Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Beş Sevim Apartmanı
Beş Sevim Apartmanı

Beş Sevim Apartmanı

Mine Söğüt

Kimse bilmezdi apartmana neden bu ismin takıldığını. Beş belki daire sayısıdır apartmanın ama ya Sevim nedir, kimdir, neden beş tanedir? Beş Sevim Apartmanı’nda, apartmanın…

Kimse bilmezdi apartmana neden bu ismin takıldığını. Beş belki daire sayısıdır apartmanın ama ya Sevim nedir, kimdir, neden beş tanedir?

Beş Sevim Apartmanı’nda, apartmanın bu tuhaf ismine hiçbir zaman başkaldırmamış, onu değiştirmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemiş insanlar yaşardı.

Bu beş tuhaf insanın cinlerle perilerle ilgisi yoktu belki ama sanki hepsi deliydi…

Hatta bu birbirini belki de hiç tanımayan, tanısa da tanımazlıktan gelen beş garip komşu, düpedüz akıl hastasıydı.

Beş Sevim Apartmanı Cihangir Pürtelaş Sokağı’nda sıradan bir apartmanda yaşanan sıra dışı, akıl dışı olayları konu ediyor. Apartmanın sahibi yapayalnız Doktor Samimi, aşk hayatını olumsuz yönde etkileyen yakın arkadaşı cinperilere savaş açıp onlarla hayli içli dışlı beş akıl hastasını yerleştiriyor apartmana. Sıra yeni sakinlerin bir bir yaşamlarını, nasıl delirdiklerini anlatmasına geldiğinde de pürdikkat onları gözlemliyor…

Mine Söğüt’ün 2003 yılında yayımlanan ilk romanı Beş Sevim Apartmanı okurları cinperi âleminde ağırlayıp büyülemeye devam ediyor.

Bazı kullarına rüyalar aracılığıyla birtakım
sırlar ilham eden yaratıcıya şükürler olsun…

Karşı Pencereden Bakınca
Görülenlerin Hikâyesi

Pencerelerin öyküleri yaşamın tüm sırlarını içinde saklar. İddiasız, mütevazı ama derin anlamlar taşıyan ve kurgusuz gelişen hayatlar, sayısız pencerede bir hayal gibi oynar biter. Kiminin, zaman zaman da olsa seyircisi vardır, ama çoğu bomboş bir salona açar perdelerini. Tek kişilik oyunlarla ya da kalabalık kadrolarla… Dramlar, eğlenceler, aşklar, kavgalar damların, gökyüzünün, karşı duvarın ya da karşı pencerenin kendilerini seyredip seyretmediğine zerre kadar aldırmadan, fütursuzca sahne alır pencerelerde. Genelde, her pencereden birbirine benzer görüntüler sızar dışarıya. Ama genelde… Özeldeyse sürprizlere açık olmak gerekir.

Pencereler, kimi zaman bakmasını bilene ya da aklını çeldiği gözlere inanılmaz şeyler gösterir. Cihangir’deki, bu sıradan, hiçbir özelliği olmayan apartman dairesinin salonundaki pencerelerden deniz görülür. Boğaz’ın başladığı noktaya bakan pencerelerden Kız Kulesi’ni görebilirsiniz. Kulenin önünden devamlı tankerler, vapurlar geçip durur. Çarpışmadan, hiçbir kargaşaya mahal vermeden, usulcacık, birbirleriyle sürtüşmeden… Bazen, ama çok ender siyah bir denizaltı geçtiğini görürsünüz pencerenin önünden. Yelkovankuşları peşisıra… Martılar, deli çığlıklar atarak dönüp dururlar balığı cimri suların üzerinde. Gemilerden atılacak bir parça çöpe dikili gözleri, uçuşurlar geceleri, gündüzleri. Çarpışmadan, kanatları birbirine değmeden, güvercinleri, kargaları, karabatakları ürkütmeden… Gözlerinizi kısıp sağ tarafa bakarsanız issiz, sissiz, pussuz havalarda adaları görürsünüz. Sola bakarsanız, is de olsa, sis de, pus da Boğaz Köprüsü keser görüntüyü. Aynı dairenin arka odasındaki pencerenin gördükleriyse bambaşkadır. O pencere, kasvete bakar; o pencerenin karşısında bomboş bir apartmanın, bomboş beş penceresi vardır.

Yıkık bir sahneyi anımsatır bu boşluk. Başından çok kötü şeyler geçmiş, eski püskü bir tiyatro sahnesini… Oysa o tuhaf yangının çıktığı, o sıcak haziran gecesine kadar bu apartmanın beş penceresinin ardında da birbirinden ilginç, birbirinden tuhaf hikâyeler gizliydi. Bir sabah, daha gün henüz ışımışken… güneşle yarışan alevlerini sanki içine çekerek, etrafa hiç sıçratmadan… sadece onun için, özel olarak çıkmış gibi görünen ve nasıl başladığı asla anlaşılamayan ve beş kişiyi yakıp yutan bir yangınla… bir saat içinde… harabeye dönüşen beş daireli Beş Sevim Apartmanı’nın tuhaflığı… isminden başlardı. Beş Sevim Kimse bilmezdi apartmana neden bu ismin takıldığını. Beş belki daire sayısıdır apartmanın ama ya Sevim nedir, kimdir, neden beş tanedir? Köşedeki yaşlı bakkala sorsanız, “O apartmanın adı aslında Beşinci Sevim’di ama yanlış yazıldı,” derdi demesine ama, Beşinci Sevim’in ne demek olduğunu soracak olsanız, dudak büker, “O kadarını bilemem ben,” diye cevap verirdi.

Beş Sevim Apartmanı’nda, apartmanın bu tuhaf ismine hiçbir zaman başkaldırmamış, onu değiştirmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemiş insanlar yaşardı. Beş Sevim Apartmanı’nın sokak kapısının açılıp kapandığını görmek öyle kolay değildi. Neredeyse hiç giren çıkan olmazdı apartmana. Bakkal çırağı dışında. Beş Sevim Apartmanı’nın değil dışarıyla, birbirleriyle bile bir ilişkisi olmayan beş sakini evlerinde tek başlarına yaşar ve asla ama asla dışarıya çıkmazlardı. Tüm ihtiyaçlarını telefonla sipariş vererek karşılar; siparişleri getiren çırağa kapıyı sonuna kadar açmaz; kuytu bir aralıktan bahşişsiz ve merhabasız bir refleksle, elindekileri kapıp geri kaçarlardı.

Bakkalın çırağı, bu beş dairedeki beş tuhaf insandan feci şekilde korkardı. Onun dediğine bakarsanız, apartmanın bodrum katında, kimselerin görmediği bir de cin yaşardı. Kızıl suratlı, kısa boylu, toparlak bir cin. Apartmana geceleri girer çıkar, apartmanın beş delisinin iplerini elinde tutardı. Çırak, önüne gelene, özellikle de mahalleye yeni taşınanlara o apartman hakkında “Cinli perili valla” diye hayal gücünün hoyratça ürettiği akıl almaz hikâyeler anlatırdı, ama anlattıklarına sadece kendi inanırdı. Biraz saf olanlar buna kansalar da, mahalle halkı küçük çırağın masallarına gülüp geçer ama Beş Sevim Apartmanı’nın sakinlerinin sıra dışı olduğunu da bilirlerdi. Bu beş tuhaf insanın cinlerle perilerle ilgisi yoktu belki ama sanki hepsi deliydi… Hatta bu birbirini belki de hiç tanımayan, tanısa da tanımazlıktan gelen beş garip komşu, düpedüz akıl hastasıydı. Hatta hatta Beş Sevim Apartmanı belki de beş hücreli bir akıl hastanesiydi, hastalıklarıyla birlikte bu apartmana hapsedilmiş beş delinin tek ilacı da o tuhaf pencerelerdi.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıBeş Sevim Apartmanı
  • Sayfa Sayısı152
  • YazarMine Söğüt
  • ISBN9789750758058
  • Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Kırmızı Zaman ~ Mine Söğüt Kırmızı Zaman

    Kırmızı Zaman

    Mine Söğüt

    Bu romandaki İstanbul, efsaneler, insanlar, balıklar, kayıklar, iskeleler, saraylar, dehlizler, kesik başlar, mezarlar, hastaneler, morglar, denizkızları, cinayetler, katiller, cellatlar, deliler, yani her şey uydurmadır....

  2. Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979 ~ Mine Söğüt Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979

    Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979

    Mine Söğüt

    Zamanı kaybetmekle başlar her şey. Sonra gerçek kaybolur. Sonra sen kaybolursun… zaman, gerçek ve sen ortadan kalktığınızda kaybolma durumu da ortadan kalkar. Ve her...

  3. Deli Kadın Hikayeleri ~ Mine Söğüt Deli Kadın Hikayeleri

    Deli Kadın Hikayeleri

    Mine Söğüt

    Size kadınlıkla lanetlenmiş bir varoluş hezeyanı anlatacağım.Sizi saçlarının ve ayaklarının ucu arasında olup biten şeylerden ibaret,doğurmaya mahkûm,çocuklarını kaybetmekle mühürlü,yalnız, yapayalnız bir kalabalıkta dolaştıracağım.İçlerine açılan...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Akıl Kalbi Ararken ~ Mürsel GündoğduAkıl Kalbi Ararken

    Akıl Kalbi Ararken

    Mürsel Gündoğdu

    Bir Gazali Romanı. Zor zamanlar, kahramanlar yetiştirir. Bu nedenle onları anlamak, ortaya çıktıkları dönemin şartlarını da anlamakla mümkündür. Anlamamız gereken bu kahramanlardan biri de,...

  2. 8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum ~ Feyyaz Yiğit8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum

    8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum

    Feyyaz Yiğit

    Saplantılı bir aşk. Şiddetli bir tutku. Çarpıcı bir yetenek. Ve geceleri yusufçuk kılığında gezen bu gizemli kız... Yusufçuk Gece Gelir, edebiyat dünyasında son 10 yılın en yankı uyandıran yazarının sıradışı ikinci romanı.

  3. Havuç Ağacı ~ Hanzade ServiHavuç Ağacı

    Havuç Ağacı

    Hanzade Servi

    Yediden yüz yetmiş yediye, ayrım yapmaksızın her yaştan ruhlar için yazmaya devam eden Hanzade Servi’nin kaleme aldığı Havuç Ağacı, hem gülümsetmeyi hem de hüzünlendirmeyi başaran,...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur