Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Sherlock Gibi Düşünmek
Sherlock Gibi Düşünmek

Sherlock Gibi Düşünmek

Daniel Smith

“Sadece bakmak yetmez, görmek de lazım!” Gözlem gücünüzü, hafızanızı ve mantık yürütme yeteneğinizi dünyanın en ünlü dedektifi Sherlock Holmes’un kullandığı sıra dışı tekniklerle geliştirecek…

“Sadece bakmak yetmez, görmek de lazım!”

Gözlem gücünüzü, hafızanızı ve mantık yürütme yeteneğinizi dünyanın en ünlü dedektifi Sherlock Holmes’un kullandığı sıra dışı tekniklerle geliştirecek bu kitap, unutulmaz hayali dedektifle ilgili yazılmış davalardan seçilen çalışmalar, testler ve örneklerle zenginleştirilmiştir.

Bu kitapta neler mi var? Beden dilini öğrenme, akıl yürütme, yalan tespit etme, önsezi, yoğunlaşma, dinleme, atiklik, hızlı okuma, gözlemleme ve daha fazlası… Bu kitabı okuduktan sonra bir gömleğin manşetine, bir pantolonun paçalarına, sigara izmaritine, kullanılmış bir ayakkabıya ve daha pek çok şeye bakış açınız değişecek!

“Akıl yürütme sanatı, uzun ve sabırlı çalışmalar sonucunda elde edilir. Yetenekli bir akıl yürütücü beynini boş bir oda gibi kullanır, gereksiz bilgileri eler ve odaya sadece işine yarayanları yerleştirir. Dönüp baktığında gördüğü şey ise, ona doğru sonucu veren, dâhice çizilmiş bir tablodur.”
-Sherlock Holmes-

“Eşsiz bir armağan… Bu kitap sizlere mantık yürütme yeteneğinizi geliştirmeniz için büyük bir şans veriyor.”
-Choice –

“Sherlock Holmes hayranları için yazılmış etkileyici bir kitap. Kitapta geniş şekilde yer alan soru ve cevaplar, okuyuculara ünlü dedektifin gizli teknikleriyle ilgili ayrıntılı ipuçları sunuyor.”
-Publishers Weekly-

“Sherlock Gibi Düşünmek, ince detayların hayatımızda neleri değiştirebileceğini gösteren eğlenceli bir kitap. Eğer iyi bir Sherlock okuyucusuysanız bu kitabı yanınızdan ayırmayın!”
-Booklist-

“Ustaca yazılmış, eğlendiren aynı zamanda düşündürmeyi de başarabilen bir kitap.”
-Kirkus Reviews-

***

İÇİNDEKİLER

Giriş…9

I: Zihni Hazırlamak

Sherlock’u Anlamak…15
Doğru Kişilik Yapısına Sahip Misiniz?…19
Kıvrak Bir Zekâ Geliştirmek…22
Çevrenizdeki Dünyaya Karşı Uyanık Olmak…31 Kulakları Dört Açmak…33
Satır Aralarım Okumak…40
Zihni Açık Tutmak…49
Yaratıcı Düşünmek…52
Arkadaşlarınızı Doğru Seçmek…60
Şans Faktörü…63
Hatalardan Ders Çıkarmayı Bilmek…66
Odaklanmak…68
Mantık ve Akıl Yürütme…72
Akıl Yürütme Becerilerinizi Geliştirin…79

II: Kendi Bilgi Tabanınızı Oluşturmak

Konuya Hâkim Olmak…91
Bilgi Toplamak…98
İşaretleri Okumak…104
Kâğıtları Masaya Sürmek…112
Kılık Değiştirmekte Ustalaşmak…116
Şifreleri Kırmak…122
Bilgileri Ayıklamak…132
Hafızanızı Geliştirin…139
Hatıralar Boyunca Bir Gezinti…146
Bir Sonuca Varmak…151
Bilmecelerin Cevapları…157

Son yıllarda garip bir şeyler oluyor. Sherlock Holmes -Londra’nın kasvetli sokaklarını, on doku­zuncu yüzyılın sonlarından başlayıp yirminci yüzyılın başlarına kadar kendine mesken edinmiş o kasıntı, soğuk, cinsellikten yoksun dedektif- yeniden keşfediliyor.

Giriş

Hollywood, Sherlock’u alıp (Robert Downey Jr.’a giy­direrek) “cool”, sokak erbabı, hatta biraz da komik bir karak­tere dönüştürdü. Bu esnada BBC de boş durmayıp Benedict Cumberbatch’ten, bir an kasvetli ve bezgin duruyorsa bir son­rakinde delice bir enerjiyle harekete geçebilen yepyeni bir Holmes yarattı. Cumberbatch’in Holmes’u sosyal yönü zayıf gibi görünen zekâ küpü çocukların aynı zamanda seksi de olabildiklerinin ispatı biraz da.

Holraes’un hikâyelerini küçük yaşta okuyup sevmiş ve sonradan televizyonda Jeremy Brett’in o akıllara durgunluk verecek kadar gerçekçi oyunculuğunu seyrederek büyümüş olan bizler için bütün bunlar çok şaşırtıcı. Ne de olsa yıllardır küçücük bir çevre içinde besleyip paylaştığımız Sherlock Holmes hayranlığımızın, dünyanın geri kalanı tarafından mesafeli bir merakla ve çoğu zaman küçümsemeyle karşılanmasına alışmıştık.

Peki ama Sherlock Holmes bu yeni ve yüksek itibarım nasıl oldu da kazandı? Şüphesiz bunun pek çok nedeni var ama bunların içinde belki de en önemlisi, dedektifin inanılmaz ze­kâsı. Göz yaşartıcı sıkıcılıktaki reality şovlarla ve birbirinin karbon kopyası ünlülerin türlü soytarılıklarıyla dolu günümüz dünyasında Holmes’un fantastik zekâ gösterileri, karmaşık ve çok boyutlu şahsiyeti, insanlara her zamankinden daha çekici geliyor.

Holmes kendisinin özel bir vaka olduğunun her zaman farkındaydı. “Suç takibi üzerine benim yaptığım sayıda çalış­ma yapmış benim kadar doğal yetenek sahibi biri yaşamadı ve yaşamıyor,”‘sözü meşhurdur. Gösterilerine birebir tanık olan­larınsa ona “büyücü” dediklerini ve yeteneklerini “insanüstü” bulduklarını okuruz.

Ama sırrnı paylaşmaktan çoğu zaman uzak duran Hol­mes bunun nedenini, “Bilirsin, bir sihirbaz sırlarını açıklarsa numaralarının hiçbir değeri kalmaz. Ben de sana çalışma yöntemimi anlatırsam herhangi biri olduğumu düşünürsün,” söz­leriyle açıklamaktadır. Ara sıra bu sırlan açıklarken kendine özgü yöntemlerini diğerlerinin tam manasıyla anlayabile­ceklerinden duyduğu kuşkuyu belirtmekten geri durmamıştır: “Bir dokumacıyı dişinden, bir dizgiciyi sol başparmağından tanıyamayan gözlem yapmaktan âciz bir halk, analizin ve akıl yürütmenin ince ayrıntılarından ne anlar!”

Tabii o zamanlar âciz halkın elinin altında böyle bir kitap yoktu! İlerleyen sayfalarda birlikte dünyanın en büyük dedek­tifinin ruhuna, zihinsel akrobatlıklarına ve soruşturma teknik­lerine doğru hem neşeli hem de geniş kapsamlı bir keşfe çıkacağız. Kitabın her bir bölümünde Holmes’un zihinsel sü­reçlerini en iyi yansıtan hikâyelerinden örnekler; ona benze­mek, onun gibi düşünmek için öneriler ve ipuçları yer almak­tadır. Bu yolculuğumuzda ayrıca bize çeşitli bilmeceler ve alış­tırmalar da eşlik edecek.

Bu sayfalardan faydalanmak için ille de dedektif olmak ya da kanun kuvvetlerine katılmak zorunda değilsiniz. Hol­mes’un bünyesinde temsil bulan pek çok yeteneği herkes edi­nebilir. Holmes’un verdiği ilhamla hepimiz zihinsel becerileri­mizi geliştirebilir, hafıza kapasitemizi artırabilir, beden dilini doğru yorumlamayı öğrenebiliriz.

Bu kitabı dikkatlice okuyun ve verilen dersleri iyice özümseyin. Holmes’un da dediği gibi: “Bir insan beynindeki odaları kullanabileceği eşyalarla döşemeli ve geri kalanları da istediği zaman çıkarıp kullanabileceği bir yere, kütüpha­nesine yerleştirmelidir.”

I :Zihni Hazırlamak

Sherlock’u Anlamak

“Ben oyunu, kendisi için oynarım.”

BRUCE-PARTINGTON PLANLARI

Bizim sevgili Sherlock geçen yıllarla birlikte antisosyal, karşısındakini yıldıran müthiş kibriyle ruhsuz, duygusuz bir makine olarak tanınır oldu ve açıkçası bütün bu tabirlerde önemli bir doğruluk payı da var. Sadık dostu Watson bile çile­den çıktığı anlardan birinde onun için, “Sonunda onu, akıl ge­rektiren konularda ne kadar başarılıysa duygusal alanda o kadar başarısız olan bir akıl makinesi ve başlı başına bir fe­nomen olarak değerlendirdiğimi fark ettim,” demiştir. Ancak Watson’ın elbette ki daha sakin ve aklı başında bir anında onun için, “Hayatım boyunca tanıdığım en iyi ve en akıllı adam,” dediğini de görürüz.

Holmes gerçekten de kişiliğiyle bu iki görüşün arasında bir yerde durmaktadır. Sıradan gündelik hayat onu ölümüne sıktığı için zaman zaman soğuk, kayıtsız, hatta acımasız tavır­lara bürünürdü. Ancak bu, onun bitmek tükenmek bilmeyen heyecan arayışının yalnızca onunki gibi bir beynin çözebile­ceği türde vakalara duyduğu özlemin çaresiz yan etkilerinden biriydi.

Kızıl Saçlılar Kulübü hikâyesinde Holmes, “Senin de benim gibi olağanın ve günlük hayatın sıradanlığının dışın­daki garipliklerden hoşlandığını biliyorum sevgili Watson,” demiştir. Bu onu bazen inanılmaz tehlikelere bazen de aman­sız bir depresyona sürükleyen sıra dişilik arayışını en iyi yan­sıtan sözlerinden biridir.

Büyük Dedektifin işine, kimi zaman hayatını tehlikeye atacak kadar canla başla sarılmasının ardındaki temel arzu, ülkesinin en azılı suçlularını alt etmektir. İşi yüzünden başı türlü belalara girse de işi sayesinde zekâsının sınırlarını zorla­yabilmiş, ona hayat katan adrenalin patlamalarına da kavuşabilmiştir. Boscombe Vadisi’nin Esrarı’nda, Holmes’un av heyecanına ne kadar tutkun olduğunu gayet iyi görürüz:

‘Koku aldığında Sherlock Holmes adeta kişilik değiştirirdi. Sa­dece Baker Sokağı’ndaki sessiz düşünür ve mantıkçıyı görmüş olanlar onu tanımakta zorlanırlardı. Yüzü kızarır ve karanlıklaşırdı. İki koyu çizgi haline dönüşen kaşlarının altından gözleri çelik gibi parlardı. Yüzü aşağıya dönük olur, omuzları bükülür, dudakları bir­birine bastırılır ve uzun, sinirli boynunda damarlar tek tek ortaya çı­kardı. Burun delikleri hayvansı bir av arzusuyla büyür ve zihni tamamen önündeki soruna konsantre olurdu. Öyle ki, ona bir som sorulduğunda veya biri bir fikir belirttiğinde ya hiç duymaz ya da hızlı ve sabırsız bir homurdanmayla karşılık verirdi.’’

Tabii bu coşkunluk hallerinin bir de karanlık yüzü olu­yordu. Holmes, ruhunu ateşleyecek vakalar bulamadığında depresyonun bilinen bütün belirtilerini göstermeye başlıyor, hatta o muazzam enerjisini boşaltmak için kokain gibi sevim­siz çarelere başvurduğu oluyordu. “Bazen dalar giderim ve günlerce ağzımı bile açmam,” diye anlatıyordu Watson’a, Kızıl Dosya’da. “Böyle yaptığımda somurttuğumu düşünmeyin. Sa­dece beni biraz yalnız bırakın, zamanla düzelirim.”

Zorlu bir vakayla karşı karşıya kaldığında en temel fi­ziksel gereksinimlerini bile görmezden gelmesiyse onun üze­rinde depresyon kadar tahrip edici bir etki gösteriyordu. Holmes’un bu dönemlerinde büründüğü ruh halini Watson şu sözlerle açıklıyor: “… aklına takılan bir problem olduğunda günlerce hatta haftalarca hiç dinlenmeden dayanabilirdi. So­nunda çözene kadar veya verilerin yetersiz olduğuna kanaat getirene kadar verileri kafasında evirir çevirir yeniden düzenler ve her açıdan tekrar ele alırdı.” Holmes şimdiki çağda yaşı yor olsaydı, 221 B-Baker Sokağı’ndaki çalışma masasında, gü­nümüz ofislerinde görmeye alışkın olduğumuz, “Burada ça­lışmak için deli olmana gerek yok ama biraz deliliğin kimseye zararı olmaz!” türünden bir kartpostal olurdu muhtemelen.

Özetle, Holmes olmak ve Holmes’un zihinsel adımları­nın peşine düşmek ödleklere göre bir yolculuk değil. Holmes mesleğini başka seçeneği olmadığı için yarattı ve aynı şe­kilde mesleği de onu yarattı. Buna olan inancıdan doğan mu­azzam görev anlayışını ise Kızıl Dosya’da, “Hayatın renksiz yumağının içinden her zaman kızıl bir cinayet ipliği geçer. Bizim görevimiz o ipliği oradan çekmek, ayırmak ve tüm ay­rıntısını ortaya çıkarmak,” sözleriyle açıklar. Buna karşılık Watson da onun bütün büyük sanatçılar gibi sadece sanatı için yaşadığını ifade eder.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Kültür ~ Terry EagletonKültür

    Kültür

    Terry Eagleton

    Terry Eagleton, sömürgecilikten ve antropolojiden sanayi Avrupa’sına, Alman romantiklerinden Britanya işçi sınıfına, İrlandalı devrimcilerden kültür endüstrisine, Jakobenlerden 11 Eylül’e ve neoliberal üniversitenin postmodern kültür...

  2. Kiraz Çiçekleri ~ Yasunari KawabataKiraz Çiçekleri

    Kiraz Çiçekleri

    Yasunari Kawabata

    Japonya’nın geleneklerine bağlı eski başkenti Kyoto’da değişim rüzgârları esmektedir. Mevsim değişir, kiraz çiçekleri açarken şehir başka bir renge ve kimliğe bürünür. Bir kimono ustasının...

  3. Hotel Savoy ~ Joseph RothHotel Savoy

    Hotel Savoy

    Joseph Roth

    Yıllar süren savaş ve esaret döneminden sonra yurda dönen Gabriel Dan, sınıra yakın bir Polonya kentinde, Hotel Savoy’un altıncı katına yerleşir. Birinci Dünya Savaşı...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur