Alev Dudaklı Kadın
Suat Derviş
“Onu sevmek… Hayır, onu sevmemişti. Onun kolları arasında bulunduğu müddetçe onu sevmediğini, sevmeyeceğini anlamış, fakat ne zaman o istese onun kolları arasında bulunmaya mahkûm…
Sonuç bulunamadı.
Aradığınız kitap yoksa öneri formunu kullanarak bize bildirebilir ve katkıda bulunabilirsiniz.
Arama SIPA Agency tarafından kodlandı.
(1901-1972) Asıl adı Hatice Saadet olan Suat Derviş İstanbul’da doğdu. Tıp profesörlerinden İsmail Derviş Bey ile Hesna Hanım’ın kızı olan Derviş, bir süre evde, özel dersler aldıktan sonra Kadıköy Numune Rüştiyesi’yle Bilgi Yurdu’nda eğitimine devam etti. 1918’de Almanya’ya giderek Berlin Konservatuvarı’nda piyano bölümüne yazıldı fakat kısa süre sonra edebiyat fakültesine geçti, doğu dilleri ve felsefe derslerine yöneldi. 1920 yılından itibaren imzası gazete ve dergilerde görülmeye başlandı. 1921’deyse Yeni Şark gazetesinin Berlin muhabiri oldu ve gazetecilik kariyerine başladı. 1933’e kadar Almanya-Türkiye arasında mekik dokudu. Özellikle 1930-33 yılları arasında Almanya’da roman, öykü ve makaleleriyle büyük başarılar elde etti. Eserleri neredeyse tüm Avrupa dillerine çevrildi. Türkiye’ye döndükten sonra Son Posta, Cumhuriyet, Tan, Bugün, Haber ve Vakit başta olmak üzere pek çok gazete ve dergide muhabir, köşe yazarı olarak çalıştı. Tefrikaları, öyküleri ardı ardına yayımlandı. 1940-41 yılları arasında çıkan, Türkiye Komünist Partisi’nin yayın organı denilebilecek Yeni Edebiyat dergisinde çalıştı. Bu süreçte partinin genel başkanı Reşat Fuat Baraner’le de evlendi. Derginin kapatılması ve haklarında soruşturma açılmasıyla bir anlamda Babıali’de de üstü çizilmiş oldu. Özellikle 1944 komünist tevkifatı sonrasında eserlerini yayımlatmak konusunda zorlanmaya, farklı takma adlar kullanmaya başladı. 1952-62 yılları arasını kapsayan ikinci Avrupa dönemini “gönüllü sürgün” olarak tanımlar. Bu dönemde, daha önce Türkiye’de tefrika edilen Ankara Mahpusu (Zeynep İçin) ve Yalının Gölgeleri (Çılgın Gibi) romanlarını Fransızca yayımlattı ve bir kez daha adından söz ettirdi. 1972’de Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi’nde hayata gözlerini yumduğunda ardında elliye yakın roman, üç yüzü aşkın öykü, sayısız çeviri, değerli röportaj ve söyleşi dizileri bıraktı.
Suat Derviş
“Onu sevmek… Hayır, onu sevmemişti. Onun kolları arasında bulunduğu müddetçe onu sevmediğini, sevmeyeceğini anlamış, fakat ne zaman o istese onun kolları arasında bulunmaya mahkûm…
Suat Derviş
Atilla Dorsay’ın önsözüyle… Bir gece kadınına, bir karanlık kızına bundan daha güzel ve onu daha iyi vasıflandıran bir sıfat bulmaya imkân mı vardı! Güzelliği…
Suat Derviş
“Beethoven’e karşı duyduğunuz sevgiyle sakın ha, bir erkek sevmeyiniz. Sizde bu ateş, bu sebat, bu inat ve bu müthiş gözlerle… Hayır, bu sizin için…
Suat Derviş
Bugünün okurlarını da etkileyecek bir aşk romanı olan Çılgın Gibi’de Suat Derviş’in bir başka unutulmaz kahramanı Celile sahne alıyor. Geçmişin farklı dünyasına değişmeyen duyguların…
Suat Derviş
“Bir makine adam gibi… Sabah kalkıyor, garaja… Garajdan otomobili alıyordum ve artık büyük bir çarkın bir dişi gibi oluyordum. Şehrin içinde gürültü, kalabalık, kavga…
Suat Derviş
“Biraz daha ileride mermerden yerli bir masa, üstünde kristal bir tabut duruyordu. Bu tabutun yarısı, ağır işlemelerle işlenmiş kırmızı bir örtü ile örtülmüştü. Seza…
Suat Derviş
“İri çınarların, iri servilerin süslediği sahili gösteren kayıkçı, ‘Buraları görüyor musunuz?’ diyor, ‘Eskiden burada kahveler, tiyatrolar vardı, Abdi oynardı, Kel Hasan oynardı. Buraları tıklım…
Suat Derviş
“Sana erişmek istiyorum, erişemiyorum. Sanki gözle görünmeyen kuvvetler tarafından şiddetle korunan bir sınırın birimiz bir, diğerimiz öteki tarafındayız. Sana erişmeye imkân bulamıyorum. Bana o…
Suat Derviş
“Bugün çocuğu cephede bulunan bir anne de çocuğu canavarlar tarafından parçalanmış tarih öncesi bir anne gibi kuduz bir acı hissetmiştir. Biz kadınlar hangi yaştan,…
Suat Derviş
“Sadece, bu geçen hayatı, bir kere daha, ta başından itibaren yeniden yaşamak lazım. O kadar! Bugünkü tecrübelerle yeniden yaşasa… O zaman yapmış olduğu yanlışları…
Suat Derviş
“Siyah istanbulin ve kırmızı fes giyen haremağaları canlı mahluklardan ziyade birer heyulayı hatırlatıyorlardı.” Bir Haremağasının Hatıraları, II. Abdülhamit saltanatının son birkaç yılı içerisinde Yıldız…
Suat Derviş
“Sevgili Melek, Beni bir adam öptü. Şaş da kal, kardeşim… Şaş da kal! Beni bir erkek öptü. Ne babam ne dedem ne amcam ne…