazEşekarısı – Toplu Öyküler

    Eşekarısı – Toplu Öyküler

    Şiir Erkök Yılmaz

    İlk öykü kitabı Hop Eden Şey’den (1978) İncir Çekirdeği Yanığı’na (2010) bütün öykülerinde kendine özgü biçemiyle en sıradan görünen olayları bile sıradışı bir bakış...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur