Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

995 Km
995 Km

995 Km

Murathan Mungan

Murathan Mungan’dan bu kez sürükleyici bir kara polisiye. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ama karmaşık görünenin de sonuçta su gibi açık olduğu bir siyasi/psikolojik…

Murathan Mungan’dan bu kez sürükleyici bir kara polisiye.

Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ama karmaşık görünenin de sonuçta su gibi açık olduğu bir siyasi/psikolojik ortam yaratıyor Mungan. Edebiyatımızda ender rastlanan, beklenmedik bir başkahramanın peşinde, ülkenin yakın geçmişinden tanıdık gelebilecek karmaşık ağların izini sürüyor. Kimi düğümleri çözüp yeni düğümler atarken okuru da nefes nefese bir yolculuğa davet ediyor.

İÇİNDEKİLER
I
Dar Sokaklar
Otel Lobisi
Bir Tarlanın Kıyısında
Birinci Otobüs
Hamam ve Kahve
Antep Sokakları
İkinci Otobüs
Emanet Beden
Mahpes
Sinyal Mevki
Hoca Kapısı
Ecel Beşiği
Üçüncü Otobüs
Garip Bir Karşılaşma
Kan Soğuk Kalp Ateş

II
Umut’un Evindeki Gece
İp Üstü Bıçak Sırtı
Masanın Etrafı
Motosiklet Arkasında
Göktürk
Rojda’nın Dosyasındakiler
Filigran
Son Dakika
Selamet Çay Ocağı
Su Farkı
Her Şey ve Bir An

**

Birinci Bölüm, Dar Sokaklar, s. 11-13

Sabah namazına uyandı. Beynindeki bir komut düğmesine basılmış gibi tam saatinde. Uyanırken hep biri dokunmuş ya da seslenmiş gibi birdenbire açılırdı gözleri, gene öyle oldu. Çocukluğundan beri hiç mahmurluk çekmeden birdenbire uyanır, gözlerini çabucak açardı. Uyku sersemliği nedir hiç bilmedi. Bu nedenle yüzünde yeni uyanmış bir insan ifadesi olmadı hiç. Dünyaya karşı hep uyanıktı. Uyanık ve diri.

Akşamdan ısıttığı su hayli ılımıştı, boy abdesti aldı; abdest alırken ayaklarını uzun uzun yıkar, parmak aralarını özenle hilallerdi. Bütün gövdeyi ayakta tutan, davasında ona yol aldıran ayaklarının kıymetini, toprağa emniyetle basması gerektiğini bilirdi. Tarik. Tarikat. Yol. Hepsi birdi.

Aceleci olmayan çabuk hareketlerle giyindi, önce sağ adımını atıp besmele çekip dua okuyarak çıktı evin kapısından. Yüzünde dünyaya bir nebze daha selamet getirecek olduğunu bilmenin inançlı, kararlı ifadesi vardı.

Henüz tam aydınlanmamış sabahın koyu kanatları altında kesme taşlı, yüksek, kalın duvarların gölgesinden giderek, birinden diğerine kıvrılan daracık sokaklardan geçerek camiye vardı. Camiye her varışında duyduğu o derin huzur onu bir kez daha dünyanın zincirlerinden kurtardı.

Huşu içinde sabah namazını kıldı. Namazı eda ederken bütün benliğiyle varırdı secdeye, insanın o sırada başka şeyler düşünmesi, aklından başka şeyler geçirmesi halinde kılınan namazın Allah katında kabul edilmeyeceğinin sıkı sıkıya tembihlendiği çocukluk yıllarından bu yana namaz sırasında Allah’la arasına hiçbir şey girmez, her zaman derin bir vecd halinde kapanır secdeye… Gene öyle oldu. Bütün benliğini adeta secdede unutuyor, çevresindeki her şey büsbütün siliniyor, kendini içinde bulunduğu zamandan bile azade hissediyordu. Ama böyle önemli, böyle seçilmiş günlerin sabahında bu bütünleşme halinin tüm varlığını kuşattığını her zamankinden çok daha derin, çok daha güçlü biçimde hissediyor; bu yüzden her zaman tetikte yaşamış olan kendisini ancak namazda gafil avlayabileceklerini düşünüyor hep… Eğer bir gün öldürülecekse bu namaz kılarken olacaktı, bunu varlığının en derin köşesinde saklı bir kader düğümüymüşçesine seziyor, ya da bunun en iyi ölüm biçimi olduğuna inandığından böyle umuyordu.

Her zaman olduğu gibi bu sabah da gönlünü gene Allah dolduruyor, içini kamaştıran bütün duygular bir kez daha yapacağı şeyin doğruluğuna inandırıyor onu.

Serinkanlıydı, ona verilmiş görevin ağırlığını omuzlarında, sorumluluğunu kalbinde duyuyordu. Şu fani dünyada üstlendiği görevin anlamının, öneminin farkındaydı. Serinkanlıydı, en önemlisi buydu. “İçin kaynasa da kanını serin tutmayı bileceksin,” derdi Hoca.

Namazdan sonra eve döndü, çayını içti, karnını doyurdu, gün içinde fazla bir şey yemese de sıkı bir kahvaltı yapmadan hiçbir işe başlamazdı. Yöredeki insanların çoğunun alışkanlığı olduğu üzere çoğu günler içine bol soğan ve maydanoz kıyılmış ciğerle kahvaltı eder, güne öyle başlardı. Her ciğerci içine sumak serpmezdi ama o sumağını, kırmızıbiberini bol koydururdu. Bugün namazdan dönerken de sokak arasındaki ciğerciden ekmek arası ciğer almıştı; diğer zamanlarda oracıkta oturur, sıvası dökülmüş duvarlara, üzerine mutlaka birkaç sinek ölüsü yapışmış çıplak ampullerin ölgün ışığında daha yorgun görünen sabahın erkenci yüzlerine bakarak yerdi ciğer-ekmeğini, bugünse sardırıp paket yaptırmıştı. Bütün gün tok tutardı ciğer, kolay acıktırmazdı, bir damak zevkinden çok, çocuklukta edinilmiş bir yoksulluk bilgisiydi bu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap Adı995 Km
  • Sayfa Sayısı264
  • YazarMurathan Mungan
  • ISBN9786053162933
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviMetis Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Oyunlar İntiharlar Şarkılar ~ Murathan MunganOyunlar İntiharlar Şarkılar

    Oyunlar İntiharlar Şarkılar

    Murathan Mungan

    Kitapta yer alan şiirlerden bir kadeh Beyoğlu, Şiir Atı’nın Mayıs 1989 tarihi 5. sayısında; Oyuncular Gösteri dergisinin Ekim 1989 tarihli 107. sayısında Siyah Koltuk,...

  2. Yaz Geçer ~ Murathan MunganYaz Geçer

    Yaz Geçer

    Murathan Mungan

    … Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim...

  3. Dağ ~ Murathan MunganDağ

    Dağ

    Murathan Mungan

    Dağ Murathan Mungan´ın 2005 ile 2007 arasında seçilmiş bir bağlam ve akraba izlekler çevresinde yazdığı 72 adet şiirden oluşuyor. Mungan´ın bir önceki şiir kitabı...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Talihsiz Bir Hadise ~ Burak AkgüçTalihsiz Bir Hadise

    Talihsiz Bir Hadise

    Burak Akgüç

    Dönem, İkinci Dünya Savaşı’nın, daha kazananın kim olduğunun bilinmediği 1940’lı yılların başı. Türkiye tarafsız olarak bu zor dönemi geçirme sevdasında ama İnönü başkanlığındaki hükümet...

  2. Düş Ekmeği – Batık Bir Gemi ~ Oktay AkbalDüş Ekmeği – Batık Bir Gemi

    Düş Ekmeği – Batık Bir Gemi

    Oktay Akbal

    Dönemin toplumsal yapısını, insan ilişkilerini ve bireylerin yaşam mücadelesini gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtan usta yazar Oktay Akbal’ın iki romanı bir arada… Bir lise...

  3. Yedikır’ın Kuşları ~ Koray Avcı ÇakmanYedikır’ın Kuşları

    Yedikır’ın Kuşları

    Koray Avcı Çakman

    Türlü türlüdür kuşlar. Kimi zarif bedeniyle kıtaları aşar; kimi batıda, kimi güneyde yaşar. Kimi rüzgârı, kimi sıcağı sevse de özgürlüğe daima onlar kanat çırpar....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur