Hat sanatında “meşk”in özel, başına buyruk bir yeri olduğu bilinir. Enis Batur, yazma sanatında da benzeri bir tadın peşine düşülebileceğini gösteriyor yeni meşkleriyle: Kısanın aslında upuzun, minyatürün pekâlâ üçboyutlu, romanın istenirse birkaç satır olabildiğinin kanıtı bu kitaptaki öyküler, denemeler, düşler.
60 mm bir fotoğraf makinası objektifi. Nesneye, insana, kelimeye her iki anlamda burnunu sokmasını sağlıyor yazarın. Enis Batur, lirik ile dramatiğin, komik ile trajiğin arasında dolaşıyor burada – iki yüksek noktayı buluşturan ipin üstünde, elinde bir tek kalemi.
DİZÜSTÜ MEŞKLER
– I –
Yangından
Yangında ilk kurtarılacak — Necatigil şiirini yazmıştı. Birisi için tahvil, bono, kağıt paradır; bir başkası için halı, kumaş, kıymetli eşya. Benim için: Bir takım kağıtlar. Akıllı uslu kişi, önce canını kurtarmaya bakar.
Birini kurtarmak: Boğulmaktan, ezilmekten, düşmekten. “Biri” bizi kendi yazgısına çekmeye bakar: Onunla yitip gideriz. İflâstan, rezil olmaktan, hapse düşmekten kurtarmak: Borçlansalar, bu kez de yükleri ağır gelir.
Yakayı kurtarmak, neden olursa olsun, iyidir: Kaptırıp kalmak uzun, bitmek bilmeyen bir cendere hali. Kalecinin, öğrencinin kurtardığı: Bir ertelemeden ibaret, geri dönüp onları yeniden bulacaktır.
“Kurtarmaz” diyen satıcı, sınırı belirtir, bir adım gerilemez artık. Hayat için kullanamayız o sözü: Kurtarmadığı halde. Cioran’ın dediği gibi “önce düşkırıklığı gelir”, olup biten nasıl olsa arkadan seyirtecektir. Kurtarma operasyonu, kampanyası akla ölen hasta için “kurtuldu” demesini getirir.
Kurtarabiliyorsa, kişinin kendini kurtarma isteğini anlayışla karşılamak gerekir. Hiç mi hiç âlemi yoktur, “kurtuluş”suzluğa parmak basmanın.
Zevâhiri kurtaran, maskeli baloya kendi yüzüyle katılmıştır. İyi niyet adına zorlanmak boşuna: Dünyayı kurtarmaya kalkışanların beyninden gerçekte tüyler ürpertici arıza belirtileri geçer. Hepimizin içinde kısmen cankurtaran bir yan vardır: Öteki batmaya başladığı an başımızı başka yöne çeviririz.
Kızıl
Güneş ışığına göre tarçın rengiyle kızıl arası görünen dev kaya kütlesi başka bir gezegende durmuyor: Avustralya’daki ünlü “Ayers Rock” bu. Yaklaşık 25 yüzyıl önce yeryüzünü ziyaret eden bu göktaşı beşinci kıtanın büyük bir çölünde dünyanın en büyük çukurlarından birini açtığında (“Ayers Rock” tıpkı açık denizlerdeki aysbergler gibi: Gövdesinin büyük kısmı yerin altında kalmış durumda), Avustralyalı yerliler onun Tanrısal bir işaret olduğuna inandılar. Yüzyıllardır tapındıkları, kutsal ve dokunulmaz saydıkları bu dev meteor Avustralya’nın önemli turizm merkezlerinden biri haline gelmekte gecikmedi. Geçtiğimiz yıllarda, çölün ortasındaki bu sessiz kütle üzerinde araştırmalar yürüten bilim adamları onun pek ender rastlanan madenler ve bireşimler barındırdığını saptadılar. Ancak, bundan ötesine gidemediler: Avustralya yerlileri isyan bayrağını kaldırıp, hiç değilse bir süre için, kutsal taşlarından parçaların sökülüp götürülmesine karşıkoymayı başardılar.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme Edebiyat
- Kitap Adı60 mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri
- Sayfa Sayısı110
- YazarEnis Batur
- ISBN9789755705194
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviSel Yayınları / 2011
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Tuhaf Alan ~ Burcu Canar
Tuhaf Alan
Burcu Canar
Tuhaf Alan edebiyat, felsefe, iletişim alanına sessizlik ile bakar; sessizliği değil; sessizliğe yazar. Tuhaf olan, bu metnin edebiyat, felsefe veya iletişim alanlarına ilgi duyan okurları, “edebiyat, felsefe veya...
- Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil ~ Haldun Taner
Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil
Haldun Taner
Haldun Taner’den kültürümüzün unutulmaz kişileri üstüne unutulmaz yazılar. Portre edebiyatımızda bir doruk kitap. Haldun Taner’in bu en sevilen ve belki de en çok okunan...
- Gece Yolculuğu ~ Ertuğ Uçar
Gece Yolculuğu
Ertuğ Uçar
Nerede kalmıştım, dedi anlatıcı. Bir yudum su içti ve devam etti: Ne önemi var. Sonsuza dek şemalar çizebiliriz. İç içe geçen mahallelerden, üst üste...