Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

12 Mart / İhtilalin Pençesinde Demokrasi
12 Mart / İhtilalin Pençesinde Demokrasi

12 Mart / İhtilalin Pençesinde Demokrasi

Bülent Çaplı, Can Dündar, Mehmet Ali Birand

1960’ların sokaklarından önce tanklarıyla ihtilalciler geçti. Sonra zafer şarkılarıyla gençler… İsyan bayraklarıyla işçiler… Sağcılar…Solcular…Polisler… Sonra teniden cuntacılar ve darbeciler… Ülke, İhtilalin pençesinde 12 yıl…

1960’ların sokaklarından önce tanklarıyla ihtilalciler geçti.
Sonra zafer şarkılarıyla gençler…
İsyan bayraklarıyla işçiler…
Sağcılar…Solcular…Polisler…
Sonra teniden cuntacılar ve darbeciler…
Ülke, İhtilalin pençesinde 12 yıl geçirdi.
Neler görmedi ki Türkiye o 12 yıl İçinde:
Bir Başbakan’ın asılışını…
Gürsel’in Cumhurbaşkanlığını…
İnönü’nün Koalisyon Hükümetlerini…
Talat Aydemir imzalı iki darbe girişimini…
Demirel’in siyaset sahnesine, Sunay’ın Köşk’e çıkışını…
68 öğrenci Ayaklanmasını…
Darbe hesaplarını…İktidar hesaplaşmalarını…muhtırayı…
baskıları…işkenceleri…mahkemeleri…idam sahneleri…
Üç darağacının gölgesinde başlayıp üç darağacının gölgesinde son bulan bu sancılı 12 yılın öyküsünü okuyup, belgeselini izledikçe bugünü daha iyi anlayabileceksiniz.

Önsöz
“12 Mart” belgeselinin çalışması 1991 yazında başladı.
15 yıl sonra 2007 başında kitabın DVD’li yeni baskısına önsöz yazarken kitabın sonundaki listeye bakınca o dönem yapılan 15ın değen daha iyi anlaşılıyor:
Metin Toker aramızda değil artık; Suphi Karaman da… Alpaslan Tûrkeş de Muhsin Batur da… Doğan Kasaroğlu da    Fuad Doğuda.
O dönemde yaşadıklarını bir daha anlatma olanakları yok Üstelik bir kısmı o tanıklıkları daha önce de anlatmamışlardı:
Suphi Karaman, kendilerine Menderes’i asmadan öldürme)! teklif edenleri. Fuad Doğu muhtırayı Başbakan Demirde nasıl bildirdiğini, Muhsin Batur, darbenin son anda nasıl şekil değiştirdiğini
Bugün o tanıklıklar sayesinde, yakın çağın üzerindeki sis perdesi biraz daha kalkıyor, perde biraz daha aralanıyor.
Koca bir ekip, az değil, lam 3 yıl çalıştı bu proje üzerinde…
11 ayrı kentte dönemin 53 tanığıyla konuşuldu.
560 cilt gazele ve 60 cilt dergi tarandı.
Toplamı 35 bin sayfaya ulaşan 120 kitaptan yararlanıldı.
Yurtiçi ve yurtdışı arşivler taranarak 12 bin 40 dakikalık bir görüntü arşivi oluşturuldu.
10 bölümlük belgeselin 1993 Kasım ayında başlayan montajı 8 ayda tamamlandı.
Ve belgesel 1994 baharında, bir yandan montajı sürerken yayına girdi.
Belgeselde ele alınan 1961 1973 dönemi bugün yaşadığımız pek çok sorunun doğum tarihi sayılabilir.
Neler görmedi ki Türkiye o 12 yıl içinde?…
Bir Başbakan’ın asılısını…
Gürsel’in Cumhurbaşkanlığını…
İnönü’nün koalisyon hükümetlerini…
Talat Aydemir imzalı iki darbe girişimini…
Demirel’in siyaset sahnesine, Sunay’ın Köşk’e çıkışını…
68 öğrenci ayaklanmasını…
Darbe hesaplarını… iktidar hesaplaşmalarını… muhtırayı… baskıları… işkenceleri… mahkemeleri… idam sehpaları
Ûç darağacının gölgesinde başlayıp üç darağacının gölgesinde son bulan bu sancılı 12 yılın öyküsünü okudukça. Demirel’den Tûrkeş’e, Deniz Gezmiş/ten Ecevit’e kadar pek çok tarihi şahsiyetin hangi koşullar allında doğduğunu da görecek, bugünü daha iyi anlayabileceksiniz
Bundan önceki belgesel dizimiz olan “Demirkırat”, 1946 1961 dönemini ele alıyor, o 15 yıl içinde demokrasinin sancılı doğuşunu anlatıyordu
“12 Mart”, Demirkırat’ın ihtilalin pençesinde geçirdiği gençlik yıllarını konu alıyor.
Böylece Türk demokrasi tarihinin önemli bir bölümünü kitap ve DVD olarak size sunmuş oluyoruz
En büyük dileğimiz 21. yüzyıla dek uzanan bu zorlu serüvenin lam bir “görsel demokrasi tarihi” şeklinde sete dönüşmesi ve izleyen “televizyon kuşağı “nda. doneme dair merak uyandırması.
Mazimizdeki kuyuları bilirsek, onlara yeniden düşmemeyi de öğrenebiliriz belki..

Mehmet Ali Birand
Can Dündar
Bülent Çaplı

Giriş
…. Odadaki bekleyiş sırasında Menderes’e bir hoca gelirdiler. Hocayla baş başa kalmak isledi. Buna izin verilmedi. Son sözleri soruldu. Şunları yazdırdı:
“Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda, devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim Bu arada karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum.”
Elleri arkadan kelepçelendi. Üzerine beyaz infaz gömleği giydirildi. Binadan çıkarıldı. Yanında iki gardiyan olduğu halde İmralı Cezaevinin bahçesine doğru yürümeye başladı. Yolun iki yanına 20’şer adım arayla askerler dizilmişlerdi.
Adnan Menderes son yolculuğuna çıkarken son kez dünyaya baktı ve ağzından şu iki cümle duyuldu:
“Hiç küskün değilim… Hiçbir dargınlık duymuyorum.”
Menderes’in idamı, Türkiye’de bir dönemin perdesini kapatmıştı 1946’da binbır emekle, ö2enle kurulan çok partili demokrasi, böylece ilk yarasını alıyordu Artık Türkiye’nin tarihinde asılmış bir Başbakan vardı ve bu kanın lekesi, kuşaklar boyunca temizlenemeyecekti
Ancak bu acı infaz, demokrasinin ezeli maratonunu durdurmadı Demirkırat tökezledi, ama vurulmadı Gerçi henüz eski kinler kabuk bağlamamıştı ama bekleyecek zaman yoktu Darağaçları sökülmeden, sandıklar kuruldu “Demirkırat” şimdi dörtnala, yeni bir dönemin sokaklarında koşacaktı, ihtilalin pençesindeki bu koşu tam 10 yıl sürecekti. Taa ki 10 yıl sonra bir mart günü, ihtilal yeniden kapıyı çalıncaya dek.

17 EYLÜL 1961
PAZAR
14.30
ANKARA

Demokrat Parti’nin devrik Başbakanı Adnan Menderes’in asıldığı dakikalarda Ankara huzursuzdu Menderes’in infaz haberi henüz gelmemişti. Evlerde endişe dolu bir bekleyiş vardı. Kulaklar radyodaydı. Herkes İmralı’da ne olduğunu merak ediyordu Meclis’teyse Milli Birlik Komitesi toplantı halindeydi. Onlar da Menderes’in akıbetini öğrenmeye çalışıyorlardı Birden AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala ve Genel Sekreteri Şınasi Osma’nın acilen Komite’yle görüşmek istedikleri haberi geldi. Komite üyeleri, eski komutanları olan Gümûşpala’nın bu isteğini kırmadılar ve saat 14 30’a randevu verdiler.

Suphi Karaman (MBK üyesi)
14.30’da Sıtkı Ulay’ın Devlet Bakanlığı makam odasında Gümûşpala ve Şinasi Osma’yla buluştuk. Randevuya Komite’den iki arkadaş da katıldı. Birisi Recep Aksoy, birisi de ben. Başbakanlık binasına basından kaçarak arka kapılardan girdik. Sıtkı Ulay’ın odasına biraz sonra Şinasi Osma ve Gümûşpala geldiler. Uzun bir konuşma oldu aramızda. Onlar Menderes’in asılmasının önlenmesi çabasındaydılar. Bunun olanaksız olduğunu kendilerine anlattık.
Ancak Gümûşpala ikna olmadı AP örgütünün ayakta olduğunu söyledi, iki bakanın kurtarılamadığını, hiç olmazsa Menderes’in kurtarılması için mutlaka bir şeyler…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Siyasal Hayat
  • Kitap Adı12 Mart / İhtilalin Pençesinde Demokrasi
  • Sayfa Sayısı308
  • Yazar Mehmet Ali Birand/ Can Dündar/ Bülent Çaplı
  • ISBN9755330884
  • Boyutlar, Kapak 13,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviŞule Yayınları / 2007

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yarim Haziran ~ Can DündarYarim Haziran

    Yarim Haziran

    Can Dündar

    Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay… “Sana samanyolu getirdim” dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne...

  2. Demirkırat ~ Can DündarDemirkırat

    Demirkırat

    Can Dündar

    Nihayet karar günü geldi. O gün Yassıada’da son sözü Salim Başol söyleyecekti. Ancak Menderes sözü ona bırakmadı. Çocukluğundan beri hep ölümden korkmuş, hep ölümle...

  3. Lüsyen & Tarihe Gizlenmiş Bir Aşkın Hikayesi ~ Can DündarLüsyen & Tarihe Gizlenmiş Bir Aşkın Hikayesi

    Lüsyen & Tarihe Gizlenmiş Bir Aşkın Hikayesi

    Can Dündar

    Atatürk, dans etti Lüsyen’le… Tevfik Fikret ona edebiyat dersi verdi. İnönü, evlerinde satranç oynadı. Nazım Hikmet, sofralarında yemek yedi. Kimler yok ki, bu belgesel...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur