yarına dokunmak
Nurgül Çelebi
Bu kitapta anlatılanlar, gerçek hayattan esinlenilerek yazılmıştır. * Başlamadan Önce Gerçekler hiç bu kadar acıtmamıştı. Kâbuslar her ne kadar ürpertici olsa da, hayallerin karanlık…
Sonuç bulunamadı.
Aradığınız kitap yoksa öneri formunu kullanarak bize bildirebilir ve katkıda bulunabilirsiniz.
Arama SIPA Agency tarafından kodlandı.
1985 yılında bembeyaz karların tüm İstanbul’u kapladığı bir Mart günü dünyaya gelmişim. Bir kar tanesi kadar beyaz olmam hayatın bir cilvesi miydi bilinmez ancak yıllarca herkese “Beyaz’ın öyküsünü” anlatıp durdum.
Çocukluk yıllarım kalabalık bir aile ve akrabalar sayesinde eğlenceli geçti diyebilirim ancak tüm bu kalabalığa rağmen hayallerim; yaşadığım her şeyden soyutlanmamı sağlayan, zihnimi her daim diri tutan bir yalnızlığa sürükledi beni. Yaşadığım hayata ait olduğumu bir türlü kabullenememiş olmam hayallerimin bana oynadığı küçük bir oyundu adeta. Belki de bu yüzden çok küçük yaşlarda yazmaya başladım. Çünkü kalemim ve karaladığım sayfalar hiçbir zaman hayal dünyamın şeytanlarını yargılamadı. Sadece dinledi ve mühürledi hayallerimi bu ikili…
Yazma aşkıysa henüz 14 yaşımda Milliyet Gazetesi Onur Güvener Öykü Yazma Yarışmasında aldığım Türkiye derecesiyle artık vazgeçemeyeceğim bir tutku haline dönmüştü. Çok hareketli geçen lise yıllarım sanata ve tiyatroya düşkün sosyal bir kişiliğe bürünmemi sağladı. Daha çok şiir yazmayı tercih ettiğim o dönemler bir süre sonra üniversite hazırlıklarıyla birlikte duruldu.
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde geçirdiğim öğrencilik yıllarımsa sağlık sorunlarım nedeniyle çok daha farklı bir türle tanışmamı sağladı. Böylece ilk romanım “Yarına Dokunmak” yaşadığım sıkıntıları tüm çıplaklığıyla anlatabileceğim bir öykü olarak ortaya çıktı ve zamanla dörtlü seri haline getireceğim bir romana dönüştü. Serinin başlangıcı olan “Yarına Dokunmak” (yaşadıklarım acıtsa da) bana büyük hazlar veren ve hayatımı şekillendiren olaylar örgüsüne yer verdiğim bir eser oldu. 2 yıl gibi bir süre zarfında sadece iç sesimi dinleyerek yazmaya çalıştım. Bu dönem elbette ki kolay geçmedi. Kitabın sayfalarında gezinirken kendinizden, çevrenizdeki insanlardan bir şeyler bulabileceğinize eminim. Bu nedenle yarınlarınıza dokunmak için öyküme gönül vereceğinizi biliyorum…
Mezun olduktan sonra devam eden tedavim nedeniyle çalışmayı düşünebilecek vaktim hiç olmadı. Böylece kendimi tamamen yazmaya verdim. Bu yüzden olsa gerek artık yazmaktan başka bir gayem yok bu hayatta.
Yazarken Mardin’li bir aileye sahip olmam ve doğunun tüm gizemini, inanışlarını yaşayarak öğrenmiş olmam en büyük şansımdı diyebilirim. Mistik öykülere duyduğum ilgi ve hayal gücüm harmanlanınca ortaya yazabileceğim sırlarla dolu öyküler çıktı.
Ve en önemlisi bana yaşam ve ölüm hakkındaki tüm gizemi fısıldayan renklerin hayatımda var olması… Tüm tonlarında farklı lezzetleri tadabildiğim renkler yazdığım konuları tayin edebilmem için bana yol gösteriyor adeta. Duyguların rengini öğrenmek ve bunu yansıtabilmek için yazacağım her öykü bir rengin büyüsüyle başlıyor olacak…
Umarım herkesin duygularına dokunabilecek tüm renkleri yazabileceğim kadar uzun bir ömrüm olur.
Nurgül Çelebi
Nurgül Çelebi
Bu kitapta anlatılanlar, gerçek hayattan esinlenilerek yazılmıştır. * Başlamadan Önce Gerçekler hiç bu kadar acıtmamıştı. Kâbuslar her ne kadar ürpertici olsa da, hayallerin karanlık…